Geç 19. Yüzyıl ve erken 20. Yüzyıl İstanbul'unda tarihi mezarlık alanlarının mekansal dönüşümü
Abstract
Tarihi mezarlık alanları oluşumu gereği dönemi hakkında mimari, estetik,
kültürel, kentsel ve sosyal veriler sunmaktadırlar. Bunların yanında tarihi boyutları ile
kent belleği adına süreklilik duygusu yaratmakta, içerdikleri veriler ile birlikte de belge
niteliğindeki alanlar olmaktadır. Tüm bu özellikleri göz önüne alındığında tarihi mezarlık
alanları tarihi-kültürel mirasımızın bir parçasıdırlar. Ne yazık ki kültürel mirasımızın bir
parçası olan tarihi mezarlık alanlarının zamanla çeşitli etkenlerle hızlı bir şekilde yok
olduğu gözlemlenmektedir. Bu olumsuz durum bir araştırma problemi olarak ve tezin
konusu olarak ortaya çıkmaktadır.
Yapılan tezde çalışma alanı olarak İstanbul’da bulunan tarihi mezarlık alanları
seçilmiştir. İstanbul’un seçilme nedenlerinden ilki, Osmanlı Devleti’nin başkenti olması
dolayısıyla döneminin sınırlı kaynakları arasında hakkında en çok yazılı ve görsel
kaynaklara erişiminin olmasıdır. İstanbul’un seçilme nedenlerinden ikincisi ise büyük bir
yerleşime ve nüfusa sahip olması sebebiyle, bol miktarda ve büyük alanlara sahip tarihi
mezarlık alanları içermesidir.
Tezin zaman dilimi olarak 19.yy. ve erken 20.yy. seçilmiştir. Seçilen zaman
diliminin nedenlerinden ilki; bu dönemde kentte radikal bir dönüşümün yaşanmış olması
ve bu dönüşümden de tarihi mezarlık alanlarının ciddi bir şekilde etkilenmiş olmasıdır.
Zaman dilimi seçiminde ikinci bir sebep ise bu çağda haritacılık disiplininde yaşanan
ciddi gelişmelerle birlikte mezarlık alanlarının haritalarda ince ayrıntılarına kadar bizzat
gözlemlenebilmesi ve bu haritaların yazılı kaynaklar, tanımlar ve tasvirlere göre daha
rasyonel ve analitik veriler ortaya koymasıdır.
Zaman diliminin seçiminin bir başka sebebi ise akademik ortamda bu konu ve bu
zaman dilimi hakkında yeterli çalışmaların bulunmuyor olmasıdır. Bu çalışmanın
sonucunda kültürel mirasımızın yok oluşuyla ilgili daha önce yapılmamış olan çarpıcı
gerçekler keşfedilmiş ve belgelendirilmiştir. Gerek kültürel mirasımızın yok oluşunu
keşfetmesi gerek bu olumsuz durumu sebepleri ile kendine özgü metodu ile ortaya
çıkarması tezin özgün niteliğini oluşturmaktadır.
Birinci bölümde; araştırma problemi ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış, çalışmada
kullanılan yazılı ve görsel kaynaklar tanıtılmış, çalışmanın yöntemi kapsamlı bir şekilde
açıklanmış ve tezin özgün değeri üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde; mezarlık alanlarının kentin bir parçası olmalarından dolayı
kentten bağımsız değerlendirilemeyeceği varsayımında bulunulmuştur. Bu varsayımdan
yola çıkılarak kent kuramları araştırılmıştır. Kent kuramlarının yanısıra kenti ilgilendiren
idari, iktisadi, sosyal, politik etkenler üzerinde kısaca durulmuştur. Problemin çıkış özünü
oluşturan özel mülkiyet hakkının gelişiminden bahsedilmiştir. Kentsel boyutta
araştırmaların yanısıra mezarlık alanlarını daha yakın ölçekten ilgilendiren araştırmalar
yapılmıştır. Bu noktada kent toprakları, rant ve toprak rantı konularına değinilmiştir.
