Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Vapur, Güldan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    2006-2008 yılları arasında Edirne İli Devlet Hastanelerinde Acil Servise başvuran intoksikasyon olgularının incelenmesi
    (Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2010) Vapur, Güldan; Dökmeci, Dikmen
    Edirne İli Devlet Hastaneleri Acil Servisi'ne başvuran zehirlenme olguları ile ilgili demografik özellikleri değerlendirmek ve literatürle karşılaştırmak amacıyla yapılan bu çalışmada 2006-2008 yılları arasında zehirlenme tanısıyla başvuran 1025 olgu yaş, cinsiyet, geliş ayı, geliş saati, zehirlenme tipi, alınan madde tipi, ilaç tipi, zehirlenme yolu gibi demografik özellikler açısından değerlendirildi. 1025 olgunun 601'i (%58.6) kadın, 424'ü (%41.4) erkekti. En sık 11-20 yaş grubunun %31.4 ile birinci sırada olduğu, 21-30 yaş grubunun %23.7 oranla ikinci olduğu, 0-10 yaş grubunun %18.7 oranı ile üçüncü sırada olduğu bulundu. Zehirlenmeler en çok 2007 yılında meydana gelmişti. Zehirlenmeler en çok yaz ve kış mevsiminde olmuştu. %10.2 zehirlenme oranı ile ocak ayında birinci sırada yer alırken, %9.8 zehirlenme oranı ile haziran ve ağustos ayında ikinci sırada yer almaktaydı. Zehirlenmeler en sık salı ve pazar günü meydana gelmekte idi. Olguların en sık 18.00-22.00 saatleri arasında acil servise başvurdukları görüldü. Olguların 528'si (%51.5) kaza, 343'ü (%33.5) intihardı. En sık zehirlenme etkeni %46.8'le ilaçlardı. İntihar olguları için ilaçlar birinci sırada, kaza zehirlenmeleri için korozif maddeler ve besin zehirlenmeleri ilk sırada yer almıştı. Zehirlenmelerin %83.7'si oral yolla gerçekleşmişti. Sonuç olarak, ülkemizde küçük çocukların evde sıklıkla yalnız bırakılmaları ve ailenin yeterli derecede ilgilenmemesi, ilaçların çocukların kolayca erişebilecekleri yerlerde bulunması ve ambalajının sağlam olmaması zehirlenme olasılığını arttırmaktadır. Zehirlenme vakalarının aza indirilmesi için aile ve toplum bireylerinin eğitilmesi, korozif maddelerinin bilinçli olarak evlerde saklanması, reçetesiz ilaç satılmaması, ilaçların, temizlik maddeleri ve tarım ilaçlarının açıkta bırakılmaması gerekmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sığırlarda Kalpain ve Kalpastatin Gen Polimorfizmlerinin Et Tekstürünün İyileştirilmesi Çalışmalarında Kullanımı
    (2019) Kök, Süleyman; Atalay, Sertaç; Vapur, Güldan; Soysal, M. İhsan
    Son yıllarda, tüketici tercihleri doğrultusunda et tekstürünün iyileştirilmesi konusuna ilgi artmış ve özellikte etçisığır ırklarında bu özelliğini iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Etin gevrekliğinden üç enzim; ?- kalpain (CAPN1) ve m-kalpain (CAPN2) ile bunların inhibitörü olan kalpastatin (CAST) sorumludur. Yapılan çok sayıdaçalışmada, kalpain-kalpastatin sisteminin normal iskelet kası gelişimi için önemli olduğu ve CAST ile CAPN1 lokuslarındaki bazı SNP’lerin et tekstürü ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Çalışmaların çoğunda, CAST ve CAPN1 genpolimorfizmleri ile musculus longissimus dorsi (MLD) kasının Warner Bratzler Shear Force (WBSF) tekstür bıçağınınkesme direnci arasında bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Et sığırcılığında, kalpain geni (CAPN1 316, CAPN1 530 ileCAPN1 4751) ve kalpastatin geni (UoG-CAST, CAST-T1) ile bu genlerdeki varyantlar et tekstürü için aday gen olarakkabul edilmektedir. Sığır eti kalite özelliklerinin erken yaşta belirlenmesi için bu SNP’ler önemli bir fırsat sağlamaktadır. Genetik markır teknolojisinin, çiftlik hayvanlarının genetik gelişimi için gelecek vaad eden umut verici bir araçolduğu düşünülmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türk holstein sığırların lep gemi 2. ekzon (E2JW, E2FB) ve TG geni 5’ promotor bölgedeki (TG5) markörlerin et kalitesine etkilerinin araştırılması
    (Trakya Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019) Vapur, Güldan; Kök, Süleyman
