Mütercim Tercümanlık Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 14 / 14
  • Öğe
    Özdüşünümsel Bir Aktarım: Yazar/Çevirmenin Değişen Gerçeklik Anlayışı İçinde “Memoırs Of Halıde Edıb” ve “Mor Salkımlı Ev” Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2015) Araboğlu, Aslı
    During the translation process, translator is expected to do translation considering the source and the target culture in accordance with his/her skopos set before translation. Beyond just translation, the translator is included to this process with his/her self-reflexive aspect to the text with both his/her personal criticism and own translation strategies s/he has determined. In this study, by self-reflexivity, reflection of changed ideas of Halide Edib, who is the author and the only translator of Memoirs of Halide Edib in time, when she was rewriting Mor Salkımlı Ev in Turkish, will be examined. Considering that autobiographies, which form the basis of this study, are the self-reflexive transfer, it is aimed to be examined with views of Hans Vermeer in “skopos” theory, which is a translation studies theory
  • Öğe
    İşlevsel Bir Metin Türü Olarak Kullanma Kılavuzları
    (Trakya Üniversitesi, 2016) Korkmaz, İnönü
    Küreselleşme sonucunda uluslararası ticaretin ivme kazanmasıyla teknoloji ürünlerinin farklı ülkelerdeki tüketiciler tarafından da talep edilmesi mümkün olmaktadır. Bu durum ürünlerin kullanma kılavuzlarının çevrilmesi ihtiyacını doğurmaktadır ve kılavuzların içeriğinin doğru ve işlevsel bir biçimde hedef dilde yeniden üretilmesi de önem kazanmaktadır. Bu nedenle kullanma kılavuzlarının ait oldukları ürünlerin tüketicilerin gereksinimlerini karşılayabilecek biçimde hazırlanmaları ve ürünlerin işlevsel bir biçimde kullanılmalarını sağlamaları gerekliliği ön varsayımıyla bu çalışmada; kılavuzların yazılmaları ya da çevrilmeleri süreci, olası hatalı kullanımlar sonucu doğabilecek kazalar ile istenmedik durumların önüne geçilebilmesi ve bu çerçevede kullanma kılavuzlarının teknik bir metin türü olarak hangi özelliklere sahip oldukları ve içerikleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmaktadır
  • Öğe
    Kate Chopin’in The Awakening Adlı Romanının Türkçeye Çevirisinde Hitap Biçimleri
    (2021) Dinçkan, Yeşim Sönmez
    Çeviri yazın ve bu alanda yürütülecek çalışmalar bize söz konusu diller ve kültürleri ile ilgili yararlı veriler sunmaktadır. Bu nedenle bir yazınsal yapıtın çevirisini incelemenin birbirinden farklı iki toplumun toplumsal normlarının etkileşimini ortaya koymak için elverişli bir zemin sunacağı düşünülmüştür. Bu noktadan yola çıkılarak bu çalışmada Kate Chopin’in The Awakening adlı romanı ve çevirisinde geçen diyaloglardaki hitap biçimleri hem yazın çevirisi sürecini daha iyi anlamak hem de toplumda dil kullanımının karmaşık yapısını çözebilmek amacıyla incelenmiştir. İnceleme boyunca karşı tarafa hitap ederken adıl kullanımında tek seçeneği olan (you) İngilizceden iki seçenekli bir dil olan (sen/siz) Türkçeye yapılan çeviride hitap terimlerinin rehberliğinde roman çevirisi sırasında çevirmen nasıl bir yol izlemiştir sorusuna cevap aranmıştır. Yapılan incelemede çevirmenin seçimlerinin erek dil ve kültürdeki kullanımlarla benzerliği açıktır. Bunların kimi zaman otomatik olarak ana dilimizi kullanırken olduğu gibi doğal bir şekilde kimi zaman da üzerinde düşünerek ve bilinçli seçimler yaparak gerçekleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Sonuç olarak, çeviribilim, yazın çevirisi ve toplumdilbilim alanlarının aralarındaki etkileşimle birbirlerini desteklemesi sonucunda oldukça yararlı sonuçlar verebildiği görülmüştür.
