Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi e-dergi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 97
  • Öğe
    Transmedya hikâyeciliği kapsamında buz devri (the ice age) evreninin incelenmesi
    (2022) Akdoğan, Çağatay
    Tüketicilerin izleyici konumundan üreten tüketici konumuna geçişi gibi pazarlama iletişim sürecini derinden etkileyen gelişmeler neticesinde transmedya hikâyeciliği kendine önemli bir yer edinmiştir. Hikâyelerin kendi evrenlerinin dışında farklı mecralarda, farklı bakış açılarıyla devam ettirilmesi; izleyicilerin katılımı ve paylaşımına olanak sağlaması transmedya hikâyeciliğinin temellerini oluşturmaktadır. Araştırma nitel bir çalışma özelliğine sahiptir. Araştırmada örnekleme yöntemi olarak amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemi seçilmiş, bu kapsamda araştırma örneği Buz Devri Anlatısı (The Ice Age) olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada transmedya hikâyeciliğinin yedi temel kriterinin Buz Devri açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Buz Devri evreni yaklaşık yirmi yıllık süreç içinde yalnızca sinema filmi olarak kalmamış, seyirciye ulaşma noktasında pek çok farklı mecrada ve pek çok farklı hikâyeyle anlatısına devam etmiştir. Araştırma kapsamında yapılan incelemeler sonucunda ana hikâye evreni ve onun uzantıları olan kısa filmlerin, videoların, mobil uygulamalar ve oyunların, gösterilerin, tiyatroların ve sosyal medya hesaplarının pek çok mecrada yer aldığı görülmektedir. Buz Devri evreni transmedya hikâye anlatımı bakımından incelendiğinde, izleyicilerin farklı mecralara geçişinin sağlandığı, bu mecralarda hikâyeyi deneyimleyebildikleri ve bu deneyimleri diğer izleyicilerle paylaşabildikleri görülmektedir. Bunun yanında hikâye evreninin farklı karakterlerle, farklı evrenlerde ve farklı bakış açılarıyla genişletildiği ortaya çıkmaktadır. Buz Devri evreni yedi ilke çerçevesinde incelendiğinde, araştırma sonucunda bu ilkelerin başarıları bir şekilde uygulandığı ve Buz Devri evreninin transmedya hikâyeciliği için önemli bir örnek olduğu değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    Veri zarflama analizi ile Avrupa geçiş ekonomilerinin lojistik performans endeksi kullanılarak değerlendirilmesi
    (2023) Göncü, Kadir Kaan; Yücel, Duygu
    Rekabetin her geçen gün daha yoğun yaşandığı günümüz kapitalizminde, performans ile onun unsurları olan etkinlik ve verimlilik artan önemini korumaktadır. Üretim sisteminde yüksek bir performans gerçekleştirmek için tüm süreçte optimal kaynak kullanımının sağlanması, maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir. Malzeme arzı, malzeme tedariki ve lojistik süreci boyunca tüm aşama optimum uyum içinde gerçekleştirilmelidir. Dolayısıyla performans artışında, lojistik sektörlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin sağlanması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, Avrupa Geçiş Ekonomisi Ülkeleri içinde geçişi tamamlamış olan 11 ülkenin etkinlik ve verimlilik analizi, Lojistik Performans Endeksi alt boyutlarına ait veriler kullanılarak Girdi Odaklı Ölçeğe Göre Sabit Getiri (CCR) ve Girdi Odaklı Ölçeğe Göre Değişken Getiri (BCC) Modellerine göre yapılmıştır. Lojistik Performans Endeksinin altı alt boyutundan üçü (gümrük, altyapı ve lojistik kalite) girdi olarak kullanılırken, diğer üçü ise (uluslararası gönderiler, izleme-takip ve zamanında teslimat) çıktı olarak ele alınmıştır. Veri Zarflama Analizi ile yapılan çalışmada “EMS Paket Programı” kullanılarak etkinlik değerlendirilmesi yapılmıştır. Analiz bulgularından elde edilen sonuçlara göre etkin ve verimli olan ülkeler bulunmuştur. Aynı zamanda etkinsiz ve verimsiz olan ülkeler de bulunarak, etkin olmayan ülkelerin ideal etkinlik düzeyine çıkabilmesi için girdi değişkenlerin iyileştirme oranları hesaplanmıştır.
