Yazar "Zengin, Zeynep" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Küçük Resim
    Öğe
    Fazla kilolu ve obez bireylerde diyet kalitesi, sezgisel yeme davranışı ile antropometrik ölçümler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Zengin, Zeynep; Duran, Sedef
    Bu araştırma diyet kalitesi, sezgisel yeme davranışı ile antropometrik ölçümler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amacı ile yapılmıştır. Mart-Eylül 2019 tarihlerinde Kırklareli Sağlıklı Hayat Merkezi Beslenme Danışmanlığına başvuran 19-65 yaş grubundaki fazla kilolu ve obez bireyler üzerinde yürütülmüştür. Veriler, bireylerin genel özellikleri ve antropometrik ölçümlerini içeren anket formu, diyet kalitesini belirleyen besin tüketim sıklığı formu ve sezgisel yeme davranışını belirleyen Sezgisel yeme Ölçeği-2 ile elde edilmiştir. Diyet kalite puanları Sağlıklı Yeme İndeksi-2015’e göre hesaplanmıştır. Kadınların sezgisel yeme puanı 2,93±0,75, erkeklerin ise 3,57±0,69 olarak hesaplanmıştır. Kadınların sezgisel yeme davranışının erkeklere göre anlamlı şekilde düşük olduğu bulunmuştur (p<0,05). Erkeklerin yağ oranı kadınlara göre anlamlı şekilde düşükken, bel/kalça oranı anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur (p<0,05). Kadınların sezgisel yeme puanları ile Beden Kütle İndeksi, bel çevresi, bel/boy oranı ve yağ oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde orta düzeyde ilişkiler bulunurken kalça çevresi ve bel/kalça oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde zayıf düzeyde ilişkiler olduğu saptanmıştır (p<0,05). Erkeklerde sezgisel yeme puanları ile sadece yağ oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif yönde orta düzeyde ilişki olduğu bulunmuştur (p<0,05). Bireylerin %8,80’inin “kötü” %78,20’sinin “orta” ve %12,90’ının “iyi” diyet kalitesi sahip olduğu saptanmıştır. Bireylerin diyet kalitesinin cinsiyetlere göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermediği bulunmuştur (p>0,05). Bireylerin diyet kalitesi ile antropometrik ölçüm değerleri arasındaki ilişki istatiksel olarak anlamlı değildir. (p>0,05). Bireylerin diyet kalitesi ile sezgisel yeme davranışı arasındaki ilişki istatiksel olarak anlamlı değildir (p>0,05).
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    INTRAUTERINE GROWTH RESTRICTION (IUGR) RISK DECISION BASED ON SUPPORT VECTOR MACHINES
    (Mdpi, 2010) Zengin, Zeynep; Gurgen, Fikret; Varol, Fuesun
    This paper studies the risk of intrauterine growth restriction (IUGR) using support vector machines (SVM). A structured and globally optimized SVM system may be preferable procedure in the identification of IUGR fetus at risk. The IUGR risk is estimated in two stages: in the first stage, noninvasive Doppler pulsatility index (PI) and resistance index (RI) of umbilical artery (UA), middle cerebral artery (MCA) and ductus venosus (DV) and amniotic fluid index (AFI) are retrospectively analyzed and the Doppler indices are applied to the SVM system to make a diagnosis decision on the fetal wellbeing as reactive or nonreactive and/or acute fetal distress (AFD) on the nonstress test (NST) (training data). In the second stage (testing data), the decision is validated by the NST (target value). Experiments are performed on previously collected data. Fortyfour preterm with IUGR and without IUGR pregnancies before 34 weeks gestation are considered. The nonparametric Bayes-risk decision rule, k-nearest neighbor (k-NN), is used for comparison. It is observed that the SVM system is proven to be useful in predicting the expected risk in IUGR cases in this small population study. The PI and RI values of UA, MCA and DV are also effective in distinguishing IUGR at risk.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Intrauterine growth restriction (IUGR) risk decision based on support vector machines
    (Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2012) Gurgen, Fikret; Zengin, Zeynep; Varol, Fusun
    This paper studies the risk of intrauterine compromise in the fetuses with intrauterine growth restriction (IUGR) using support vector machines (SVM). A structured and globally optimized SVM system may be preferable procedure in the identification of IUGR fetus at risk. The IUGR risk is estimated in two stages: In the first stage, noninvasive Doppler pulsatility index (PI) and resistance index (RI) of umbilical artery (UA), middle cerebral artery (MCA) and ductus venosus (DV), and amniotic fluid index (AFI) are retrospectively analyzed and the Doppler indices are applied to the SVM system to make a diagnosis decision on the fetal well being as reactive or nonreactive and/or fetal distress (FD) on the nonstress test (NST) (training data). In the second stage (testing data), the decision is validated by the NST (target value). Experiments are performed in retrospective clinical situation. Forty-four preterm with IUGR and without IUGR pregnancies before 34 weeks gestation are considered. Also, the nonparametric Bayes-risk decision rule, k-nearest neighbor (k-NN), is used for comparison. It is observed that the SVM system is proven to be useful in predicting the expected risk in IUGR cases in the small population study. Also, the PI and RI values of UA, MCA and DV are effective in distinguishing IUGR cases at risk. (C) 2011 Elsevier Ltd. All rights reserved.