Yazar "Yeldan, Eyup" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Inflammatory myofibroblastic tumor presenting as an abdominal wall mass in an adult patient(Wolters Kluwer Medknow Publications, 2010) Yagci, Mehmet Ali; Sezer, Atakan; Yeldan, Eyup; Coskun, Irfan; Usta, Ufuk; Cicin, Irfan; Temizoz, OsmanInflammatory myofibroblastic tumor of the abdominal wall is a rare soft-tissue tumor presentation in adults. A 50-year-old woman was referred with abdominal pain and a palpable mass in the left lower quadrant. Computed tomography scan and magnetic resonance investigation revealed an 8-cm heterogeneous abdominal wall mass. Tumor markers were within normal limits. Fine-needle aspiration cytology and tru-cut biopsies yielded necrotic material. A preoperative diagnosis of a resectable rhabdomyosarcoma was suggested. On exploration a tumor measuring 8 x 8 x 6 cm was resected along with the involved structures. Histopathologic examination of specimen revealed an inflammatory myofibroblastic tumor of the abdominal wall. The patient has been followed up for the last 12 months without clinical or radiographic evidence of recurrence. Inflammatory myofibroblastic tumor arising from the anterior abdominal wall in adults is an unusual manifestation of soft-tissue tumors, which can be managed by a multidisciplinary team of surgeons, oncologists, radiologists and pathologists.Öğe Lymphangiomatosis of the colon mimicking acute appendicitis(Wolters Kluwer Medknow Publications, 2011) Yagci, Mehmet Ali; Sezer, Atakan; Yeldan, Eyup; Coskun, I; Hatipoglu, Ahmet Rahmi; Altaner, Semsi; Umit, Hasan[Abstract Not Available]Öğe Mide kanserinde peritoneal yayılımda risk faktörleri(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Yeldan, Eyup; Hatipoğlu, Ahmet RahmiMide kanserli hastalarda tümörün yayılımı, lenf nodu tutulumu ve cerrahi rezeksiyonun şekli prognozu etkileyen en önemli faktörlerdir. Peritoneal yayılımda sağkalım olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu durumda küratif amaçlı cerrahi uygulanamamakta veya küratif cerrahi uygulanan hastalarda kısa sürede peritoneal rekürrens meydana gelmektedir. Peritoneal lavaj sitolojik incelenmesi ile mikroskobik peritoneal yayılım saptanabilmektedir. Peroperatif saptanan mikroskobik peritoneal yayılımda tedavi planı değişmekte ve adjuvan kemoterapi yapılacak hasta seçiminde yararlı olmaktadır. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Servisi'nde Şubat 2011-Ocak 2012 tarihleri arasında mide kanseri tanısı almış olan, makroskopik peritoneal yayılımı olmayan 41 hasta çalışmaya dahil edildi. Peroperatif peritoneal lavaj uygulandı. Peritoneal yıkama sıvısından aspirat alındı ve sitolojik inceleme yapıldı. Sitolojik inceleme sonuçları ile lenf nodu tutulumu, prognostik tip, tümörün lokalizasyonu, perinöral invazyon, serumda ve peritoneal yıkama sıvısındaki tümör belirteçleriyle ilişkisi araştırıldı. Hastaların 15 (%36,6)'i kadın, 26 (%63,4)'sı erkekti. Hastalarda en düşük yaş 36 iken en büyük yaş 83 olarak tespit edildi, ortalama yaş 62,61±12,29 idi. Laparotomiyi takiben karın içine 200 ml ılık serum fizyolojik verildi ve aspitrat sıvısı santrifüje edildikten sonra, Papanicolaou, May Grünwald-Giemsa ile boyandı ve deneyimli sitopatolog tarafından incelendi. Sonuçlar malin hücreler ve normal hücreler olarak bildirildi. Opere edilen 41 hastadan 10 (%24,4)'unda malin sitoloji pozitif iken, 31 (%75,6)'inde malin sitoloji negatif olarak tespit edildi. Seroza invazyonu olmayan 13 (%31,7) hastadan sadece 1 (%7,2) tanesinde malin sitoloji pozitifliği saptandı. Seroza invazyonu olan 28 hastadan (%68,3), 9 (%32,1)'unda malin sitoloji pozitifliği saptanmıştır. Malin sitoloji pozitif ve negatif olan hastalarda serumda ve peritoneal yıkama sıvısında karsino embriyonik antijen, kanser antijeni 19-9 ve alfa feto protein düzeyleri ile malin sitoloji arasında istatistiki anlamlı bir ilişki saptanmadı. Opere edilen 41 hastadan 5 (%12,2)'i kardia, 13 (%31,7)'ü korpus yerleşimli olarak tespit edildi ve kardia ve korpus yerleşimli mide kanserlerinde peritoneal yayılım anlamlı şekilde yüksek bulundu. Evre I ve II mide kanserli hasta sayısı 14 (%34,1), evre III ve IV hasta sayısı ise 27 (%65,9)'di. Evre I ve II hastalarda sadece 1 (%7,1) malin sitoloji pozitifliği, evre III ve IV hastalarda 9 (%33,3) malin sitoloji pozitifliği tespit edildi. Peritoneal malin hücre pozitifliği ile evre, yaş, invazyon derinliği, tümör lokalizasyonu arasında pozitif bir ilişki olduğu saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Gastrik kanser, peritoneal yayılım, karsino embriyonik antijen, kanser antijeni 19-9, alfa feto protein.