Yazar "Yavuz, Ebru" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Airborne Fungal Concentrations of Morning and Evening in East Patch of Edirne City Using Two Sampling Methods(Trakya Üniversitesi, 2007) Ökten, Suzan Sarica; Asan, Ahmet; Sabuncuoğlu, Yıldız; Yavuz, EbruEylül- Kasım 2002 tarihleri arasında sabah ve akşam saatlerinde havayla taşınan fungusların konsantrasyonlarının değişimlerini belirlemek amacı ile ayda üç kez olmak üzere fungal örnekleme yapılmıştır. Bu amaç için iki metot uygulanmıştır. Örnekler, Yerçekimine Dayalı Petri Plak Metodu ile, Rose Bengal Streptomisin agar içeren petri plakları 15 dakika havayla temas ettirilerek ve Volumetrik bir örnekleyici kullanarak alınmıştır. Alternaria, Aspergillus, Cladosporium, Penicillium, Rhizopus, Scopuloriopsis, Trichoderma, Ulocladium cislerine ve Dematiaceae familyasına ait 9680 koloni gözlenmiştir. Bunlardan Cladosporium, Alternaria ve Penicillium cisleri Yerçekimine Dayalı Petri Plak Metodu için 120, 149 ve 4, Volumetrik örnekleme için de 3133, 2733 ve 1134 koloni sayıları ile baskın cinsleri oluşturmuşlardır. Değişkenlerin normal dağılıma uygun olup olmadıklarını belirlemek için Kolmogorow-Simirnov testi uygulanmıştır. Daha sonra yapılan Korelasyon analizi sonucunda Volumetrik metotla izole edilen cinslerin sabah ve akşamki koloni sayıları arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r= 0.489 ). Yerçekimine Dayalı Petri Plak Metoduna göre izole edilen cinslerin sabah ve akşamki koloni sayıları arasında da yine anlamlı bir ilişki bulunmuştur (r= 0.667). Her iki metoda göre izole edilen cinslerin sabah ve akşamki koloni sayıları istatistiki olarak analiz edilmiş ve aralarında bir ilişki olduğu saptanmıştır (r= 0.486 ve r= 0.761).Öğe Akciğer kanserli hastalarda eritrosit arginaz aktivitesi(2005) Gökmen, Süer Selma; Yıldız, Reyhan; Tabakoğlu, Erhan; Altıay, Gündeniz; Yavuz, Ebru; Gülen, ŞendoğanAmaç: Bu çalışmada, akciğer kanserli hastalarda kanda eritrosit arginaz aktivitesi ve hücre tipi ve ekstrapulmoner metastazın bu aktiviteye etkisi incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Çalışmaya akciğer kanserli 46 hasta (ort. yaş 63.1) ve sağlıklı 29 birey (ort. yaş 57.2) alındı. Eritrosit arginaz aktivitesi Geyer ve Dabich yöntemi ile ölçüldü. Ayrıca, küçük hücreli akciğer kanserli 15 hasta, küçük hücreli dışı akciğer kanserli 31 hasta, ekstrapulmoner metastazı olan 23 hasta ve metastazı olmayan 23 hastanın eritrosit arginaz aktiviteleri karşılaştırıldı. Bulgular: Sağlıklı kontroller ile karşılaştırıldığında, akciğer kanserli tüm hastaların (p<0.01), küçük hücreli akciğer kanserli hastaların (p<0.05), küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastaların (p<0.01), ekstrapulmoner metastazı olan (p<0.01) ve olmayan (p<0.01) hastaların eritrosit arginaz aktiviteleri anlamlı derecede yüksek bulundu. Öte yandan, küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalar arasında ve metastazı olan ve olmayan hastalar arasında eritrosit arginaz aktivitesi yönünden anlamlı farklılık görülmedi. Sonuç: Akciğer kanserli hastalarda eritrosit arginaz aktivitesinde sağlıklılara göre anlamlı bir artış olduğunu; ancak, hücre tipi veya ekstrapulmoner metastazın bu artış üzerinde etkisi olmadığını söyleyebiliriz.