Yazar "Kaya, Emirhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Avrupa Birliği’nin Son Genişlemesi ve Balkan Üyeleri(Trakya Üniversitesi, 2016) Kaya, EmirhanThe European Union continued the enlargement process and reached its current size of 28 members with the participation of Bulgaria and Romania in 2007 and then Croatia in 2013 despite the constitutional and economic crises it experienced. The fact that four of the current candidate countries are from the Western Balkans reveals that the enlargement process is focused on the Balkans. Additionally, the enlargement process toward the Balkans moved higher on the agenda of the EU due to the fact that the conditions for membership were worsened following the waves of enlargement in 2004 and 2007. This study, based on the claims that Bulgaria and Romania became EU members without meeting all requirements for accession, points out the conditions under which these two countries and Croatia got EU membership and their current economic situation. Thus, it will be possible to present clues to the Western Balkan countries for the way they will go through for EU membershipÖğe Dış politikada değişim: AKP dönemi Türk dış politikası(Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) Kaya, Emirhan; Turan, SibelAKP’nin 2002 yılında iktidara gelmesiyle birlikte Türk dış politikasında önemli değişimler yaşanmaya başlamıştır. Söz konusu değişimler, AKP dönemine kadar Batıcı ve statükocu bir eksende şekillenen Türk dış politikasının bu dönemde yeni bir yönelim edindiğine dair iddiaların gündeme gelmesine neden olmuştur. Ayrıca bu durumun ortaya çıkmasında Soğuk Savaş sonrası dönemin getirdiği fırsatların yanı sıra AKP yönetiminde elde edilen ekonomik büyüme ve görece siyasi istikrar ortamının da etkisi olmuştur. Türkiye bu dönemde aktif ve çok yönlü dış politikasıyla genişleyen imkânlarından maksimum düzeyde faydalanmak istemiş ve böylece bölgesinde söz sahibi olan önemli bir güce dönüşmeyi hedeflemiştir. Bu çalışma, Türk dış politikasında yaşanan bu değişimin mevcut yazında belirtildiği gibi eksen kayması boyutuna ulaşıp ulaşmadığını tartışmayı amaçlamaktadır. Bu noktada bir sonuca varabilmek için Charles F. Hermann’ın dış politika değişiminin boyutu ile ilgili ortaya koyduğu dört aşamalı değişim tipolojisinden yararlanılmıştır. Böylelikle söz konusu değişimin eksen ya da yönelim değişiminden ziyade aslında bir program değişikliğini yansıttığı sonucuna varılmıştır.Öğe International Cooperation During the Covid-19 Pandemic Crisis: A Realist Analysis(2023) Kaya, Emirhan; Çataklı, Ahmet OnurAlthough COVID-19 has brought about a global health crisis that does not recognize national borders and requires a strong international cooperation, contrary to expectations, the world actors could not achieve international cooperation. States have acted in a selfish way by ignoring the needs and concerns of other countries and tried to foster their role and power in the international system. Consequently, this situation has made this study to use the assumptions of realist theory of International Relations regarding anarchy, self-interest, distribution of powers and so on. In this article, it is concluded that the conditions and motives expressed by these concepts have made the states tend to protect themselves and increase their power instead of focusing on cooperation during the health crisis. Additionally, the current situation in distribution of power, which refers to the bipolarity between the US and China has remained in effect.