Yazar "Kuzucuoğlu, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Mini aksiller torakotomi ile primer spontan pnömotoraks tedavisinin sonuçları(2011) Yörük, Yener; Mammedov, Rüstem; Kuzucuoğlu, Mustafa; Karamustafaoğlu, Yekta Altemur; Yanık, FazlıAmaç Pnömotoraks sık bir klinik durum olarak bilinir. Mini aksiler torakotomi mükemmel sonuçlarla birlikte kolay apikal wedge rezeksiyon ve plörektomiye olanak vermesi nedeni ile pnömotorakslarda majör endikasyondur. Burada biz pnömotoraksta aksiller torakotomi deneyimimizi anlattık. Gereç ve Yöntemler Kliniğimizde 1996-2008 yılları arasında 56 olguya spontan primer pnömotoraks tanısı ile mini aksiler torakotomi uygulandı. Olgulardan 54’ ü erkek (%96.5), ikisi kadın (%3.5) ve ortalama yaşları 28.2 (17-43) idi. Yirmidokuz olgu (%51.7) sağ pnömotoraks, 27 olgu (48.3%) sol pnömotorakstı. Bulgular Biz 33 olguya (%59) wedge rezeksiyon ve apikal plörektomi, 23 olguya (%41) bül ligasyonu ve apikal plörektomi uyguladık. Dört olguda morbidite gelişti, mortalite görülmedi. Ortalama hastanede kalış süresi 4.5 gün (3-8) idi. Onüç yıllık izlem süresince nüks görülmedi. Sonuç Mini aksiler torakotomi ile, hastanede kalış süresi kısa, ağrı daha az, kozmetik sonuçlar kabul edilebilirdi ve nüks yoktu. Mini aksiler torakotomi spontan primer pnömotorakslar da cerrahi gerektiği zaman hasta için mükemmel sonuçları nedeni ile iyi bir seçimdir.Öğe Operabl küçük hücreli dışı akciğer kanserlerinde yeni tnm evrelemesinin sağkalım üzerine etkisi(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Kuzucuoğlu, Mustafa; Karamustafaoğlu, Y. AltemurÇalışmamızda küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı ile ameliyat edilen olgular 7. tümör boyutu ve yerleşimi, lenf nodu tutulumu ve metastaz evreleme sistemi ile evrelenerek, yeni ve eski tümör boyutu ve yerleşimi, lenf nodu tutulumu ve metastaz evreleme sisteminin sağkalım ilişkisi açısından irdelenmiştir. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'nda 1 Ocak 2000 ile 1 Ocak 2010 tarihleri arasında küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı ile ameliyat edilen 136 olgu çalışmaya alındı. Çalışma grubunu oluşturan 136 olgunun; dokuzu kadın (%6,62), 127'si (%93.38) ise erkekti. Olguların yaş aralığı 30?76 yıl ve yaş ortalaması 59,4 yıldı. Histopatolojik incelemede olguların 88'inde yassı hücreli karsinoma (%64,8), 41'inde adenokarsinoma (%30,2), dördünde adenoskuamöz hücreli karsinoma (%2,9), birinde bronkoalveoler karsinoma (%0,7), ikisinde de büyük hücreli karsinoma (%1,4) tespit edildi. Mortalite ile tümör tipi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olmadığı görüldü (p=0,184). Yedinci basım tümör boyutu ve yerleşimi, lenf nodu tutulumu ve metastaz evreleme sistemine göre olguların 18'i (%13,2) Evre IA, 40'ı (%29,4) Evre IB, 22'si (%16,2) Evre IIA, 33'ü (%24,3) Evre IIB, 23'ü ise (%16,9) Evre IIIA'ydı. Bizim çalışmamızda mortalite ile tümör evresi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu görüldü (p=0,028). 