Öğe Çoklu bağıntılı doğrusal modellerde ridge regresyon yöntemi(Trakya Üniversitesi, 2004) Yavuz, Ebru; Türe, MevlütÖZET Bu çalışmada, türetilmiş ve uygulama verileriyle çoklu bağıntının Ridge Regresyon, Temel Bileşenler Regresyon ve Aşamalı Regresyon yöntemleriyle giderilmesi ve En Küçük Kareler yöntemi ile karşılaştırılması amaçlandı. Yaptığımız simülasyon çalışmasında, Ridge Regresyon yöntemi ile elde edilen hata kareler ortalamasının En Küçük Kareler yöntemi ile elde edilen hata kareler ortalamasından büyük olmasına rağmen Ridge Regresyon yöntemiyle elde edilen katsayı tahminlerinin En Küçük Kareler yöntemi ile elde edilen katsayı tahminlerinin daha küçük olduğu, küçük örneklemlerde de Ridge Regresyon ile çoklu bağıntının giderilebildiği, birim sayısı arttıkça yanılma payının ve regresyon katsayı tahminlerinin varyanslarının azaldığı, bütün örneklemlerde En Küçük Kareler yönteminden elde edilen R2 değerinin Ridge Regresyon yönteminden elde edilen R2 değerinden daha büyük olduğu, böylece testin gücünün arttığı fakat çok etkili olmadığı bulundu. Sistolik kan basıncının tahminine ilişkin uygulamada, çoklu bağıntının giderilmesi için önerilen Ridge Regresyon yönteminin çoklu bağmtıyı gidermediği ve her bir bağımsız değişkenin etkisi dikkate alınarak uygulanan Temel Bileşenler Regresyon yönteminin çoklu bağıntıyı giderdiği bulundu. Simülasyon ve uygulama çalışmaları sonucunda çoklu bağıntılı durumlarda verilere regresyon analizi yapılırken Ridge Regresyon yöntemi yerine Temel Bileşenler Regresyon yönteminin ya da Aşamalı Regresyon yönteminin kullamlmasınm uygun olacağı sonucuna varıldı. Anahtar Kelimeler: Çoklu Bağmtı, Ridge Regresyon, En Küçük Kareler Temel Bileşenler Regresyon, Aşamalı Regresyon 64Öğe Evaluation of R-R interval variability with electromyography following coronary artery bypass grafting(2005) Turgut, Nilda; Canbaz, Suat; Balcı, Kemal; Ege, Turan; Halıcı, Ümit; Duran, Enver; Yavuz, EbruAmaç: R-R interval değişkenliği (RRİD) analizi kalbin otonomik fonksiyonu hakkında bilgi verir. Koroner arter bypass cerrahisi sonrasında RRİD belirgin olarak azalmaktadır. Çalışmamızda, koroner arter bypass cerrahisi uygulanan hastalarda alternatif bir yöntem olarak elektromiyografi (EMG) ile RRİD değerlendirildi. Çalışma planı: Çalışmaya koroner arter bypass cerrahisi yapılan 19 hasta (6 kadın, 13 erkek; ort. yaş 57.8±10.2) alındı. Tüm hastalarda istirahat ve hiperventilasyon sırasında olmak üzere, ameliyat öncesinde ve ameliyattan bir ve iki ay sonrasında EMG ile RRİD analizi yapıldı. Bulgular: Ameliyat öncesiyle karşılaştırıldığında, ameliyattan bir ay (R-R, istirahat, p=0.001; R-R, hiperventilasyon, p=0.009) ve iki ay (R-R, istirahat, p=0.001; R-R, hiperventilasyon, p=0.006) sonra istirahat ve hiperventilasyon sırasında elde edilen ortalama RRİD değerleri anlamlı derecede düşük bulundu. Ameliyattan bir ay sonraki ortalama RRİD değerleri, ikinci ay sonundaki değerlerden anlamlı derecede düşük idi (R-R, istirahat, p=0.01; R-R, hiperventilasyon, p=0.001). R-R interval değişkenliği ile yaş, cinsiyet, hipertansiyon, sigara içme, total kolesterol ve trigliserid düzeyleri, beden kütle indeksi; cerrahi, kardiyopulmoner bypass, kros klemp, mekanik ventilasyon ve yoğun bakımda kalma süreleri arasında ilişki görülmedi. Sonuç: Bulgularımız, koroner arter bypass ameliyatından sonraki ilk iki ayda RRİD değerlerinin anlamlı derecede düştüğünü, ikinci aydaki değerlerde kısmi düzelme meydana geldiğini gösterdi. R-R interval değişkenliğinin EMG ile analizi, koroner arter bypass ameliyatı uygulanan hastalarda zaman kaybına yol açmayan, EMG laboratuvarında kolaylıkla yapılabilen ve kalbin otonomik fonksiyonunu yansıtan bir seçenektir.