Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 226
  • Öğe
    Edirne Kaleiçi geleneksel konutları ve Kaleiçi' nin günümüzdeki görünümü
    (2004) Akansel, Sennur
    Edirne kentinin ilk yerleşim çekirdeğini oluşturan Kaleiçi semtinde yer alan konutların arasından, geçmişten günümüze ulaşabilenlerin sayısı oldukça azdır. Geçirdiği yangın ve depremlerden sonra, yapılanmaya imkan veren yönetmelik, yasadışı uygulamalar, büyük bir ticari yoğunluğa sahip olan Saraçlar Caddesi ile bağlantılı olmasının getirdiği ticarete yönelik kullanımın, plan ve cephe karakterlerindeki bozulmalar, kullanıcı değişimlerinden kaynaklanan sorunların getirdikleri, günümüz Kaleiçi görünümünü hızlandıran etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada; Edirne tarihi kent merkezi Kaleiçi'nin tarihçesine kısaca değindikten sonra, bu bölgede yer alan geleneksel konutların plan ve cephe özelliklerinin tanımlanması, bu konutların ve dokunun korunmasına yönelik önerilerin tartışılması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    The binding energy of a hydrogenic impurity in triple GaAs/$Al_x Ga_{1-x}As$ quantum well-wires under applied electric field
    (2004) Aktaş, Şaban; Boz, Figen
    Tel sisteminin ekseni, boyunca dik uygulanan bir dış elektrik alan etkisine maruz kalan üçlü GaAs/$Al_x Ga_{1-x}As$ kuantum kuyu tel sisteminde, hidrojenik yabancı atomun taban durum bağlanma enerjisi çalışıldı. Elektrik alan etkisinde, valans subband enerjileri ve dalga fonksiyonları dördüncü derece Runge-Kutta metodu kullanılarak hesaplandı. Üçlü GaAs/$Al_x Ga_{1-x}As$ kuantum kuyu telinde hidrojenik yabancı atomun bağlanma enerjisi için varyasyonel metot kullanılmıştır. Bağlanma enerjisi hesapları tel kalınlığının, elektrik alanın ve yabancı atomun konumunun fonksiyonu olarak incelenmiştir. Üçlü GaAs/$Al_x Ga_{1-x}As$ kuantum kuyu telinde hidrojenik yabancı atomun bağlanma enerjisi için nümerik sonuçlar keskin bir artma veya azalma gösterir ki bu uygun şartlar mevcut olduğunda devre elemanları uygulamalarında önemli olabilir.
  • Öğe
    Türkiye' de bölgelere göre nüfusun yaş gruplarına dağılımı
    (2004) Sazak, Şaduman
    Bir toplumun demografik yapısını belirleyen ve dolayısıyla da işgücü arzı- istihdam, eğitim, konut gibi alanları yakından etkileyen en önemli faktörlerden biri; çeşitli yaş gruplarının toplam nüfus içindeki ağırlıklarıdır. Türkiye özellikle gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında çok genç nüfusa sahip bir ülkedir. Genç bir nüfusun avantajları olduğu kadar yaratacağı ciddi sorunlar da vardır. Türkiye'de bölgelere göre yatırımları boyutunu ortaya koymak için nüfusun yaş gruplarına göre değerlendirilmesi önem taşır. Bu çalışma kapsamında; demografik yapı özelliklerinden olan; nüfusun yaş grupları (kentsel/ kırsal yerleşim yerlerine göre), ayrıca; yaş grupları dışında medyan yaş, ağırlıklı ortalama yaş ve yaş bağımlılık oranı değerlendirilmiştir. Türkiye ile ilgili değerler, seçilmiş diğer ülkeler ve AT ülkeleriyle karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    p= $(2q-1)^2-2$ asalı için Q $(sqrt{p})$ reel kuadratik sayı cisminin sınıf sayısı ve $x^2-py^2=mp q$ pell denkleminin çözülebilirliği
    (2005) Pekin, Ayten
    p ve q ,$(2q-1)^2-2$, $(qnotequiv3(mod 4))$ sağlayan asallar olmak üzere, bu p ve q değerine karşılık gelen geniş (wide) Richaut Degert tipinden reel kuadratik sayı cisminin sınıf sayısının 1 olması için bir teorem elde edilmiş ve bunun sonucunda aynı p ve q değerleri için $x^2-py^2=mp q$ Pell Denkleminin çözülebilirliği irdelenmiştir.
