Yazar "Karasalihoğlu, Serap Tevhide" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bisiklet kazası nedeniyle çocuk acil ünitemize başvuran olguların değerlendirilmesi(2006) Güzel, Ahmet; Ersoy, Berkant; Doğrusoy, Yasin; Küçükuğurluoğlu, Yasemin; Altınel, Tülay; Karasalihoğlu, Serap TevhideAMAÇ: Bu çalışmada, çocukluk çağında bisiklet kullanımına bağlı travma olguları değerlendirilerek bisiklet kullanıcıları için trafik düzenlemelerinin yapılması, eğitimlerinin sağlanması ve kask kullanımının yaygınlaştırılması gibi konulara dikkat çekmeyi amaçladık. GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmanın verileri Ocak 2003 ve Ağustos 2005 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Acil Ünitesine başvuran travmalı olguların retrospektif olarak dosyalarının taranması sonucunda elde edildi. Bisiklet kazasına bağlı travmalı bu olgular yaş grupları, cinsiyet, klinik bulgular, yaralanma tipleri, mevsimlere göre dağılımı ve servislere yatış oranları gibi faktörler açısından değerlendirildi. BULGULAR: Acil servise bisiklet kazası nedeniyle başvuran 61 bisiklet kullanıcısının 15'i (%24.6) kız, 46'sı (%75.4) erkek idi. Bisiklet travmalı bu olguların 42'sinde (%68.9) kafa, 29'unda (%47.5) ekstremite, 49'unda (%80.3) yumuşak doku, 2'sinde (%3.3) abdominal ve birinde ise ürogenital travmalar saptandı. Olguların çoğunluğunda birden fazla travma bulunuyordu. Olguların 13'ünde ekstremite kırıkları ve 3'ünde ise kraniyal kırık mevcuttu. Bisiklet kullanıcılarının hiçbiri travma olduğu anda kask kullanmamaktaydı. SONUÇ: Ülkemizde bisiklet kullanıcılarının eğitimi sağlanmalı, kask kullanımı yaygınlaştırılmalı ve şehir trafiğinde tüm bisiklet kullanıcıları için özel düzenlemeler yapılmalıdır.Öğe Çocuk acil ünitemize düşme nedeniyle başvuran travma olgularının değerlendirilmesi(2007) Güzel, Ahmet; Karasalihoğlu, Serap Tevhide; Küçükuğurluoğlu, YaseminAMAÇ Bu yazıda çocuk acil ünitemize gelen düşmeye bağlı travma olgularını değerlendirmeyi amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM Çocuk acil ünitemize düşme şikayeti ile gelen 161 olgu (100 erkek [%62,1], 61 kız [%37,9]) geriye dönük olarak incelendi. Olgular yaş, cinsiyet, başvuru şekli, düşme şekli ve yükseklikleri, yaralanma tipi, radyolojik bulgular ve yatış oranları açısından değerlendirildi. BULGULAR Başvuran 161 olgunun yaş ortalaması 4,29±3,33 yıl ve düşme yüksekliği ortalaması ise 135±95 santimetre idi. Sık görülen düşme nedenleri ev eşyaları (%35,4), merdiven (%17,4) ve balkon ile pencere (%11,2) idi. Yaralanmaların çoğu %84,4 ile kafa, %72,7 ile yumuşak doku ve %37,9 ile ekstremite travmaları idi. Olguların 30’u (%18,6) yatırılırken, 112’si (%69,6) ayaktan tedavi görmüş ve %11,8’i ise acil servisten kendi isteğiyle ayrılmıştı. SONUÇ Çocukluk çağında düşmeye bağlı yaralanmalar genellikle ev içinde meydana gelirken sık görülen travma tipi ise kafa travmasıdır. Çocukluk çağında düşmeye bağlı yaralanmaları azaltmak için düşme nedenleri hakkında ailelerin eğitimi ve önleyici tedbirlerin artırılması gibi önlemler alınmalıdır.Öğe Does valproate therapy decrease the bone mineral density in one-year follow-up in children?