Bir üçüncü basamak hastanesinde erişkin kandidemi olgularının epidemiyolojik özellikleri ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi
Küçük Resim Yok
Tarih
2011
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Candida türleri, kan kültüründen en sık üretilen mikroorganizmalardan biridir ve önemli oranda morbidite ve mortaliteye neden olmaktadır. Erişkin hastaların dahil edildiği bir yıllık dönemi kapsayan bu retrospektif olgu-kontrol çalışmasında, hastanemizin kandidemi ile ilgili epidemiyolojik verilerinin, kandidemi gelişimi ve mortalite ile ilişkili risk faktörlerinin araştırılması amaçlanmıştır. 1 Ocak-31 Aralık 2008 tarihleri arasında hastanemize yatırılan 22.507 erişkin hastanın 38’inde (23’ü erkek; yaş aralığı: 17-82 yıl; ortalama yaş: 61.4 ± 13.5 yıl) kandidemi epizodu görülmüş ve kandidemi insidansı on binde 16.8 olarak saptanmıştır. Kontrol grubu (n= 36; 22’si erkek; ortalama yaş: 60.9 ± 16.3 yıl) ise, aynı dönemde hastanemize başvuran, Candida enfeksiyonunu düşündürecek klinik belirti, bulguları olmayan ve kan kültürü negatif olgulardan seçilmiştir. Kandidemili olguların 36 (%95)’sı hastane kökenli enfeksiyon olarak tanımlanmıştır. En sık izole edilen türlerin C.albicans (%55.2) ve C.parapsilosis (%28.9) olduğu izlenmiş; en sık primer enfeksiyon kaynağı santral venöz kateter (%39) kullanımı olmuştur. Candida spp. izolasyon oranı en sık (13/38; %34.2) yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda saptanmış; bunu Genel Cerrahi (n= 8; %21) ve Göğüs Hastalıkları (n= 5; %13) servisleri izlemiştir. Hasta ve kontrol grupları tek-değişkenli analiz ile değerlendirildiğinde, santral venöz kateter (SVK) kullanımı [Odds oranı (OO): 4.33; %95 güven aralığı (GA): 1.63-11.47, p= 0.003] ve hastanede yatış süresi (OO: 0.97; %95 GA: 0.94-1.00, p= 0.01) kandidemi gelişimi için risk faktörü olarak belirlenmiştir. Çok-değişkenli logistik regresyon analizinde ise sadece SVK kullanımı (OO: 2.90; %95 GA: 1.04-8.11, p= 0.04) bağımsız risk faktörü olarak saptanmıştır. Olguların başlangıç tedavisi intravenöz flukonazol ile yapılmış (ortalama tedavi süresi 13.2 ± 6.25 gün), üç olguda flukonazol sonrası basamak tedavisine geçilmiştir. Olgu serimizde toplam mortalite oranı %58 (22/38) olarak saptanmıştır. Mortalite ile ilişkili prognostik faktörler irdelendiğinde; antifungal tedaviye yanıtsızlık (OO: 0.23; %95 GA: 0.11-0.51, p< 0.001), travma dışı altta yatan hastalık (OO: 0.06; %95 GA: 0.003-1.24, p= 0.02) ve Charlson komorbidite indeksinin yüksek olması (OO: 0.60; %95 GA: 0.38-0.93, p= 0.03) tek-değişkenli analizde kötü prognostik kriterler olarak anlamlı bulunurken, çok-değişkenli analizde bu faktörler anlamlılığını yitirmiştir. Charlson indeksi ile tedaviye yanıt arasında anlamlı korelasyon tespit edilmiştir (tedaviye yanıt verenlerde ortalama 3.5 ± 1.9, vermeyenlerde 4.8 ± 1.8; p= 0.03). Sonuç olarak, santral venöz kateteri olan veya hastanede uzun süre yatan hastalarda kandidemi riskinin yüksek olduğu dikkate alındığında, özellikle altta yatan ciddi hastalığı olan olgularda tedaviye yanıtın güçleşeceği ve mortalitenin artacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Mikrobiyoloji Bülteni
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
45
Sayı
3