Yazar "Zeybey, Utku" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arı Sokması Sonrasında Gelişen Atipik Klinikli Akut Koroner Sendrom Vakası ve Primer Tedavisi(2020) Kaya, Çağlar; Zeybey, Utku; Altay, ServetArı sokmaları da böcek sokmaları içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Genellikle lokal allerjik reaksiyonlar oluşturmaktadır. Nadir deolsa hayatı tehdit eden ciddi klinik tablolara yol açabilmektedir. Akut koroner sendromlar da bu ciddi klinik durumlar içerisinde yer almaktadır. Arı sokması sonrasında kana karışan zehir trombüs aktivasyonu yaparak iskemik tablolara yol açabilir ve nadir de olsa akutkoroner sendromlara neden olabilir. Hastalar allerjik semptomlar ya da anafilaksi ile birlikte göğüs ağrısı olabileceği gibi herhangi biranafilaktik tablo oluşturmadan ya da çok hafif belirtiler vererek göğüs ağrısı olmadan da karşımıza miyokard enfarktüsü şeklinde kliniktablolarla gelebilirler. Burada hipertansiyon ve geçmişte sigara içiciliği dışında hikayesi olmayan 69 yaşındaki bir erkek hastada arı sokması ile tetiklenen ancak belirgin anafilaksi tablosu oluşturmadan gelişen akut ST yükselmeli miyokard enfarktüsü vakası sunmaktayız.Öğe Atypical 'de Winter pattern' mimicking acute left main coronary artery lesion(Kare Publ, 2020) Gurdogan, Muhammet; Yalta, Kenan; Altay, Servet; Zeybey, Utku; Akkus, Omer Ferudun[Abstract Not Available]Öğe Barsak mikrobiyal metabolizmasının koroner yavaş akım fenomenindeki rolü(Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2020) Zeybey, Utku; Altay, ServetKoroner yavaş akım fenomeni, tekrarlayan göğüs ağrılarından ani ölüme sebep olabilecek süreçlerden sorumlu olabilmektedir. Koroner angiografik olarak tanısı konulmakta olup bilinen tedavi yöntemi mevcut değildir. Bu nedenle bu fenomenin gelişmesini önlemek ya da tedavi modalitesi bulmak önem arz etmektedir. Barsak mikrobiyal metabolizması tüm organizmanın denge halinde çalışmasında büyük role sahiptir. Bu metabolizmanın işleyişinde meydana gelecek bir problem sistemik olarak enflamasyonu başlatıp çeşitli hastalıkların gelişimine neden olmaktadır. Kronik böbrek hastalığı, diyabetes mellitus, kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere çeşitli hastalıklardan sorumlu olduğu gösterilmiştir. Daha önce literatürde yer almayan bir hipotez ise barsak mikrobiyal metabolizmasının koroner yavaş akım fenomeni gelişiminde rolü olduğudur. Bu hipotezin doğruluğunu araştırmak amacıyla bu çalışmada elektif endikasyonlar ile koroner angiografi yapılıp sonucu normal koroner arter saptanan 40 olgu ve sonucu TIMI frame sayısı ile hesaplanıp koroner yavaş akım fenomeni saptanan 40 olgu karşılaştırılmıştır. Bu olgulardan karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlar, kronik enflamatuvar hastalıkları olanlar, aktif enfeksiyonu olanlar, antibiyotik kullananlar dışlanmıştır. Bu olguların cinsiyet dağılımları incelendiğinde kontrol grubundaki olguların 15 ’i (%37,5)erkek olup yavaş akım grubundaki olguların 22 ’si (%55) erkek olgulardan oluşmaktadır (p:0,1). Kontrol gruptaki olgulardan 10’u (%25)sigara kullanmakta iken yavaş akım grubunda 16 (%55) olgu sigara içmektedir (p:0,1). Kontrol grubunda ortalama yaş 57,2±10,2 iken yavaş akım grubunda 53,1±13,7 olarak izlendi (p:0,1). Hipertansiyon izlenen olgular kontrol grubunda 22 (%55), yavaş akım grubunda 15 (%37,5) olgu olarak izlendi (p:0,1).Yavaş akım grubu 7 (%17,5) ile kontrol grubu 6 (%15,0) arasında diyabet görülme sıklığı için istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır (p:0,7). Laboratuvar değerleri karşılaştırıldığında her iki grup arasında istatistiki olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Her iki grubun kan Trimetilamin N-oksit enzim düzeyleri karşılaştırıldığında ise koroner yavaş akım fenomeni görülen olgularda bu enzim düzeylerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır (p:0,02). Yavaş akım grubunda Trimetilamin N-oksit ortalama 62,03±18,89 ng/mliken kontrol grubunda Trimetilamin N-oksit ortalaması 52,87±17,28 ng/ml bulunmuştur. Trimetilamin N-oksit enzim düzeyine sigara, cinsiyet, hipertansiyon ve diyabetes mellitusun etkisi regresyon analizi ile değerlendirilmiş ve istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar bulunamamıştır. Sonuç olarak barsak mikrobiyal metabolizması koroner yavaş akım fenomeni gelişiminde rol oynayabilir. Barsak mikrobiyal metabolizmasının normal fonksiyon göstermesi ise koroner yavaş akım fenomeni gelişimini engelleyebilir. Bu alanda daha net ve kesin sonuçlara yaklaşılması ve gösterilmesi için çok merkezli ve çok kapsamlı çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Öğe The Effect of Thyroid Stimulating Hormone Level Within the Reference Range on In-Hospital and Short-Term Prognosis in Acute Coronary Syndrome Patients(Mdpi, 2019) Gurdogan, Muhammet; Altay, Servet; Korkmaz, Selcuk; Kaya, Caglar; Zeybey, Utku; Ebik, Mustafa; Demir, MelikBackground and objectives: Despite being within the normal reference range, changes in thyroid stimulating hormone (TSH) levels have negative effects on the cardiovascular system. The majority of patients admitted to hospital with acute coronary syndrome (ACS) are euthyroid. The aim of this study was to investigate the effect of TSH level on the