(2009) Bostancıoğlu, Musa; Öner, Naci; Küçükuğurluoğlu, Yasemin; Kaya, Meryem; Çiftdemir, Nükhet Aladağ; Çeltik, Coşkun; Karasalihoğlu, Serap TevhideAmaç: Epilepsi uzun sureli antiepileptik tedavi gerektiren kronik bir hastalıktır. Bu çalışmanın amacı, en sık kullanılan antiepileptik ilaç olan valproatın kemik mineral metabolizmasına olan yan etkilerini değerlendirmektir. Hastalar ve Yöntemler: Bu çalışma epilepsi veya febril konvulziyon profilaksisi amacıyla valproat başlanan 61 hastada (38 kız, 28 erkek; ort. yaş 81.2±44.5 ay; dağılım 12-168 ay) yapıldı. Bütün olgularda valproat tedavisi öncesinde ve 12 ay sonrasında, kemik mineral metabolizmasındaki bozukluklar açısından kemik mineral dansitesi ve biyokimyasal parametrelere bakıldı. Bulgular: Bir yıllık valporat tedavisi sonrasında kemik mineralizasyon bozukluğunu gösterebilecek kalsiyum, fosfor, alkalen fosfatazda istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. İki hastada (%3.3) osteoporoz tespit edilmiştir. Sonuç: Valproatın kemik mineral metabolizması üzerine yan etkileri tartışmalıdır. Osteopeni belirtilerini değerlendirmek için, kemik biyokimyası, 25-hidroksi D vitamini, hormonal parametreler ve kemik mineral dansitesinin tek başlarına değerlendirilmesi yetersizdir, mutlaka bu parametreler birlikte değerlendirilmelidir. Biyokimyasal parametreler bozulmadan, kemik mineral dansitesi değişiklikleri olacağından, valproat tedavisi alan hastalarda yıllık kemik mineral dansitesi ölçümleri yapılmalıdır.Öğe Evaluation of serum ghrelin and neuropeptide Y levels in epileptic children under valproate treatment(2009) Güzel, Ahmet; Karasalihoğlu, Serap Tevhide; Küçükuğurluoğlu, Yasemin; Sayar, Esra; Kunduracılar, HakanAmaç: Tartı alımı ve obezite uzun süreli valproik asit tedavisi alan epileptik hastalarda oldukça sık rastlanan ve etyolojisi net olarak bilinmeyen bir yan etkidir. Bu çalışmada valproik asit tedavisi alan çocuklarda meydana gelen tartı alınımı ile serum ghrelin ve nöropeptid Y düzeylerinin ilişkisi araştırılmıştır. Hastalar ve Yöntemler: Bu çalışmaya epilepsi tanısıyla takip edilen, ilk defa çocuk polikliniğimize başvuran ve sadece valproik asit tedavisi alan 25 çocuk hasta (14 erkek, 11 kız; ort. yaş 7.7±3.8; dağılım 4-12) alınmıştır. Hastalar tedavi öncesi ve tedavi başlangıcından bir yıl sonra vücut kitle indeksi, serum ghrelin ve nöropeptid Y düzeyleri bakılarak değerlendirilmeye alınmıştır. Bulgular: Çalışma sonunda olguların %48'inde obezite gelişirken, ortalama vücut kitle indeksi ölçümlerinde artma, serum ghrelin ve nöropeptid Y düzeylerinde ise azalma gözlenmiştir. Sonuç: Bu çalışma valproik asit tedavisi gören çocuklarda serum ghrelin ve nöropeptid Y düzeylerinde azalma olduğunu göstermiştir. Valproik asit tedavisi ile ilişkili tartı alımında etkili faktörlerin değerlendirilmesinde daha uzun süreli, daha fazla hastanın katılımında kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Pulling of hair while sleeping: A pediatric case(2010) Görker, Işık; Karasalihoğlu, Serap Tevhide; Öztürk, LeventKişinin kendi kılını karşı konulamaz bir şekilde çekip koparması olarak tanımlanan trikotilomani, DSM-IV-TR'da Başka Türlü Adlandırılamayan Dürtü Kontrol Bozuklukları başlığı altında sınıflandırılmaktadır. Bu davranış, artmış öfke ve kaygı gibi duygular nedeni ile ortaya çıkan gerilimi ortadan kaldırmak için yapılmaktadır. Olgumuz, tüm gece boyunca uyurken saçını koparma ve altını ıslatma bulguları gösteren 11 yaşında erkek çocuğuydu. Ayırıcı tanı için olgumuza tüm gece süresince uyku sırasında polisomnografi uygulanarak, epileptik deşarjların ayırt edilmesi amaçlandı. Sonuçlar normal sınırlarda bulundu. Trikotilomani ön tanısı tartışıldı. Trikotilomaninin parasomni tanısı adı altında değerlendirilmesinin daha uygun olacağı sonucuna varıldı.