  • Öğe
    TÜRKÇE VE BULGARCADA ZAMAN/GÖRÜNÜŞ
    (2019) Cömertel, Serkan
    ÖZ: Zaman, tüm değişimlerin içinden geçtiği süreçtir. Bu süreç sınırlandırılabilmektedir. Bulgarcada, şimdiki zaman merkezinde iki temel zamana (geçmiş/gelecek) dayalı toplam dokuz zaman mevcuttur. Görünüş kategorisi hem geçmiş zamanda hem de geniş zamanın oluşumunda kullanılır. Türkçede ise zaman ekleri fiile eklenerek dört zamanı biçimlendirmektedir. Bulgarcada zaman tek bir noktadan işlemektedir. Bu nokta şimdiki zamandır. Fiil çekime uğramadan, zaman olarak biçimlenmeden bile şimdiki zamanda birinci teklik şahsa göredir. Her bir fiilin biçim ve anlamı görünüş özelliğine paraleldir. Fiilin görünüşü de şimdiki zamanda bellidir. Şimdiki zamanda, fiil görünüşe sahip olmasına rağmen, Bulgarcada zaman ve görünüş arasındaki bağ sıkı sıkıya değildir. Çünkü genellikle, Bulgarcadaki fiiller ister bitmemiş (imperfective/????????? ???) görünüşte, ister bitmiş (perfective/??????? ???) görünüşte olsun, tüm zamanlarda çekime uğrayabilmektedir. Türkçede ise fiillerin mastar (infinitive) hâli mevcut olduğundan başlangıçta herhangi bir zamanla bağlantı yoktur. Çalışmamızın amacı, zaman ve görünüş açısından Türkçe ve Bulgarcayı karşılaştırmaktır.
  • Öğe
    ÇEVİRİ GÖSTERGEBİLİMİ EKSENİNDE ÖZGÜN METİN OKUMA VE ÇÖZÜMLEME MODELİ İLE ANLAM ARAYIŞI
    (2019) Rençberler, Alize Can
    Göstergelerden oluşan her yazın metni, çevirmenine çözümlemesi ve erek kültüre aktarması gereken bir anlam evreni sunar. Çevirmen, yazar tarafından kurgulanmış anlam evrenini kavramak için öncelikle okur kimliğiyle metni okur, çözümler, yorumlar ve belirli uzlaşım noktaları dâhilinde çevirir. Ancak metin okura her şeyi hazır vermez; okurunu oyalar, yanıltır ve tuzağa düşürmeye çalışır. Metnin tuzaklarından kurtulmak, metinde söylenenlerden hareketle söylenmeyenleri anlamak ve metnin boşluklarını doldurmak için okurun tembel bir makine olan metinle işbirliği kurması gerekmektedir. Çevirmen de özgün metne karşı gösterdiği bu mücadelede okur kimliğiyle hareket eder ve çeviri metinle özgün metin arasında uzlaşma noktaları arar. Bu çalışmanın amacı, yazınsal metinlerde ve yazın çevirisinde okurların ve çevirmenlerin özgün metnin niyetini anlamalarını sağlamak, metnin boşluklarını doldurmalarına yardımcı olarak anlam arayışına ışık tutmak; dolayısıyla metinle işbirliği sağlayarak erek kültüre aktaracakları anlam evrenine hâkim olmalarını mümkün kılmak için özgün metin okuma ve çözümleme modeli ortaya koymaktır. Çalışmanın ikinci amacı ise yazın çevirisinde çeviri metinlerin özgün metinler ile ne ölçüde uzlaştıklarını anlayabilmek için kullanılan Yetkin Çevirmen İnceleme Modeli’ni bütünlüklü kılmak ve çeviri amaçlı metin okuma ve çözümleme düzeylerini ortaya koymaktır. Söz konusu amaçlar doğrultusunda, Metinsel İşbirliği Düzeyleri [özgün adı ile Livelli di Cooperazione Testuale] ele alınmış ve çevirmenlerin özgün metin üzerinde anlam arayışlarını kolaylaştırmak için Özgün Metin Okuma ve Çözümleme Modeli olarak derlenmiştir.
