Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Bir İlim Adamı ve Gönül Ehli Olarak Zülfikar Tüccar(Trakya Üniversitesi, 2018) İmamoğlu, Abdullah TahaBu makalede 1960 yılında küçük Anadolu şehirlerinden birisiolan Tokat’ın Büğet köyünden İstanbul’a gelerek kendisini İslamî İlimler alanındaözellikle de Arap Dili ve Edebiyatı’nda yetiştiren Zülfikar Tüccar’ın hayatı,ilmi ve ahlaki şahsiyeti ele alınmaktadır. İmam-hatipokulundan başlayıp üniversite tahsiline kadarki süreçte İstanbul’da büyüyengenç bir ilim talebesinin kendisi yetiştirmek için nasıl bir çaba ve gayretgösterdiği ayrıca akademiye intisabıyla birlikte başlayan yüksek lisanstezinden itibaren ortaya koyduğu bilimsel çalışmalar da sistemli bir şekildetasnif edilmiştir. Verdiği lisans ve yüksek lisans derslerinin listesihazırlanmış ve müellifin yirmi beş yıl mesai harcadığı Türkiye Diyanet Vakfıİslam Araştırmaları Merkezi’nin neşrettiği Diyanet İslam Ansiklopedi’sindekimaddeleri tespit edilmiştir. Son olarak 23 Eylül 2013 tarihinde TrakyaÜniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nin açılışında yaptığı konuşmanın çözümüyapılarak yazı sonlandırılmıştır.Öğe SİYASET VE FIKIH Yazar: Ahmet Yaman (İstanbul: İz Yayıncılık, 2015), 174 s.(Trakya Üniversitesi, 2019) Bilik, AbdurrahimFıkıh, Kelam ve İslam Felsefesi gibi alanların siyaset hakkındaki kendi zaviyelerinden açıklamaları, siyasetle ilgili zengin bir İslamî literatürün oluşmasını sağlamıştır. Bunun yanında daha çok devlet idaresi tecrübesine sahip kişilerce kaleme alınmış olan siyasetnameler, âdâb literatürü ve Osmanlı döneminde kaleme alınan ıslahatnâmeler, genel olarak hitap ettiği idareciye kendi iktidarı çerçevesinde nasıl davranması ve uzun vadede ne gibi tedbirler alması gerektiğine dair öğütlerde bulunmakta ve görülen aksaklıkların sebeplerini ve çözüm önerilerini barındırmaktadır.1 Bununla beraber ulema ve ümera arasındaki ilişki sadece ulemanın ümerayı doğru olana yönlendirmesi biçiminde tahakkuk etmemiş, kimi idareciler de belli başlı konularda ulemayı yönlendirmeye çalışmıştır. Bu yönüyle söz konusu iki sınıf arasında tarih boyunca farklı dozajlarda olsa da çift yönlü bir etkileme gayretinin var olduğunu söylemek mümkündür. Güç erkini elinde bulunduran idarecilerin temsil ettiği siyaset mekanizması ile insanlar arasındaki ilişki açısından adaleti gerçekleştirmeyi, bu yönüyle güçlü olanın güçsüz olana zulmetmesini engellemeyi de amaç edinen fıkıh arasındaki ilişki, asırlar süren tecrübesiyle her dönemde insanlığa söyleyecek sözü olan çok değerli bir çalışma alanıdır. Bu alanın inceliklerini günümüz okuyucusu ile buluşturmak adına bir taraftan İslam siyaset düşüncesine dair klasik eserler tercüme ve tahkik edilmekte, diğer yandan da özellikle siyaset ve fıkıh arasındaki ilişkiye dair genel ve spesifik akademik çalışmalar yürütülmektedir.2 Bu alanda yazılan önemli eserlerden biri de, fıkıh alanındaki kıymetli çalışmalarıyla bilinen Ahmet Yaman’ın kaleme aldığı Siyaset ve Fıkıh isimli eserdir.3 Burada değerlendirmesini yapmaya çalışacağımız söz konusu bu eser, İslam siyaset düşüncesi alanındaki çağdaş çalışmalar arasında öncü bir özelliğe sahiptir. Yaman, siyaset ve fıkıh ilişkisinin çeşitli yönlerine ilgi duyan ve bu alanlarda birçok akademik çalışmaya imza atan bir isimdir. Yazarın konuyla ilgili olarak özellikle İslam hukukunda uluslararası ilişkiler, İslam devletler hukukunda savaş, hilafet saltanat ilişkileri ve klasik dönem Müslümanların reel siyasetÖğe Castellio Calvin’e Karşı Ya Da Bir Vicdan Zorbalığa Karşı(Trakya Üniversitesi, 2020) Barış, MustafaBir dönem hakkında en az bilgiye sahip olanlar, şaşılacak biçimde, o dönemde yaşayanlardır. Geleceği şekillendirecek geçmişin önemli bölümünü anlamak ve tarihten ‘ders almak’ için realiteleri iyi analiz etmelidir. Geleceğe ilişkin uzun vadeli perspektif sağlayacak söz konusu analizlerin aygıtları kavramlardır. Aslı Yunanca kökenli olan ‘anakronizm’, tarihi vakıaların kendi zamanının veya döneminin bağlamından tamamen bağımsız ve ayrık araçlar/kavramlar ve bakış açılarıyla değerlendirilmesi anlamına gelir. Mesela anakronizmden uzak olmak; gelişen iletişim araçları sayesinde edindiğimiz “düşünce beyanı ve de bilgi edinme hakları” gözlükleriyle, M.S. X. yüzyıllarda yaşayan bir toplumun analiz edilemeyeceği gerçeğini kabul etmektir. Madalyonun diğer tarafı ise “trajik” bir hal almaktadır. İnsanlık tarihinde binlerce ve milyonlarca cana mal olmuş problemlerin aslında bazı kavramlarla nasıl çözülebileceği anlaşıldığında “şerefli bir hayatın”, “yaşayan/yaratılan hakkı” olduğunu geç kalmadan kavramamız gerekiyor.