  • Öğe
    Adil yargılanma hakkı bağlamında hukuka aykırı delil
    (2023) Ekizceleroğlu, Rengül; Altun, Büşrahan
    Adil yargılanma hakkı hem Türkiye’de hem de dünyada ülkelerin yargı erkinin en çok eleştiriye maruz bırakıldığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesinde güvence altına alınmış oldukça kapsamlı bir haktır. Bu hak, soruşturma aşamasından başlayarak olağan ve olağanüstü kanun yolları dâhil kovuşturma aşamasının sonuna kadar tüm yargılama sürecini kapsamaktadır. Adil yargılanma hakkı sadece ceza hukukuna özgü değildir. Bu hak, hukuk yargılaması ve idari soruşturmalar ile disiplin organları tarafından yapılan işlemleri de güvence altına alır. Hukuka aykırı delillerin adil yargılanma hakkı yönünden değerlendirilmesini amaçlayan bu çalışmada, hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılması konusu insan hakları hukuku yanında ceza hukuku yönünden de incelenmektedir. Çalışmada adil yargılanma hakkı ve “hukuka aykırı delil” konusu ulusal mevzuat ve AİHS hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları yönünden incelenmektedir. Ayrıca hukuka aykırı delil kullanımı bakımından AİHM’nin oldukça tartışılan Gäfgen - Almanya kararı değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    Green supplier selection with integrated multi-criteria decision making techniques
    (2022) Mercan, Yasın; Çetin, Onur
    The concept of Green Supply Chain Management (GSCM), whose importance has increased in recent years, is considered as a supply chain that prioritizes environmental impacts in all its activities. Nowadays, businesses are considered not only in terms of their economic performance, but also in terms of their environmental performance which makes GSCM important. However, GSCM cannot be conducted without the participation of the suppliers. Due to this fact, correct determination of their suppliers has vital importance in developing a better GSCM performance. While there is a plenty of research in many sectors in GSCM literature, the research in the paint subfield of the chemical sector, which has a great environmental impact, is limited. It is seen that Multi-Criteria Decision Making (MCDM) techniques are frequently used in supplier selection studies, however, there are few studies where the results of different approaches are compared and integrated. In this research, green supplier selection is conducted using different MCDM technics, and the results are compared and combined. In the study, green supplier selection was carried out in the paint sub-branch of the chemical industry with the MOORA-Ratio Method, MOORA-Reference Point Approach, GRA and COPRAS methods, each of which is integrated with the ANP Then, the COPELAND method was used to obtain a general ranking. This research contributes to the literature by proposing a unique model in terms of the applied sector and integrating MCDM method results. The model proposed in this study can help the decision makers in order to build a green supplier selection model.
  • Öğe
    The relationship between the purchasing managers' index (PMI) with economic and financial indicators in Turkey: A Var analysis
    (2023) Dayan, Volkan; Erdoğan, Serdar
    In this study, the relationship between Turkey’s Purchasing Managers' Index (PMI) and various economic and financial indicators was investigated. The data for the period 2018.4 - 2021.2 were used in the analysis, and the Vector Autoregression (VAR) method was preferred. According to the results, although there is a significant relationship between various indicators, it has been determined that the most effective index on PMI is the Export Climate Index. A positive relationship was found between PMI and the Export Climate Index in the short run. There is also a unidirectional causality relationship from the Export Climate Index to PMI. This situation has revealed that exports are influential on the investment decisions of purchasing managers, and therefore market-oriented strategies have an important place in business policies. It is thought that this study will make important contributions to policymakers, researchers and literature.
