Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Türk, Fahri" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    2008 Yılında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Artan Önemi-Türk Enerji Politikası
    (Trakya Üniversitesi, 2011) Türk, Fahri
    Aufgrund der hohen Importabhängigkeit der Türkei von fossiler Energieträger- dies liegt bei Erdgas fast 99 Prozent- konzentriert sich die Türkei zunehmend auf Nachhaltigkeit und somit auch auf erneuerbaren Energien. Ziel dieses Aufsatzes ist es, Energiepolitik der Türkei im Hinblick auf erneuerbaren Energiequellen zu beleuchten. Da die Entwicklungen in der Geothermal-, Solar- und Bioenergie noch in den Kinderschuhen stecken, wird der Schwerpunkt auf Wasserkraft- und Windkraftenergie gelegt
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Alman Arşiv Belgeleri Işığında Türk Devlet Adamları ve Bürokratlar: Erken Cumhuriyet Dönemi (1925-1935)
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Türk, Fahri
    Bu çalışmada Alman Dışişleri Bakanlığı Siyasal Arşivindeki belgeler ışığında 1925- 1935 yılları arasında çeşitli kademlerde görev yapan Türk devlet adamları (özellikle kamu görevlileri ve diplomatlar) ve onların Almanya ile ikili ilişkileri ele alınmaktadır. Konunun net bir şekilde anlaşılabilmesi için ilkin Almanların Osmanlı Devleti’nde bürokrat ve siyasetçi devşirme konusu üzerinde durulacaktır. İkinci olarak Cumhuriyet’in ilk yıllarında Almanların Türk bürokratları ve diplomatları nasıl değerlendirdikleri hususu masaya yatırılacaktır. Bu bağlamda Almanların özellikle söz konusu dönemde Türk siyasetinde önemli rol oynayan veya oynaması muhtemel Rıza Nur, Kâzım Dirik ve Ali Fethi Okyar gibi devlet adamlarını detaylı bir şekilde tahlil ettikleri dikkat çekmektedir. Ayrıca Türk Dış İşleri Bakanlığı mensuplarının ve özellikle Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliğinin mercek altına alındığı dikkatlerden kaçmamaktadır.Bu makalenin amacı, Türk devlet adamlarının Alman arşiv belgelerine nasıl yansıdığını ortaya koymaktır. Çalışma yöntemsel olarak birincil kaynaklar olan arşiv belgelerinin içerik analizine tabi tutulmasına dayanmaktadır. Mevcut yazında bu konuyu başlı başına ele alan bilimsel çalışmalar yetersiz olduğundan söz konusu makale Türk-Alman ilişkilerine özgün bir katkı yapmayı amaçlamaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Azerbaycan ve Orta Asya'da Değişim Sürecinde Ortaya Çıkan Turancı Siyasi Hareketler (1989-2007)
    (2009) Türk, Fahri
    Orta Asya ve Azerbaycan'da değişim sürecinde birçok siyasal parti ve halk cephesi hareketi ortaya çıkmıştır. Siyasal yelpazedeki bu çeşitlilik içinde ortaya çıkan demokratik partiler arasında İslamcı ve Turancı düşünceye programlarında yer veren partiler olmuştur. Bu partiler özellikle Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan'da ortaya çıkmıştır. Bunun temel nedeni Turancılığı (Pantürkizmi) savunan partilerin ve oluşumların bu ülkelerde daha 20. yüzyılın başlarında siyasal hayatta yerlerini almaya başlamalarıdır. Örneğin Müsavat (Azerbaycan) ve Milli Hürriyet Partisi Alaş (Kazakistan) söz konusu dönemde ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele etmiştir. 1989 ila 1994 yılları arasında Azerbaycan'da Müsavat, Bozkurt ve Turan partileri, Kazakistan'da Azat Yurttaş Hareketi, Alaş ve Kazakistan Cumhuriyet Partisi ve Özbekistan'da Birlik, Erk ve Vatan Terakki partileri ile Türkistan Halk Hareketi ve Türkistan İslam Halk Hareketi gibi siyasal örgütler ortaya çıkmıştır
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Azerbaycan'da Türkçü ve turancı siyasal partiler
    (2013) Türk, Fahri