Öğe Kültür Tarihimize Işık Tutacak Bir Belge: Saraybosnalı Sokolovic Hüseyin Ağa’nın Vasiyetnâmesi(Trakya Üniversitesi, 2020) Şentürk, MustafaVasiyet, bir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını istediği şeylere dâir sözlü veya yazılı beyânıdır. Vasiyetin kaydedildiği belgeye de vasiyetnâme denir. Hz. Peygamber (sas), Müslümanlara hayatta iken vasiyetlerini hazırlamalarını tavsiye etmiş, mirasçıların haklarının gözetilmesini de vurgulamıştır. Tarihî süreçte, İslâm toplum hayatında; iki âdil şahit bulunması, şer‘î şartlara riâyet edilmesi, vârislere zarar verilmemesi, akrabalık haklarının gözetilmesi, kişinin kul hakkı veya Allah haklarıyla ilgili ödenecek borçlarının belirtilmesi gibi şartlarla vasiyetnâme yazma geleneği oluşmuştur. Bilindiği gibi, en geniş sınırları 24 milyon km2’yi bulan Osmanlı Devleti’nin (1300-1922) hâkim olduğu yerlerden biri de Bosna eyaleti idi. Bosna-Hersek, 1580-1878 yılları arasında yaklaşık 300 sene Osmanlı hâkimiyeti altında kaldı. Bu süre zarfında iki kültür arasında bugün hâlen varlığını devam ettiren çok yoğun bir kültürleşme yaşandı. İslâm ortak paydasında gelişen bu kültürleşmenin; idâreden iktisada, ilimden sanata, ticârî hayattan toplumsal hayata kadar yansımaları olmuştur. Bu kültürleşme neticesinde, yeme-içmeden üretim-tüketime, ibadetten eğlenmeye, doğumdan ölüme, bölgede günlük yaşamı şekillendiren örf, âdet ve gelenekler harmanlandı. İşte ölüm ve ölüm öncesi ile sonrasında yapılacak işler ve bu arada vasiyetnâme hazırlamak bu âdetlerdendir. Vasiyetnâmeler, günlük hayata ilişkin fikir veren önemli belgelerdir. Sokolovic Hüseyin Ağa’nın bu çalışmada ele alınacak vasiyetnâmesi, Osmanlı hâkimiyetinden yaklaşık 70 sene sonra yazılmasına rağmen Türkçe yazılmıştır. Bu çalışma, söz konusu belgeyi yeniden yazmayı, çeviriyazısını yapmayı ve satır aralarında verilen bilgilerden hareketle değerlendirmeyi amaç edinmiştir.Öğe Bir İslam Sanatı olarak soru sormak: İlmu'l-ihtilaf ve görüş ayrılıklarının kurumsallaşması(Trakya Üniversitesi, 2019) Bilik, AbdurrahimIn this article of him, John Walbridge, an historian of Philosophy,provides with a general overview of the attitudes towards differences ofopinions in the Islamic world. In this regard, he discusses his study ascentred on the idea that diversity of approaches in Islamic studies is regardedto be correct and on the education system of Islamic studies. He explains thebigotry seen today in the Islamic world, which is in complete contradiction tothe tolerance showed in the past towards different opinions, by linking it tosuch factors as the cessation of the classical education and the rise of newHanbalite movement. He concludes his paper by offering his solutions to theproblems on the matter.Öğe KUR’ÂN-I KERÎM’DE AHZ / ... KELİMESİ VE ANLAM FARKLARI(Trakya Üniversitesi, 2019) Şentürk, Mustafa; Derin, HalitSynonymous Linguistics has considered as a main reason of Arabicrichness with vocabularies. And that mean the word has various meaning in theholly Quran. This research deals with the linguistics differences of (AlAkhath) concept in the Holly Quran. Explaining the linguistic origin of theword, the word meaning in the Holly Quran throw some of the Euyates which aremention the word (Al Akhath) then give the conclusion of the word meaning. AndI explaining the differences between the word and the (Al Akhath) meaning. Theresearch includes group of words which interpreted by scholars about themeaning of (Al Akhath), such as Al Akhath (power of strike), Al batish (powerto strike), Al Khatf (Kidnapping), Al-safe'a (to Flap or stop), Al-kabth(receipts), (Al tanawsh) (To reach). There are some language dictionaries andinterpretation books don't be accurate to explain the linguistic differencesamong the various Synonymous in the Holly Quran, therefore researchers shouldcheck the meaning of the words in the Holly Quran and don't be depending onjust close meaning.