  • Öğe
    Ergene Havzasında endüstriyel işlem suyu olarak kullanılan yeraltı sularının özellikleri üzerine bir araştrıma
    (2005) Kaykıoğlu, Gül; Ekmekyapar, Füsun
    Yeraltı suyu kaynaklarında karşılaşılan nicelik sorunlarına paralel olarak artış gösteren diğer bir sorun, yeraltı su kaynaklarının kalitelerinde meydana gelen bozulmalardır. Ergene Havzasında ekonomik gelişim faaliyetleri, hızla tarımdan sanayiye doğru kaymaktadır. Kontrolsüz olarak gelişen tekstil sektörünün yer altı suyuna dayalı olarak çalışması, yeraltı suyundan aşırı çekimlere neden olmaktadır. Akifer havzalarında, su kalitesinde değişmeler ve bozulmalar gözlenmektedir. Bu çalışmada, Ergene Havzasında bulunan sanayi kuruluşlarına ait 51 adet sondaj kuyusundan numuneler alınmıştır. Ergene Havzası yeraltı sularının; pH, alkalinite, elektriksel iletkenlik, toplam çözünmüş katılar, toplam sertlik, klorür, toplam demir ve silis derişimleri belirlenerek, standartlara uygunluğu kontrol edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, su örneklerinde ortalama değerler; pH 6.9-9.0, toplam alkalinite 100-380 mg/l, elektriksel iletkenlik 265-1295 $mu S$ / cm , TDS 125-620 mg/l, toplam sertlik 66-500 mg CaCO3/l, klorür 30-250 mg/l, toplam Fe 0.01-0.25 mg/l, silis 2.2-43.9 mg/l aralığında bulunmuştur.
  • Öğe
    Azerbaycan'ın yeraltısularında eser element konsantrasyonları ve florür seviyesinin değerlendirilmesi
    (2005) Hepsağ, Elçin; Şahmurova, Aida; Özkan, Asude
    Bu çalışmada, Azerbaycan yeraltı sularında çeşitli eser element konsantrasyonları ölçülmüş ve florür seviyesi değerlendirilmiştir. Çalışmada Azerbaycan’daki yeraltı su kaynakları; kuyular, kaynak suları ve artezyenler olmak üzere sınıflandırılmış ve her bölgede bu kaynaklarda toplam 7 adet eser elementin konsantrasyonu ölçülmüştür. Ölçümü yapılan bu eser elementler florür, iyodür, mangan, kobalt, bakır, çinko ve molibdendir. Bu eser elementlerin konsantrasyonlarının ortalama değerleri alınarak TS 266 (Türk Standartları), WHO (World Health Organization), EPA (Environmental Protection Agency) ve Kanada tarafından belirlenen “içme sularında maksimum izin verilebilir konsantrasyonlar” ile karşılaştırma yapılmıştır. Çalışma sonuçlarında flor konsantrasyonlarının maksimum izin verilebilir konsantrasyonu aştığı belirlenmiş ve bunun neden ve sonuçları üzerinde durularak alınması gereken önlemler belirtilmiştir.
  • Öğe
    Edirne Türbelerinin mekansal analizi
    (2006) Özkan, Selma; Bozdoğan, Melek; Çakır, Hatice Kıran
    Anıt mezarlar arasında yer alan türbeler, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde en görkemli biçimine ulaşmıştır. Türbeler, küçük ölçekli yapılar olmakla birlikte, yapıldığı dönemin sosyo-kültürel özelliklerini yansıtmaları bakımından, korunmaları gereken dini mimarlık örneklerindendir. Yaklaşık bir asır boyunca Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış, halen pek çok sivil ve dini mimarlık örneklerini bünyesinde bulunduran Edirne’ deki türbeler, türbe mimarisinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada, Edirne’de bugün ayakta kalmış olan türbelerin, yerinde incelemeleri yapılarak, plan şemaları ve mimari özellikleri tespit edilerek, Edirne Türbelerinin Osmanlı Türbe mimarisi içindeki yeri belirlenmektedir. Bu çalışma ile yok olmaya yüz tutmuş kültürel miraslar arasında bulunan Edirne Türbeleri hakkında, daha sonra yapılacak olan çalışmalara veri oluşturmak ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmak amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    An NLP-based assistive tool for autistic and mentally retarded children: an initial attempt
    (2006) Bal, Kemal; Kılıçaslan, Yılmaz; Uçar, Özlem; Güner, Edip Serdar
    Engelli çocukların, eğitim ve gelişim olanaklarına mümkün olduğunca kolay ve etkin bir biçimde erişebilmesinin sağlanması, toplum için hem yasal hem de vicdani bir sorumluluktur. Yardımcı teknolojiler, engelli çocukların eğitim faaliyetlerine tam ve yeterli biçimde katılabilmesi için büyük olanaklar sunarlar. Bu makale, otistik ve zihinsel engelli çocukların eğitim ve öğretimine yardımcı olmak için geliştirilen bir yazılım aracını sunmaktadır. Bu araç ile engelli çocukların ifadeler ve onlara karşılık gelen kavramlar arasında resimler aracılığıyla bağlantı kurmalarına yardımcı olmak amaçlanmaktadır. Kullanıcının sistemle olan etkileşiminin doğal dil ifadeleriyle kurulmasını sağlamanın, iletişimi kısıtlanmış anahtar kelimelerle sınırlandırmaktan daha etkin olduğu gerçeğini dikkate alarak aracımızı bir Doğal Dil İşleme (DDİ) modülü ile donattık. Bu modül aracın omurgası olarak görev yapmakta ve doğal dil ifadelerini birleşme tabanlı (unification-based) bir dilbilgisi kullanarak anlamsal çerçeveler şeklinde çözümlemektedir. Giriş ifadeleri, ilgili resimlerle anlamsal çerçeveler aracılığıyla eşleştirilmektedir. Bu anlamsal çerçeveler, resimleri biçimsel bakımdan değil, içerikleri açısından temsil ettiği için, sistem esnek bir şekilde çalışabilmektedir
  • Öğe
    Mimar Sinan'ın ''koruma'' anlayışı ve günümüzde Sinan'ın eserlerini ''koruma'' anlayışı (Edirne öeneği)
    (2006) Bozdoğan, Melek; Özkan, Selma; Ovalı, Pınar Kısa
    2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre “koruma” ve “korunma”; taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme işlemleri, taşınır kültür varlılarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon işleri olarak tanımlanmaktadır. Ancak günümüze kadar sürdürülen doğal, tarihsel ve kültürel çevre koruma politikalarının ülkemizde başarıyla uygulandığını söylemek pek olası değildir. Bunda nitelikli tespit ve tescil çalışmalarının eksikliği, doku bütünlüğünün göz ardı edildiği yanlış planlama kararları, kötü uygulamalar, koruma bilincinin yetersizliği gibi pek çok neden ekili olmaktadır. Bu çalışmada yukarıda belirtilen sorunları çözüme ulaştırmış bir dünya mimarı olarak Mimar Sinan’ın “koruma anlayışı”; kendisinden önceki kültürlere yaklaşımı ile ele alınmaktadır. Mimar Sinan’ın Edirne’ de inşa ettiği yapıların korunmasında günümüzdeki tutum ise, Sinan’ın anlayışı çerçevesinde değerlendirilerek, daha bilinçli bir koruma için Sinan’ın eserlerinin barındırdığı mimari-kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması noktasında öneriler oluşturulmaktadır.
  • Öğe
    Transport of nutrıents to Marmara sea by surface water sources of Tekirdağ and the economic loss caused by thıs
    (2006) Tok, Hasan Hayri; Ekmekyapar, Füsun
    Trakya Bölgesi, birim alana fazla miktarda gübre kullanılan bir bölgedir. Toprağa uygulanan gübreler, drene olarak veya erozyon yoluyla nehirlere, yeraltı sularına ve sonunda Marmara Denizine ulaşmaktadır, yeraltı suları içilemez ve pek çok nehir kullanılamaz durumdadır. Bu araştırmada, bazı kirleticilerin incelenen derelerdeki mevsimsel dağılımları ve ekonomik kayıplar analiz edilmiştir. Aylık olarak örneklenen, dere sularında, nitrat azotu ve toplam fosfor derişimlerinin eşdeğeri olan kimyasal gübre formları ve bu gübrelerin ekonomik kayıp miktarları hesaplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, toplam 368.4 mg l-1 nitrat azotu ve 328.4 mg l-1 toplam fosfor, araştırma alanından Marmara Denizine taşınmıştır. Bu derişimlerin eşdeğeri olan kimyasal gübre formu miktarları ise, toplam 6810.2 ton NH4NO3 yıl-1 ve 5528.9 ton TSP yıl-1 olarak hesaplanmıştır.