    Azerbaycan Türkçü ve Turancı siyasal partiler açısından Türk dünyasında özel bir yere ve öneme sahiptir. 19. yüzyılın sonlarında Rus Çarlığının egemenliği altındaki Azerbaycan ilk Türkçülük hareketlerinin ortaya çıktığı ve 1911 yılında da Türk Federal Müsavat Halk Partisi adında ilk kez Türkçü ve Turancı ideolojiye ve programa sahip bir siyasal partinin kurulduğu bir bölgedir. Sovyet sonrası süreçte de etkin olan Türkçü görüşler Azerbay- can Halk Cephesi örneğinde görüldüğü üzere iktidara gelmiş, ancak süreç içinde bir dizi nedenden ötürü etkisini yitirerek politik sahnede ciddi bir aktör olmaktan uzaklaşmıştır. Bu makalenin amacı, Azerbaycanda değişim sürecinde ortaya çıkan Türkçü ve Turancı partileri belirleyerek bu partilerin günümüzde sisteme neden alternatif oluşturamadıkları sorusuna cevap aramaya çalışmaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Boris Yeltsin dönemi'nde Rus-Alman ilişkileri ( 1992-2000 ) kültür ve ekonomi
    (2010) Türk, Fahri
    Uzun bir tarihsel geçmişe sahip olan Rus-Alman ilişkileri Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra özellikle kültürel ve ekonomik alanlarda ivme kazanmıştır. B. Yeltsin döneminde bu alanlarda sıklaşan Rus-Alman ilişkileri diğer alanlarda da ikili ilişkilerin itici gücü durumuna yükselmiştir. Küreselleşen dünyada kültür ve ekonominin devletlerarası ikili ilişkilerin geliştirilmesinde ve sürdürülmesinde önemli bir rol oynadığı muhakkaktır. Rus-Alman ilişkilerinin temelinde kültürel diyalog bulunmaktadır. Bunun yanında Alman sivil toplum kuruluşları, Alman işadamlarının yatırımları ve bu yatırımların coğrafi dağılımı Alman ekonomisinin Rusya pazarında her şeyden önce kendi hammadde ihtiyacını karşılamaya odaklandığını göstermektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRKİYE İLE ALMANYA ARASINDAKİ SİLAH TİCARETİ 1923-1945
    (2015) Türk, Fahri
    [Abstract Nıt Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    DİE WİRTSCHAFT ALS KATALYSATOR DER TÜRKİSCHEN ZENTRALASİENPOLİTİK
    (Trakya Üniversitesi, 2013) Türk, Fahri
    Türkiye, 1995’ten beri Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerini derinleştirmeye çalışmaktadır. Ancak Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığı döneminde (2000-2007) Orta Asya oldukça ihmal edilmiştir. Türkiye’nin Orta Asya politikası esas itibarıyla iki sütuna dayanmaktır ki bunlardan birincisi itici gücü kısmen özel sektöre dayanan eğitimdir. İkinci sacayağı ise bu çalışmada çözümlenecek olan ekonomik alandaki ilişkilerdir. Bu alandaki işbirliği daha çok Türk firmalarının bölge ülkelerinde yaptıkları doğrudan yatırımlar ile dış ticarete dayanmaktadır. Bu bağlamda Türk özel sektör firmalarına özel bir önem vermek gerekmektedir. Türk inşaat firmaları Türkiye’de ve Orta Asya ülkelerindeki hükümet çevrelerine yakınlıklarından dolayı milyarlarca dolarlık projelere imza atmaktadırlar
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Edirne Bulgar cemaati ve Polonya Azınlık Okulu "Polak Mektep"
    (2009) Türk, Fahri
    Bulgar milliyetçilerinden Dragan Tsankov’un 1854’te İstanbul’a gelerek Katolik mezhebine geçmesi ve Bulgar Patrikhanesi lehine propaganda yapmak amacıyla Saint Benoit Koleji içinde bir matbaa kurması Katolik mezhebinin Bulgarlar arasında yayılmasında önemli bir kilometre taşı oluşturmuştur. Bu tarihten sonra Bulgarlar Edirne ve civarına yerleşerek hızla cemaatleşmişlerdir. Bulgarların bölgede kendi okullarını kurması bu cemaatleşmeye paralel olarak yürümüştür.Edirne’de Bulgarlar tarafından kurulan toplam 12 okuldan sadece bir tanesi Katolik öğretiye bağlı kalarak eğitim vermiştir. Bu okulun kurulmasına Rusya’dan kovulan Polonyalı Resüreksiyonistler öncülük ettikleri için kaynaklarda Polonya Azınlık Okulu olarak geçmektedir. Söz konusu