  • Öğe
    Mobil bankacılıkta müşteri deneyim kalitesinin müşteri tatmini ve müşteri sadakati üzerine etkisine yönelik bir alan araştırması: Edirne örneği
    (2023) Yılmaz, Mehmet Arda; Altuğ, Nevin
    Hizmet işletmelerinde çok önemli hale gelen müşteri odaklı pazarlama anlayışı ve yaklaşımları son yıllarda tüm dünyada ön plana çıkmıştır. İşletmeler sadece hizmet ve ürün kalitesinin değil, aynı zamanda müşteri deneyimi ve kalite kavramını içeren müşteri deneyimi kalitesinin de müşteriler için önemli olduğunu fark etmişlerdir. Hizmet işletmelerinin bir türü olan ve rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı günümüz bankacılık sektörü için müşteri portföyünün korunabilmesi ve artırılabilmesi büyük öneme sahiptir. Bankalar sürekli geliştirerek müşterilerin beğenisine sundukları mobil uygulamalarla müşteri deneyim kalitesinin kesintisiz bir şekilde ölçülebilmesinin önemini fark etmişlerdir. Bu araştırma, mobil bankacılık uygulamasını kullanan banka müşterilerinin deneyim kalitesinin, müşterilerin tatmini ve müşteri sadakati üzerine etkisinin olup olmadığını ortaya koyma amacıyla yapılmıştır. Müşteri deneyim kalitesini belirlemek için Klaus ve Maklan tarafından geliştirilen dört boyutlu EXQ ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçek 2019 yılında Türkiye'nin Edirne ilinde uygulanmıştır. Araştırmanın bulguları sonucunda mobil bankacılıkta müşteri deneyimi kalitesi “İçsel Huzur”, “Sonuç Odaklılık” ve “Karar Anı" olarak üç boyutta toplanmıştır. Bu boyutların müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakati üzerinde olumlu etkisinin olduğu ve müşteri sadakati üzerindeki etkisinde müşteri memnuniyeti değişkeninin aracılık rolü olduğu doğrulanmıştır.
  • Öğe
    The effect of corporate social responsibility perception on brand image, brand trust and brand loyalty
    (2022) Gilanlı, Elif; Erdoğan, Tolga
    This research aims to examine the effect of mobile phone users’ perception of corporate social responsibility (CSR) on brand loyalty (BL) through brand image (BI) and brand trust (BT). The questionnaire prepared to determine this effect was applied to Trakya University Havsa Vocational College students. The data obtained from 217 questionnaires were analyzed with the AMOS Structural Equation Test by using SPSS 23 and AMOS 23 package program, and the findings were interpreted. As a result, while respect for the consumer and respect for the employee of the dimensions of the perception of CSR has a positive effect on the BI, they also positively affect BT through the BI. Therefore, BI has a direct positive effect on BT, BT has a direct positive effect on BL, and BI affects BL through BT.
  • Öğe
    Küresel ısınmanın Türk dış politikasına yansıması
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Ağırseven, Nehir; Örki, Armağan
    Bu makale, tamamlanıp yayımlanmamış bir doktora tezinden bu yayın için düzenlenmiştir. Doktora tezinde ilk bölüm olarak “Küresel Isınma Sorununa Genel Bakış” ve ikinci bölüm olaraksa “Küresel Isınma ile İlgili Uluslararası Politikalar” belirlenmiştir. Bu iki bölümden yararlanılarak hazırlanan bu makaledeyse ilk olarak küresel ısınma kavramına, çeşitli teorilerin iklim değişikliği yaklaşımlarına, küresel ısınmaya yol açan insani faaliyetlere ve küresel ısınmanın sosyo-ekonomik sonuçlarına yer verilmiştir. Sonraki bölümde, bu çevresel soruna ilişkin çok taraflı görüşmelere değinilmiş, başlıca sözleşme ve anlaşmalarla birlikte Türkiye’nin izlediği politikalara yer verilmiştir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması başta olmak üzere son otuz yılın en önemli girişimlerine görece ağırlık verilmiş ve Türkiye’nin iç politikasında da küresel ısınmaya karşı aldığı önlemler kronolojik olarak derlenmiştir.Çalışma, doktora çalışmasında izlenen yol ve kullanılan kaynaklara sadık kalınarak dergi yayımı için sadeleştirilmiş ve çalışmaya Türk dış politikasına ilişkin konular eklenmiştir. Çalışmanın genelinde bilimsel makaleler, kitap ve kitap bölümleri ile haber sitelerinin, istatistik kurumlarının ve resmi makamların çevrimiçi sayfalarından yararlanılmıştır.