  • Öğe
    İki Sabit Isı Kaynağıyla Isıtılmış Eğik Kare Bir Kapalı Bölgede Doğal Konveksıyonla Isı Transferi
    (Trakya Üniversitesi, 2009) Öğüt, Elif Büyük
    Bu çalışmada, üniform ısı akısıyla ısıtılmış eğik bir kare kapalı bölge içindeki doğal konveksiyonla ısı transferi, nümerik olarak incelenmiştir. Akışın iki boyutlu, daimi, laminer akış olduğu kabul edilmiştir. Nümerik çözüm için diferansiyel quadrature (DQ) yöntemi kullanılmıştır. Kapalı bölgenin iki duvarı eş sıcaklıkta, alt ve sol duvarı sabit ısı akısıyla kısmi olarak ısıtılmış olup, kalan diğer kısımlar ise adyabatik tutulmuştur. Grashof sayısı 103-106 ve kapalı bölgenin eğim açısı ise 0°? ? ?120° aralığında seçilmiştir. Isıtıcı uzunlukları ?=0.4 olarak seçilmiştir. Elde elden sonuçlara göre ısı transfer miktarı, Grashof sayısı arttıkça artmaktadır. Isıtılan alt ve sol duvarlarda ortalama Nusselt sayısının değeri, eğim açısının küçük değerlerinde, alt duvarda daha yüksek iken, eğim açısının büyük değerlerinde sol duvarda daha büyüktür. Eğim açısı 45° olduğunda, ortalama Nusselt sayısı, her iki duvar içinde eşit olmaktadır.
  • Öğe
    Kamu Bilgi İşlem Merkezleri İçin Bir Yönetim Modeli Önerisi
    (Trakya Üniversitesi, 2011) Yurdagül, Erdem Uçar Hasan
    Bu çalışmada, günümüzde kamu bilgi işlem merkezlerinin teknik ve idari yönetim tarzları ele alınarak yaşanan sorunlar, işleyişe olan etkileri ve bunlara çözüm önerileri tartışılmıştır. Özellikle üniversite bilgi işlem daire başkanlıkları, bilgi işlem merkezleri ve diğer kamu kuruluşlarının benzer birimleri ile olan ilişkileri ele alınmış ve sorunlar irdelenmiştir. Çalışmanın devamında bilgi işlem birimlerinin idari ve teknik olarak nasıl ilişkilendirilebileceği, kurumlar arasında bilgi ve iletişimin insandan olabildiğince bağımsız olarak nasıl sağlanabileceği incelenip çözüm önerileri irdelenmiştir. Çalışmanın sonunda gelecekte olması beklenenler ve bu beklentilere ulaşmak için yapılaması gereken idari ve teknik düzenlemeler tartışılmıştır
  • Öğe
    Altın Oranla Tasarlamak: Doğada, Mimarlıkta ve Yapısal Tasarımda ? Dizini
    (Trakya Üniversitesi, 2009) Selçuk, Semra Arslan; Sorguç, Arzu Gönenç; Akan, Aslı Er
    İnsanın parçası olduğu doğayı ve bir üst ölçekte evreni anlama isteği ve merakı, bu anlamanın bir ara yüzü olarak bir yanda matematik, fizik, kimya gibi temel bilimlerin ve bilgilerin ve sonrasında da pek çok farklı disiplinin ortaya çıkmasını sağlarken, diğer yanda sanat ve felsefede de önemli tartışmaları gündeme getirerek, anlama eyleminin de yeni araç ve ara yüzleri için farklı düzlemleri oluşturmaktadır. Tüm bu süreçte farklı bilgilerin ve olguların sembolik ama herkes tarafından anlaşılabilen bir anlatım biçimi olan matematik farklı bilgi alanlarının birbiri ile “konuşmasını” değil, anlama eyleminin model ve araçlarını da sağlamıştır. Bu bağlamda, insanoğlunun doğadaki büyüme modelini ve doğal yapılaşmalardaki tasarım estetiğini