    ığır etlerinin, tüketicilerin istediği ölçüde kaliteli olmaması önemli bir sorundur. Bu sorun, çevre koşullarının yanı sıra hayvanın genotipi ile yakından ilişkilidir. Etin kalitesinin belirlenmesinde etkili olan en önemli özellikler etin gevrekliği ve etin mozaikleşmesidir. Et kalitesi üzerine çeşitli genetik çalışmalar yapılmış ve tek nükleotid polimorfizmi ile (SNP) doğrusal korelasyon ilişkileri saptanmıştır. Leptin (LEP) ile Tiroglobulin (TG) geni; mozaikleşme, sırt yağ kalınlığı, et tekstürü, et verimi ve et kalitesi ile ilişkilidir. Edirne’deki besi işletmelerinden 100 baş Türk Holstein sığır örneğinde LEP ile TG genlerinde çalışılmıştır. “Polimeraz Zincir Reaksiyonu–Restriksiyon Parça Uzunluk Polimorfizmi (PCR-RFLP)” metodu ile LEP geni 2. Ekzon da iki (E2JW, E2FB) ve TG geni 5' Promotor bölgesinde bir (TG5) SNP markörü incelenmiştir. Çalışmamızda genotiplendirme “Gelişmiş Analitik Fragman Analizörü Kılcal (Kapiller) Elektroforezi” metoduyla yapılmıştır. Et kalitesini belirlemede etkili olan bu üç markörle, mozaikleşme, renk analizi, pH ve etin gevrekliği ile ilgili SNP allelleri belirlenmiştir. Türk Holstein sığırlarında LEP E2JW’de 3 farklı genotip, LEP E2FB’de ise 2 farklı genotip gözlenmiştir. TG geni monomorfik bulunmuştur. Türk Holstein sığırının LEP ve TG geninde 3 SNP bakımından genetik karakterizasyonu belirlenmiştir. LEP E2JW’deki AA, AT ve TT genotipli sığırların frekansları sırasıyla 0,56, 0,38 ve 0,06 olarak gözlenmiştir. LEP E2FB’de CT ve TT genotipinde sığırlar gözlenmiştir ve frekansları sırasıyla 0,94 ve 0,06 olarak belirlenmiştir. TG5 (C422T) ‘de CC genotipli sığırların frekansı 1 olarak bulunmuştur. LEP E2JW’deki A ve T allel gen frekansları sırasıyla 0,75 ve 0,25 olarak gözlenmiştir. LEP E2FB’de C ve T allel gen frekansları sırasıyla 0,47 ve 0,53 olarak belirlenmiştir. Türk Hostein ırkında LEP E2JW lokusunda pişmiş et rengi parlaklığı (L*) bakımından AA, AT ve TT genotipindeki sığır etlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiş olup farklar önemli bulunmuştur (p<0,05). Yedi gün boyunca bekletilip pişirilmiş etlerin parlaklıklığı, LEP E2JW lokusu AA ve AT genotipindeki sığır etlerin TT genotipindeki sığır etlerinden daha parlak ve farkın önemli olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). LEP E2JW lokusundaki genotipik farklar bakımından Türk Holstein sığırları çiğ et b? renk değeri önemli olup AA genotipindekiler AT ve TT genotipindekilere göre daha sarımtraktır (p<0,05). LEP E2JW lokusu 14. gün Musculus Longissimus Dorsi (MLD) pH ölçümleri bakımından genotipler arası fark anlamlı bulunmuştur (p<0,05). En yüksek pH değeri AT genotipinde ve en düşük pH değeri ise AA genotipinde gözlenmiştir. Yedinci günde pişmiş etlerin tekstürü yani kesilme kuvveti (SF) bakımından, LEP E2JW lokusu AA ve AT genotipindeki Türk Holstein sığırların MLD etlerinin TT genotipindekilerden farklı olduğu belirlenmiştir (p<0,05). Türk Hostein sığırlarında LEP E2FB lokusunda L* a* b* renk uzayı, SF ve pH bakımından CT ve TT genotipindeki sığır etlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir (p>0,05). Türk Holstein sığırların CA, SKA ve MS ile LEP E2JW, E2FB ve TG5 markör genotipleri arasında olumlu bir ilişki kurulamamıştır (p>0,05). Yine TG TG5 lokusunda da L* a* b*, SF ve pH ile Türk Holstein sığırlarının genotipleri arasında olumlu bir ilişki kurulamamıştır. Sonuç olarak; Türk Holstein sığırlarında et gevrekliği için LEP E2JW lokusu T allelinin diğer araştırmacıların aksine olumlu etkisinin olmadığı anlaşılmış ve MDS çalışmalarına A allelinin olumlu katkısı olacağı söylenebilir. TG5/LEP E2JW/E2FB markör lokusları bakımından sırasıyla CC/AA/CT veya CC/AT/CT genotipindeki Türk Holstein sığırların daha kaliteli et ürettiği belirlenmiştir.

| Trakya Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Edirne, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim