Yazar "Vural, Özden" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Esansiyel trombositemiye bağlı yaygın serebral venöz tromboz(2000) Turgut, Nilda; Aydın, Nurgül; Çelik, Yahya; Turgut, Burhan; Demir, Muzaffer; Utku, Ufuk; Vural, ÖzdenSerebral venöz tromboz etyolojisinde birçok neden bulunmakla birlikte, hiperkoagulabilite önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmada son bir aydır giderek artan başağrısı, bulantı, kusma nedeni ile servisimize yatan, daha önce hiçbir yakınması olmayan 34 yaşındaki bayan hasta bildirilmiştir. Hastanın yapılan nörolojik muayenesinde bilateral grade IV papil ödem mevcut olup, nöroradyolojik inceleme sonucunda yaygın (superior sagittal sinüs, konfluen sinium, her iki transvers ve sigmoid sinüsler) serebral venöz tromboz tespit edilmiştir. Tam kan sayımında Hb 17.1 g/dl, Hct % 48.4, Lökosit 28 500 /mm3 , Plt 674 000 /mm3 bulunması nedeni ile yapılan kemik iliği incelemesinde hastaya esansiyel trombositemi tanısı konmuş olup, antikoagulan tedavi yanısıra ribonükleotid redüktaz inhibitörü de tedaviye eklenmiştir. Literatürde olgumuzda olduğu gibi yaygın serebral venöz tromboz olguları nadiren bildirilmiş olup, bazı hematolojik hastalıkların, endokrin bozuklukların ve anatomik varyasyonların etyolojide yer alabileceği ifade edilmiştir.Öğe Non-Hodgkin lenfoma vakalarımızın klinik özelliklerinin değerlendirilmesi(2006) Harmandar, Orbay; Harmandar, Ferda; Demir, Muzaffer; Turgut, Burhan; Vural, Özden; Tekgündüz, Emre; Pamuk, Gülsüm E.Non-Hodgkin lenfomalı (NHL) 114 hastamızın klinik özellikleri, histopatolojik tipleri, tedavileri ve yanıtları, ve sağkalım analizi değerlendirildi. Tanıda Cotswold’a göre %10’u evre I, %14’ü evre II, %30’u evre III ve %46’sı evre IV’tü. Olguların 101’ine (%89) tedavi uygulandı. 57 olguda (%56) CHOP ve 17 olguda (%17) rituksimab (R)-CHOP verildi. En yüksek tam remisyon oranı R-CHOP grubundaydı (%83). Hastaların medyan sağkalımı 52 aydı. 3 yıllık sağkalım %54, 5 yıllık sağkalım %46 idi. Çok agresif NHL’lilerin sağkalımı (3 ay), agresif (41 ay) ve indolentlerden (86 ay) kısaydı (p’ler <0.05). Tanıda evre IV olguların medyan sağkalımı (26 ay), evre I (ulaşılamadı), evre II (86 ay) ve III (96 ay) olgulardan kısaydı (p’ler <0.05). Tanıda B semptomlu, ekstranodal ve kemik iliği tutulumu saptananlarla, ilk tedaviye yanıtsız, IPI>2 olanların sağkalımları diğerlerinden kısaydı (p’ler<0.05). Cox regresyon analizinde, ilk tedaviye cevapsızlığın (OR:11.6, p=0.001) bağımsız kötü prognostik faktör olduğu saptandı. İlk tedavide rituksimablı kombine kemoterapiyle yüksek tam remisyon oranı dikkat çekiciydi.Öğe Sepsis gelişen olgularda pentoksifilin infüzyonunun etkisi(2000) Memiş, Dilek; Demir, Muzaffer; Özden, Ayça; Pamukçu, Zafer; Vural, ÖzdenÇalışmamızda sepsis gelişen yoğun bakım olgularında pentoksifilin (PTX) infüzyonunun etkisini, kontrol grubuyla karşılaştırarak değerlendirmeyi amaçladık. Yoğun bakım ünitesine alınan ve sepsis gelişen 22 olgu rastgele 11'er kişilik iki eşit gruba ayrıldı. Grup I (n=11)'e 1 mg.kg-1.st-1 PTX iv infüzyon olarak uygulandı. Grup II (n=11), kontrol grubu kabul edildi ve aynı volümde serum fizyolojik verildi. Uygulamaya başlamadan önce, başladıktan 24 sonra 2, 3, 4, 5, 6, ve 7. günlerde alınan kan örneklerinde lökosit, nötrofil sayıları, sitokin düzeyi (interlökin-6), C-reaktif protein değerlendirildi. Grup I ve II'de lökosit, nötrofil sayılarında anlamlı bir değişiklik bulunmazken (p>0.05). IL-6 ve CRP düzeyleri ilk günden itibaren Grup I ve Grup II'de düşmeye başladı ve 7. günün sonunda bu düşüş Grup I'de başlangıca göre ileri derecede anlamlı (p<0.01), Grup II'de anlamlı bulundu (p<0.05). 7. günde Grup I'deki IL-6 ve CRP düşüşü, Grup II'ye göre ileri derecede anlamlı bulundu (p<0.01). Grup I'de üç, Grup II'de dört olgumuz, sepsise ilaveten multipl organ yetmezliği gelişerek kaybedildiler. Sonuç olarak; sepsis gelişen yoğun bakım olgularında pentoksifilin uygulamasının etkin bir yöntem olabileceği kanısına vardık.