bu okul Edirneliler tarafından “Polak Mektep” olarak adlandırılmıştır. Bu okul Katolik Bulgar öğrencileri kabul ettiği için aynı zamanda Katolik Bulgar Okulu olarak ta tanınmıştır. Alman arşiv belgelerine göre, bu okul müfredatındaki Almanca dersinden dolayı Almanya ve Avusturya’da da Bulgar-Alman Okulu olarak tanınmıştır. Bu okulun yöneticileri Rumeli ve Edirne’de Rus etkisini kırmayı amaçladıkları için okul ve kiliseleri Fransa ve Avusturya tarafından maddi olarak desteklenmiştir. Edirne’de Katolik mezhebinin Bulgarlar arasında yayılmasında Polonya Azınlık Okulu önemli bir rol oynamıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Enver Paşa'nın Naaşının Tacikistan'dan Türkiye'ye Getirilişinin Türk Basınında Yansımaları*
    (2015) Türk, Fahri
    Enver Paşa Türk tarihinin önemli bir dönemine damgasını vurmuş olan bir devlet adamıydı. Birinci Dünya Savaşından sonra Türkistana geçen Enver Paşa 4 Ağustos 1922 tarihinde Ruslara karşı çarpışırken ölmüştür. Tacikistanın Belcivan kasabası yakınlarında Çegan Tepesinde toprağa verilmiştir. Türkiye, Süleyman Demirelin girişimleriyle 1996 yılında Enver Paşaya iade-i itibar ederek naaşını İstanbula getirmiş ve Abide-i Hürriyet Tepesinde yeniden defnetmiştir. Bu durum seçkinler arasında yeni bir tartışma başlatmıştır. Bu bağlamda ortaya çıkan görüşler iki grupta toplanabilir. Birinci grup, mezarın Türkiyeye getirilmesine olumlu bakanların ve bunun Enver Paşaya karşı gösterilmiş bir kadirşinaslık ve vefa örneği olduğunu savunanların oluşturduğu gruptur. İkincisi grup ise Enver Paşanın Türkiyeye hiçbir faydasının dokunmadığını ileri sürenlerin dolayısıyla mezarın Türkiyeye naklinin doğru olmadığını düşünenlerin meydana getirdiği topluluktur. Bu araştırmada Enver Paşanın naaşının Tacikistandan Türkiyeye getirilişinin ulusal gazetelere (Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Akşam, Yeni Yüzyıl, Sabah, Türkiye, Yeni Şafak, Zaman, Milli Gazete ve Akit) yansı- maları içerik analizi yöntemiyle ortaya konulacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kaf Dağı’nın Eteğinde Bir Alman Kolonisi: Kars Almanları
    (Trakya Üniversitesi, 2019) Türk, Fahri; Kaya, Emirhan
    The Germans who settled in Kars and in its neighborhoodfollowing the Russian invasion of the region after the Ottoman-Russian War of1877-1878 were, despite their low figure, able to play an important role in thehistory and culture of this city. Germans and other non-Muslims whose figure wasincreasing constantly during the 40 years Russian rule contributed to the agriculturaldevelopment and cattle breeding of the region especially regarding dairy products.The aim of this study is to show the impact of the Germans who settled in Karson the economic, social and cultural life of the city after the Russian invasionof the region regarding the Russian sektants such as Molakans and Dukhobors withinthe framework of disadvantaged figure of the Muslim community in a comparative perspective.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kamu hayatında Türk kadını
    (2012) Ündücü, Cemile Arıkoğlu; Türk, Fahri
    Kadının toplumsal statüsü içinde yer aldığı toplumun gelişmişliğinin de bir göstergesidir. Kadınların toplumsal hayata girişleri tam anlamıyla 20. yüzyılda gerçekleşmiş olmakla birlikte, onların toplumsal hayata katılımı 19. yüzyılda kadın özgürlük hareketleri ile başlamıştır. Tarihsel gelişimine bakıldığında Türk kadınının kamusal hayata katılımı ve entegrasyonu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışı ve reformlar aracılığıyla desteklenmiş, özellikle siyasal bağlamda dönemin bazı gelişmiş toplumlarından daha önce çeşitli siyasal haklar elde etmişlerdir. Siyasal ve hukuk alanındaki reformlara rağmen, Türk toplumunu etkileyen ve şekillendiren dinamikler, kadının toplumsal hayatın içinde yer alması ve kabul görmesi açısından bazı sorunların ortaya çıkmasına kaynaklık etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türk kadınının kamusal yaşamdaki yeri ve önemini ortaya koyarak, özellikle siyasal hayata katılımını ampirik veriler ışığında analiz etmektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Makedonya’daki Kamusal Alanda Azınlık Kadınları: Türkler, Arnavutlar ve Boşnaklar örneği