6. basım tümör boyutu ve yerleşimi, lenf nodu tutulumu ve metastaz evreleme sistemine göre evrelendirildiğinde de mortalite ile tümör evresi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu görüldü (p=0,017). Alt gruplar arasındaki sağkalım evre ilişkisine bakıldığında ise gruplar arasında hem eski evreleme sisteminde hem de yeni evreleme sisteminde sağkalım açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Sonuç olarak çalışma grubumuzda sağkalımı etkileyen en önemli faktör evre olarak ortaya çıkmıştır. Eski ve yeni evreleme sistemi karşılaştırıldığında alt gruplar ile sağkalım arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık ortaya çıkmamıştır. Ancak çalışma grubunun diğer çalışma gruplarına göre küçük ve takip süresinin kısa olması bizim çalışmamızın dezavantajıdır. Bu nedenle yeni evreleme sisteminin sağkalıma etkisinin araştırıldığı, daha çok hastayı kapsayan, daha uzun süreli çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Penetran travmalı olgularda 13 yıllık deneyimimiz(2009) Karamustafaoğlu, Yekta Altemur; Yavaşman, İlkay; Kuzucuoğlu, Mustafa; Mammedov, Rüstem; Yörük, YenerAmaç: Toraks travmalarının tüm travmalar içindeki oranı %25-30'dur. Bunun %70'i künt, %30'u penetran travmalardır. Bu çalışmada son 13 yıldaki penetran toraks travmalı olgularımızı, klinik deneyimlerimizi sunduk ve literatür eşliğinde irdeledik. Hastalar ve Yöntemler: Kliniğimizde, Ocak 1995 - Haziran 2008 tarihleri arasında penetran toraks travması tanısı ile yatırılarak tedavi edilen 200 hasta (184 erkek (%92), 16 kadın (%8); ort. yaş 27.4; dağılım 11-80) retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Penetran travmaların en sık nedeni kesici delici alet yaralanması 153 (%76.5) ve ateşli silah yaralanması 47 (%23.5) idi. 174 hastada (%87) intraplevral patoloji, dokuz hastada ekstratorasik organ yaralanması mevcuttu. Hastaların 173'ü (%86.5) tüp torakostomi, 27'si (%13.5) diğer konservatif yöntemlerle tedavi edildi. Otuz dokuz (%19.5) hastaya torakotomi uygulandı. Morbidite %7.5 (15 olgu) mortalite, %0.5 (bir olgu) olarak gerçekleşti. Sonuç: Penetran toraks travmalarının acil torakotomi gerektirenleri hariç, büyük çoğunluğu tüp torakostomi veya konservatif yöntemlerle tedavi edilebilir. Eşlik eden intratorasik organ yaralanmaları mortalite ve mobiditeyi artıran nedenlerdir; multidisipliner hızlı ve iyi değerlendirme gerektirir.Öğe Transaksiller tek port yaklaşımıyla gerçekleştirilen videotorakoskopik sempatektomi(2011) Yörük, Yener; Mammedov, Rüstem; Karamustafaoğlu, Yekta Altemur; Tarladaçalışır, Taner; Kuzucuoğlu, MustafaAmaç: Bu prospektif çalışmada avuç içi veya koltuk altı terlemesi olan bir ardışık hasta dizisinde transaksiller tek port yaklaşımıyla gerçekleştirilen sempatektominin sonuçları ve önemi değerlendirildi. Çalışma planı: Haziran 2007 - Haziran 2009 tarihleri arasında, kliniğimize avuç içi veya koltuk altı aşırı terlemesi ile başvuran toplam 28 hastaya (14 erkek, 14 kadın; ort. yaş 23.4 yıl; dağılım 13-36 yıl) kliniğimizde tek porttan video yardımlı torakoskopik T2-T4 gangliyonu sempatik zincir elektrokoterizasyonu uygulandı. Bu olguların 14'ünde (%50) avuç içi ve koltuk altı, 14'ünde (%50) ise sadece avuç içi terlemesi vardı.Bulgular: Cerrahi komplikasyon minimal idi ve sadece bir hastada plevral efüzyon gelişti. Ölen hasta olmadı. Tüm hastalarda avuç içi ve koltuk altı terlemesinde iyileşme görüldü.Sonuç: T2-T4 sempatik sinirlerin tek porttan videotorakoskopik elektroelektrokoterizasyonu hiperhidrozisli hastalarda en iyi sonuçlarla birlikte mükemmel kozmetik ve fonksiyonel sonuçlar vermektedir.