  • Öğe
    KADIN ÇEVİRMENLERİN ÇEVİRİ GRUPLARI VE KOLEKTİF ÇEVİRİ ÇALIŞMALARI ARACILIĞIYLA TÜRKÇEDE FEMİNİST KADIN YAZARLAR VE ESERLERİ
    (2018) Taş, Seda
    Hem feminist hareketlerinin ortaya çıkışı hem de kadın çalışmalarının gelişiminde aktif bir mücadelenin parçası olan feminist söylemin kurucusu feminist kadın yazarların eserlerinin ve düşüncelerinin Türk yazınında yer bulmasında ve Türk okurlarca tanınmasında, kadın çevirmenlerin oluşturdukları çeviri grupları ve kolektif çevirileri çalışmaları çok önemli bir rol oynamıştır. Kadın çeviri grupları ve çeviri çalışmaları feminizmin Türkiye’de yayılmasına öncülük etmekle kalmamış, feminist söylemin çevirisine yönelik bir tartışma zeminin oluşmasına ve çeviri çalışmaların giderek artmasında da kapıları aralamışlardır. Bu çalışmada, kadın çevirmenlerin oluşturdukları çeviri grupları ve kolektif çeviri çalışmaları aracılığıyla feminist söylemin önde gelen feminist kadın yazarları ve eserleri konusunda erek okuru bilinçlendirme yönündeki adımları mercek altına alınmaktadır. Bu doğrultuda, kadın çevirmen grupları tarafından Türkçeye çevrilen ve çevirmenlerin ön sözünü içeren erek metinlerden bir bütünce oluşturulmuştur. Bir yan metin olan ön sözler1, çeviri sürecine ilişkin çeşitli bilgiler sunmaları açısından çeviribilimde betimleyici çalışmalar için çok zengin bir araştırma alanı oluşturmaktadırlar. Çalışmanın kuramsal çerçevesinde çeviribilimci Hans Vermeer’in “skopos kuramı” temel alınmakta ve öne sürmüş olduğu “skopos”, “iş”, “işveren”, “uzman” gibi kavramlardan yararlanılarak ön sözler incelenmektedir. Böylece kadın çeviri gruplarının kolektif çalışmaları aracılığıyla hem feminist çeviri çalışmalarına ilişkin süreçlerin farklı boyutlarına ışık tutulacağı ve farkındalık yaratılacağı hem de kadın çevirmenlerinin üstlendikleri rolün görünürlüğüne katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    THE ANXIETY OF WRITING THE FIRST NOVEL: HOUSES AS SYMBOLS IN CEVDET BEY VE O?ULLARI AND BUDDENBROOKS: VERFALL EINER FAMILIE
    (2018) Britten, F Işıl
    İlk yayımlanmış eseri olması nedeniyle Cevdet Bey ve Oğulları adlı romanın Orhan Pamuk'un külliyatında önemli bir yeri vardır ve bu romanın Thomas Mann'ın Buddenbrooklar: Bir Ailenin Çöküşü adlı eseriyle arasındaki dikkat çekici benzerlikler gösterir. Ne var ki, Pamuk'un kendisi Mann'dan olası etkilenişini ve genç bir yazar olarak yazarlara özgü endişelerini özellikle kurgu olmayan eserlerinde açık bir şekilde dile getirmektedir. Bu çalışma Pamuk'un 1905 ile 1970 yıllarını kapsayan Müslüman bir tüccar ailesinin konu edildiği Cevdet Bey ve Oğulları ile 1835 ile 1877 yılları arasında geçen, Alman bir tüccar ailesinin hikâyesini anlatan Buddenbrooklar romanları üzerinde durmaktadır. Her iki roman da karakterler, temalar ve edebi simgeler açısından paralellikler göstermektedir. Ancak, bu makalenin amacı aile fertlerini bir araya getiren ve farklı birkaç kuşağın yaşayış ve değişen değerlerini yansıtan ev simgesi incelemek ve bu simgeden yola çıkarak iki eser arasındaki benzerlikleri sunmaktır
  • Öğe
    KURAM-UYGULAMA DENKLEMİNDE AKADEMİK ÇEVİRİ EĞİTİMİNİN KONUMU
    (2017) Akalın, Rahman
    Çeviri ile ilgili tartışmalarda yer yer bir sorun öbeği olarak adlandırılan kuram-uygulama ilişkisi, bugüne kadar çeviri üzerine söylem üretenlerin bir konusu olmakla birlikte, bu ilişkide akademik çeviri eğitiminin konumu üzerine yeterince ayrıştırıcı çalışmanın var olduğu söylenemez. Alandaki kavram örgüsü sorunu, çeviribilim araştırmalarının herkesçe kabul gören bir zemine oturmasını engellediği gibi; anılan konu ile ilgili de bir ayrımın ve netliğin oluşmasını zorlaştırmıştır. Bu noktada gerek kuramsal gerekse uygulamalı düzeyde çeviribilim alanında 'bilimsel bilgi' üretmeye çalışanlar için 'kuram ve uygulama' kavramlarında ortak kabullerin bulunması, elzem olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışmada alan yazında 'kuramuygulama arasındaki uçurum' olarak ifade edilen sözüm ona tutarsızlık durumu sorunsallaştırılacaktır. Diğer yandan kuram ve uygulama kavramları bilim felsefesinden hareketle tanımlanacak, çeviri alanında kuram-uygulama ilişkisi içeriklendirilmeye, bu ilişkide akademik çeviri eğitiminin konumu üzerine saptamalarda bulunulmaya çalışılacaktır
  • Öğe
    ÇEVİRİ EĞİTİMİNDEKİ ÖĞRENME ÇIKTILARININ BOLOGNA SÜRECİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
    (2016) Kumlu, Dolunay
    Öz:Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecinin başlamasıyla her alanda olduğu gibi Yüksek Öğrenim alanında da uyum ve tanınma gereksinimi doğmuştur. Avrupa Yükseköğretim Alanı yaratmayı hedefleyen bir reform süreci olarak bilinen 'Bologna Süreci' her ülkenin özgür iradeleri ile katıldıkları bir oluşumdur. Bu oluşumun hedefleri doğrultusunda 'Avrupa Yeterlikler Çerçeveleri' ve bu çerçevelerle bağlantılı olarak her ülke için 'Ulusal Yeterlikler Çerçeveleri' oluşturulmuştur. Bu çalışmada yeterlikler çerçevesinin önemli kavramlarından biri olan 'öğrenme çıktıları' incelenecektir. Önceden başka bilim dallarının alt/yan alanı olarak kabul görmüş fakat günümüzde bağımsız bir bilim dalı olarak tanınmakta olan 'çeviribilim', bu alanda verilen üniversite düzeyindeki eğitimin önemi, Bologna Sürecinde ortak yükseköğretim hedeflerine uyumun getirileri ile zorlukları ve öğrenme hedefleri doğrultusundaki öğrenme çıktılarının ne derece gerçekleştirilebilir ya da uygulanabilir olduğu gibi konular kendi aralarında ilişkilendirilerek değerlendirilecek, bu bağlamda bazı öneriler getirilmeye çalışılacaktır.
  • Öğe
    BİR ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ METNİ OLAN ŞEYYAT HAMZA'NIN YUSUF U ZELİHA MESNEVİSİNDE MENTAL FİİLLER
    (2016) Sandalyeci, Selda
    ÖZ: Fiiller gramer kategorilerinde genel olarak hareket ve durum fiilleri olarak iki grupta incelenir. Şimdiye kadar mental fiil bağlamında yapılan araştırmaların sayısı oldukça azdır ve dil bilimden ziyade ruh biliminin inceleme alanında kalmıştır. Çocuklarda hangi dönemden itibaren mental sürecin işlevsel olduğu, mental fiillerin ne zaman görülmeye başlandığı bu çalışmaların temel konularından olmuştur. Mental fiiller de aslında bir hareket fiili sayılabilir; fakat bu hareket fiziki hareket değil zihni bir hareketten ibarettir. Bu hareket bir mental süreç demektir. Mental süreç girdi işlev ile başlar ve çeşitli aşamalardan sonra çıktı işlev ile son bulur. Mental sürecin en önemli çıktısı da idrak fiilleridir. Bu bilgiler doğrultusunda bu çalışmada bir Eski Anadolu Türkçesi dönemi eseri olan Şeyyat Hamza’nın Y?suf u Zeliha adlı mesnevisinden taranan mental fiiller dört başlık altında incelenmiştir: 1. Algılama (Duyu) Fiilleri 2. Duygu Fiilleri 3. İdrak Fiilleri 4. Açıklama Fiilleri. Hem İslam hem Türk edebiyatında büyük bir yeri olan Yusuf kıssası temelli bu mesneviden çıkarılan mental fiiller bize 13. ?14. yüzyıllardaki Türk duygu ve düşünce dünyası hakkında bilgiler vermektedir. Bu metinden çıkarılan mental fiillerle üç yüz dört yüz yıl önceki Runik harfli metinler karşılaştırıldığında büyük bir gelişme olduğu ve Türkiye Türkçesi mental fiilleri karşılaştırıldığında da farklılıklar yanında büyük benzerlikler bulunduğu da görülmektedir.
  • Öğe
    BULGARCADA FİİLLERİN İKİNCİ DERECE BİTMEMİŞ GÖRÜNÜŞ KAZANMASI
    (2016) Cömertel, Serkan
    Yazıya  dökülen  ilk  Slavik  dil  olması,  analitik  gramer  yapısı  kazanmada  ilk  sırada olması  ve  ana  Slavcanın  fonetik  özelliklerine  daha  yakın  olması  nedenleriyle  Slav  dilleri arasında  ayrı  bir  konuma  sahip  olan  Bulgarca  mükemmel  fiil  çifti  türetme  sistemine sahiptir.  Bulgarcada fiiller girift bir hâl arz etmesine rağmen, fiil çiftlerinin türetilmesi, görünüş değişikliği,  tekrar  başlangıçtaki  görünüşe  dönüş  sirkülasyonunda  muazzam  işleyen  sistemiyle de  diğer  Slav  dillerinden  ayrılır.  Bu  makalede  Bulgarcada  fiillerin  genel  özelliklerini,  ön  ek (prefix/??????????)  ve  son  eklerle  (suffix/????????)  fiil  çifti  türetme,  tekrar  ikinci  derece bitmemiş görünüş kazanarak başlangıçtaki görünüşü elde etme / edememe, bu noktada çekim sisteminin rolü konularını inceleyeceğiz.
