Yazar "Harmandar, Orbay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Clinical and epidemiologic data on chronic lymphocytic leukemia patients followed up at a tertiary center in Turkey(Taylor & Francis Ltd, 2015) Pamuk, Gulsum Emel; Uyanik, Mehmet Sevki; Aydogdu, Erkan; Ak, Recep; Demir, Ahmet Muzaffer; Harmandar, Orbay[Abstract Not Available]Öğe EORTC QLQ-C30 assessment in Turkish patients with hematological malignancies(Springer, 2008) Pamuk, Guelsuem Emel; Harmandar, Ferda; Ermantas, Nilay; Harmandar, Orbay; Turgut, Burhan; Demir, Muzaffer; Vural, OezdenWe aimed to evaluate the prevalences of self-reported anxiety and depression symptoms in hematological malignancy patients and to determine the association between the presence of these disorders and the results of the European Organization for Research and Treatment of Cancer Quality of Life Questionnaire-30 (EORTC QLQ-C30). One hundred and forty patients with a diagnosis of a hematological malignancy completed the Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) and the General Health Questionnaire. Patients with higher anxiety scores were more frequently inpatients, had higher EORTC general symptom scores, and they had lower cognitive, emotional, social functioning and global quality of life (QoL) scores (all p values < 0.05). Patients with higher depression scores had more frequently active disease and were inpatients; they had higher mean Eastern Cooperative Oncology Group performance scores, EORTC gastrointestinal system and general symptom scores, and significantly lower physical, role, emotional, social and cognitive functioning and global QoL scores (all p values < 0.01). During follow-up, it was observed that survival curves of patients with active disease who had higher HADS depression scores tended to be shorter than those with lower scores (p=0.1). Anxiety and depression are frequent in hematological malignancy patients and associated with poor QoL and performance status. In addition, the presence of self-reported depression might have a predictive value for poor prognosis.Öğe Increased Frequency of Gastrointestinal Symptoms in Patients with Fibromyalgia and Associated Factors: A Comparative Study(J Rheumatol Publ Co, 2009) Pamuk, Omer Nuri; Umit, Hasan; Harmandar, OrbayObjective. To determine the frequency and severity of gastrointestinal (GI) symptoms in patients with fibromyalgaia (FM). Methods. We included 152 women with FM (mean age 45.4 +/- 12.2 yrs), 98 women with rheumatoid arthritis (RA; mean age 45.5 +/- 12.3 yrs), and 60 healthy female controls (mean age 44 +/- 11.3 yrs). All patients were questioned about the severity of their chronic widespread pain, symptoms of FM, symptoms of dyspepsia, using a visual analog scale (VAS), and anxiety-depression scale. Patients were asked self-reported (yes/no), symptom-based (>= 2 criteria) constipation and severity of constipation questions, and about the severity of quality of life (QOL) disturbance secondary to dyspepsia and constipation. Results. Patients with FM had higher symptom severities for belching, reflux, bloating, sour taste, and vomiting than patients with RA and controls (all p values < 0.01). Patients with FM had significantly more dyspepsia-related QOL disturbances than the other 2 groups (p < 0.01). FM and RA patients had more frequent self-reported constipation than controls (respectively, 42.1%, 48%, 21.7%; p < 0.01). The frequency of symptom-based constipation was significantly higher in the RA group (49%) than in FM (29.6%) and control groups (23.3%) (p < 0.01). Constipation-related QOL disturbance was significantly higher in patients with FM than in controls (p < 0.01). Conclusion. In patients with FM, the severity scores of dyspepsia symptoms, constipation, and dyspepsia-related QOL disturbance were higher than in patients with RA and controls. The higher GI symptom severity in patients with FM might have negative effects on their QOL. (First Release July 1 2009; 1 Rheumatol 2009;36:1720-4 doi: 10.3899/jrheum.090024)Öğe An