Öğe The Jamal Khashoggi Murder from the Perspective of Turkish Criminal Law and Turkish-Saudi Relations(2023) Kaya, Emirhan; Özyüksel, ÖzgünAccording to the evidence and the verdict given by the Saudi Arabian judiciary, journalist Jamal Khashoggi was mur- dered on 2 October 2018 at the Royal Consulate General of Saudi Arabia in Istanbul. This murder, which has taken an important place in the agenda of the United Nations (UN), the United States of America (USA), Europe and the Middle East for a long time, includes many debates concerning different disciplines. In this study, which deals with the issue in terms of Turkish criminal law and Turkish-Arab relations, the failures and illegalities in the investigation and prosecution carried out in Turkey were tried to be revealed with the main lines, and then it was tried to explain why Khashoggi was silenced, how the Khashoggi case was related to Turkish-Saudi relations, and why Turkey was chosen as the crime scene.Öğe Kaf Dağı’nın Eteğinde Bir Alman Kolonisi: Kars Almanları(Trakya Üniversitesi, 2019) Türk, Fahri; Kaya, EmirhanThe Germans who settled in Kars and in its neighborhoodfollowing the Russian invasion of the region after the Ottoman-Russian War of1877-1878 were, despite their low figure, able to play an important role in thehistory and culture of this city. Germans and other non-Muslims whose figure wasincreasing constantly during the 40 years Russian rule contributed to the agriculturaldevelopment and cattle breeding of the region especially regarding dairy products.The aim of this study is to show the impact of the Germans who settled in Karson the economic, social and cultural life of the city after the Russian invasionof the region regarding the Russian sektants such as Molakans and Dukhobors withinthe framework of disadvantaged figure of the Muslim community in a comparative perspective.Öğe Karar alma yaklaşımı çerçevesinde Abd’nin soğuk savaş sonrası dönemde askeri müdahale(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Kaya, Emirhan; Turan, SibelAmerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) uluslararası siyasette tek süper güç olarak kaldığı Soğuk Savaş sonrası dönemde askeri müdahale imkânlarını nasıl kullanacağı, söz konusu dönemin başlangıcından itibaren akademik açıdan ilgi uyandıran bir araştırma konusu haline gelmiştir. Bu doğrultuda; Soğuk Savaş sonrası dönemde gerçekleşen Amerikan askeri müdahalelerinin karar alma süreçlerini incelemeyi amaçlayan bu çalışmada; 1991 Irak, 1995 Bosna ve 2001 Afganistan müdahaleleri karşılaştırmaya tabi tutulmaktadır. Söz konusu örnek olaylar, ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında Başkanlık görevini yürüten ilk üç liderinin kararlarıyla yaklaşık on yıllık zaman diliminde üç farklı bölgeye yönelik gerçekleştirilen askeri müdahaleleri temsil etmektedir. Böylece, Amerikan dış politikasında karar alıcı konumunda bulunanların askeri müdahale kararlarını nasıl, hangi koşullarda ve hangi faktörlerin etkisi altında aldıkları ortaya çıkarılmış olacaktır. Kuramsal olarak Graham Allison’un dış politikada karar alma sürecine ilişkin ortaya koyduğu üç modele dayanan bu çalışma, ABD’nin üç askeri müdahalesinin yanı sıra söz konusu üç modeli de karşılaştırma olanağı sunmaktadır. Bu çerçevede, Soğuk Savaş sonrası Amerikan dış politikasında rasyonel aktör modelinin bürokratik siyaset ve örgütsel süreç modellerine kıyasla örnek askeri müdahale kararlarına dair açıklayıcı gücünün daha yüksek olduğu savunulmaktadır.