Yazar "Hatipler, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cumhuriyet Dönemi Balkan Göçlerinin Sosyal Politika Açısından Etkileri(Trakya Üniversitesi, 2018) Hatipler, MustafaGöç ve sosyal politika birbirinden ayrılmayan ve birbirini tamamlayan iki önemli olgu olarak insanlık kadar eski bir tarihe dayanmaktadır. Göçün başladığı yerde ve sonlandığı yerde boyutları farklı olsa da mutlaka sosyal politikayla ilgili bir şeyler vardır. Bu yerlerin ilkinde, sosyal politikanın büyük eksikliği göçün oluşmasını ve ivedileşmesini sağlarken, ikicisinde de sosyal politikanın varlığı uyum ve yerleşmeyi çabuklaştırmaktadır. Bunda, göçün; sosyo-politik, sosyo-ekonomik, sosyo-psikolojik ve sosyo-kültürel faktörlerle iç içe olması etkindir. Tarih içinde, genel olarak, daha rahat ve daha huzurlu bir yaşam amacıyla yapılan göçler söz konusuyken, Balkanlardan Türkiye’ye yapılan göçlerde bunlara, ekonomik, siyasî, askerî ve dinî unsurları da ilave etmek gerekmektedir. Bu durum aslında, Cumhuriyet öncesi Osmanlı döneminde Balkanlardan yapılan göçler için geçerli olduğu kadar Cumhuriyet döneminde Balkanlardan ülkemize yapılan göçler için de geçerlidir. Bu noktada, Cumhuriyet öncesinde Osmanlı döneminde Balkanlardan ülkemize yapılan göçlerin nedenlerinin, Cumhuriyet döneminde Balkanlardan ülkemize yapılan göçlerin tetikleyicisi, hazırlayıcısı, hızlandırıcısı olduğunu söylemek mümkündür. Cumhuriyet döneminde Balkanlardan ülkemize yapılan göçlerin hangi sebeple yapılmış olursa olsun, büyük insan ziyanlıklarına neden olduğu malumdur. Bu göçlerin nedenleri ve sonuçları ülkemizin insan profilinin, özellikle Balkanlardan göç etmiş olan insan profilinin geçmişi ve yaşadıklarının anlaşılması bakımından önemlidir. Geniş anlamda sosyal politikanın iştigal alanı ve gayretleri bu ziyanlığı azaltmak ve göç eden insanların yüreğindeki travmaları ortadan kaldırmaktır. Sosyal politika sadece göç edenler için değil, terk edilen yerde kalanlar için de, göç edilen yerde birlikte olunacak olunanlar için de elzemdir.Öğe DEVELOPMENT ECONOMICS AND EDUCATION; NEW SEARCHES(2014) Hatipler, MustafaKalkınma ekonomisi ve eğitim birbirinden ayrılmaz iki temel kavramdır. Kalkınma ekonomisiyle sağlanmak istenen bireysel hedeflerden toplumsal hedeflere ve beşeri sermaye içinde yer alan yetenek ve yaratıcılık potansiyellerinin oluşmasından bunların ortaya çıkmasına kadar her şey; eğitimle direkt ya da endirekt olarak ilgili, bağlantılı ve hatta bağımlıdır. Yaşadığımız dünyada her şeyin çok hızlı ve çok çabuk değiştiği ve geliştiği ve bu değişim ve gelişimin toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda etkisini gösterdiği gözden kaçırılmaması gereken bir gerçekliktir. Kaldı ki eğitim; kalkınma ekonomisi içinde yer alan Bilgi Toplumu olma mücadelesinin en önemli unsurudur. Bilgi toplumu olayı bir fenomen değil bir vakıadır. Çeyrek yüzyıl öncesinde; son 10 yılda yaratılan bilginin insanlığın başlangıcından bugüne kadar yaratılan bilgiden daha fazla olduğu söylenmekte iken günümüz bilgi birikimi adeta her iki yılda ikiye katlanmaktadır. Eğitimin ekonomi içinde payını yükselten en önemli unsur, eğitimde teknoloji kullanımıdır. Teknoloji kullanımı; eğitimin dönüşümünde ortaya çıkan bilgi bölünmesi kavramıyla ortaya çıkmaktadır. Bilgi bölünmesi (digital divide); toplumda yeni teknolojilerin ortaya çıkarılması, teknolojilerin algılanıp benimsenmesi ve kalkınma ile entegrasyonu ile bir bütündür. Bilgi bölünmesin faktörleri; teknoloji ve eğitimdir. İnsan, içinde yaşadığı doğal ve sosyal çevrenin sürekli değişimi ile karşı karşıya olduğu için, var olmak adına oluşan yeni yaşam koşullarına uyum sağlamak zorundadır. Bu ise ancak eğitimle mümkündür. Eğitimin başarılı olması, önceden saptanmış amaçları olmasıyla doğrudan orantılıdır. Eğitimin amaçları ulusal olduğu gibi, evrensel de olabilir. Eğitimin amaçlarını belirlenirken, bireyin ilgisi, yetenekleri, ihtiyaçları, bedensel ve zihinsel gelişim düzeyi, içinde yaşanılan doğal ve sosyal çevre göz ardı edilemez unsurlardır. Eğitim seviyesinin yükselmesi ile ülkelerin milli gelir düzeylerin yükselmesi ve bu nedenle de bireysel gelir düzeyinin yükselmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önlenmesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu ilişki en açık olarak eğitim seviyesi ile teknolojik ilerleme arasındadır. Bu ikili arasındaki ilişki, beşeri sermaye üzerinden kişi başına çıktı düzeyini ve çıktı artışını ve bu artış üzerinde kalıcı nitelikte etkiler meydana getirir Bu bakımdan beşeri sermaye son derece önemlidir. Eğitimin ekonomi içindeki varlığı olan beşeri sermaye, kalkınma ekonomisinin en temel nesnesi olarak hem mikro iktisadın hem de makro iktisadın konuları arasındadır. Makro iktisat içinde bir ülkedeki; yaş gruplarına göre okullaşma oranları, nüfusun ortalama eğitim süresi, eğitim harcamalarının gayrisafi yurtiçi hâsıladaki payı ve kişi başına eğitim harcamaları, okur-yazarlık oranı gibi göstergelerle ifade edilmektedir Eğitimin ekonomik kalkınmaya yönelik etki ve gelişimi eğitimin içeriği ile eğitimde içerik ise eğitimin amaçlarıyla doğrudan ilişkilidir. Eğitimde içerik; eğitim amaçlarına uygun olarak belirlenmiş olan bilgilerden, beceriler geliştirme faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bilgi çağının en önemli özelliği, ülkelerin bilgi sayesinde potansiyeli yüksek bireyler yetiştirmeleri ve bunun sonucunda ekonomik ve siyasi yönden önemli değişimlere uğramalarıdır. Bu değişim zaman zaman radikal, zaman zaman da inovasyonatif olarak gerçekleşmektedir. Değişim nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin beraberinde eğitim alanında da değişim ve yenilikler yaşanmasına neden olmaktadır. Bir anlamda eğitimi sürekli değişim, gelişim ve yenilenme faktörü olarak görmek abartı sayılmaz. Çünkü eğitim; yapısı gereği değişim, gelişim ve yenilenmenin dinamosudur. Bu noktada Türk Milli Eğitiminin de benzeri rolleri oynadığı gözden uzak tutulmamalıdır. Türk Milli Eğitim sisteminde elbette yasayla belirlenmiş olan genel amaçlara ulaşabilmek temel hedef olmuştur. Bu temel hedef için de eğitim sistemi üzerinde program değişikliğinden, ders sayısını artırılması veya azaltılmasına, okul türlerinin çeşitlendirilmesinden öğrenim süresinin değiştirilmesine kadar sayısız uygulamalar denenmiştir. Uygulamaların yanı sıra, okul ve öğretmen sayısının artırılmasından çeşitli projelerle ilköğretime kız öğrencilerin devamının sağlanmasına kadar değişik hedeflerle de eğitimin niceliksel gelişimini sağlanması için çalışılmıştır. Ülke kalkınmasında önemli bir role sahip olan eğitim; hem kalkınma sürecinde ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikte işgücü sağlama fonksiyonuna hem de bilgi üretme ve yayma fonksiyonuna haizdir. Bu fonksiyonların ilki ile üretimde kalite ve verimlilik sağlanırken ikincisi ile de üretim teknolojilerinin takibi, geliştirilmesi ve üretim sürecine aktarılması sağlanmaktadır. Unutulmaması gereken nokta eğitime yapılan yatırımların ekonomik ve sosyal kalkınmaya son derece olumlu faydalar sağladığıdır. Gelişmekte olan ülkelerin hızlı ve sürdürülebilir bir kalkınma yakalayabilmesi için eğitim alanına bütçe içerisinden daha fazla pay ayırmak durumunda olduğu da ayrı bir gerçektir. Eğitimin kalkınma ekonomisinde çarpıcı etkisi ülke dışında işgücünün verimliliğinin arttırılması yoluyla ekonomilerin rekabet gücünün de arttırılmasında ortaya çıkarken ülke içinde de işsizlik ve yoksullukla mücadelede ortaya çıkmaktadır. Günümüz ekonomilerinde eğitim gelişmişliği sağlayan en önemli manivela hükmünde olurken, eğitimsizlik de aynı şekilde gelişmişliğin önündeki en büyük engel durumundadır.Öğe Serbest ticaret bölgeleri ve Trakya serbest ticaret bölgesi(Trakya Üniversitesi, 1997) Hatipler, Mustafa; İnan, ReşatÖZET Serbest bölge uygulamaları yaklaşık 2000 yıllık bir geçmişle dün ya ticaretinin içinde yeralmaktadır. Yunan ve Roma Medeniyetlerine ka dar inen bu tarihi züreç içinde başlangıçta liman kentlerinde ortaya çıkan bu olgu zamanla gelişmiş özellikle Tayvan, Singapur, Honkong uy gulamalarıyla oldukça önemli bir konuma gelmiştir. Bir ülkenin siyasi açıdan sınırları içinde, gümrük açısından sı nırları dışında kalan ticari ve sınai faaliyetlerin kolaylaştırılması amacını taşıyan Serbest Bölgeler şüphesiz devlet müdahalesinin en aza indirgendiği yerlerdir. Osmanlı Devleti ' nde serbest bölge uygulamalarının 1870 yılında Tuna Nehrinin Karadeniz'e döküldüğü Sulina liman kentinde yapıldığı görülür. Serbest bölgelerin dikkate değer en önemli çıkışı 1900' İÜ yıllar da Honkong, Tayvan uygulamalarıyla olmuştur. Başlangıçta belirli sayı da olan serbest bölgeler özellikle bu çıkıştan sonra artmış 1960 'lı yıllardan sonra da giderek çoğalarak bugün 500' Un üzerinde bir sayıya ulaşmıştır. ülkemizde serbest bölge uygulamaları 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile başlamış ve uygulama Antalya, Mersin, izmir-Ege, istanbul Atatürk Havalimanı, istanbul-Deri ve Trabzon Serbest bölgelerinin faa liyete geçmesiyle genişlemiştir. Daha sonra Adana-Yumurtalık, izmir- Aliağa, Zonguldak-Kllyos, Mardin-Doğuanadolu Serbest Bölgelerinin yer lerinin tesbiti yapılmıştır. En son Trakya-Çorlu Serbest Bölgesi için yasal düzenlemeler ve yer tesbiti çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca istanbul-Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi kapsamında Üff-Shore Kıyı Bankacılığı faaliyetleri için belirlemeler yapılmış ve İMKB'de Uluslararası Menkul Kıymetler Serbest Bölgesi kurulmuştur. Bu çalışmalar serbest bölge uygulamaları için oldukça önemli adımlardır. ülkemiz ekonomisinde önemli bir paya sahip olan serbest bölgelerde biraz ağır olmakla birlikte ihtisaslaşma da yapılmaktadır. Bunun netice si olarak Ege-±zmir Serbest Bölgesi 'nde yüksek teknolojiye dayalı üre tim, Istanbul-Trakya Serbest Bölgesi 'nde tekstil-konf eksiyon, Trabzon Serbest Bölgesi 'nde liman işletmeciliği, Adana-Yumurtalık Serbest Böl gesinde ağır sanayi yatırımları, istanbul-Deri Serbest bölgesi 'nde de ricilik, Antalya ve Mersin serbest Bölgesi 'nde ticaret, ±AHL Serbest Bölgesi 'nde tekstil-konf eksiyon, elektronik, optik ticareti olmak üzere bir branşlaşma yapılmaktadır. 