increased prevalence of fibromyalgia in iron deficiency anemia and thalassemia minor and associated factors(Springer London Ltd, 2008) Pamuk, Guelsuem Emel; Pamuk, Oemer Nuri; Set, Turan; Harmandar, Orbay; Yesil, NesibeIn this study, we evaluated the prevalence of fibromyalgia (FM) in iron deficiency anemia (IDA) and thalassemia minor (TM) patients and associated factors. In addition, we investigated the prevalence of IDA in outpatients with fibromyalgia, and its effect on clinical findings. The study included 205 IDA, 40 TM patients and 100 healthy controls. FM was diagnosed according to 1990 ACR criteria. Whole blood count, biochemical tests, and serum iron parameters were determined. Pain, fatigue, and FM Impact Questionnaire (FIQ) functional item scores were assessed in FM subjects. In addition, the prevalence of IDA in FM patients diagnosed at the Rheumatology Outpatient Clinic was determined. The prevalences of FM in IDA (17.6%) and TM (20%) groups were higher than in controls (6%; p values 0.006 and 0.025, respectively). When IDA patients with FM were compared to those without FM, it was seen that a higher percentage were females, married, and a higher percentage had history of pica (all p values < 0.05). Serum hemoglobin and iron parameters did not differ between IDA patients with and without FM. IDA was detected in 48 (24.5%) of 196 FM patients. FM patients without IDA had higher sleep disturbance scores (p = 0.012) and longer duration of FM (p = 0.045). FM was a common finding in patients with IDA and TM. FM was associated with female sex and history of pica in IDA patients, and not associated with serum hemoglobin and selected iron parameters. The presence of FM in TM had no association with any of the above-mentioned parameters.Öğe Non-Hodgkin lenfoma vakalarımızın klinik özelliklerinin değerlendirilmesi(2006) Harmandar, Orbay; Harmandar, Ferda; Demir, Muzaffer; Turgut, Burhan; Vural, Özden; Tekgündüz, Emre; Pamuk, Gülsüm E.Non-Hodgkin lenfomalı (NHL) 114 hastamızın klinik özellikleri, histopatolojik tipleri, tedavileri ve yanıtları, ve sağkalım analizi değerlendirildi. Tanıda Cotswold’a göre %10’u evre I, %14’ü evre II, %30’u evre III ve %46’sı evre IV’tü. Olguların 101’ine (%89) tedavi uygulandı. 57 olguda (%56) CHOP ve 17 olguda (%17) rituksimab (R)-CHOP verildi. En yüksek tam remisyon oranı R-CHOP grubundaydı (%83). Hastaların medyan sağkalımı 52 aydı. 3 yıllık sağkalım %54, 5 yıllık sağkalım %46 idi. Çok agresif NHL’lilerin sağkalımı (3 ay), agresif (41 ay) ve indolentlerden (86 ay) kısaydı (p’ler <0.05). Tanıda evre IV olguların medyan sağkalımı (26 ay), evre I (ulaşılamadı), evre II (86 ay) ve III (96 ay) olgulardan kısaydı (p’ler <0.05). Tanıda B semptomlu, ekstranodal ve kemik iliği tutulumu saptananlarla, ilk tedaviye yanıtsız, IPI>2 olanların sağkalımları diğerlerinden kısaydı (p’ler<0.05). Cox regresyon analizinde, ilk tedaviye cevapsızlığın (OR:11.6, p=0.001) bağımsız kötü prognostik faktör olduğu saptandı. İlk tedavide rituksimablı kombine kemoterapiyle yüksek tam remisyon oranı dikkat çekiciydi.Öğe Nötrositik asitli siroz hastalarında serum ve asit sıvısı TNF-alfa, interlökin-6, nitrik oksit ve myeloperoksidaz seviyelerinin, asit enfeksiyonu açısından tanısal ve prediktif değeri(2020) Harmandar, Ferda Akbay; Harmandar, Orbay; Tezel, AhmetGiriş ve Amaç: Asitli siroz hastalarında ortaya çıkan spontan asit enfek-siyonu, mortalitesi yüksek bir komplikasyondur. Çalışmamızda, spontan asit enfeksiyonu sırasında, proinflamatuvar sitokinler olan interlökin-6 ve tümör nekrozis faktör-alfanın asit sıvısı ve serumda, nitrik oksit ve myeloperoksidazın ise asit sıvısındaki düzeylerine bakıp, bu sonuçların asit enfeksiyonu açısından tanısal ve prediktif değeri olup olmadığını araştırdık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya alınan 40 hasta, steril asitli grup, kültür negatif nötrositik asitli grup ve spontan bakteriyel perito-nitli grup olarak ayrıldı. Hastalardan başvuru anında asit sıvısı ve serum örnekleri alınarak saklandı. Daha sonra tüm