Yazar "Okutan, Özlem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut bronşiolitlerde güncel bilgiler(2005) Okutan, Özlem; Çeltik, CoşkunAkut bronşiolit, özellikle iki yaı altı çocuklarda küçük hava yollarının enflamatuvar obstrüksiyonu sonucu ortaya çıkan alt solunum yollarının en sık görülen hastalı?ıdır. Respiratuvar Sinsisyal Virüs (RSV) olguların %50'sinde sorumlu olan etkendir. Hastalığın şiddetinin klinik olarak değerlendirilmesi klinik yönetimi açısından oldukça önemlidir. Hafif bronşiyolitlerin tedavisi semptomatiktir ve bu hasta grubunun ayaktan izlemi olanaklıdır. Bununla birlikte ağır bronşiyolitler hastane koşullarında izlenmeli, kalp yetersizliği, uygunsuz ADH salınımı, solunum durması gibi ciddi komplikasyonlar açısından hastalar yakın takibe alınmalıdır. Özellikle kış mevsiminin en sık görülen solunum yolu hastalıklarından olan bronşiyolitin tanı, tedavi ve komplikasyonlarına bu amaçla dikkat çekilmek istenmiştir.Öğe Çocuklarda parapnömonik efüzyonların değerlendirilmesi(2004) İnan, Mustafa; Balcı, Demet; Öner, Naci; Duran, Rıdvan; Pala, Özer; Okutan, Özlem; Çeltik, CoşkunAmaç: Parapnömonik efüzyon çocukluk çağında hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu çalışmanın amacı parapnömonik efüzyonla başvuran çocukların özelliklerini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem: Ocak 1999-Nisan 2002 tarihleri arasında parapnömonik efüzyon tanısıyla hastaneye yatırılan 34 çocuğun dosya kayıtları incelenerek yaş, cinsiyet, klinik ve laboratuar bulguları, kültür sonuçları, komplikasyonlar ve tedavi yönetimi incelendi. Bulgular: Olguların 19'u erkek (%55.9), 15'i kızdı (%44.1) ve ortalama yaşları 5.2±3.7 (1-14) yıldı. Başvuruda en sık gözlenen klinik bulgular ateş, öksürük ve dispneydi. Torasentez 30 olguya yapılmıştı. Efüzyonun karekteri; 21 olguda (%61.8) eksuda, 9 olguda (%26.5) transuda idi. Bakteriolojik kültürler tüm olguların 11'inde (%32.4) pozitifti ve en sık tespit edilen mikroorganizma Streptococcus pneumoniae (%17.6) idi. Tüm olgulara antibiyotik verildi. Olguların 23'üne (%67.6) toraks tüpü ve intraplevral streptokinaz uygulandı. Olgularda en sık tespit edilen komplikasyon plevral kalınlaşmaydı. Sonuç: Bu çalışma bölgemizde saptanan parapnömonik efüzyonlu olguların özelliklerini yansıtmakta olup, bu hastalığın risk faktörlerinin belirlenmesine yönelik yapılacak çalışmalara ışık tutacaktır.Öğe Çocuklarda solunum sıkıntısının önemli bir nedeni: Miliyer tüberküloz(2005) Çeltik, Coşkun; Kurşun, Ömer S.; Bostancıoğlu, Musa; Okutan, Özlem; Küçükuğurluoğlu, Yasemin; Acunaş, BetülTüberküloz, gelişmekte olan ülkelerde hala önemli bir sorundur. Bu olgu sunumunun amacı, solunum sıkıntısı ayırıcı tanısında miliyerıtüberkülozun da öneminin vurgulanmasıdır. Kliniğimize üç yaşında kız hasta ateş, solunum sıkıntısı, karında şişlik, zayıflama ve halsizlik yakınmalarıyla başvurdu. Bu yakınmalarının son bir aydır giderek arttığı belirtildi. Soygeçmişte düşük sosyoekonomik düzey ve babada tüberküloz öyküsü alındı. Hastada protein enerji malnütrisyonu ve demir eksikliği anemisi vardı. Fizik muayenede; solunum sıkıntısı, hepatomegali ve karında asit saptandı. Radyolojik ve mikrobiyolojik yöntemlerle hastaya dissemine tüberküloz tanısı konuldu. Sonuç olarak; ülkemiz gibi endemik bölgelerde, özellikle risk etmenlerini taşıyan çocuklarda solunum sıkıntısının ayırıcı tanısında dissemine tüberküloz da düşünülmelidir.