Öğe TÜRKİYE’NİN 2000’Lİ YILLARDA KÖRFEZ İŞBİRLİĞİ KONSEYİ (KİK) ÜLKELERİ İLE EKONOMİK VE SİYASİ İLİŞKİLERİ(2019) Kaya, Merve; Kaya, Emirhan1990’lı yıllarda geleneksel olarak sürdürdüğü Ortadoğu olaylarına karışmama politikasını terk etmeye başlayan Türkiye, bu dönemde Suriye ve Irak gibi ülkelerden kaynaklanan güvenlik endişesi nedeniyle İsrail ile stratejik ortaklığa gitmiştir. Bu nedenle ancak 1990’lı yılların sonunda daha dengeli bir Ortadoğu politikası izleyebilen Türkiye, bölgede hareket alanını sınırlayan sorunların çoğunun ortadan kalkması ve AKP iktidarlarının Ortadoğu ile yakınlaşma çabaları neticesinde 2000’li yıllarda bölge ülkeleriyle daha iyi ilişkiler kurma imkânına sahip olmuştur. Bu bağlamda, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeler, sahip oldukları nüfus ve askeri kapasiteleri bakımından dikkat çekmeseler de ekonomik potansiyelleriyle Ortadoğu’da önemli bir konumda bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin 1981 yılında kurulan KİK ve üyeleriyle ilişkilerini siyasal, askeri ve ekonomik açıdan analiz etmektir. Türkiye’nin KİK ile doğrudan kurumsal ilişkilerinin dikkate değer bir düzeye ulaşmamış olması dolayısıyla daha çok üye ülkelerle ikili ilişkilerine odaklanılacaktır. Özellikle Türkiye’nin 2000’li yıllarda değişen Ortadoğu politikası göz önüne alındığında bu durumun KİK ülkeleriyle ilişkilere nasıl yansıdığı tartışılacaktır. Çalışmada Türkiye’nin söz konusu dönemde KİK ülkeleriyle ilişkilerini önemli ölçüde geliştirdiği ve bu çerçevede özellikle ekonomik ilişkilerin itici güç haline geldiği vurgulanmaktadır.Öğe An Unusual Actor in the Republican Era Turkish-German Relations: Krupp Company 1923-1990(Hale Sivgin, 2017) Turk, Fahri; Kaya, EmirhanKrupp company emerged as an important actor regarding Turkish-German relations as a result of its activities particularly in the field of arms trade after the second half of the 19th century. The company's effectiveness in various sectors and industrial branches in the Republican era drew attention to its activities in civilian areas. Thus, it emerged as a fact that Krupp's investments and export of industrial materials contributed to the development of Turkish industry. Accordingly, this study aims to demonstrate how and to what extent Krupp contributed to the development of Turkish industry from 1923 to 1990. Within this respect, the firm's investments in the fields such as railway construction, chrome trade, shipbuilding, mining, iron and steel industry and tourism as well as the mutual visits of company officials and Turkish statesmen were examined in this study.Öğe YARDIM PROGRAMLARI ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ORTA ASYA POLİTİKASI(2017) Kaya, EmirhanOrta Asya, Avrupa Birliği'nin (AB) son dönemde etkinliğini artırmasına rağmen beklenen düzeyde etkili olamadığı bir bölge olarak dikkat çekmektedir. AB'nin Orta Asya'daki bu etkisizliği, bölgeye yönelik politikalarında çıkar odaklı bir yaklaşım benimsemesi gerektiği düşüncesini ön plana çıkarmaktadır. AB, çıkarlarına öncelik veren bir yaklaşım sergileyerek Orta Asya'daki otoriter rejimlerle işbirliğine gittiğinde ise değer odaklı ilkeleri ihmal ettiğine yönelik eleştiriler ile karşı karşıya kalmaktadır. AB'nin Orta Asya politikasına dair ortaya çıkan bu ikilem, bölgeye yönelik politikasında değerler ile çıkarların çatıştığı izlenimi vermekte ve bu noktada AB açısından insan hakları ile güvenlik öncelikleri arasında bir tercih yapmanın zorunlu olduğuna dair iddiaları güçlendirmektedir. AB'nin Orta Asya politikasına dair ortaya konulan söz konusu tablodan esinlenen bu çalışma ise AB'nin bölgeye yönelik olarak geliştirdiği yardım programlarının yukarıda ifade edilen çıkar/değer ikilemini ne derece yansıttığını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Böylelikle, AB'nin Orta Asya'da hâkim kılmak istediği değerlerin bölgedeki çıkarlarının gölgesinde kaldığına dair iddiaların geçerliliği bölgeye yönelik uygulanan yardım programları çerçevesinde tartışılmaktadır.