olguların asit sıvısı ve se-rumunda immünoradyometrik yöntemle interlökin-6 ve tümör nekro-zis faktör-alfa, asit sıvılarında ELISA ile myeloperoksidaz ve enzimatik yöntemle nitrik oksit düzeyleri çalışılarak üç grup birbiriyle ayrı ayrı kar-şılaştırıldı. Bulgular: Olguların asit sıvısı ve serum interlökin-6 düzeyi ortalaması kültür negatif nötrositik asit ve spontan bakteriyel peritonit grubunda steril asit grubundan anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Asit sıvısı tümör nekrozis faktör-alfa düzeyi ortalaması spontan bakte-riyel peritonit grubunda steril asit grubuna kıyasla anlamlı derecede yüksek saptanırken, serum tümör nekrozis faktör-alfa düzeyi ortalama-sında her üç grup arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmamıştır. Asit sıvısı myeloperoksidaz düzeyi ortalaması kültür negatif nötrositik asit ve spontan bakteriyel peritonit grubunda steril asit grubundan anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Asit sıvısı nitrik oksit düzeyi ortalaması arasında ise her üç grup arasında istatistiksel anlamlı fark saptanma-mıştır. Sonuç: Elde edilen bulgular, asitli siroz hastalarında, spontan asit enfeksiyonu tanısında, asit sıvısı ve serumdaki interlökin-6 ile asit-teki myeloperoksidaz düzeylerinin, konvansiyonel yöntemlere yardımcı olabileceğini, nitrik oksit ve tümör nekrozis faktör-alfa değerlerinin ise tanısal açıdan uygun olmadığını düşündürmektedir.Öğe Nötrositik asitli siroz hastalarındaserum ve asit sıvısı TNF-alfa, interlökin-6, nitrik oksit ve myeloperoksidaz seviyelerinin, asit infeksiyonu açısından tanısal ve prediktif değeri(2008) Harmandar, Orbay; Teze, AhmetAsitli siroz hastalarında ortaya çıkan spontan asit infeksiyonu, mortalitesi yüksek bir komplikasyondur. Çalışmamızda, spontan asit infeksiyonu sırasında, proinflamatuvar sitokinler olan interlökin-6 ve tümör nekrozis faktör-alfa'nın asit sıvısı ve serumda, nitrik oksit ve myeloperoksidaz ise asit sıvısındaki düzeylerini araştırmayı amaçladık.Çalışmaya alınan 40 hasta, steril asitli grup (25), kültür negatif nötrositik asit'li grup (10) ve spontan bakteriyel peritonit'li grup (5) olarak üç gruba ayrıldı. Hastalardan başvuru anında asit sıvısı ve serum örnekleri alınarak saklandı. Daha sonra tüm olguların asit sıvısı ve serumunda immunoradyometrik yöntemle interlökin-6 ve tümör nekrozis faktör-alfa, asit sıvılarında ELISA ile myeloperoksidaz ve enzimatik yöntemle nitrik oksit düzeyleri çalışılarak üç grup birbiriyle ayrı ayrı karşılaştırıldı. Steril asitli grubun, asit sıvısı ve serumdaki interlökin-6 ile asit sıvısındaki myeloperoksidaz düzeyleri, kültür negatif nötrositik asitli ve spontan bakteriyel peritonitli olguların interlökin-6 ve myeloperoksidaz düzeylerinden belirgin olarak düşük saptandı. Asit infeksiyonu tanısı açısından, asit ve serum IL-6 düzeyinin duyarlılığı %100 iken özgüllükleri sırasıyla %60 ve %80 idi. Myeloperoksidaz'ın özgüllüğü ise %85, duyarlılığı %100 olarak saptandı. Her üç grupta, asit sıvısındaki interlökin seviyesi serumdakinden anlamlı derecede yüksek, spontan bakteriyel peritonit grubunda, asit sıvısı ile serum interlökin-6 düzeyleri birbiriyle koreleydi. Asit sıvısı nitrik oksit seviyesi açısından karşılaştırıldığında hiçbir grup arasında fark olmadığı tesbit edildi. Tümör nekrozis faktör-alfa'nın asit sıvısındaki düzeyi, spontan bakteriyel peritonitli grupta, steril asitli gruba göre belirgin olarak yüksek iken, kültür negatif nötrositik asitli grup ile steril asitli ve spontan bakteriyel peritonitli gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu. Karaciğer hastalığının şiddeti açısından mevcut parametreler karşılaştırıldığında, Child B ve C grupları, birbirine benzer sonuçlar gösterdi. Elde edilen bulgular, asitli kronik karaciğer parankim hastalarında, spontan asit infeksiyonu tanısında, asit sıvısı ve serumdaki interlökin-6 ile asitteki myeloperoksidaz düzeylerinin, konvansiyonel yöntemlere yardımcı olabileceğini, nitrik oksit ve tümör nekrozis faktör-alfa değerlerinin ise tanısal açıdan uygun olmadığını düşündürtmektedir.