Öğe Farklı sağlık kurumlarında çalışan ebe ve hemşirelerin ateş konusundaki bilgi ve tutumlarının verilen eğitim öncesi ve sonrasında değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi, 2004) Okutan, Özlem; Vatansever, ÜlfetÖZET Çalışmamızın amacı, bölgemizdeki farklı kurumlarda çalışan ebe ve hemşirelerin ateş konusundaki bilgi ve tutumları ile aiîelerdeki ateş korkusuna katkılarını saptamak ve güncel bilgiler ışığında ateşli çocuğa yaklaşım konusunda eğitim vererek bilgi kazammlanm değerlendirmektir. Çalışma Ekim- Aralık 2003 tarihleri arasında, Trakya Üniversitesi Eğitim ve Uygulama Hastanesi'nde çalışan 139 (Grup 1) ve Edirne İli Merkez Sağlık Ocaklan'nda çalışan 78 (Grup 2) ebe ve hemşire üzerinde yapıldı. Katılan sağlık personelinin eğitim öncesi yapılan ön-test ile ateş konusundaki bilgi ve tutumları, "Ateşli Çocuğa Yaklaşım" konusundaki eğitim sonrasında uygulanan son-test ile de eğitimin katılımcılara olan bilgi kazanımîan değerlendirildi. Çalışmada ebe ve hemşirelerin ateşe yaklaşımlarını, ateşli çocuk karşısındaki tutumlarını, ıslak uygulama ve antipiretikler ve ateşin komplikasyonlan hakkındaki düşüncelerini öğrenmeye yönelik yapılan anket sorularına verilen yanıtlar değerlendirildiğinde; eğitim öncesinde her iki gruptaki katılımcıların bu konudaki bilgilerinin eksik olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte iki grup karşılaştırıldığında; eğitim düzeyi daha düşük olmasına rağmen eğitim öncesinde Grup 2' deki katılımcıların ateş konusundaki tutum ve davranışları daha doğru bulunmuş ve eğitim sonrasında bilgi kazanımının Grup l'den daha fazla olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, ateş hakkında yardımcı sağlık personelinin bilgilerinin, hizmet içi eğitimlerle tazelenmesi ve güncel bilgiler ışığında yenilenmesinin, ateş hakkındaki eksik bilgi ve tutumları ortadan kaldıracağı ve aileleri bu konuda bilgilendirmeye olumlu katkılar sağlayacağı inancındayız. Anahtar kelimeler: Ateş, ebe ve hemşire, eğitim. 74Öğe Yenidoğan dönemi konvülsiyonları ve serebral venöz sinüs trombozu(2004) Vatansever, Ülfet; Acunaş, Betül Ayşe; Okutan, Özlem; Karasalihoğlu, T. Serap; Tunçbilek, Nermin; Çeltik, CoşkunAmaç: Bu çalışmanın amacı; konvülsiyonlu yenidoğanların özelliklerinin değerlendirilmesi ve serebral venöz sinüs tromboz (SVST)'unun bu klinik durumdaki önemininin vurgulanmasıdır. Gereç ve Yöntem: Yenidoğan ünitemizde konvülsiyon nedeniyle yatırılan 52 term bebek klinik ve laboratuvar özellikler ve prognoz açısından retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm olgular morbidite yönünden bir yıl süreyle takip edildi. Çalışma grubundaki SVST'li olgular belirlendikten sonra, SVST'li olgular (Grup 1) ile SVST olmayan olguların (Grup 2) özellikleri istatistiksel olarak karşılaştırıldı.Bulgular: Postnatal ilk üç günde konvülsiyon geçirenlerde en sık neden perinatal asfiksi iken, üçüncü günden sonra en sık neden sepsis idi. SVST, 7 olguda (%13.5) saptandı. SVST'nin sebepleri, sırasıyla; perinatal asfiksi, sepsis ve polisitemi olarak bulundu. İnatçı ve fokal klonik nöbetler Grup 1'deki olgularda Grup 2'deki olgulardan daha fazla gözlendi. Mortalite ve morbidite oranı açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç: Yenidoğan konvülsiyonlarının ayırıcı tanısında; özellikle inatçı ve fokal konvülsif nöbetler geçiren hastalarda SVST'nin de araştırılması gerekir.