anlamakta kullandığı, esinlendiği/ öğrendiği/ uyguladığı parametrelerden en eskisi olan altın oran özellikle sanat ve mimarlıkta matematiğin rolünü gösteren ve izini tarih boyunca pek çok yapıtta görebileceğimiz bir benzeşim ölçütü olmuştur. Yapılan çalışmalar sonucu, Fi dizininin doğadaki formların gelişiminin (morphogenesis) açıklanması kadar; mimarlık tarihine baktığımızda, mimarlıktaki estetik ve yapısal formların da gelişmesinin açıklanabilmesine yardımcı olduğu görülmüştür. Bu çalışma, “altın oranın, ? (Fi)”, doğada ve mimarlıkta nasıl sistematik olarak kodlandığını (? dizini) örneklendirmektedir. Ayrıca bu oranın kabuk gibi bazı yapıların strüktür sisteminde de karşımıza çıkması, ? dizininin yapı davranışının eniyilenmesi konusunda da bir araç olabileceği tartışmasını gündeme getirmektedir.
  • Öğe
    Manisa Belediyesi Evsel Atık Su Arıtma Tesisinin, Gediz Nehrinin Ağır Metal Kirliliğine Olan Etkilerinin Belirlenmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2004) Minareci, Orkide; Öztürk, Meral; Minareci, Ersin
    Bu çalışmada, Temmuz 2001 – Nisan 2002 tarihleri arasında Manisa Belediyesi Evsel Atık Su Arıtma Tesisinin Gediz Nehrine boşalttığı su ve sediment örneklerinde bazı ağır metal (Cu, Fe, Mn, Zn, Cd, Co, Cr, Ni, Pb) konsantrasyonları belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, su örneklerinde ortalama değerler; bakır 0,0161; demir 0,0103; mangan 0,0075; çinko 1,0579; kadmiyum 0,0036; kobalt 0,0063; krom 0,1055; nikel 0,0796; kurşun 0,2183 ppm olarak bulunmuştur. Bu değerler, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen, Sulara Boşaltılacak Atıklar İçin Deşarj Kriterleri ile karşılaştırılmış, atık sudaki ağır metal konsantrasyonlarının yüksek düzeyde olmadığı saptanmıştır. Sediment örneklerinde ortalama değerler; bakır 346 ppm; demir 3072 ppm; mangan 145 ppm; çinko 631 ppm; kadmiyum 0,95 ppm; kobalt 0,98 ppm; krom 159 ppm; nikel 135 ppm; kurşun 25,5 ppm olarak bulunmuştur. Bu değerler de, Gediz Nehrinde yapılan diğer çalışmalar sonucu elde edilen ağır metal konsantrasyonları ile karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Myotis myotis’ DE (CHİROPTERA: VESPERTİLİONİDAE) İMPLANTASYONUN HİSTOLOJİK OLARAK İNCELENMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2011) Paksuz, Emine Pınar
    Bu çalışmada, Myotis myotis türü yarasalarda implantasyon histolojik olarak ışık mikroskobunda (Olympus BX51) incelenmiştir. Dişi yarasa örnekleri Kırklareli’ de bulunan Koyunbaba Mağarası’ndan yakalanmıştır. Myotis myotis türü yarasa örneklerinin uteruslarından alınan histolojik kesitler, Hematoksilen-Eosin (Mayer’s), Gomori trichrome ile boyanmış ve incelenmiştir. Myotis myotis’de uterus bicornis’ dir ve implantasyonun uterusun sağ boynuzunda gerçekleştiği gözlenmiştir. Embriyonik disk amnion boşluğunun taban kısmında yer almıştır. Trofoblast, sitotrofoblast ve sinsisyotrofoblast tabakalarına farklılaşmıştır.
