Yazar "Koca, Furkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BERUFLICHE SELBSTPORTRÄTS VON DEUTSCHLEHRERKANDIDAT*INNEN UND ERFAHRENEN DEUTSCHLEHRENDEN IN DER TÜRKEI(2024) Candan, Binnur Arabacı; Ural, Nihal; Koca, FurkanDas berufliche Selbstporträt für den Lehrberuf spiegelt die Lehrphilosophie der Lehrenden wider. Das Ziel dieser Studie war es, die beruflichen Selbstporträts von Deutschlehrerkandidat*innen und erfahrenen Deutschlehrenden in der Türkei darzustellen. In diesem Kontext nahmen 25 Deutschlehrerkandidat*innen und 20 erfahrene Deutschlehrende an der Studie teil und beantworteten 12 offene Fragen. Die Befunde der Studie zeigten, dass sowohl Unterschiede als auch Gemeinsamkeiten zwischen beiden Teilnehmergruppen im Hinblick auf ihre beruflichen Selbstporträts bzw. Lehrphilosophie auftauchen.Öğe Eine vergleichende analyse der rhetorischen strukturen in ausgewählten Türkischen und Deutschen bilderbüchern(Trakya Üniversitesi, 2021) Koca, Furkan; Asutay, HikmetÇocuk kitapları çocukların dil ve okuma becerilerinin gelişimi için kullanılabilecek önemli kaynaklardır. Araştırmacılara göre çocuklar, edebi metinler sayesinde yalnızca dilsel olarak aktarılan mesajlara odaklanmayı ve bunları çözümlemeyi öğrenirler. Edebiyatla aktarılan bu dilsel mesajların çözümlenmesi aşamasında metindeki cümleler arasındaki ilişkiler ve metnin genel bağdaşıklık yapısı önemli görülmektedir. Metinlerdeki bu ilişkilerin ve yapıların çözümlenebilmesi içinse metindilbilimsel yaklaşımlar gereklidir. Bu nedenle, bu çalışmada çocuklara yönelik Türkçe ve Almanca resimli kitaplar metindilbilimsel bir yaklaşım olan sözbilimsel yapı kuramıyla ele alınmıştır. Sözbilimsel yapı kuramı 1988 yılında Mann ve Thompson tarafından geliştirilmiştir. Bu kuramın amacı, bir metindeki ardışık cümlelerin birbirlerine nasıl ilişkiler kurduğunu belirlemek ve böylece metnin nasıl organize edildiğini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın bütüncesini okul öncesi çocuklara yönelik 3 Türkçe ve 3 Almanca resimli kitap ile okul çağındaki çocuklara yönelik 3 Türkçe ve 3 Almanca resimli kitap oluşturmaktadır. Böylece çocuklara yönelik resimli kitaplardaki sözbilimsel yapılarda yaş grubuna veya dile bağlı farklılıklar olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi çocuklara yönelik Türkçe resimli kitaplarda olayları sıralamaya yönelik sözbilimsel ilişkilerin çoğunlukta olduğu, aynı yaş grubundaki Almanca resimli kitaplarda ise ayrıntılandırmaya yönelik ilişkilerin çoğunlukta olduğu görülmüştür. Okul çağındaki çocuklara yönelik resimli kitaplardaki sözbilimsel yapılar nitelik açısından her iki dilde de benzerdir. Fakat nicelik açısından farklıdır. Okul çağındaki çocuklara yönelik Almanca resimli kitapların sayfa sayısı daha fazla olsa da aynı yaş grubundaki Türkçe resimli kitaplardaki sözbilimsel ilişkiler çok daha fazladır. Bu durum, bu yaş grubuna yönelik hazırlanan Türkçe resimli kitaplarda metinlerin, Almanca resimli kitaplarda ise resimlerin daha yoğun olduğunu göstermiştir. Yaş gruplarına göre yapılan karşılaştırmada ise Türkçe resimli kitaplarda her iki yaş