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Külür, Funda Işıl; Türk, Fahri
    Günümüzde, kadınların eşit haklar elde etmek için harcadığı çabalar, erkek egemenliği altındaki hukuksal düzenlemelerde büyük bir kazanım olarak düşünülse de uygulamada net bir sonuca varılamıyor. Bu haklar verilse bile önce kadın, sonra azınlık olma durumu söz konusu ülkelerde birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Toplumda hemen hemen her konuda kadınlar hâlâ ikincil pozisyonlara layık görülüyorlar. Makedonya Cumhuriyeti Devleti’nin yasal yapılanmasında kadın haklarının tanındığı dönem Yugoslavya olmasına rağmen son on yılda kendini gösteren kadınlar erkek egemen toplum yapısını kırmaya çalışarak hayatın her alanında yer almaya başlamışlardır. Kadınlar ev, iş, siyaset, sağlık ve eğitim alanlarında var olma mücadelesi vermektedirler. Makedonya genel olarak ataerkil yapıda olmasına rağmen, ekonomik sorunlar yüzünden ülke dışına okumak ya da çalışmak amacıyla çıkan erkeklerin çok olması bazı sektörlerde ortaya iş gücü ihtiyacı çıkardı. Bu istihdam açığı ise çeşitli sebeplerle yurt dışına gönderilmeyen kadınlar tarafından dolduruldu. Günümüzde Makedonya’da, kadın istihdamına yönelik sivil toplum örgütleri ile iş birliğinde çeşitli projeler hazırlanarak hayata geçiriliyor. Bu araştırmada Makedonya’daki kamusal alanda faal rol oynayan azınlık kadınları (Türkler, Arnavutlar ve Boşnaklar) ele alınacaktır. Bu bağlamda kadınlara Ohri Çerçeve Anlaşması ve Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde verilen haklar mercek altına alınacaktır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    SIRBİSTAN’DAKİ TÜRK DERNEKLERİ VE ÜLKEDE YAŞAYAN TÜRK-LERE YÖNELİK POLİTİKALARI 2002-2021
    (2023) Türk, Fahri; Bajraktarevıc, Delva
    Bu çalışmanın konusu Sırbistan’da yaşayan Türklerin kurmuş oldukları sivil toplum örgütlerinin Türkçe öğretiminde oynadıkları rolü sorgulamaktır. Her ne kadar Sırbistan Türklerinin azınlık haklarını kullanma düzeyleri, ülkede yaşayan güçlü azınlıklar olan Hırvatlar, Macarlar, Romenler ve Makedonyalıların sahip oldukları haklarla boy öl-çüşmekten uzak iseler de son yıllarda özellikle Sırbistan Türkleri Derneği (Udruzenje Turaka u Srbiji) söz konusu milletin kültürel haklarının kullanılmasında (Türkçenin öğretilmesi) olağanüstü bir gayret sarf etmektedir. Bu kapsamda Sırbistan Türkleri Derneği kadar olmasa da Türkiye ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sunan Uluslararası Sırp Türk Dostluk Derneği (Internationalna Nevladina Asocijacija za Toleranciu) de değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada yukarıda dile getirilen derneklerin Türkçe öğretimine yönelik faaliyetleri Belgrad yönetiminin libe-ral bir Anayasa kabul ettiği yıl olan 2006 yılı milat olarak kabul edilmek suretiyle çözümlemeye tabi tutulmaktadır. Bu çalışmada “Sırbistan’daki Türk dernekleri Türk-çenin öğretilmesinde ve Türklerin azınlık statüsü elde edebilmelerinde ne dereceye kadar rol oynamaktadırlar? sorusuna cevap aranmaktadır. Alan çalışmasında toplanan veriler niteliksel içerik çözümlemesi vasıtasıyla değerlendirilmeye tabi tutulmuştur.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Tacikistan islami yeniden doğuş partisi: Köktencilikten ılımlı islam anlayışına
