Yazar "Kurtul, Metin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Endometrium kanseri olgularımızda sağkalım süresine etki eden prognostik faktörler ve klinik deneyimimiz(1999) Yardım, Turgut; Yüce, M. Ali; Özyılmaz, Filiz; Yorulmaz, Faruk; Kurtul, Metin; Sayın, CenkAmaç: Kadın genital kanserleri arasında ülkemizde serviks kanserinden sonra ikinci sırada, gelişmiş batı ülkelerinde birinci sırada bulunan endometrium kanseri olgularımızda sağkalım süresine etki eden prognostik faktörleri araştırmak ve kliniğimizin tedavi yaklaşımını değerlendirmektir. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı. Gereç ve Yöntem: Endometrium kanseri tanısı ile opere edilen 38 olgu çalışmaya alındı. Olgular histolojik tip, grade, myometrial invazyon derinliği, lenfovasküler invazyon, lenf bezi tümör metastazı, periton sitolojisinde atipik hücre varlığı açısından değerlendirildi. Sağkalım ve bağımsız prognostik faktörler değerlendirildi. Bulgular: Tüm olgularda 5 yıllık sağkalım oranı % 81.1 bulundu. 60 yaş altı olgularda 5 yıllık sağkalım oranı % 85.6, 60 yaş ve üzerinde % 70.5 bulundu. Evreye göre sağkalım oranları evre I'de %89.7, evre II'de %50, evre III'de %50, evre IV'de %0 idi. Tümör histolojik tiplerine göre EAca'da %81.8, AA'da %100, Sca'da %66.7 ve Mca'da %50 beş yıllık sağkalım oranları bulundu Tümör grade'ine göre beş yıllık sağkalım oranları grade I'de %100, grade II'de %71.3, grade III'de %50 idi. Tümörün endometriumda sınırlı olduğu olgularda beş yıllık sağkalım oranının %100, myometrium ½ iç kısımda invazyon varlığında %100 ve ½ dış kısımda invazyonda % 52.9 olduğu belirlendi. Lenfovasküler inolan olgularda beş yıllık sağkalım oranı %72.2, pozitif olduğunda ise %70 olarak hesaplandı. Yaş ve lenfovasküler invazyon varlığı, sağkalım süresini etkileyen bağımsız prognostik faktörler olarak görülmedi. Cox-regresyon modeli kullanılarak yapılan çok değişkenli analizde grade ve lenfovasküler invazyonun sağkalım süresini bağımsız olarak belirleyen prognostik bir faktör olduğu saptandı. Sonuç: Prognostik faktörlerin değerlendirilmesi, endometrium kanserli hastaların tedavisinin yönlendirilmesinde önemlidir. İstatistiki değerlendirmenin sağlıklı yapılabilmesi için olgu sayımızın artması gerekir.Öğe Serviko-vaginal akıntılı olgularda chlamydia trachomatis sıklığı ve oluşan servikal lezyonların smear, kolposkopi ve biopsi ile değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi, 1998) Kurtul, Metin; Yardım, TurgutÖZET Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Jinekoloji Polikliniği'ne başvuran, servikovajinal akıntısı olan 216 hasta çalışma programına alındı. "Clearview Chlamydia" test kiti ile endoservikal sekresyonda Chlamydia trachomatis sıklığı araştırıldı. Servikovajinal akıntılı olgularda Chlamydia trachomatis sıklığı % 9.25 olarak saptandı. Yapılan araştırmada Chlamydia trachomatis pozitif olguların yaş ortalaması (26.6 ± 4.4) iken, Chlamydia trachomatis negatif olgularda (33.0 ± S.9) olarak bulundu. Chlamydia trachomatis pozitif olguların istatiksel olarak anlamlı derecede daha genç olduğu saptandı (p<0.05). Yine Chlamydia trachomatis pozitifliği ile oral kontraseptif kullanımı arasında anlamlı ilişki bulunurken (p<0.05), parite, RİA ve sigara kullanımı arasında her hangi bir ilişki saptanmadı. Servikal Chlamydia trachomatis enfeksiyonunda oluşan servikal değişiklikleri değerlendirmek amacı ile hastalardan servikal smear alınarak, kolposkopik inceleme yapıldı. Anormal kolposkopi ve smear bulgusu olan hastalardan ise biyopsi alındı. Pap smear'de çoğunlukla Pap II sonucu alınırken, hiçbir vakada Pap m, IV ve V sonucu saptanmadı. Buna karşılık kolposkopik incelemede servikal ektopi Chlamydia trachomatis pozitif olgularda % 65 gibi oldukça yüksek bir oranda görülürken, negatif olgularda % 35.7 olarak bulundu. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı idi. Yine kolposkopik incelemede, Chlamydia trachomatis pozitif 4, negatif 8 hasta olmak üzere toplam 12 hastada anormal kolposkopik bulgu gözlendi. Bu 12 olgunun tümünde smear sonucu Pap n ile uyumlu idi. Her ne kadar Pap n anormal smear kabul edilmese de anormal kolposkopi bulgusu olan 12 olguya biyopsi yapıldı ve 2 vakada CIN-I (hafif displazi) sonucu alınırken, 10 vakada akut veya kronik servisit sonucu elde edildi. Hiç bir olguda CIN-II, m ve invaziv kanser saptanmadı. CIN-I sonucu aldığımız 2 vaka da Chlamydia trachomatis pozitif grupta yer almakta idi. 54