grubu arasındaki geçişin çok keskin olduğu görülmüştür. Okul çağındaki çocuklara yönelik Türkçe resimli kitaplarda, okul öncesi çocuklara yönelik Türkçe resimli kitaplara kıyasla iki kat daha fazla sözbilimsel yapı vardır. Bu, Türkçe resimli kitaplarda iki yaş grubu arasındaki geçişte konu ve içerik değişiminin yanı sıra metin uzunluğunun arttırılmasının da önemli olduğunu göstermektedir. Almanca resimli kitaplarda ise bu durum farklıdır. Her iki yaş grubuna yönelik Almanca resimli kitaplardaki sözbilimsel yapı sayısı benzerdir. Bu nedenle Almanca resimli kitaplarda yaş grupları arasındaki farklılığın kitaplardaki metin uzunluğunun arttırılmasından ziyade konu ve içerik bakımından yapıldığı söylenebilir.Öğe Lernstrategıen von Lernenden der Generatıon Z Im Fremdsprachlichen Fernunterricht: Eıne Fallstudie(Trakya Üniversitesi, 2021) Köksal, Handan; Arabacı, Binnur; Koca, Furkan; Ural, NihalDas Lernen ist ein Phänomen, das von Generation zu Generation unterschiedlich sein kann. Es ist bekannt, dass auch die Generation Z Lerncharakteristika aufweist, die sie von früheren Generationen unterscheiden. Ein großer Teil der türkischen Gesamtbevölkerung und des türkischen Schulwesens besteht aus Mitgliedern der Generation Z. Aber es sind weniger Studien zum Thema Lernstrategien der Generation Z in der Türkei zu finden. Das Ziel dieser Fallstudie ist es, die Sprachlernstrategien der Lernenden der Generation Z im Fernunterricht festzustellen. In diesem Kontext wurden Antworten auf die Fragen gesucht, wie Lernende der Generation Z eine Fremdsprache lernen und ob der fremdsprachliche Fernunterricht entsprechend den Lernstrategien dieser Generation durchgeführt wird. Ein Fragebogen mit 10 offenen Fragen wurde an die Lernenden in den Vorbereitungsklassen der Hochschule für Fremdsprachen der Trakya Universität gesendet und die Antworten von insgesamt 78 Lernenden wurden durch eine Inhaltsanalyse bewertet. Als Fazit konnte festgestellt werden, dass die Lernenden die kognitiven mehr, aber die metakognitiven und affektiven Lernstrategien kaum verwenden. Im Zusammenhang mit dieser Situation gaben die Lernenden an, dass sie Motivations- und Konzentrationsprobleme im Fernunterricht haben. Am Ende der Studie wurden Vorschläge zur Lösung dieser Probleme entwickelt.Öğe Okul Öncesi Çocuklara Yönelik Türkçe ve Almanca Resimli Kitaplardaki Sözbilimsel Yapıların Analizi(2022) Koca, Furkan; Asutay, HikmetOkuma alışkanlığı kazanımı yaşamın ilk yıllarında başlayan ve yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Erken yaşlardan itibaren okuma alışkanlığı kazanan çocuklar, akranlarına kıyasla birçok açıdan daha avantajlı bir konuma yükselmektedir. Çocukların okuma alışkanlığı kazanımı sürecinde resimli kitaplar oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, resimli çocuk kitaplarını ele alan birçok bilimsel araştırma yapılmaktadır. Bu araştırmalar genellikle resimli kitaplar aracılığıyla değerler eğitimi gibi konulara ağırlık vermektedir. Fakat alandaki uzmanlar çocuk kitaplarının özellikle dilbilimsel olarak incelenmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu çalışmada okul öncesi çocuklara yönelik Türkçe ve Almanca resimli kitaplardaki sözbilimsel yapılar karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve resimli çocuk kitaplarına metin dilbilimsel bir bakış sunulmuştur. Sözbilimsel yapıların analizinde Mann ve Thompson tarafından geliştirilen sözbilimsel yapı kuramı kullanılmıştır. Sözbilimsel yapı kuramı, bir metni oluşturan ardışık cümleler arasındaki anlamsal ilişkileri tespit eder ve metin tutarlılığının nasıl organize edildiğini ortaya çıkarır. Bu bağlamda, Türkçe resimli kitaplarda tutarlılığın en çok sıralama ve ek bilgi ilişkileriyle sağlandığı görülmüştür. Almanca resimli kitaplardaysa ek bilgi ve neden-sonuç ilişkileri metin tutarlılığı için en çok kullanılan sözbilimsel ilişkilerdir. Çalışmadaki bulgular Türkçe resimli kitapların anlaşılabilmesi için okurun çok sayıda metin tabakasını iyi bir şekilde anlaması gerektiğini göstermektedir. Çocuk kitaplarındaki metinlerin organizasyonunda görülen bu farklı sözbilimsel yapılardan hangisinin okumayla ilgili alanları nasıl etkilediği sorusu henüz bu alanda yeterince deneysel çalışma olmadığı için yanıtsızdır.Öğe Stefan Zweig’ın Mecburiyet Adlı Eserinde Otoriteye İtaat ve Milgram Deneyi(2022) Koca, Furkan; Çorakli, ŞahbenderAvusturyalı yazar Stefan Zweig’ın 1920 yılında yayımlanan “Der Zwang” (Mecburiyet) adlı eseri, psikolog Stanley Milgram tarafından 1960’lı yıllarda yapılan otoriteye itaat deneyleriyle ilginç benzerlikler taşımaktadır. Eserin başkişisi Ferdinand’ın aldığı sefer görev emri karşısındaki davranışları ile Milgram’ın deneklerinin deneyde aldıkları emirler karşısındaki davranışları neredeyse tamamen örtüşmektedir. Bu çalışmada eserle deney arasındaki benzerlikler gösterilip elde edilen bulgular psikanalitik edebiyat eleştirisiyle yorumlanmıştır.Öğe ÜKSEL PAZARKAYA’NIN “YEŞERİYOR” ADLI ÖYKÜSÜNÜN GÖSTERGEBİLİMSEL ÇÖZÜMLEMESİ(2020) Koca, Furkan; Asutay, HikmetNazilerin önderliğinde girdiği İkinci Dünya Savaşı’ndan büyük bir yıkımla ayrılanAlmanya, ilk şoku atlattıktan kısa bir süre sonra toparlanma hamlelerine başlamıştır.Alman ekonomisinin kısa sürede gösterdiği olağanüstü başarı öyle hayret vericidir kidünya literatürüne Wirtschaftswunder (ekonomik mucize) terimini kazandırmıştır.Almanya, ekonomik mucizesinin gelişiminde en büyük engel olarak görülen iş gücüsorununu, başka ülkelerden misafir işçi alımı yaparak çözmüştür. Türkiye, budönemde en fazla misafir işçi gönderen ülke olarak Almanya’nın yakın tarihindeönemli bir rol oynamış ve oynamaya devam etmektedir. İlk giden işçilerin yaşadığıdilsel, kültürel ve sosyal sorunların bir sonucu olarak doğan Türk-Alman edebiyatı,zaman içinde hem biçimsel hem de tematik olarak birçok değişime uğramıştır. TürkAlman edebiyatı söz konusu olduğunda akla gelen ilk isimlerden biri de YükselPazarkaya’dır. Bu çalışmada Yüksel Pazarkaya’nın Yeşeriyor adlı öyküsügöstergebilimsel çözümleme yöntemiyle çözümlenmeye çalışılmıştır. Ortaya çıkarılanveriler yorumlanmış ve öyküde verilen mesajların üzerinden neredeyse elli yılgeçmesine rağmen günümüzde hala geçerliliğini koruduğu görülmüştür.