    (2014) Türk, Fahri
    Tacikistan İslami Yeniden Doğuş Partisi (TİYDP) Orta Asya ülkeleri arasında programında İslami ilkelere yer veren yegâne partidir. TİYDP her ne kadar 1990ların başında rejimle çatıştıysa da, başlangıcından günümüze siyasal yelpazede süreklilik göstermiş olan nadir siyasal partilerden biridir. Bu parti 1990ların başında benimsediği radikal İslamcı kimliği, Seyit Abdullah Nuri ve Muhiddin Kabiri dönemlerinde terk ederek daha yapıcı bir tutum sergilemeye başlamıştır. Özellikle partinin Kabiri liderliğinde ılımlı İslam anlayışına yönelmesi önemli bir dönüm noktasıdır. Bu makalede, TİYDPde gerçekleştirilen bu politika değişikliği çözümlenecektir. İlk olarak, TİYDPnin kuruluş süreci, amaçları ve üye tabanı hakkında bilgi verilecek, daha sonra parti programı ve izlenen politikalara değinilecektir. Bunu müteakiben iç savaş, Hacı Ekber Turacanzade ile parti arasında yaşanan çekişme ve partinin 1997 sonrası karşılaştığı sorunlar ortaya konulacaktır. Son olarak Kabiri döneminde gerçekleştirilen dönüşüm üzerinde durulacaktır. Bu araştırmada, niteliksel metin analizi ve görüşme yöntemleri kullanılmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Transformasyon Sürecinde Özbekistan'da Siyasal Partiler ve Özbek Muhalefet Liderlerinin Türk-Özbek İlişkileri Üzerine Etkileri
    (2008) Türk, Fahri
    Bağımsızlık sürecinde Özbekistan’da birçok siyasal parti ve sivil toplum örgütü kurulmuştur. Bunlar üç başlık altında sınıflandırılabilir. Birinci grubu Özbekistan Halk Cephesi’nden (ÖHC) çıkan Birlik ve Erk partileri gibi güçlü bir halk tabanına sahip demokratik milli muhalefet partileri oluşturmaktadır. İkinci grubu iktidar partisi olan Özbekistan Demokratik Halk Partisi (ÖDHP) ve Vatan Terakkiyet Partisi (VTP) gibi rejim destekçisi partiler oluşturmaktadır. Üçüncü grupta ise, partiler üstü çevreci sivil toplum örgütleri ve diğer etnik grupların kurdukları kültürel dernekler bulunmaktadır. Bu parti ve derneklerin yasal dayanağını, 1992 yılında kabul edilen Özbekistan Anayasası oluşturmaktadır. Bu anayasal güvenceye rağmen Özbekistan’da demokrasi tam olarak işlememektedir. Çünkü Kerimov Rejimi en küçük muhalefete dahi tahammül edememektedir. Özbekistan’da bağımsızlık sürecinde Birlik ve Erk partileri gibi demokratik milli muhalefet partilerine karşı aşırı baskı yapılmıştır. Özellikle Birlik Partisi Başkanı Abdürrahim Polotov ve Erk Partisi Başkanı Muhammed Salih yapılan baskılara dayanamayarak Özbekistan’ı terk etmişlerdir. İki lider ilk durakları olan Türkiye’nin ardından Avrupa’ya gitmek zorunda bırakılmışlardır. Özbek muhalefet liderlerinin Türkiye’de ikamet etmesi Türk-Özbek ilişkilerinde önemli sorunlara yol açmıştır. Çünkü Kerimov yönetimi Türkiye’de yaşayan A. Polatov ve M. Salih’in Türkiye’de eğitim gören Özbek öğrenciler üzerinde nüfuz kurmaya çalışmasından büyük endişe duymuştur. Turgut Özal döneminde çok iyi düzeyde olan Türk-Özbek ilişkileri, Özal’ın ölümünü takip eden süreçte hızla bozulmuştur. Demokratik milli muhalefet partilerinin susturulmasından sonra, Özbekistan’da demokratik bir siyasal rejimin varlığı inancını yaratmak için VTP gibi rejime alternatif oluşturamayacak derecede zayıf partilere izin verilmiştir. 23 Aralık 2007 başkanlık seçimlerinin ortaya koyduğu gibi bu partilerin liderleri Kerimov’a alternatif oluşturmaktan uzaktır. Sadece Birlik ve Erk gibi demokratik milli muhalafet partileri Özbekistan’da demokrasinin yerleşmesine ve Özbekistan’ın bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasını sağlayabilecek kapasitede gözükmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Transformasyon Sürecinde Özbekistan’da Siyasal Partiler ve Özbek Muhalefet Liderlerinin Türk-Özbek İlişkileri Üzerine Etkileri
