Yazar "Sevinç, Can" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Beş yıllık perkutan böbrek biopsilerimizin klinikopatolojik açıdan değerlendirilmesi(2011) Bayrak, Alper; Özgümüş, Toluy; Kahraman, Müjdat; Türkmen, Funda; Erişkon, Emre; Gumrukcu, Gulistan; Sevinç, CanBöbrek biyopsileri renal parankimal hastalıkların tanısının konmasında altın standart olarak kullanılan bir yöntemdir. Hastalığın prognozunun belirlenmesinde ve doğru tedavinin seçimi için gereklidir. Bu çalışmada böbrek biyopsisi sonuçlarımızın klinikopatolojik açıdan de¤erlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2004-2009 yılları arasında 2. ve 5. dahiliye kliniklerinde yapılmış olan 140 adet nativ böbrek biyopsileri retrospektrif olarak değerlendirilmiştir. Biyopsiler USG eşitliğinde otomatik biyopsi iğneleri kullanılarak yapılmıştır. Işık mikroskop inceleme için hematoksilen eozin (HE), periodic-acid-schiff (PAS), periodic-acid-silver-metanamin (PAS-M), Mason trikrom, kristal viole ve Kongo kırmızısı boyaları kullanılmış, immün floresan inceleme için IgA, IgG, IgM, C3 ve fibrinojen antikorları ile direk immün floresan yöntemle boyanmıştır. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 43.2±17.1 olup, 81’i (%58.7) erkek,57’si (%41.3) kadındı. Tanı konulan biyopsilerde glomerül sayıları 2 ile 37 arasında değişmekte olup ortalama glomerül sayısı 15.3±7.5 olarak bulundu. Yeterli materyal oranı %70 (98/140) olarak saptandı. 104(%75.4) biyopside immünfloresan çalışma yapıldı. Biyopsi endikasyonları arasında en sık olanı 85(%60.7) hastada nefrotik sendromdu. Biyopsiler arasında en sık karşılaşılan tanı Fokal segmental glomeroloskleroz (FSGS)(n=29, %21) olarak saptandı. Sonuç: Çalışmamızda biyopsi tanıları arasında en sık FSGS ikinci sıklıkta amiloidoz gelmekteydi. Yapılan çeşitli çalışmalarda en sık biyopsi tanısı olarak IgA nefropatisi olarak raporlanmasına rağmen bizim çalışmamızda %5.8 ile düşlük bir oranda saptandı. Ayrıca FSGS tanısı alan biyopsiler incelendiğinde bir kısmının benign nefroskleroz olarak değerlendirilebileceği kanısına varılmış olup FSGS tanısı konulurken, sekonder FSGS ‘lerin mutlaka titiz bir klinikopatolojik değerlendirme ile ayırt edilmesi tedavi ve prognoz açısındann önemli olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Yıllardır lityum kullanan bir hastada polikistik böbrek hastalığı(2013) Atagün, Murat İlhan; Oral, Esad Timuçin; Sevinç, CanLityum duygudurum bozuklukları tedavisinde hala altın standart olarak değerlendirilmektedir. Bu yazıda uzun yıllardır iyi yanıtla lityum kullanan, kreatinin yükselmesi nedeni ile tetkik edilirken polikistik böbrek hastalığı saptanmış olan bir olgu sunulmuştur. Polikistik böbrek hastasolduğu bilinmeden lityum kullanmış olması nedeniyle, istemeden de olsa deneysel olarak polikistik böbrek hastalığında lityum kullanımının etkileri test edilmiştir. Yazıda ayrıca lityumun farmakokinetiği, kist oluşumu ile olası ilişkisi tartışılmıştır.