Ardından İstanbul’da yaşanan nüfus artışı ve modernizasyon çalışmalarının sonucunda
kentin duyduğu yeni mekân arayışları incelenmiştir. Kentin ihtiyaçları için girişilen
kentsel mekân kazanma yöntemlerine çeşitli örneklerle sergilenmiştir. Bu yöntemler; kıyı
dolgu alanları yaratılması, geniş ahşap konak arsalarının alt parselasyonu, yeşil alan
kullanımı, yıkıntı alanların kullanımı, yangın bölgelerindeki yangın sonrası
düzenlemeler, metruk mezarlık alanlarının kullanımı olarak sınıflandırılmıştır. Öncelikle
bu alanların tespiti yapıldıktan sonra kentsel mekân kazanma yöntemlerinin niçin
yapıldığı, nasıl yapıldığı, kazanılan mekanlardan neler ortaya çıktığı ve kenti nasıl
etkilediği irdelenmiştir.
Üçüncü bölümde; araştırma alanı olan İstanbul’da bulunan tarihi mezarlık
alanlarına kapsamlı olarak geçilmiştir. Döneminin İstanbul’unu oluşturan ve haritalarda
gözlemlenebilen Tarihi Yarımada, Beyoğlu, Şişli, Beşiktaş, Üsküdar ve Kadıköy ilçeleri
bölümün başlıklarında ele alınmıştır. Dönüşüm incelenirken var olan alt yapı ve geçmiş
göz ardı edilemeyeceği için ilçelerin 19.yüzyıla kadar olan fiziki durumu haritalardan,
demografik yapıları yazılı kaynaklardan araştırılmıştır. Her bir ilçe için dört ayrı zaman
dilimi seçilmiştir. Bu zaman dilimleri 1786-1840, 1840-1882, 1882-1922, 1922-1945
seneleri arası olarak seçilmiştir. Senelerin seçim sebebinde ana etken haritaların yapım
tarihleri olmuştur. Araştırma alanındaki değişimler en net bahsedilen sene zarflarındaki
haritalardan okunmakta ve elde edilen veriler çok yönlü olmaktadır.
İncelenen zaman dilimleri arasında ilçelerin ilk olarak kent boyutunda kentsel
karakterinin değişimi incelenmiştir. Ardından ilçelerin mezarlık alanlarının mekânsal
dönüşümüne geçilmiş ve inceleme kent toprakları boyutunda yapılmıştır. Değişim son
olarak yapı adası boyutunda irdelenmiştir. Böylelikle mezarlık alanlarının mekânsal
dönüşümü küçük ölçekten büyük ölçeğe çarpıcı şekilde gözler önüne koyulurken bir
yandan dönüşümün çeşitli sayısal verileri de çeşitli çıkarımları yapabilmek için
hesaplanmıştır. Tüm bunlar yapılırken tarihi mezarlık alanlarının dönüşümünün kentsel
mekân kazanma yöntemleri ile benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konulmuştur.
Dördüncü bölümde, tarihi mezarlık alanlarında yaşanan değişimleri daha somut,
sistematik ve bilimsel bir temele oturtma işlemine gidilmiştir. Mezarlık alanlarında
yaşanan dönüşümler, türlerine göre çeşitli alt başlıklara ayrılmıştır. Dönüşümden elde
edilen sayısal veriler alt başlıklar altında toplanmıştır ve birbirine oranlanmıştır. Bu
işlemler gerek her bir ilçe için gerekse İstanbul genelinde yapılmıştır. Böylece dönüşüm
çarpıcı bir şekilde ortaya konmuş ve dönüşümün tespit edilmesinin yanısıra
yorumlanabilmesini sağlamıştır. Nitel ve nicel tespitler birikerek tarihi İstanbul mezarlık
alanlarında yaşanan dönüşüm tüm boyutlarıyla sergilenmiştir.
Sonuç kısmında, İstanbul’da erken 20.yüzyılda yaşanan hızlı nüfus artışı ve
kentsel modernizasyon sonucu kent topraklarında ve tarihi mezarlık alanlarında yaşanan
işlevsel dönüşüm ortaya çıkarılmış ve dönüşümün karakteristiği gözler önüne
koyulmuştur. Historical cemetery areas provide architectural, aesthetic, cultural, urban and
social information about of their period. In addition, they create a sense of continuity in
the name of urban memory. Information that these areas contain, they are living cultural
documents. Thanks to all these mentioned features of cemetery areas; they are part of our
historical-cultural heritage. Unfortunately, it is observed that the historical cemetery
areas, which are part of our historical and cultural heritage, are rapidly disappearing with
various factors over time. This negative situation also arises as a research problem and as
the subject of the thesis.
In the thesis, study area selected as historical cemetery areas located in Istanbul.
The first reason of this; Istanbul was the capital of the Ottoman Empire, so it has access
to the most written and visual resources about it among the limited resources of its era.
The second reason why Istanbul was chosen is because it has a large settlement and
population, and because it contains so many vast historical cemetery areas
Time frame of thesis chosen as the late nineteenth century and the early twentieth
century. The first of the reasons for the chosen time period is that a radical transformation
occurred in the city during this period, and the historical cemetery areas were seriously
affected by this transformation. A second reason for choosing a time zone is that thanks
to the serious developments in the discipline of cartography in this age, cemetery areas
can be observed and exhibits comprehensive details on maps, and these maps reveal more
rational and analytical data than written sources, definitions and descriptions.
Another reason for choosing a time period is that there are not enough studies on
this topic and this time period in the academic community. As a striking result of this
work, the extinction of historical burial grounds was discovered and documented. The
uniqueness of the thesis is that it explores the extinction of our cultural heritage and
reveals this negative situation with its own unique method with reasons for the first time
at the academic community.
In the first chapter, the research problem is described with details. The written and
visual resources used in the study are introduced. The method of the study is explained
comprehensively, and the uniqueness of the thesis is emphasized.
In the second part, it was assumed that the cemetery areas cannot be evaluated
independently of the city because they are part of the city. Based on this assumption,
urban theories have been investigated. Beside the urban theories, administrative,
economic, social and political factors related to the city were briefly discussed. The
progress of the private property rights, which creates the main essence of the problem,
has been mentioned. In addition to urban-scale studies, studies have been conducted that
concern cemetery areas on a smaller scale. At this point, the issues of urban lands, rent
and land rent theories were discussed. Then, due to population growth and modernization
activities in Istanbul; the city's requirements for new areas were mentioned. The methods
of gaining urban space for the needs of the city are discussed. These methods are
classified as, creation of new coastal areas, sub-parcel of large lands of wooden mansions,
usage of green space, usage of ruined areas, post-fire arrangements in fire zones, usage
of abandoned cemetery areas. Firstly, after the determination of these areas, it was
examined why urban space gaining methods were made, how they were made, what
emerged from the gained spaces and how they affected the city.
In the third section, the historical cemetery areas located in Istanbul, which are the
research area, have been comprehensively analysed. Tarihi Yarimada, Beyoglu, Sisli
Besiktas, Uskudar and Kadıkoy districts, which were the origin lands of the Istanbul on
its period and can be observed on maps, are discussed in the titles of the section. The
historical structure of Istanbul cannot be ignored when examining the transformation. So
that four different time zones have been selected for each district. These time periods
were selected as 1786-1840, 1840-1882, 1882-1922, 1922-1945. The main factor in the
reason for the choice of years are the creation dates of most visible and readable maps.
Among the examined time periods, the change of the urban character of the
districts in the urban dimension was examined first. Then, the spatial transformation of
the cemetery areas of the districts was analysed and the examination was carried out on
the big scale of the urban lands. Finally, the change was examined in the closer scale of
land. The spatial transformation of cemetery areas from a small scale to a large scale is
strikingly revealed, on the other hand, various numerical data of the transformation have
been calculated in order to make various inferences. After all the analyses, the similarities
and differences of the transformation of historical cemetery areas with urban space
gaining methods have been revealed.
In the fourth chapter, the process of putting the changes experienced in the
historical cemetery areas on a more systematic and scientific basis has been started. The
transformations that have taken place in the cemetery areas are divided into several subheadings
according
to
their
types.
The
numerical
data
obtained
from
the
conversion
were
collected
under
subheadings
and
proportioned
to
each
other.
These
analyses
were
carried
out
both
for
each
district
and
throughout Istanbul.
Thus, the
transformation
was
revealed
in
a striking way and enabled the transformation to be evaluated as well as detected.
Qualitative and quantitative detections have been gathered and the transformation
experienced in the Historical Istanbul Cemetery Areas has been exhibited in all its
dimensions.
In the end, early 20th in Istanbul, as a result of the rapid population growth and
urban modernization experienced in the XVII century, the functional transformation
experienced in the city's territory and historical cemetery areas was revealed and the
characteristics of the transformation were revealed.
Collections
- Tez Koleksiyonu [1250]