Yazar "Tuğrul, H. Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Edirne'de ishal etkenleri arasında Campylobacter türlerinin yerinin ve antimikrobiklere duyarlılıklarının araştırılması(2005) Tuğrul, H. Murat; Yılmaz, Ateş AsiyeEdirne ve yöresinde ishal etkenlerini belirlemek amacı ile gastro-enterit nedeniyle rutin dışkı kültürü için klinik mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen dışkı örneklerinde diğer patojenlerin yanında Campylobacter türlerinin sıklığı ve ayrılan bu kökenlerin farklı antibiyotiklere duyarlılıkları araştırıldı. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi klinik ve polikliniklerinden 14 ay (01.08.2001-30.09.2002) süresince gönderilen 882 dışkı örneği çalışmaya alındı. Örnekler Campylobacter ayrımı için; "charcoal cefoperazon deoxycholate agar" (modifiye-CCDA) besiyerine ekildi ve mikro-aerofilik atmosferde 42° C'de 48 saat tutuldu. Campylobacter türleri Gram boyanma, faz-kontrast mikroskobunda tipik hareket, oksidaz ve katalaz özelliklerine, hippuratı hidrolize etmelerine, nalidiksik asit ve sefalotin duyarlılıklarına, H2S oluşturmalarına, % 3,5'luk NaCI'de üremelerine, indoksil asetat hidrolizasyonuna ve nitrat redüksiyonuna bakılarak tanımlandı. Toplam 882 örneğin 113 (% 13)'ünde gastro-intestinal patojenler saptandı. En sık rastlanan patojen Salmonella türleri idi (46 köken, dışkı kültürü pozitiflerin % 41'i, toplam dışkı örneklerinin % 5'i). Sırayla üretilen diğer etkenler; Shigella türleri (36 köken, kültür pozitiflerin % 32'si, toplam dışkı örneklerinin % 4'ü), Campylobacter türleri (31 köken, kültür pozitiflerin % 27'si, toplam dışkı örneklerinin % 4'ü. Kırk-altı Salmonella kökeninin 36 (% 78)'ı S. enteritidis, 10 (% 22)'u S. typhimurium olarak belirlendi. Otuz-bir 'Shigella kökeninin 18 (%50)'i S. flexneri, 14 (% 39)'ü S. sonnei, dördü (% 11) S. boydu olarak saptandı. Otuz-bir Campylobacter kökeninin 25 (%81)'i C. jejuni, altısı (% 19) C. coli olarak belirlendi. Agar dilüsyon yöntemi ile C. jejuni kökenlerinin tümü gentamisin ve tetrasikiine duyarlı, trimetoprim-sulfametoksazole dirençli bulunurken, % 92' i eritromisin, azitromisin ve siprofloksazine, % 80'i ampisillin sulbaktama, % 68'i ampisiline duyarlı bulundu. Campylobacter coli kökenlerinin de tümü siprofloksasin, gentamisin ve tetrasikiine duyarlı fakat trimetoprim-sulfametoksazole dirençli bulunurken % 83'ü ampisilin ve ampisilin-sulbaktama, % 67'i eritromisin ve azitromisine duyarlı bulundu. Çalışmanın verileri Edirne'de yaz döneminde Campylobacter türlerinin akut gasro-enteritlerde en yaygın etkenlerden biri olduğunu, yaş grupları arasında anlamlı fark olmadığını gösterdi. Campylobactergastro-enteritlerinde makrolit grubu antibiyotiklerin ilk seçenek olarak kullanılabilir olduğu belirlendi.Öğe Hastane ile ilişkili neisseria meningitidis W135 konjunktiviti(2013) Ünal, Gülizar Yılmaz; Alkan, Metin; Vatansever, Ülfet Özbek; Tuğrul, H. MuratNeisseria meningitidis, akut bakteriyel konjunktivit etkenleri arasında nadiren rastlanılan bir patojendir. Meningokoksik konjunktivitler primer veya sekonder olarak görülebilmekte; primer meningokoksik konjunktivit ise invazif olan ve olmayan şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Türkiye’de yaygın olmayan N.meningitidis W135 suşu menenjit etkeni olarak nadiren bildirilmektedir. Literatürde, ülkemizde N.me- ningitidis W135’in etken olarak görüldüğü konjunktivit olgu bildirimine de rastlanmamıştır. Bu raporda, N.meningitidis W135 konjunktiviti olan ve etkenin, meningokoksik menenjitli bir hasta ile temas sonrası hastane ortamında bulaştığı bir olgu sunulmaktadır. Genel durumu kötü olan, beslenememe ve kilo kaybı nedeniyle hastanemize getirilen iki aylık erkek olgu, ağır dehidratasyon sebebiyle yoğun bakıma yatırılmış ve sıvı replasmanı başlanmıştır. Down sendromu stigmatları olan hastanın fizik muayenesinde kon- junktivitin saptanması üzerine her iki gözden sürüntü örnekleri alınmış, direkt yayma ve kültürü yapılmıştır. Sol gözden alınan örneğin Gram boyamasında bol lökosit ve gram-negatif diplokok gözlenmiştir. Sol göz sürüntü kültüründe üreyen bakteri de konvansiyonel mikrobiyolojik yöntemlerle N.meningitidis olarak tanımlanmış ve serolojik tiplendirmede izolatın W135 suşu olduğu belirlenmiştir. Hastaya sistemik olarak sefotaksim ve ampisilin-sulbaktam, topikal olarak da tobramisin ve gentamisin tedavisi uygulanmıştır. Takiplerinde herhangi bir menenjit bulgusu saptanmaması nedeniyle olgu, invazif olmayan primer meningokoksik konjunktivit olarak değerlendirilmiştir. Olası kaynak araştırmasında; bir hafta önce Tekirdağ Devlet Hastanesi polikliniğinde yüksek ateşli, bilinç bulanıklığı ve kusması olan altı yaşında bir erkek çocuk ile yakın temas öyküsü olduğu öğrenilmiştir. Menenjit bulguları olan bu olası kaynak olgunun BOS kültüründen de N.meningitidis izolasyonu yapılmış ve serotiplendirme ile W135 suşu olduğu belirlenmiştir. Olgulardan izole edilen suşların fenotipik benzerlik gösterdiği saptanmış, ancak genotiplendirme yapılamamıştır. Konjunktivitli olguda, menenjitli olgu ile yakın temas dışında başka bir enfeksiyon kaynağına rastlanmaması nedeniyle, N.meningitidis W135 bulaşının hastane ortamında diğer hastadan kaynaklandığı kanaatine varılmıştır. Sunulan bu olgu, ülkemiz kaynaklı ilk N.meningitidis W135 konjunktiviti olgusudur.Öğe Öğe Investigation of metallo beta lactamases and oxacilinases in carbapenem resistant acinetobacter baumannii strains isolated from inpatients(2015) Aksoy, M. Duygu; Çavuşlu, Şaban; Tuğrul, H. MuratBackground: Resistance to beta-lactam antibiotics is widespread among Acinetobacter strains. Plasmid-mediated metallo beta lactamases (MBL) are responsible for carbapenem resistance, as are oxacillinases (OXA). In recent years, MBL producing carbapenem-resistant strains have been reported in the world and in Turkey in increasing rates. In our country, besides the OXA 51- like enzyme which is inherent in A. baumannii strains, OXA 58-like and OXA 23-like carbapenemases producing strains have also been widely detected. In addition, Verona Imipenemase (VIM) and (IMP)-type MBL have been reported in some centers. Aims: The aim of our study was to investigate the presence of carbapenemases in Acinetobacter strains isolated from hospitalized patients in Edirne. Study Design: Cross-sectional study. Methods: A total of 52 imipenem-resistant A. baumannii strains isolated between January and March 2013 were investigated. The presence of MBL was described phenotypically by the combined disk diffusion test (CDDT), double disk synergy test (DDST), MBL E- test (only performed in 28 strains) and modified Hodge test. blaIMP , blaVIM, blaGIM, blaSIM, blaSPM genes and blaOXA-23, blaOXA-51, blaOXA-40, blaOXA-58 genes were inves- tigated by multiplex polymerase chain reaction (PCR). The blaNDM-1 gene was determined by PCR. Results: By modified Hodge test, 50 strains (96%) were found to be MBL positive. Positivity of MBL was 21% by both CDDT (0.1 M EDTA) and DDST. Twen- ty-four of 28 strains (85.7%) were positive by MBL E-test. OXA 23-like and OXA 51-like carbapenemases were detected in all strains, but OXA 58-like and OXA 40-like carbapenemases-producing A. baumannii were not detected. Also, MBL genes were not detected by genotypic methods. Conclusion: Only OXA 23-like carbapenemase was responsible for carbapenem resistance in carbapenem- resistant Acinetobacter strains in Edirne. The MBL- producing Acinetobacter strain is not yet a problem in our hospital. MBL resistance was found by phenotyp- ing tests, which must be confirmed by genotypic meth- ods; multiplex PCR tests can be easily used for screen- ing MBL.