prognosis of in-hospital and follow-up periods of euthyroid ACS patients. Materials and Methods: A total of 629 patients with acute coronary syndrome without thyroid dysfunction were included in the study. TSH levels of patients were 0.3-5.33 uIU/mL. Patients were divided into three TSH tertiles: TSH level between (1) 0.3 uIU/mL and <0.90 uIU/mL (n = 209), (2) 0.90 uIU/mL and <1.60 uIU/mL (n = 210), and (3) 1.60 uIU/mL and 5.33 uIU/mL (n = 210). Demographic, clinical laboratory, and angiographic characteristics were compared between groups in terms of in-hospital and follow-up prognosis. Results: Mean age was 63.42 +/- 12.5, and 73.9% were male. There was significant difference between tertiles in terms of TSH level at admission (p < 0.001), the severity of coronary artery disease (p = 0.024), in-hospital mortality (p < 0.001), in-hospital major hemorrhage (p = 0.005), total adverse clinical event (p = 0.03), follow-up mortality (p = 0.022), and total mortality (p < 0.001). In multivariate logistic regression analysis, the high-normal TSH tertile was found to be cumulative mortality increasing factor (OR = 6.307, 95%; CI: 1.769-22.480; p = 0.005) during the 6-month follow-up period after hospitalization and discharge. Conclusions: High-normal TSH tertile during hospital admission in euthyroid ACS patients is an independent predictor of total mortality during the 6-month follow-up period after hospitalization and discharge.Öğe THE ETIOLOGY AND AGE-RELATED PROPERTIES OF PATIENTS WITH DELIRIUM IN CORONARY INTENSIVE CARE UNIT AND ITS EFFECTS ON INHOSPITAL AND FOLLOW UP PROGNOSIS(Literatura Medica, 2020) Altay, Servet; Gurdogan, Muhammet; Kaya, Caglar; Kardas, Fatih; Zeybey, Utku; Cakir, Burcu; Ebik, MustafaObjective - Delirium is a syndrome frequently encountered in intensive care and associated with a poor prognosis. Intensive care delirium is mostly based on general and palliative intensive care data in the literature. In this study, we aimed to investigate the incidence of delirium in coronary intensive care unit (CICU), related factors, its relationship with inhospital and follow up prognosis, incidence of age-related delirium and its effect on outcomes. Methods - This study was conducted with patients hospitalized in CICU of a tertiary university hospital between 01 August 2017 and 01 August 2018. Files of all patients were examined in details, and demographic, clinic and laboratory parameters were recorded. Patients confirmed with psychiatry consultation were included in the groups of patients who developed delirium. Patients were divided into groups with and without delirium developed, and baseline features, inhospital and follow up prognoses were investigated. In addition, patients were divided into four groups as <65 years old, 65-75 yo, 75-84 yo and> 85 yo, and the incidence of delirium, related factors and prognoses were compared among these groups. Results - A total of 1108 patients (mean age: 64.4 +/- 13.9 years; 66% men) who were followed in the intensive care unit with variable indications were included in the study. Of all patients 11.1% developed delirium in the CICU. Patients who developed delirium were older, comorbidities were more frequent, and these patients showed increased inflammation findings, and significant increase in inhospital mortality compared to those who did not develop delirium (p<0.05). At median 9-month follow up period, rehospitalization, reinfarction, cognitive dysfunction, initiation of psychiatric therapy and mortality were significantly higher in the delirium group (p<0.05). When patients who developed delirium were divided into four groups by age and analyzed, incidence of delirium and mortality rate in delirium group were significantly increased by age (p<0.05). Conclusion - Development of delirium in coronary intensive care unit is associated with increased inhospital and follow up morbidity and mortality. Delirium is more commonly seen in geriatric patients and those with comorbidity, and is associated with a poorer prognosis. High-risk patients should be more carefully monitored for the risk of delirium.Öğe Jugular Venous Distention Presenting with Bilateral Giant Vascular Sacs on the Neck(2020) Yalta, Kenan; Kaya, Çağlar; Zeybey, Utku; Hereklioğlu, Savaş[Abstract Nıt Available]Öğe Mobitz type II, 2:1 atrioventricular block mimicking as a convulsive seizure(Turkish Soc Cardiology, 2019) Kaya, Caglar; Zeybey, Utku; Akpinar, Meliha; Taylan, Gokay; Ucar, Fatih Mehmet[Abstract Not Available]Öğe A rare case about pericardium: Left deviated heart and pericardial agenesis(Kare Publ, 2021) Kaya, Caglar; Zeybey, Utku; Altay, Servet; Ustabasioglu, Fethi EmreCongenital absence of the pericardium is not a common condition in daily practice. There are no obvious and clear symptoms. This condition, which is diagnosed incidentally, may cause some complications when not diagnosed. Therefore, imaging techniques, such as echocardiography, are essential. In this article, we present a rare case of pericardial agenesis.Öğe Serum copeptin: a potential guide to clinical decision-making for congenital shunt closure(Bmj Publishing Group, 2019) Yalta, Kenan; Gurdogan, Muhammet; Kaya, Caglar; Zeybey, Utku[Abstract Not Available]