Yazar "Sannav, Sabri" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe DÜNDEN BUGÜNE BALKANLARDA BİR BAŞKENT: EDİRNE VE EDİRNE’DE YAŞAM(2019) Sannav, SabriEdirne’nin, Orta Asya kökenli bir kavim olan Trakların göç ederekyerleşmeleri sonucunda kurulduğu bilinmektedir. Ancak daha sonra,Makedonya Kralı Büyük İskender döneminde Roma İmparatoru olanHadrianus tarafından şehir adeta tekrar kurulmuş ve yeniden inşaedilmiştir. Bu imparatorun adına izafeten de Hadrianapolis olarak anılırolmuştur. Şehir bir ara Bulgarların hakimiyetine girmiş ve 1361 yılındaI. Murat döneminde Lala Şahin Paşa kuvvetleri tarafından elegeçirilinceye kadar Doğu Roma İmparatorluğunun hakimiyetindekalmıştır. 1453 yılında gerçekleşecek olan İstanbul’un fethine kadargeçen 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olan şehir, sonrakidönemde “Paşa Sancağı” ismi ile Rumeli Beylerbeyliği’ne tabi bir vilayethaline gelmiştir. Edirne XII yy.’a gelindiğinde Avrupa’nın en büyük veönemli beşinci şehri olmuş ve adeta İmparatorluğun üniversite kentiolarak bilinir olmuştur. Edirne pek çok siyasî ve askerî olaylara tanıkolduğu gibi aynı zamanda tarihi boyunca önemli kültür olaylarının daçokça yaşandığı bir şehir olmuştur. Mesela İmparatorlukta meydanagelen Mimarî yenilikler bu kentin gösterişli eserleri ile birlikte gelmiş; yinesüsleme ve hat sanatının en güzel ve önemli örnekleri Edirne’de ortayakonulmuş, medreselerinde oldukça yoğun ilmî münakaşalar yaşanmış,tıp literatürüne geçen ilk deneysel uygulamalar bu şehirde yaşanmıştır.Esas kimliğini Osmanlı yüzyıllarında bulan ve devletin İstanbul’unfethinden sonra ikinci önemli şehri olan Edirne, tarih boyunca kültürelmirasımızın en çok hissedildiği gerçek bir Osmanlı şehri olmuştur.Kimliğini asıl Osmanlı döneminde bulan ve imparatorluğun ikinci kentiolan Edirne, tarih boyunca Sultan II. Murat dönemi Edirne’nin gelişimiaçısından en verimli yıllar olmuştur. Bu dönemde şehir, hızlı bir gelişimgöstermiştir. 1424 ve 1439 yılları arasındaki dönemde Edirne, pek çokyabancı elçi, heyet ve hükümdar tarafından ziyaret edilmiştir. Budönemde hamam, cami, medrese, köprü ve imaret gibi pek çok eser inşaedilmiştir. Ayrıca bu dönemde Edirne, Şehzade düğünlerine de sahne olmuştur (hükümdarın çocukları şehzade Mehmet ve şehzade Alaaddiniçin görkemli sünnet düğünleri yapılmıştır). Ayrıca Tunca Nehri boyundaikinci bir sarayın yapımına da bu dönemde başlanmıştır. II. Murat,Edirne’yi bir askeri üs olarak değerlendirmiş ve pek çok seferi Edirne’denyönetmiştir.İstanbul fethedildikten sonra her ne kadar hükümetin merkeziburaya taşınsa da Edirne, Osmanlı Devleti’nin fikrî başkenti olmayadevam etmiş ve önemini bir süre daha korumuştur. Nitekim II. Mehmetde İstanbul’un fethinden sonra Edirne’yi bırakmamış ve sıklıkla burayagelmiştir. Babasının Edirne Sarayı içinde inşa ettirdiği sarayı daha dagenişletip, güzelleştirmiştir. Yine o dönemde Hacı Alemüddin Medresesi,Zağnos Paşa ve Ayşekadın Camileri inşa edilmiştir.a kültürel mirasımızınen yoğun olarak hissedildiği bir şehir olmuştur.