  • Öğe
    PINARHİSAR KALKERLERİ ve MARMARA BEYAZI MERMERİNDE TUZLARIN YIKICI ETKİLERİ
    (Trakya Üniversitesi, 2011) Dal, Murat
    kullanmıştır. Doğal taşlar, sıcaklık değişiklikleri, nem, tuz kristalizasyonu, donma vb. çeşitli doğal süreçlerin etkisiyle ayrışmaya maruz kalırlar. Tuzlar, tarihi yapılardaki gözenekli malzemelerin ayrışmasına neden olan en önemli faktörlerden biridir. Kireçtaşları, doğada bol bulunan ve çalışılması kolay taşlar olduğundan yüzyıllardır yaygın olarak kullanılan yapı malzemeleridir. Günümüzde kireçtaşları, hem modern binalarda ana malzeme olarak hem de süsleme ve kaplama malzemesi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, kireçtaşı ve mermer üzerinde tuzların etkileri incelenmiştir. Çalışmanın amacı, tortul ve metamorfik kökenli, Kırklareli-Pınarhisar’ın bol-iri fosilli, az fosilli, fosilsiz kalkerleri ile Marmara Beyazı mermerleri yapı taşlarındaki çözünür tuz kristalizasyonunun mekanizmasını belirlemektir. Test yöntemi, Building Research Establishment (BRE) standartlarının, yapı malzemeleri için kullandığı dayanıklılık deneyleridir. Deney süresince, kayacın yapısal değişimi, görünümleri ve örneklerdeki değişiklikler gözlenmiş ve örnek yüzeylerinde oluşan her renk değişimi kaydedilmiştir. Doğal ortam koşullarında oluşabilecek gerçek tuz miktarını temsil etmek amacıyla %1 ve %3 oranlarında Na2SO4 ve MgSO4 etkilerine maruz bırakılarak yapı taşının bozulma miktarı, bozulma şekli ve renk değişimi incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda tortul kayaçların (kireçtaşı) ağırlık kaybının metamorfik kayaçların (mermer) ağırlık kaybından daha fazla olduğu belirlenmiştir
  • Öğe
    BAZI ÜZÜM ÇEŞİTLERİNDE (Vitis vinifera L.) İN VİTRO TESTLER YARDIMIYLA POLEN CANLILIĞI VE ÇİMLENME YETENEKLERİNİN İNCELENMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2004) Korkutal, İlknur; Bahar, Elman; Kök, Demir; Çelik, Salih; Uruç, Selen
    Bu araştırma, 2003 yılı tam çiçeklenme döneminde; 23 adet üzüm çeşidinin (Gamay, Chardonnay, Pinot Noir, Boğazkere, Öküzgözü, Clairette, Cinsaut, Emir, Papaz Karası, Alicante Bouschet, Riesling, Kalecik Karası, Semillon, Trakya İlkeren, Yalova İncisi, Muscat Ottonel, Hafızali, İtalya, Hamburg Misketi, Tekirdağ Çekirdeksizi, 2B-56, Kozak Beyazı ve Cabernet Sauvignon), polen canlılık oranı ve in vitro polen çimlenme gü-cünü belirlemek amacıyla yapılmıştır. En yüksek polen canlılık oranı Trakya İlkeren ve İtalya çeşitlerinde (%100); en düşük ise Chardonnay çeşidinden (%54.8) elde edilmiştir. Polen çimlenme oranlarına bakıldığında Chardonnay (%19.675), Pinot Noir (%23.450) ve Gamay (%30.025) çeşitleri en düşük; Boğazkere (%81.400) ve Clairette (%80.925) çeşitleri ise en yüksek çimlenme oranlarını vermişlerdir. Araştırmada incelenen diğer çeşitler bu değerler arasında çimlenme oranlarına sahip olmuşlardır.
