Yazar "Koçyiğit, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Deneysel Olarak Oluşturulan Miringosklerozun Önlenmesinde Topikal Deksametazonun Etkisi(2017) Üstündağ, Murat; Bulut, Erdoğan; Altaner, Şemsi; Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Koçyiğit, MuratAmaç: Deneysel olarak sıçan timpanik membranlarında miringotomi ile oluşturulan miringosklerozun önlenmesinde, topikal deksametazonun etkinliğini otomikroskopik ve histolojik muayeneler ile araştırmayı amaçladık. Yöntemler: Sprague-Dawley cinsi 21 sıçan (42 kulak) otomikroskopik muayeneler sonrası rastgele üç gruba [deneysel cerrahi grubu (beş sıçan), kontrol grubu (8 sıçan), çalışma grubu (8 sıçan)] ayrıldı. Tüm gruplardaki sıçanların her iki timpanik membranlarına miringotomi yapıldı. Miringotomi sonrası deney grubundaki sıçan kulaklarına ek işlem yapılmadı. Deneysel cerrahi grubundaki kulaklara %0.9 NaCl, çalışma ve kontrol grubundaki kulaklara ise topikal olarak deksametazon uygulandı. Kontrol ve çalışma gruplarındaki uygulama dokuz gün boyunca tekrarlandı. Çalışmanın 10. gününde tüm gruplardaki kulaklar otomikroskopik ve histolojik olarak değerlendirildi. Otomikroskopik değerlendirmede miringoskleroz gelişimi ve yaygınlığı, histolojik incelemede ise; inflamasyon, zar kalınlığı ve miringoskleroz şiddeti değerlendirildi. Bulgular: Çalışmamızda topikal deksametazon uygulanan çalışma grubunda, kontrol ve deney gruplarına göre otomikroskopik olarak miringoskleroz gelişiminin daha az olduğu saptandı. Ayrıca, çalışma grubunda miringosklerozun daha az kadranı etkilediği görüldü. Histolojik olarak incelemede, inflamasyon varlığı çalışma grubunda, deneysel cerrahi ve kontrol gruplarına göre anlamlı olarak daha az görüldü. Ortalama zar kalınlığı değerleri çalışma grubunda deneysel cerrahi grubuna göre anlamlı olarak düşüktü. Miringoskleroz gelişimi yönünden gruplar arasında istatistiksel anlamlı fark saptanmaz iken, miringoskleroz şiddeti yönünden çalışma grubundaki sıçan kulaklarının daha hafif etkilendiği saptandı. Sonuç: Çalışmamızın bulguları ışığında miringotomi sonrası topikal deksametazon uygulamasının miringosklerozun şiddeti ve yaygınlığını sınırlamada olumlu etkisi olacağını ileri sürebiliriz.Öğe Laryngeal osteoma: A rare cause of laryngeal obstruction(2010) Karasalihoğlu, Ahmet Rıfat; Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Yalçın, Ömer; Koten, Muhsin; Koçyiğit, MuratOsteomlar selim, tipik olarak yavaş büyüyen, belirgin sınırlı, yoğun siklerotik kemik tümörleridir. Laringeal osteom çok enderdir. Biz bu çalışmamızda çok ender görülen laringeal osteomlu bir olgu sunuyoruz. Olgunun 3 yıldır ses kısıklığı ve 1 aydır nefes darlığı şikayeti vardı. İndirekt larinks muayenesinde, laringeal boşluğu dolduran supraglottik kitle vardı. Kitle mikrolaringoskopik aletler kullanılarak tam olarak çıkarıldı. Operasyon sonrası hastanın şikayetleri tam olarak geriledi. Laringeal osteomlu olgu tedavisi ile literatür eşliğinde sunulmuştur.Öğe Otoskopik muayene yöntemlerinin karşılaştırılması(2008) Koçyiğit, Murat; Uzun, CemOtoskopik muayene, kulak burun boğaz hekimlerinin fizik muayene esnasında yaptığı temel muayenelerden birisidir. Çalışmamızda modern kulak burun boğaz muayenesinde kullanılan dört otoskopik muayene yöntemini, dış kulak yolu ve kulak zarının durumunu, buralardaki normal ve anormal yapıları tanımlayabilmesi açısından karşılaştırma amaçlanmıştır. Çalışmamızda 99 hasta ve bunların 151 kulağı bulunmaktaydı. Çalışmaya alınan hastalar iki buçuk ile dört buçuk yıl arasında kulak burun boğaz eğitimi almış sekiz araştırma görevlisi doktorlar tarafından muayene edildi. Hastaların kulakları sırasıyla dört farklı yöntemle muayene edildikten