Öğe Hipertansiyonun tahmini için çoklu tahmin modellerinin karşılaştırılması (Sinir ağları, lojistik regresyon ve esnek ayırma analizleri)(2005) Türe, Mevlüt; Ömürlü, İmran Kurt; Yavuz, Ebru; Kürüm, TurhanAmaç: Bu çalışmada, primer hipertansiyonun tahminlenmesinde lojistik regresyon analizi (LR, Logistic Regression Analysis), esnek diskriminant analizi (EAA, Flexible Discriminant Analysis) ve sinir ağları (SA, Neural Networks) yöntemlerinin karşılaştırılması amaçlandı. Yöntemler: Aile hikayesi, lipoprotein A, trigliserid, sigara kullanımı ve vücut kitle indeksi tahminleyici değişkenler olarak ele alındı. Veriler, 2001 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniğinden elde edildi. Kontrol ve hipertansiyonlu bireylerden oluşan grupların tahminlenmesinde LR, EAA ve SA yöntemleri kullanıldı. Modellerin performansları ROC analiz ile karşılaştırıldı. Bulgular: Bütün modellerin ROC eğrisi altındaki alanları 0.793-0.984 aralığında yer aldı. Sinir ağlarının duyarlılık, özgüllük ve doğruluk oran-ları %90'dan daha yüksek bulundu. Sinir ağları ve LR ile SA ve EAA'nın ROC eğrisi altında kalan alanları istatistiksel olarak farklı bulundu (sırasıyla, p<0.001 ve p<0.001). Buna karşın EAA ve LR'nin ROC eğrisi altında kalan alanları istatistiksel olarak farklı bulunmadı (p>0.05). Sonuç: Aile hikayesi, lipoprotein A, trigliserid, sigara kullanımı ve vücut kitle indeksi değişkenlerinin, kontrol ve hipertansiyonlu hasta gruplarını tahmin etmede kullanılabileceğine ve SA nın performansının LR ile EAA'dan istatistiksel olarak daha iyi olduğuna karar verildi.Öğe Nilüfer Çiçeği ve Kediotu Kokularını Koklama Anında Kaydedilmiş EEG İşaretlerinin Sınıflandırılması(2017) Yavuz, Ebru; Aydemir, ÖnderBeynin duyu organları üzerinden gelen bilgilere verdiği cevaplar farklı ölçme yöntemleri ile analiz edilebilmektedir. Mevcut yöntemler arasından elektroensefalografi (EEG) tekniği acı vermeyen ve kolay uygulanabilir özelliklerinden dolayı en fazla tercih edilenlerin başında gelmektedir. Koklama duyusuna beynin verdiği cevaplar son yıllarda araştırılan bir konudur. Ancak, klinik amaçlı çalışılan kokuların az olması ve yöntemlerin farklılık arz etmesinden dolayı beynin kokulara nasıl bir tepki verdiği konusunda net ve kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Bu çalışmada kediotu ve nilüfer çiçeği kokularının EEG işaretlerinde oluşturduğu farklılıklar incelenmiş ve bu kokulara ait EEG işaretleri sınıflandırılmıştır. EEG verileri 5 sağlıklı kişiden, gözleri açık ve kapalı olduğu durumda kaydedilmiştir. Bu iki kokuya ait EEG işaretlerini temsil etmek için kişilerin gözleri açık iken kaydedilen işaretlerin çarpıklık değeri ve hızlı Fourier dönüşümü öznitelikleri ile kişilerin gözleri kapalı iken kaydedilen işaretler hızlı Fourier dönüşümü öznitelikleri ile temsil edilmiştir. Çıkarılan öznitelikler k-en yakın komşuluk yöntemi ile sınıflandırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kişilerin gözleri açık durumda iken ortalama %97.28, kişilerin gözleri kapalı durumda iken ortalama %90.97 sınıflandırma doğruluğu elde edilmiştir. Ulaşılan sonuçlar önerilen öznitelik çıkarma ve sınıflandırma yönteminin nilüfer çiçeği ve kediotu kokularına ait EEG işaretlerinin sınıflandırılması için büyük potansiyele sahip olduğunu göstermiştir.