  • Öğe
    Birleşik İmalatta Kapsamına Göre Maliyetleme Sistemleri ve Kâr Üzerine Etkileri: Un Fabrikalarında Bir Uygulama
    (Trakya Üniversitesi, 2020) Ergün, İlknur
    Üretim maliyetleri türleri itibarı ile birbirinden farklı niteliklere sahiptirler. Bu farklılıklar nedeni ile üretim maliyetlerinin, mamul maliyetine ne ölçüde dahil edileceği ile ilgili farklı görüşler ortaya çıkmakta ve tercih edilen anlayış doğrultusunda farklı maliyet hesaplamaları yapılmaktadır. Birbirine göre üstünlükleri ve sakıncaları bulunan maliyetleme sistemleri kullanılarak oluşturulan finansal tabloların kalemlerinde ortaya çıkan farklılıklar, dönem kârlarını da etkilemektedir. Tam maliyet yöntemi ile hesaplama yapmak diğerlerine göre daha kolay iken, üretim miktarında meydana gelen dalgalanmalar nedeni ile satışlar artarken işletme kârlarında azalma olması mümkündür. Normal maliyet, uluslararası standartların da önerdiği yöntem olup kapasite kullanım oranına göre sabit maliyetleri üretim maliyetine dahil etmektedir. Ancak tam maliyet yönteminde yaşanan sorunlar bu yöntemde de tam olarak ortadan kalkmamaktadır. Değişken maliyet, üretim maliyetlerinin içerisine sadece değişken nitelikteki maliyet ve giderleri dahil ederken sabit maliyet ve giderleri dönemin gideri olarak kabul eden bir yöntemdir. İşletme kârları diğer yöntemlerdeki gibi üretimdeki dalgalanmalardan etkilenmez. Ancak bu yöntem sadece işletme içerisine yapılacak raporlamaya uygun olmaktadır. Birleşik imalat, üretim sürecinde, aynı ilk madde ve malzeme kullanılarak aynı anda birden fazla mamul üretilen bir üretim şeklidir. Birlikte üretilen bu ürünlerin hepsi ana mamul olabileceği gibi ana mamul yanında yan mamullerin de üretilmesi mümkündür. Un üretimi yapan işletmelerde un yanında doğal olarak ortaya çıkan yan mamul kepektir. Birleşik imalatta mamul maliyetini hesaplamak özellikli bir durum arz etmektedir.Çalışmada öncelikle maliyetlerin özellikleri ve kullanılan maliyet yöntemleri hakkında bilgi verilmiş ve ardından bu yöntemler ile üç un fabrikasında uygulama yapılmıştır. Yapılan uygulama ile teorik bilginin uygulama sonuçları ile karşılaştırılması mümkün olmuştur. Bu şekilde farklı maliyet yöntemlerine göre hazırlanan kâr zarar tablolarını karşılaştırarak, yöneticilere karar verirken faydalı olacak bilgilerin sağlanacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Liderlik Özelliklerinin İncelenmesi: Çukurova Üniversitesi Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2019) Sarıkaya, Ozan Çağı; Bilir, Fatma Pervin
    Liderlikörgütsel davranış alanının üzerinde en çok çalışılan konularından biridir. Hergeçen gün de yeni içerikler eklenerek yeni kavramlarla ifade edilerekincelenmeye devam edilmektedir.  Liderlik  her alanı ilgilendiren bir konu olarakinsanların işbirliği yaptığı ortamlarda istenen hedeflere varmakta önemli biraraç durumundadır. Beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin ilerde birbeden eğitimi öğretmeni, bir spor yöneticisi ya da bir antrenör olacağınıdüşünürsek, bu meslekler belirli bir gruba ya da topluluğa öncülük edecekmeslek grupları içerisinde yer almakta olup liderlik özelliklerinin önemtaşıdığı meslek gruplarıdır. Bu nedenle bu çalışmada bu öğrencilerin liderlikdavranışları incelenmiştir.       Betimsel ve nicel olarak tasarlanan buçalışmanın örneklemini; Çukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulubeden eğitimi öğretmenliği, antrenörlük eğitimi ve spor yöneticiliği bölümüöğrencilerinden  gönüllü 293 öğrencioluşturmuştur. Çalışmada öğrencilerin liderlik özellikleri anlayışgösterme ve yapıyı kurma adı altında iki alt boyut açısından cinsiyet, sınıf düzeyi,  öğrenim görülen bölüm ve spor yaşantısıdurumu değişkenlerine göre incelenmiştir.Yapıyı kurma boyutunda veriler normaldağılım göstermediğinden istatistik analizlerde; ikili karşılaştırmalarda MannWhitney-U ve ikiden fazla karşılaştırmalarda Kruskal Wallis-H testlerikullanılmıştır. Anlayış göstermeboyutunda ise veriler normal dağılım gösterdiğinden istatistik analizlerden ikilikarşılaştırmalarda T-testi ve ikiden fazla karşılaştırmalar için ise tek yönlüvaryans analizi (ANOVA) testi kullanılmıştır.Çalışmanın bulgularına göre anlayış gösterme boyutunda;  öğrenim görülen bölüm ve spor yaşamıaçısından istatistiki açıdan anlamlı farklılık saptanmıştır. Yapıyı kurmaboyutunda ise;  cinsiyet, öğrenim görülenbölümlere göre istatistiki açıdan anlamlı farklılık belirlenmiştir. Sonuç olarak, çalışmada öğrencilerin her iki boyuttada liderlik davranışlarını sergiledikleri ifade edilebilir. Liderlik 