  • Öğe
    İzmir ve Manisa İlleri Ekolojik Kiraz Bahçelerinden Toplanan Thyatırıdae, Papılıonıdae, Pıerıdae, Nymphalıdae ve Satyrıdae (Lepıdoptera) Familyalarına Bağlı Türler Üzerinde Bir Değerlendirme
    (Trakya Üniversitesi, 2004) Tezcan, Serdar; Okyar, Zuhal
    İzmir ve Manisa’daki ekolojik kiraz (Prunus avium Linnaeus) bahçelerinde 1998 ve 1999 yıllarında yü-rütülen bu çalışmada besin ve sarı yapışkan görsel tuzaklarla Thyatiridae, Papilionidae, Pieridae, Nymphalidae ve Satyridae familyalarına bağlı 13 tür saptanmıştır. Belirlenen türler Thyatiridae familyasından Tethea ocularis (Linnaeus, 1767), T. or (Denis-Schiffermüller, 1775); Papilionidae familyasından Iphiclides podalirius (Linnaeus, 1758) ve Papilio machaon (Linnaeus, 1758); Pieridae familyasından Pieris brassicae (Linnaeus, 1758), P. rapae (Linnaeus, 1758); Nymphalidae familyasından Charaxes jasius (Linnaeus, 1767), Vanessa atalanta (Linnaeus, 1758), Cynthia cardui (Linnaeus, 1758), Polygonia c-album (Linnaeus, 1758), Nymphalis polychloros (Linnaeus, 1758), N. antiopa (Linnaeus, 1758); Satyridae familyasından Brintesia circe (Fabricius, 1775)’dir.
  • Öğe
    Okratoksin A (Oa)'Nın Bira Fermentasyonundaki Durumu ve Fermentasyona Etkisi
    (Trakya Üniversitesi, 2003) Gümüş, Tuncay; Arıcı, Muhammet; Demirci, Mehmet
    Bu araştırmada bira fermentasyonu süresince farklı konsantrasyonlardaki OA miktarında meydana gelen değişiklikler Elisa metodu kullanılarak tespit edilmiştir. Buna göre yaklaşık 10 ppb OA ilave edilen örnekte (A) fermentasyon sonunda (10. gün) OA seviyesinde % 24,97 oranında azalma tespit edilirken, yaklaşık 20 ppb OA ilave edilen örneğin (B) OA seviyesinde % 18,74 oranında bir azalma olduğu belirlenmiştir. Yaklaşık 30 ppb OA ilave edilen örnekte (C) ise daha düşük düzeyde bir azalma (% 8,9) olduğu tespit edilmiştir. Fermentasyon boyunca OA konsantrasyonu arttıkça, OA'daki azalma oranı düşmüştür. Fermentasyon boyunca OA konsantrasyonu maya gelişimini etkilemiş, OA ihtiva eden örneklerde maya gelişimi daha yavaş olmuştur. Yüksek konsantrasyonlarda OA ihtiva eden mayşede tespit edilen maya sayısı, kontrol ve düşük OA konsantrasyonlu mayşedeki maya sayısına göre daha düşük bulunmuştur. Fermentasyon boyunca pH değerinde OA yüksek olan örneklerde, düşük olanlara göre daha yavaş düşüş gözlenmiştir. Örneklerde OA konsantrasyonu arttıkça oluşan alkol oranı düşmüştür. Fermentasyon başlangıcında tüm örneklerde toplam şeker oranı % 6,62 iken OA konsantrasyonu arttıkça % şeker miktarı daha yüksek tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Dağıtık Nesne Yönetimi Mimarilerinden Corba ve Dcom Mimarilerinin Karşılaştırması
    (Trakya Üniversitesi, 2003) Mesut, Altan; Carus, Aydın
    Son on yılda çıkan nesneye yönelik programlama ve dağıtık sistem teknolojileri modern yazılımları büyük ölçüde etkiledi. RPC (Remote Procedure Call - Uzak Prosedür Çağrısı) gibi eski nesil istemci/sunucu mimarileri nesneye yönelik bir modele sahip değildirler. Bu mimaride istemci, sunucuya nasıl ulaşması gerektiğini ve sunucunun yerini bilmek, ve kodu eklenecek her yeni servis için değiştirilmek zorundadır. istemci/sunucu sistem teknolojisinin gelişiminin bir sonraki basamağı, dağıtık sistem ile nesneye yönelik programlama teknolojilerinin birleşimi olan dağıtık nesne yönetimi sistemleridir. Dağıtık sistemlerin gerçek faydası, ancak karmaşık uygulamaların yeniden kullanılabilir yazılım bileşenleri kullanılarak meydana getirilmesine izin veren, dağıtık nesne yönetimi sistemlerinin kullanılması ile mümkün olacaktır. Bu çalışmada dağıtık nesne yönetimi mimaril erinden COM/DCOM ve CORBA incelenmiştir.