Öğe Systemic lupus erythematosus presenting with generalized lymphadenopathy : A case report(2001) Biner, Betül; Acunaş, Betül; Karasalihoğlu, Serap Tevhide; Vatansever, ÜlfetSystemic lupus erythematosus (SLE) is an immune complex disease with many different clinical presentations. Here we report a 13-year-old female patient presenting with generalized lymphadenopathy, who meanwhile developed butterflly rash and pericarditis. The diagnosis of SLE was based on the clinical features, positive antinuclear antibody, and positive antibodies to dsDNA. The patient had an active disease and developed renal involvement, despite steroid therapy. The patient's clinical presentation, course and response to therapy are detailed, and the literature on lupus lymphadenitis is reviewed.Öğe Tip 1 Diabetes Mellituslu Çocuklarda Uyarılmış Potansiyellerin Eş Zamanlı Kan Şekeri, Serum ve Hu cre İ çi Magnezyum Du zeyleri ve Glikozillenmiş Hemoglobin ile İ lişkisi(2020) Karal, Yasemin; Karasalihoğlu, Serap Tevhide; Turgut, Nilda; Öner, Cevat Naci; Tütüncüler, FilizTip I Diabetes Mellitus çocukluk çağının ciddi komplikasyonlar ile seyreden kronik metabolik hastalıklarından biridir. Buçalışmanın amacı Tip I Diabetes Mellituslu çocuklarda erken dönemde santral sinir sistemi tutulumunun uyarılmış potansiyelleraracılığıyla değerlendirilmesi ve metabolik değişikliklerle ilişkisini saptamaktır. Çalışmaya 5-14 yaş arasında 31 Tip I DiabetesMellituslu ve aynı yaş ve cinsiyette 35 sağlam çocuk alındı. Olgulardan 8 saat açlık sonrası HbA1c, kan şekeri, serum ve hücre içimagnezyum düzeyleri için kan örnekleri alındı. Tüm olguların otoskopik muayeneleri, işitme testleri ve uyarılmış potansiyelölçümleri yapıldı. Gruplar metabolik parametreler, diabet süresi ve uyarılmış potansiyeller açısından karşılaştırıldı. Çalışmagrubunun HbA1c ve kan şekeri değerleri kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde yüksek, serum Mg değerleri istatistiksel olarakanlamlı oranda düşük saptandı (p<0.001) Diabetik grubun görsel uyarılmış potansiyelleri ve işitsel uyarılmış potansiyellerininanlamlı oranda bozulduğu saptandı (p<0.05). Her iki grup arasında duyusal uyarılmış potansiyel değerlerinde belirgin farklılıkgözlenmedi (p>0.05). Diabetik gruptaki tüm bu etkilenmelerin serum ve hücre içi magnezyumu, eş zamanlı kan şekeri, diabet süresive HbA1c düzeyleri ile ilişkili olduğu bulundu (p<0.05). Çalışmamızda diabette santral sinir sistemi tutulumu uyarılmışpotansiyeller aracılığı ile gösterilebilen en erken bulgu olabileceği saptanmıştır. Bu etkilenmenin nedenleri arasında eş zamanlı kanşekeri ve diabetin süresi kadar glikozillenmiş hemoglobin, serum ve hücre içi magnezyum düzeyleri önemli de önemli yertutmaktadır. Bu nedenle uyarılmış potansiyeller ve kan magnezyum düzeyi ölçümlerinin HbA1c, kan şekeri ölçümlerinde olduğugibi diabetin rutin takip programına alınması yararlı olacaktır.