Öğe Trakya Üniversitesi Hastanesinde 1997-2002 yılları arasında saptanan Brucella izolatlarının tür biyovar dağılımı(2004) Kuloğlu, Figen; Tuğrul, H. Murat; Gürbilek, Sevil Erdenliğ; Tansel, Özlem; Akata, Filiz; Gürcan, ŞabanBu çalışmada, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvan'nda kan kültüründen izole edilen Brucella türleri ve biyotiplerinin saptanması amaçlanmıştır. 1997-2002 yılları arasında 14.815 hastadan yapılan kan kültürünün 48'inden (%0.3) Brucella cinsi bakteriler üretilmiştir. Bu bakteriler, C02 ihtiyacı, H2S yapımı, tiyonin ve bazik fuksine duyarlılık,, Tbilisi fajı ile lizis ve monospesifik A ve M antiserumları ile aglütinasyon sonuçlarına göre değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, izolatların 47'sinin (%97.9) B.melitensis, birinin (%2.1) 6.abortus olduğu saptanmıştır. Kırk iki (%89.4) B.melitensis izolatının biyovar3, beşinin (%10.6) ise biyovar 1 olduğu belirlenmiş, tanımlanan tek B.abortus susunun ise atipik bir izolat olduğu görülmüştür.Öğe Trakya üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde bağışıklık sistemi baskılanmış hastalardan izole edilen nocardia türleri ve antibiyotiklere duyarlılıkları(2007) Aydoslu, Bayram; Tuğrul, H. MuratBu çalışmada bağışıklık sistemi baskılanmış veya altta yatan hastalığıolan hastalardan alınan klinik örneklerden Nocardia cinsi bakterilerin izole edilmesi,tanımlanması ve antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya 126’sı(%53.8) maligniteli, 108’i (%46.2) altta yatan diğer hastalıkları olan (akciğer hastalığı,romatolojik hastalık, diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, serebrovasküler hastalık,malnütrisyon) toplam 234 hasta (172 erkek, 62 kadın; yaş ortalaması: 58.6±15.9 yıl) dahiledilmiş, izolatların tanımlanmasında biyokimyasal testler, üreme özellikleri ve antibiyotikduyarlılık kalıpları dikkate alınmıştır. Hastalardan alınan klinik örneklerin dağılımı; balgam(124), trakeal aspirat (54), plevral mayii (27), bronkoalveoler lavaj (23), apse materyali(7) ve akciğer biyopsisi (1) şeklindedir. Çalışmamızda 234 hastanın dördünden (%1.7)Nocardia türleri izole edilmiş ve bunların ikisi N.farcinica, biri N.asteroides ve biri deN.otitidiscaviarum olarak tanımlanmıştır. İzolatların ait olduğu ikisi erkek dört olgununhepsinde hazırlayıcı faktör olduğu (karaciğer kanseri/diyabet; antifosfolipid sendromu/ steroid kullanımı; nefrotik sendrom/steroid kullanımı; kronik obstrüktif akciğer hastalığı/ akciğer kanseri?), yaş ortalamalarının 52.5 yıl olduğu ve hastalığın olguların ikisindeakciğer enfeksiyonu, birer tanesinde de beyin ve yumuşak doku apsesi şeklindeseyrettiği belirlenmiştir. Suşların antibiyotik duyarlılıkları Kirby-Bauer disk difüzyon, E-testve buyyon mikrodilüsyon yöntemleri ile araştırılmış ve hepsinin amikasin ve imipenemeduyarlı, eritromisin ve ampisiline dirençli oldukları izlenmiştir. Bir N.asteroides suşununtrimetoprim-sülfametoksazole (TMP-SMX) duyarlı bulunmasına rağmen iki N.farcinicave bir N.otitidiscaviarum suşunun dirençli olduğu saptanmıştır. N.farcinica izolatlarınınduyarlı olduğu antibiyotiklerin seftriakson ve sefotaksim olduğu görülmüştür. Sonuçolarak günümüzde bağışıklık sistemi baskılanmış hasta sayısının artması nedeniyle, butip hastalarda Nocardia türlerinin de akılda tutulması ve ampirik tedavide tercih edilenTMP-SMX kullanımında dikkatli olunması gerektiği kanısına varılmıştır.