Öğe Nonlinear Principle Components Analysis (NLPCA) to Determine Preferences of Academic Staff: Preference Maps(2002) Türe, Mevlüt; Süt, Necdet; Yavuz, Ebru; Ömürlü, İmran Kurt; Türe, HülyaBu çalışmada, Trakya Üniversitesi Fakültelerinde görev yapan 936 akademik personele 86 soru içeren anket uygulanarak, tercihlerini belirlemek için "Fakültenizin eksiklikleri nelerdir?" sorusu analiz edildi. Cevaplar, 1'den (en çok tercih edilen) 6'ya (en az tercih edilen) kadar sıralandı. Tercihlerin belirlenmesinde Doğrusal Olmayan Temel Bileşenler Analizinin sıralı çözümü kullanıldı. İki boyutlu çözümlemede birinci boyutun varyansın %73.24'ünü, ikinci boyutun varyansın %26.75'ini açıkladığı bulundu. Açıklanan toplam varyans %99.99'dur. Birinci ve ikinci boyutlardaki Cronbach á katsayıları da sırasıyla 0.93 ve 0.45 olarak bulundu. Sıralı çözümün sonucuna göre, Mühendislik-Mimarlık ve Ziraat Fakültelerinin en çok laboratuara, İktisadi İdari Bilimler ve Fen-Edebiyat Fakültelerinin en çok kütüphaneye gereksinimleri olduğu bulundu. Daha iyi bir eğitim için fakülte yöneticileri bu eksiklikleri gidermelidirler.Öğe Obezitenin koroner bypass cerrahisi üzerine etkisi(2003) Sunar, Hasan; Halıcı, Ümit; Canbaz, Suat; Yavuz, Ebru; Gür, Özcan; Duran, EnverAMAÇ: Koroner arter hastalığı riskini arttırdığı bili-nen obezitenin koroner bypass operasyonu ve sonuçları üzerindeki etkisini araştırmaktır. ÇALIŞMANIN TÜRÜ: Koroner bypass operasyonu geçiren rastgele seçilmiş 103 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalar boy-kilo indeksine göre normal kilolu (Grup 1), kilo fazlalığı grubu (Grup 2), hafif obez (Grup 3) ve orta-ileri obez (Grup 4) olmak üzere 4 gruba ayrıldı. Hasta verileri SPSS 10.0 pro-gramında analiz edildi BULGULAR: Hastaların 757 erkek, 287 kadındı. Grup 1, 24 hasta, grup 2, 45 hasta, grup 3, 21 hasta, grup 4, 13 hastadan oluştu. Postoperatif morbidité açısından gruplar incelendiğinde; grup 4'te yeni atriyal fibrilasyon ve sternal problemlerdeki artış istatistiksel açıdan anlamlı bulundu. Grup 3'te bir hastada hemiparezi, grup 4'te 2 yüzeyel 1 derin toplam 3 hastada sternal yara enfeksiyonu ve bir hastada hemotoraks saptandı. İntraoperatif mortalite gözlenmedi. Erken postoperatif dönemde 1. grupta 2 hasta düşük kardiak debi, 3. grupta bir hasta aort diseksiyonu, 4. grupta 1 hasta pulmoner emboli nedeniyle kaybedildi. TARTIŞMA: Obezite beklentilerin aksine koroner bypass mortalitesini artırmayabilir. Buna karşın, yeni atriyal fibrilasyon ve sternal iyileşme problemlerinde artışa neden olabilir. Obezitenin koroner arter cerrahisi üzerindeki etkisini geniş hasta serilerinde araştırmak daha aydınlatıcı olacaktır. Obez hastalarda postoperatif problemlerin gerektirdiği rutin dışı tedavilerin maliyete etkisi de bu araştırmanın bir diğer parçası olabilir.