    (Trakya Üniversitesi, 2008) Türk, Fahri
    In the wake of independence many political parties and non-governmental organisations (NGO’s) were established in Uzbekistan. These organisations can be categorized into three groups. Democratic national opposition parties like Birlik and Erk belong to the first group that came from Uzbek Popular Front. In the second group there are People’s Democratic Party as governmental party and regime friendly parties such as Homeland and Progress Party. In the third group of parties or organizations one can find independent environmental organisations, various NGO’s and cultural foundations that established by other ethnic groups in the Uzbek political landscape. These parties and organizations work on the ground of the Uzbek Constitutions that adopted in 1992. Despite of this constitutional guarantee democracy does not work efficient in Uzbekistan. Because Karimov can not tolerate even a not influential opposition. During the period of the independence the democratic national opposition parties namely Birlik and Erk were suppressed extremly by the Uzbek authorities. Especially Birlik leader Abdürrahim Polatov and Erk leader Muhammad Salih were persecuted, who had to go via Turkey to Europe into exile. The residence of these Uzbek opposition leaders in Turkey led to the serious problems in the Turkish-Uzbek relations. Because Karimov regime were very anxious about the posibility of influencing of Uzbek students that continue their studies in Turkish universities by M. Salih and A. Polatov. The Turkish-Uzbek relations were very well in the Era of Turgut Özal, which worsened rapidly after his death in April 1993 After eliminating of democratic national opposition parties Karimov supported weak parties such as Homeland and Progress Party in order to show that there were a democratic regime in Uzbekistan, which can not challenge the regime indeed. As the presidential elections on 23 rd December 2007 showed the leaders of these regime friendly parties are far a way from challenging Karimov as a president. Only democratic national opposition parties like Birlik and Erk can contribute to establish democracy in Uzbekistan and to become Uzbekistan a powerful actor in its region and in the world.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Türkiye ile Almanya arasındaki bilimsel ilişkiler: Türk-Alman üniversiteleri
    (2013) Türk, Fahri; Çınar, Servet
    Türkiye ve Almanya birbirleriyle uzun yıllardan beri siyasal, ekonomik, askeri, eğitim ve bilimsel alanlarda ileri boyutlarda ilişkileri olan iki ülkedir. Bu ilişkiler iki tarafa da farklı şekillerde katkı sağlamaktadır. Ancak iki ülke karşılaştırıldığında, Almanyanın Türkiyeye bilim ve özellikle teknoloji ihracı çok önemli boyutlardadır. İşte bu çalışmada, Almanyadan Türkiyeye aktarılan bilimsel deneyimler, genelde üniversiteler özelde ise Türk-Alman Üniversitesine odaklanılmak suretiyle ele alınacaktır. İlişkilerin tarihsel boyutuna kısa bir bakıştan sonra, cumhuriyet yılları ve özellikle Türkiyede kurulan Alman üniversitelerinin iki ülke ilişkilerine yapacağı katkılar uzman görüşleri ile de desteklenmek suretiyle ampirik veriler yardımıyla çözümlenecektir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Yahudi Devleti'nin Demografik Temelleri: Birinci Dünya Savaşı'na Kadar Osmanlı Devleti'nin Filistin Siyaseti
    (2007) Türk, Fahri