Öğe Gaspıralı İsmail Bey'in (1851-1914) Yazılarında Eğitim ve Kültür Temelli Faaliyetlerin Yeri(2022) Sannav, Sabriİsmail Gaspıralı 1851 yılında Türk bir ailenin çocuğu olarak doğduğu zaman yaşadığı topraklar Rus idaresi altında bulunmaktaydı. Rusya, Kırım ve civarındaki yerlerin isimlerini değiştirmiş ve bu bölgeyi kültürel olarak geri bırakma çabasına girmişti. Bu duruma Kırım Türkleri’nin göstermiş olduğu tepkiler önemli bir bilinçlenmenin nedenleri arasında gösterilmektedir. Kırım’da eğitimin modernleşmesini ve halkın geneline yayılmasını savunan Usûl-i Cedîd hareketi bu geri kalmışlığa bir tepki olarak çıkmıştır. İsmail Gaspıralı bu harekete açtığı okullar ve yazdığı kitaplar ile öncülük etmiş ve yaşadığı toplumu hem eğitim hem de kültürel olarak geliştirmek istemiştir. İsmail Gaspıralı dünya üzerindeki diğer kültür merkezlerini gezmiş ve bir taraftan modernleşmenin savunuculuğunu üstlenirken diğer taraftan ise İslamî bir hareket başlatmak için de girişimlerde bulunmuştur. İsmail Gaspıralı Avrupa başkentlerinin kültürel gelişim ve eğitim yöntemlerinin ilerlemişliğini görerek bunu Rusya idaresindeki Türkler ve Hindistan gibi Müslüman nüfusun bulunduğu yerlere yaymak için önemli adımlar atmıştır. Bu girişimleri ile hem modernist hem de muhafazakâr kesimlerin tepkisini çekmiştir. Bu kesimler iki taraflı olarak İsmail Gaspıralı’nın bazı girişimlerini eleştirmişler bazılarına ise övgülerde bulunmuşlardır. Ancak şurası önemli bir gerçektir ki İsmail Gaspıralı içinde yaşadığı toplumun ilerlemesi ve kalkınması için ciddi emekler vermiştir. Bu yönleriyle İsmail Gaspıralı’nın eğitim ve kültür temelli faaliyetleri ile bu faaliyetlerin eserlerine yansımaları bu makalenin temel konusu edilmiştir.Öğe KIRIM SAVAŞI’NIN (1853-1856) BALKANLAR’DAKİ MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİNE ETKİLERİ(2022) Sannav, SabriKırım Savaşı, Rusya’nın Eflak ve Boğdan’ı işgali sonrasında Osmanlı kuvvetlerinin Ekim 1853’te Rus ileri karakoluna saldırılarıyla başlamış ve Avrupa’nın Büyük Devletleri arasında 30 Mart 1856 tarihinde Paris’te bir genel barış antlaşmasının imzalanması ile sonuçlanmıştır. Bu savaş Osmanlı topraklarının paylaşılması için önemli görüşmelerin yapıldığı bir dönemin sonucunda ortaya çıkmıştır. Savaşın görünen nedeni Kudüs’te bulunan “Kutsal Yerler” ile ilgili Ortodokslar ve Katolikler arasındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanan sorunlar olmuştur. Ancak bir süre sonra bu sorun sadece bir neden olarak kalmış ve Kırım Savaşı Avrupalı devletlerin çıkar mücadeleleri haline gelmiştir. Bu süreçte Rusya’nın Slavizm politikası ile hâkimiyet kurmak istediği topraklardan birisi de Balkanlar olmuştur. Bu kapsamda İngiltere, Fransa ve savaşın sonlarında Piomente Osmanlı Devleti’nin yanında Rusya’nın yayılmacı politikalarına engel olmak için savaşa katılmışlardır. Böylece Müttefik devletler Rus ordularına karşı başarı kazanmış ve Paris Antlaşması ile savaş son bulmuştur. Bu savaşın ardından Rusya Slavcılık politikasını planlı ve sistematik bir şekilde devam ettirmiş ve Balkanlar üzerinde milliyetçi hareketlerin hız kazanmasına sebep olmuştur.