  • Öğe
    ÇEVİRİ STRATEJİLERİNİN YAZIN ÇEVİRİSİNDE UYGULANMASI: YAŞAR KEMAL'İN ÖLMEZ OTU ESERİNİN İNGİLİZCEYE ÇEVİRİSİNDEN ÖRNEKLER
    (2016) Korkmaz, İnönü
    Bu çalışmanın asıl amacı çeviri stratejilerinin yazın çevirisinde nasıl uygulandıklarının örnek  bir  metin  üzerinden  incelenmesidir.  Ayrıca  yazın  çevirisinin  ne  denli  güç  bir  uğraş olduğu  ve  yazınsal  eserlerin  çevirmenlerinin  karşılaşabilecekleri  güçlüklerin  neler  olduğunun da  irdelenmesi  hedeflenmektedir.  Yazınsal  eserlerin  ait  oldukları  kültürleri  yansıttıklarını düşünecek olursak, her bir yazınsal eserin çevirisinin kültürlerarası iletişimde etkili bir rolünün olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle yazınsal eserlerin çevirisi sürecinde çevirmenlerin salt iki farklı dil (kaynak dil ve erek dil) üzerinde yetkin olmasının yetmeyeceği ayrıca her iki kültür hakkında da yeterli ölçüde bilgili olması beklenebilir. Bunun dışında yazınsal metinlerin çevirmenlerinin  çeviri  stratejilerini  iyi  tanımaları  ve  gerekli  durumlarda  yetkin  bir  biçimde kullanabilmeleri  gerekir.  Bunun  sonucunda  çeviri  eserler  kültürlerarası  iletişimde  başarılı olabilir
  • Öğe
    BULGARCADA FİİL ÇATISI
    (2017) Cömertel, Serkan
    Çatı özelliği fiille (eylem) ilişkilidir. Bu nedenle de özne-fiil ya da nesnefiil ilişkisine göre incelenir. Özne-fiil açısından incelediğimizde, fiilin ortaya çıkmasında özne aktif konumda ya da öznenin fiille ilişkisi doğrudan olduğunda fiil etken çatılı (???????????? ?????); fiilin ortaya çıkmasında özne pasif konumda ya da öznenin fiille ilişkisi dolaylı olduğunda fiil edilgen çatılıdır (??????????? ?????). Nesne-fiil açısından incelediğimizde, fiil nesne alabiliyorsa geçişli (????????), nesne alamıyorsa geçişsizdir (??????????). Bulgarcada da çatı özelliği etken ve edilgen fiil üzerine kuruludur. Edilgen fiilin oluşumu da dönüşlü biçimle (????????? ?????) ya da geçmiş zaman edilgen sıfat-fiilinin (?????? ??????????? ?????????) yardımcı fiille (???????????? ??????) birlikte kullanılmasıyla oluşur. Bu iki yöntemle geçişli fiil geçişsiz fiile dönüşmektedir. Bulgarcada edilgen yapının oluşumunda bir yöntem geçmiş zaman edilgen sıfat-fiilidir. Bu noktada bitmiş geçmiş zaman (?????? ???????? ?????) devreye girer. Bu zamanın devreye girmesi ise fiilin geçişli olmasına bağlıdır. Bitmiş geçmiş zaman da merkezdeki şimdiki zamana (??????? ?????) bağlıdır. Tabloya biraz uzaktan bakarsak Bulgarcada geçmiş zaman edilgen sıfat-fiilinin bağlı olduğu sıfat-fiiller konusu temelde zaman ve çatı üzerine kuruludur. Geçmiş zaman edilgen sıfat-fiilinin kullanımında iki tip ortaya çıkar: Bağımlı kullanım (???????????? ????????) ve bağımsız kullanım (?????????? ????????). Bulgarcada dönüşlü fiilin oluşumu da fiilin geçişli olmasına bağlıdır. Dönüşlü biçimle fiil geçişliden geçişsize geçer. Ayrıca, dönüşlü biçim fiile sadece dönüşlülük de kazandırmaz. Başka oluşumlar da meydana getirir. Çalışmamızda, Bulgarca fiiller etken / edilgen, geçişli / geçişsiz, dönüşlü konularıyla incelenecektir