sonra, her muayene yöntemi için `Otoskopik muayene değerlendirme formu' dolduruldu. Bu formda otoskopik muayene sırasında değerlendirilmesi gereken 16 ana parametre ve 77 alt parametre bulunmaktaydı. Altın standart parametrelerle kıyaslanarak, otoskopik muayene yöntemlerinin otoskopide tanı parametrelerini saptamadaki sensitivite, spesifite, negatif tahmin ettirici değer, pozitif tahmin ettirici değer ve toplam doğruluk değerlerini hesapladık. Çalışmamızda otoskopik muayene değerlendirme formunda bulunan 16 ana ve 77 alt parametrenin dört farklı yöntem ile değerlendirmesinde altın standart ile karşılaştırıldığında alın aynası yöntemi 16 ana parametrenin %43.8'ini, el otoskopu yöntemi %25'ini, otomikroskop yöntemi %12.5'ini saptamada yetersiz bulunurken, video-endoskop ile otoskopik muayene 16 ana parametrenin hepsini tam olarak saptayabildi. 77 alt parametrenin saptanmasında alın aynası yöntemi %25.9'unda, el otoskopu yöntemi %16.9'unda, otomikroskop yöntemi %11.6'sında yetersiz bulunurken, video-endoskopi yönteminde ise sadece %1.3'ünde yetersiz olarak bulundu. Sonuç olarak, dört muayene yönteminden biri olan video-endoskop ile otoskopik muayenenin dış kulak yolu ve kulak zarının durumu, buralardaki normal ve anormal yapıları tanımlayabilmesi yönünden diğer yöntemlere göre daha üstündü. Video-endoskopi yönteminden sonra altın standarda en yakın yöntem otomikroskopidir. Otomikroskopi metodu alın aynası ve el otoskopu yönteminden daha iyidir. El otoskopu metodu, alın aynası yönteminden daha duyarlıdır.Öğe Primary nasopharyngeal tuberculosis(2009) Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Koçyiğit, Murat; Karasalihoğlu, Ahmet R.Primer nazofarengeal tüberküloz servikal lenfa-denopati ile karşımıza çıkan nadir bir hastalıktır. Nazofarengeal tüberkülozun nazofarengeal karsi-nomdan ayrımı oldukça zordur. Tanı için histolojik ve bakteriolojik değerlendirme gerekmektedir. On dokuz yaşında erkek hasta boyunda kitle, burunda tıkanma, gece terlemeleri ve kilo kaybı yakınmaları ile kliniğimize başvurdu. Hastanın klinik görünümü nazofarenksin malign tümörü ile benzerdi. Histolojik ve bakteriolojik olarak çalışılarak tüberküloz tanısı kondu. Uygulanan antitüberküloz tedavisinden sonra hastanın yakınmaları düzeldi. Bu yazıda primer nazofarengeal tüberküloz olgusu sunuldu.Öğe Uzamış entübasyonlu hastalarda trakeotomi sonuçları(2008) Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Topçuoğlu, Turgay; Koçyiğit, Murat; Uzun, Cem; Karasalihoğlu, Ahmet RıfatAmaç: Uzamış entübasyon nedeniyle trakeotomi açılmış hastalarda trakeotomiye bağlı erken ve geç komplikasyonlar geriye dönük olarak incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Çalışmamızda Reanimasyon ve Yoğun Bakım Ünitesi, Koroner Yoğun Bakım Ünitesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesi, Nöroloji Servisi ve Göğüs Hastalıkları Servisi'nde yatan ve mekanik solunum yetmezliği nedeniyle entübe edilmiş hastalardan, uzun süreli entübasyon sonrası trakeotomi açılmış 227 hasta (124 erkek, 103 kadın; ort. yaş 47.2; dağılım 3-85) geriye dönük olarak incelendi. Olguların 10'u çocuk, diğerleri erişkin hastalardı. Üst havayolu obstrüksiyonu nedeniyle trakeotomi açılmış hastalar çalışmaya alınmadı. Bulgular: Entübasyon süresi ortalama 10.4 gün (dağılım 9-13 gün) bulundu. Erken komplikasyon olarak kanama (n=15, %6.6) ve ciltaltı amfizem (n=3, %1.3), geç komplikasyon olarak larengotrakeal stenoz (n=2, %3.2) ve zor dekanülasyon (n=1, %1.6) görüldü. Trakeotomi işlemine bağlı ölüm olmadı. Sonuç: Uzamış entübasyon nedeniyle trakeotomi açılması, hastalara daha güvenli şekilde ventilatör solunumu sağlayan, komplikasyon riski az güvenli bir cerrahi girişimdir.