Öğe Mide kanserinde peritoneal yayılımda risk faktörleri(Trakya Üniversitesi, 2012) Yeldan, Eyup; Hatipoğlu, Ahmet RahmiÖZETMide kanserli hastalarda tümörün yayılımı, lenf nodu tutulumu ve cerrahi rezeksiyonun şekli prognozu etkileyen en önemli faktörlerdir. Peritoneal yayılımda sağkalım olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu durumda küratif amaçlı cerrahi uygulanamamakta veya küratif cerrahi uygulanan hastalarda kısa sürede peritoneal rekürrens meydana gelmektedir. Peritoneal lavaj sitolojik incelenmesi ile mikroskobik peritoneal yayılım saptanabilmektedir. Peroperatif saptanan mikroskobik peritoneal yayılımda tedavi planı değişmekte ve adjuvan kemoterapi yapılacak hasta seçiminde yararlı olmaktadır.Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Servisi'nde Şubat 2011-Ocak 2012 tarihleri arasında mide kanseri tanısı almış olan, makroskopik peritoneal yayılımı olmayan 41 hasta çalışmaya dahil edildi. Peroperatif peritoneal lavaj uygulandı. Peritoneal yıkama sıvısından aspirat alındı ve sitolojik inceleme yapıldı. Sitolojik inceleme sonuçları ile lenf nodu tutulumu, prognostik tip, tümörün lokalizasyonu, perinöral invazyon, serumda ve peritoneal yıkama sıvısındaki tümör belirteçleriyle ilişkisi araştırıldı. Hastaların 15 (%36,6)'i kadın, 26 (%63,4)'sı erkekti. Hastalarda en düşük yaş 36 iken en büyük yaş 83 olarak tespit edildi, ortalama yaş 62,61±12,29 idi.Laparotomiyi takiben karın içine 200 ml ılık serum fizyolojik verildi ve aspitrat sıvısı santrifüje edildikten sonra, Papanicolaou, May Grünwald-Giemsa ile boyandı ve deneyimli sitopatolog tarafından incelendi. Sonuçlar malin hücreler ve normal hücreler olarak bildirildi.Opere edilen 41 hastadan 10 (%24,4)'unda malin sitoloji pozitif iken, 31 (%75,6)'inde malin sitoloji negatif olarak tespit edildi. Seroza invazyonu olmayan 13 (%31,7) hastadan sadece 1 (%7,2) tanesinde malin sitoloji pozitifliği saptandı. Seroza invazyonu olan 28 hastadan (%68,3), 9 (%32,1)'unda malin sitoloji pozitifliği saptanmıştır. Malin sitoloji pozitif ve negatif olan hastalarda serumda ve peritoneal yıkama sıvısında karsino embriyonik antijen, kanser antijeni 19-9 ve alfa feto protein düzeyleri ile malin sitoloji arasında istatistiki anlamlı bir ilişki saptanmadı. Opere edilen 41 hastadan 5 (%12,2)'i kardia, 13 (%31,7)'ü korpus yerleşimli olarak tespit edildi ve kardia ve korpus yerleşimli mide kanserlerinde peritoneal yayılım anlamlı şekilde yüksek bulundu. Evre I ve II mide kanserli hasta sayısı 14 (%34,1), evre III ve IV hasta sayısı ise 27 (%65,9)'di. Evre I ve II hastalarda sadece 1 (%7,1) malin sitoloji pozitifliği, evre III ve IV hastalarda 9 (%33,3) malin sitoloji pozitifliği tespit edildi.Peritoneal malin hücre pozitifliği ile evre, yaş, invazyon derinliği, tümör lokalizasyonu arasında pozitif bir ilişki olduğu saptanmıştır.Anahtar kelimeler: Gastrik kanser, peritoneal yayılım, karsino embriyonik antijen, kanser antijeni 19-9, alfa feto protein.Öğe A RARE BREAST TUMOR: SECRETORY BREAST CARCINOMA(Aves, 2011) Yagci, Mehmet Ali; Sezer, Atakan; Yeldan, Eyup; Hoscoskun, Zeki; Hatipoglu, Ahmet; Altaner, Semsi; Cicin, IrfanSecretory breast carcinoma is a rare type of invasive breast cancer. The tumor was first reported in pediatric patients, but actual incidence among pediatric and adult decades is similar. We present the case of a 50-year-old woman with a secretory breast carcinoma treated by breast conserving surgery and sentinel node dissection followed by chemotherapy and radiotherapy. The patient has meanwhile completed 3 years of follow-up with no evidence of recurrence. Secretory breast carcinoma usually has a low progression rate, and the prognosis is usually favorable. The choice of treatment should be patient based and minimal invasive procedures consist of breast conserving surgeries and sentinel node biopsies should be favoured. Systemic treatment and radiotherapy are points still awaiting for further investigation.