  • Öğe
    Yerel Siyasette Kadın Temsili: 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri: Kırklareli İli Örneğinde Bir Değerlendirme
    (Trakya Üniversitesi, 2019) Sezgin, Sezgin
    Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda gündelikhayatın hemen her aşamasında pek çok sorunla karşılaşılmaktadır. Bu sorunlarınyaşandığı en temel alanlardan biri de kadınların siyaset mekanizmasınaerişiminde yaşanan problemlerdir. Kadınların siyaset mekanizmasının çeşitlikademelerine katılması dünyada da ülkemizde de istenilen seviyede değildir. Diğerülkelere kıyasla bu konuda henüz 1934 yılında oldukça erken bir dönemde adımatmış olan ülkemizde de kadınların siyasete katılımı konusunda pek çok handikapvardır. Siyasi partilerin uyguladıkları kadın kotası ve pozitif ayrımcılık gibikadınların siyaset mekanizmasına katılımını artırıcı çözüm önerileri de arzuedilen noktaya ulaşmış değildir.Bu çalışma da kadınların siyaset mekanizmalarındayeterli düzeyde temsil edilmediğini ortaya koyması bakımından 31 Mart 2019Yerel Seçimleri ölçeğinde Kırklareli ili özelinde bir değerlendirmeyi elealmaktadır. Bu kapsamda Kırklareli 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sonuçları veaday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’nun ilân ettiği verilerden yararlanılaraksunulmuş; ardından il içerisindeki merkez ve ilçe belediye başkan adaylığı,belediye meclis üyesi adaylığı ve il genel meclisi üyeliği adaylığındakadınların temsil oranları ele alınmıştır.Kırklareli örneğinde merkez ve ilçe belediyelerindebelediye başkanlığı nezdinde kadınlar temsil hakkı elde edememiştir. İl genelmeclis üyeliğinde ise sadece Lüleburgaz ilçesinde 2 kadın aday temsil hakkıkazanırken, diğer ilçelerde il genel meclislerinde kadın temsilcibulunmamaktadır. Belediye meclis üyeliği konusunda da kadınların temsiliistenen düzeyde olmayıp yaklaşık %20’lik bir seviyede yer almaktadır.Dolayısıyla Türkiye’de kadınların yerel siyasette temsil sorunu yaşadığı tezi,Kırklareli ili örneğindeki veriler ile de doğrulanmıştır. Kadınların yerelsiyasette temsilini artırıcı mekanizmalar işletilmedikçe kadınların yereltemsil oranının yükselmesi beklenmemektedir.
  • Öğe
    Çalışanların yönetime katılımında başarıyı etkileyen örgütsel unsurlar
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Yaman, Fatih Turan
    Örgütsel kaynakların optimum ölçüde verimli kullanılması, üretim veya hizmet etkinliğinin sağlanarak yönetsel etkililiğe ulaşılması hem özel sektörün hem de kamu yönetimin başlıca sorunları arasında yer almaktadır. Diğer taraftan çağdaş dünyada özellikle bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak ifade ve düşünce özgürlüğünün alanı her geçen gün genişlemekte ve bilgi düzeyi artan insan üyesi olduğu her sosyal ve örgütsel yapıya katkı sağlama hususunda daha istekli olmaktadır. Ayrıca temelde siyasal bir olgu olan demokrasi anlayışı başta çalışma hayatı olmak üzere bireyin gündelik yaşamına taşınmakta ve katılımcı biçimlerde idealize edilmektedir. Dolayısıyla örgütsel kaynakları içinde başlıca zenginlik kaynağı olan insan unsurundan en verimli şekilde faydalanmak isteyen tüm sektör yöneticilerinin örgütsel demokrasiyi güçlendirmeye önem vermesi gerektiği söylenebilir. Bu bağlamda başarıya ulaşması ise elbette çalışanların yönetime katılımının gerçek manada sağlanması, örgüt yapısında ve işleyişinde gerekli düzenlemelerin yapılmasıyla mümkün olacaktır. Söz konusu düşüncelerden hareketle çalışmada çalışanların yönetime katılımı kavramsal olarak analiz edilmiş ve sadeleştirici bir yaklaşımla kapsamı açıklanmıştır. Bununla birlikte yönetime katılım uygulamalarında doğrudan başarıyı etkilediği düşünülen örgütsel unsurlar katılıma uygunluk sağlamaları bağlamında sırasıyla incelenmiştir.