    Yahudilerin yüzyıllar boyunca bulundukları ülkelerde ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmaları nedeniyle zamanla diaspora Yahudileri arasında köklerine dönüş ve fikri bir aydınlanma hareketi meydana gelmiştir. Özellikle 19. yüzyılın sonlarına doğru Rusya ve Doğu Avrupa’da yaşayan Yahudiler arasında içinde bulundukları olağanüstü kötü şartların da etkisiyle “Sion”a dönüş fikri olgunlaşmaya başlamıştır. İlk başlarda entellektüel düzeyde olan bu düşünce kendini pratikte Filistin’e odaklanan sistematik göç dalgaları (Aliya) şeklinde göstermiştir. Söz konusu bu göç dalgaları İsrail’in kurulmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Özellikle ikinci göç dalgasıyla birlikte hem İsrail’in kurucu babaları gelmiş hem de toplumun çalışkan bir kesimini oluşturan idealist bir grup Filistin topraklarını imara başlamıştır. Bu göçler Osmanlı Devleti ile Musevi Cemaati arasındaki geleneksel iyi ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur. Çünkü Osmanlı yönetimi Avrupa Devletleri’nin (İngiltere, Fransa, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Rusya) tabiyetinde olan hatırı sayılır bir nüfusun Filistin topraklarında bulunmasından rahatsız olmuştur. T. Herzl’in Filistin’de toprak elde etme çabaları II. Abdülhamit tarafından reddedilmiş ve bu göçmenlerin ikinci bir Bulgar sorunu yaratmamasına özen gösterilmiştir. İttihat ve Terakki’nin iktidarıyla birlikte Osmanlı yönetiminin bu göçlere karşı yumuşayan tutumu Arap illerindeki Türk karşıtlığını hızlandırmıştır. Fakat buna rağmen İttihat ve Terakki’nin göç yanlısı bir politika takip ettiğini söylemek oldukça güçtür. Özellikle belirtilmesi gereken bir diğer nokta da Talat Paşa’nın İçişleri Bakanlığı döneminde alınan sıkı tedbirlerin dahi bu göçü önlemeye yetmemiş olmasıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yahudi Devleti’nin Demografik Temelleri: Birinci Dünya Savaşı’na Kadar Osmanlı Devleti’nin Filistin Siyaseti
    (Trakya Üniversitesi, 2007) Türk, Fahri
    Jews had to face racial discriminations and violence everywhere, where they lived for centuries. Under this circumstances revived the idea of back to the roots and an enlightenment in the Jews diaspora throughout Europe. Especially towards the end of the 19 th century came an idea of back to the zion into excistence under the Russian and East Euroean Jews, who had to live under severe living conditions. In the beginning this idea was on a spiritual level that showed itself in a systematic way of migration waves (Alias) towards Palestine in practice. These migration waves played an important role in the foundation of Israel. Through the second migration wave came Founding Fathers of Israel to Palestine. These hardworking and idealist people started to prosper the soil of Palestine. But these migrants worsened the traditional good relations between the Ottoman Government and Jews Community. Because the Ottoman Government worried about living a huge amount of Jews in its territory, who were the subject of the various European countries like France, England, Russia and Austro-Hungarian Empire. The efforts of Theodor Herzl to gain a homeland for the Jews in Palestine were strickly rejected by Sultan Abdülhamit II, who cared about not creating a second Bulgarian Issue for the Ottomans through these migrants. The friendly Ottoman policy towards the Jews migration in the era of the Joung Turks accelerated the antiturkish campaign in the Arab provinces of the Empire. But nevertheless it is hard to say that the Young Turks pursued a friendly policy on jews migration. One thing that must be stressed in this context, is that even the taken strict steps by the interiorminister Talat Pasha could not stop the migration of the Jews to the Holy Land

| Trakya Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Edirne, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim