Edirne'de bir kızamık salgını sırasında hekimlerin ve ailelerin koyduğu kızamık tanılarının duyarlılığı: kızamık sürveyansı için öneriler

dc.contributor.authorEskiocak, Muzaffer
dc.contributor.authorEkuklu, Galip
dc.contributor.authorDoğaner, E.
dc.contributor.authorYılmaz, Neziha
dc.contributor.authorSaltık, Ahmet
dc.date.accessioned2024-06-12T10:16:24Z
dc.date.available2024-06-12T10:16:24Z
dc.date.issued2008
dc.departmentTrakya Üniversitesien_US
dc.description.abstractKızamık, 40 yıldır etkili ve güvenli bir aşısı olmasına karşın çocuklarda başta gelen ölüm nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, içinde ülkemizin de olduğu Avrupa bölgesi için 2010 yılında eliminasyon hedeflenmiştir. Tüm ülkelerde kızamık olgularını araştırmak için etkili bir sürveyans sistemi olması gereği vurgulanmış, hastalık tanısının standart olgu tanımı ve giderek laboratuvar doğrulamasına dayanması önemsenmiştir. Ülkemizde standart olgu tanımına dayalı bildirim 2005 yılında başlamıştır. Bu çalışma, 1997 yılında Edirne ilinde ortaya çıkan ve 597 olgunun bildirildiği kızamık salgını sırasında hekimlerin klinik bulgulara göre ve ailelerin görgülerine göre kızamık tanısı koymadaki duyarlılık ve özgüllüğünün saptanması amacıyla planlanmıştır. Soru formunu doldurmak ve kan örneği almak üzere bir hekim ve bir hemşire/ebeden oluşan ekipler oluşturulmuş ve uygulama öncesi eğitim verilmiştir. Otuz Küme örnekleme yöntemiyle 210 çocuktan alınan venöz kan örnekleri, serumları ayrıldıktan sonra kızamığa özgül IgM ve IgG antikorlarının araştırılması amacıyla Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'ne gönderilmiştir. Yalnızca IgG pozitifliği aşılanmaya ya da eskiden geçirilmiş enfeksiyona, IgM pozitifliği ise salgın sırasında hastalanmaya işaret olarak kabul edilmiştir. Çalışmaya alınan çocukların 19'u yeni enfekte (lgM+, IgG-), 101'i bağışık (IgM-, lgG+), 67'si hastalık sonrası iyileşmiş (lgM + , lgG+), 23'ü ise duyarlı (IgM-, IgG-) olarak belirlenmiştir. Tüm grupta kızamık IgM seropozitifliği %40.9 (86/210) olarak bulunmuştur. Hekimler laboratuvar doğrulaması yapılmış 86 olgudan yalnızca 43'üne klinik olarak kızamık tanısı koymuştur. Hekimlerin klinik olarak koyduğu kızamık tanısının duyarlılığı %33, özgüllüğü %89, pozitif prediktif değeri (PPD) %67, negatif prediktif değeri (NPD) %86 olarak hesaplanmıştır. Buna karşın ailelerin koyduğu kızamık tanısının duyarlılığı %8, özgüllüğü %96, PPD %6, NPD %60 olarak belirlenmiştir. Hekimler, ailelere göre hastaları (%33); aileler ise hekimlere göre sağlamları (%96) daha yüksek bir isabetle ayırmışlardır. Sonuç olarak kızamık sürveyans sisteminin başarılı olabilmesi için tüm kuşkulu kızamık olgularının laboratuvar doğrulama çalışmalarının yapılması ve filyasyon çalışmalarının yapılandırılmış olgu inceleme formları aracılığı ile yürütülmesi için gerekli çalışmaları sağlayacak yaygın ve erişilebilir donanımın gerekli olduğu kanısına varılmıştır.en_US
dc.identifier.endpage148en_US
dc.identifier.issn0374-9096
dc.identifier.issue1en_US
dc.identifier.startpage143en_US
dc.identifier.trdizinid78883en_US]
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/78883
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14551/15227
dc.identifier.volume42en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizinen_US
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofMikrobiyoloji Bültenien_US
dc.relation.publicationcategoryKonferans Öğesi - Uluslararası - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleEdirne'de bir kızamık salgını sırasında hekimlerin ve ailelerin koyduğu kızamık tanılarının duyarlılığı: kızamık sürveyansı için önerileren_US
dc.typeConference Objecten_US

Dosyalar