  • Öğe
    İmalat sanayiinde ithal girdi bağımlılığı: Trakya bölgesi örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Şenalp, Burcu; Şenalp, Umut Erksan
    Bu çalışmanın amacı, Türk imalat sanayii sektörü için en önemli sorunlardan birisi olarak görülen ithal ara malı bağımlılığını Trakya bölgesi özelinde analiz etmektir. Çalışmamızda, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından sağlanan firma seviyesindeki veriler kullanılarak 2003-2017 yılları arasında üretim sektöründe faaliyet gösteren firmaların ithal ara mal kullanım yoğunlukları hesaplanmıştır. Çalışmamızın literatüre katkısı, toplulaştırılmış veri kullanan diğer çalışmalardan farklı olarak, ithal bağımlılığını firma seviyesinde incelemiş olmasıdır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda, bölgede faaliyet gösteren firmaların ithal bağımlılık oranın 2003 yılı ortalaması %27,6 ile Türkiye ortalamasının üstündeyken, yıllar içerisinde gerileyerek 2015 yılında %16 ile ülke ortalaması ile çok yakın bir seviyeye düştüğü tespit edilmiştir. Bu düşüşün temel nedeni olarak da bölgedeki ithalat talebinin önemli bir kısmını oluşturan “Tekstil ürünlerinin imalatı”, “Elektrikli teçhizat imalatı” ve “Giyim eşyalarının imalatı” gibi alt sektörlerde gözlenen ithal bağımlılığı oranındaki azalış gösterilmiştir.
  • Öğe
    Üniversite Öğrencilerinin Çalışma Hayatına Dair Beklentilerinin Değerlendirilmesi: Yalova Üniversitesi Öğrencileri Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2017) Koçak, Orhan; Çepni, Sinan
    Gelişen bilişim ve sanayi teknolojisiberaberinde birçok iş imkânı getirmektedir. Ortaya çıkan birçok sektör iseçalışma hayatında farklı iş gücü ihtiyaçlarını doğurmaktadır. Özelliklekalifiye iş gücüne ihtiyacın artması ise üniversite mezunu öğrencilerin önemkazanmasını sağlamıştır.Bu çalışmanın amacı, üniversite de halenokumakta olan öğrencilerin bölüm, yaş, cinsiyet ve sınıf değişkenlerine göreçalışma hayatından beklentilerinde anlamlı bir farklılık olup olmadığınısaptamaktır.Araştırmada, literatür taraması ile eldeedilen ve oluşturulan gelecek beklentilerinin ölçülmesi anket formukullanılmıştır. Saha çalışması Yalova Üniversitesi’nde bulunan İktisadi veİdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Mühendislik fakültesi öğrencileriile yapılmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde literatür taraması, ikinci bölümündeise saha araştırması yapılmıştır.
  • Öğe
    Çalışanların Örgütsel Bağlılık Düzeylerinin Demografik Özellikler Açısından İncelenmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2016) Serinikli, Nilüfer
    Bu araştırmanın amacı, çalışanların örgütsel bağlılık düzeylerinin demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini saptamaktır. Bu amaç doğrultusunda, Edirne ilinde faaliyet gösteren Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatif Birlik (Trakya Birlik) Genel Müdürlüğü’nde çalışan 102 kişiye anket yapılmıştır. Anketin, birinci bölümünde çalışanların demografik özelliklerine ve ikinci bölümünde Allen ve Meyer tarafından geliştiri- len örgütsel bağlılık ölçeğine yer verilmiştir. Elde edilen verilere T ve Anova testi uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, örgütsel bağlılık düzeyleri cinsiyet, eğitim ve görev pozisyonuna göre anlamlı farklılık yoktur. Ancak, çalışanların genel, devam ve normatif bağlılık düzeyleri toplam çalışma sü- resi ve görevde kalma sürelerine göre farklılık vardır.
  • Öğe
    Üniversite Öğrencilerinin İş Bulma ve Kariye Beklentilerinin İş ve Meslek Danışmanlığı Hizmetlerinden Etkilenmesi: Yalova Üniversitesi Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2017) Koçak, Orhan; Kırtay, Çağrı; Kaya, Aysel
    Bu çalışma ile, Yalova Üniversitesi öğrencilerinin işve meslek danışmanları hizmetleri sonrası iş bulma ve kariyer beklentilerinindeğişip değişmediği ölçülmeye çalışılacaktır. İş ve meslek danışmanlığı hizmetialınmadan evvel öğrencilerle iş bulma ve kariyerleri ile ilgili beklentilerianket yöntemiyle tespit edilecektir. Sonraki aşamada, anket yapılan öğrencilereiş ve meslek danışmanlığı hizmeti, İŞKUR Yalova İl Müdürlüğü tarafındanverilecektir. Son aşamada ise, danışmanlık hizmetlerinin ani etkisindenuzaklaşmaları için 1 hafta sonra aynı öğrencilerle aynı anket tekraryapılacaktır. İlk anketler ile son anketler karşılaştırılarak, öğrencilerin işve meslek danışmanlığı sonrasında iş bulma ve kariyer beklentilerinde birdeğişiklik olduğu tespit edilmiştir. Çalışma iki bölümden oluşacaktır. İlkbölümde konuyla ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra, ikinci bölümde heriki anketin sonuçları analiz edilmiştir. Anketlerin sonuçları, öğrencilerin işve meslek danışmanlarından eğitim aldıktan sonra iş bulma ve kariyerlerine dairbeklentilerinde olumlu bir değişimin olduğu görülmüştür
  • Öğe
    İslam’ın İlk Döneminde Vergi Uygulamalarının Topluma Yansıması
    (Trakya Üniversitesi, 2019) Yurtseven, Ahmet
    İnsanlık tarihiboyunca var olan aşamalardan birisi tarım toplumuna geçişle birlikte ortayaçıkan örgütlenmiş şehir-devletleridir. Sonraki aşamada ise merkezi krallıklarınortaya çıktığını görmekteyiz. Gerek şehir devletlerinin ve gerekse merkezikrallıkların en önemli gelir kaynakları ise vergiler olmuştur. Bu bağlamda İslam’ınortaya çıkışı ve arkasından Medine’de bir devlete dönüşmesiyle birlikte Hz.Muhammed de vergi politikaları üzerinde durmuş ve (zekât gibi) toplananvergilerin önemli bir kısmının da fakir ve yoksullara doğrudan aktarılması,Kur’an ve hadiste işaret edildiği gibi temel düstur olmuştur.  Hz.Muhammed’i takip eden idareciler de, O’nun uygulamaları doğrultusunda gününşartlarına uygun ihtiyaçları karşılayabilecek mali politikalarıoluşturmuşlardır. Mali politikaların temelini de vergiler oluşturmaktadır.İslam’ın temel vergilerini, öncelikle Müslümanlara yönelik olarak zekât, öşür;gayr-i Müslim vatandaşlara yönelik olarak da haraç ve cizye olarak sıralamakmümkündür. Bu çalışma da, İslamhukuku çerçevesinde, başta Medine uygulaması olmak üzere, İslam devletlerindevergi konusu ele alınmaktadır.
  • Öğe
    Startupların Fizibilite Çalışması: Osterwalder ve Pigneur İş Modeli ve Hipotez Testi
    (Trakya Üniversitesi, 2020) Akın, Mustafa
    Klasik fizibilite çalışmasında ekonomik veriler toplanmakta, projelerin özsermaye verimliliği ve net karlılığı hesaplanmaktadır. İş modelinin amacı ise girişimciye hem değer önermesiyle hem de işi çevreleyen ekosistemiyle varsayılanları sorgulatmasıdır. Bu uygulama metodu, “Standford Üniversitesi girişimcilik eğitimlerinde” ve “hızlandırıcı merkezlerinde” uygulanan startup fizibilite çalışmasıdır. Kurgulaması uzun iş planları yazılmasının faydasız olduğunu savunan yaklaşımdır. Detaycı plan hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğinden dolayı büyük bir zaman kaybıdır. İş modeli göre startup varsayınları test etmek için bir öğrenme platformudur. İş modeli bu varsayınları oluşturulmasında yol göstermektedir. Bu makalede, Osterwalder ve Pigneur’ün geliştirdiği iş modelini 9 ayrı kategori de ilaç ve turizm sektöründeki örneklerle süreç gösterilmektedir. İlaç sektöründe ar ge ekibi laboratuvardan çıkıp piyasa beklentilerini paydaşlardan öğrendikçe ilaç üretimi konusundaki yaklaşımları değişmektedir. Aynı şekilde turizm yatırımcısı sektöre 360 derece açıyla baktığında seçilen yerin işletme maliyeti ve av bolluğuna rağmen doğru yer olup olmadığı sorgulamaya başlamıştır.
  • Öğe
    TÜRKİYE İŞGÜCÜ PİYASASINDA MESLEKİ CİNSİYET AYRIMCILIĞININ GELİR EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
    (Trakya Üniversitesi, 2016) Yenilmez, Meltem İnce; Karabıyık, Can
    İşgücü piyasasındaki cinsiyet ayrımcılığı benzer yeteneklere, eğitime ve tecrübeye sahip olan işçi gruplarının diğer cinsiyetle karşılaştırıldığında üretkenliklerine bakılmaksızın istihdamda, işe erişimde, terfide veya ücretlerinde ikinci sınıf muamele görmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu makale mesleki cinsiyet ayrımcılığının altında yatan beşeri sermaye donatısı, endüstriyel ve mesleki ayrımcılık gibi nedenleri saptamayı amaçladığı gibi özel sektör-kamu sektörü ayrımı firma boyutu ve sosyal güvenlik gibi kurumsal faktörleri de göz önünde bulundurmaktadır. Çalışmada teorik ve ampirik cinsiyet ayrımcılığı literatürü de incelenmiştir ve Türkiye gibi geleneksel, kültürel inançların ve normların hala dominant olduğu gelişmekte olan ülkelerde cinsiyet ayrımcılığının önemi değerlendirilmiştir. Bu makale kapsamında ayrımcılık endeksi hesaplanmıştır ayrıca cinsiyet tabanlı endüstriyel ve mesleki ayrımcılığın düzeyi elde edilen veri seti çerçevesinde araştırılmıştır. Yapılan araştırma bulgularına göre cinsiyetler arasındaki ücret farklılıkları büyük oranda cinsiyet bazlı mesleki ve endüstriyel ayrımcılıktan ayrıca özel sektör-kamu sektörü ayrımı gibi kurumsal farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bunun yanında bu çalışma ile tanımlanmamış cinsiyet ayrımcılığının üstesinden gelebilmek için emek piyasasındaki ayrımcı çalışma şartlarının da ortadan kalkması gerektiği anlaşılmaktadır.
  • Öğe
    Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İş Saglıgı ve Güvenligi İlişkisi: İş Güvenliginin Geliştirilmesine Katkısı
    (Trakya Üniversitesi, 2016) Güler, Mehmet
    Küreselleşmenin beraberinde getirmiş olduğu bir kavram olarak karşımıza çıkan Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) kavramı, gün geçtikçe dünyada önemini arttırmaktadır. Kurumsal sosyal sorumluluk gönüllülük ilkesi ile uygulanmaya çalışılan bir kavramdır. Her geçen gün devletin piyasalardan el çektirilmesi ve dünyada sıkça görülen Neoliberal politikalar ile devletin sosyal hizmetleri tam sağlayamaması neticesinde sivil toplum kuruluşları ve işletmeler sosyal sorumluluk projeleri ile bu boşluğu doldurmak için çaba göstermektedirler.İşletmelerin KSS projeleri içerisinde en önemli paydaşlarının başında çalışanlar gelmektedir. Bu perspektiften bakıldığı zaman iş sağlığı ve güvenliği (İSG) kavramı doğrudan doğruya işgücünü etkilediğinden dolayı, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının KSS projeleri ile iç içe geçmış durumda olduğu görülmektedir. KSS projeleri içerisinde çalışma koşulları ile ilgili olarak İSG gün geçtikçe daha çok yer almaktadır. Günümüzde kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile işletmelerdeki iş güvenliği anlayışının geliştirilesinin ve iş güvenliğinin sağlanmasında kurumsal sosyal sorumluluk projelerinindaha çok yaygınlaştırılması üzerinde durulması gerekmektedir.