115Trakya-Çorlu Serbest Bölgesi de diğer serbest bölgeler gibi tekstil ve konfeksiyon alanında branşlaşmak üzere kurulmuş bölgeleri mizden biridir. Trakya-Çorlu Serbest bölgesi esasen bölge açısından geç kalınmış bir oluşumdur. Coğrafi olarak bir taraftan liman işletmeciliği ile diğer taraftan da sınır kentlerine sahip olma özelliği ile Trakya Böl- si eşsiz bir konuma sahiptir. Bulged© hem liman, hem demiryolu, hem dev let kara yolu ve hem de TEM Otoyolu olması ulaşım hususunda tam bir mü kemmellik arzetmektedir. Bu konuma ekonomik boyut kazandırma noktasında Çorlu Serbest bölgesi'nin önemi daha da artmaktadır. 300 'ün üzerinde sanayi tesisi bulunan Çorlu'da yaklaşık 2.000.000 m2'lik bir alana ku rulacak olan Serbest Bölge'nin hiç şüphesiz istihdam arttırıcı etkisi olacak ve iyi bir ekonomik gelişme sağlanacaktır. Eğitilmiş insan gücü ne sahip olan Trakya'da serbest bölge uygulaması ülke ekonomisinin dün ya ticaretinden daha büyük pay almasına sebep olabilecektir. Bunun ülke ekonomisine olumlu katkıları olacağı, uluslarası konjonktürü etkileyece ği ve bölge insanının refah düzeyini yükselteceği inkar edilemez bir gerçek olarak görülmektedir. 116 -Öğe Türkiye Ekonomisine Etkileriyle Küresel Finansal Kriz(Trakya Üniversitesi, 2011) Hatipler, MustafaThe Global Financial Crisis, which began in the United States in 2007, had become a major problem affecting many institutions and organizations in the U.S, which led into bankruptcy, or takeovers of many corporations. Global Financial Crisis not only affected U.S., but also it adversely affected in the world economy and the economies of developing countries. Turkey's economy, being an open economy to world markets was also influenced by global financial crises. Although the strength of this effect was in the size that would destroy all the economic gains, -like all of economic crises- was less destructive thanks to the precautions and measures taken on short hand. In particular, the measures of financial nature are the main reason why Turkey's economy is less affected by the global financial crises.Öğe Türkiye- Ab Gümrük Birliği Antlaşması ve Antlaşmanın Türkiye Ekonomisine Etkileri(Trakya Üniversitesi, 2011) Hatipler, MustafaThe EU-Turkey Customs Union is one of the much important touchstones of one integration organization, having an international dimensional. The cause of gaining such a distinctive qualification to the Customs Union is that it has a power affecting an economy of any country from productive to consumption in all briefly. Turkey has known that they would live the Customs Union reality since the beginning of the application days to be admitted to the European Economic Community. While agreement came into effect after a 22 year timetable, Turkey has encountered difficulties and problems since they could not be ready by themselves in this preparation duration. The argument that these difficulties came also from Turkey was not true, as the European Economic Community, in which we was included, did not fulfill the responsibilities they formally agreed upon mutually and have asserted various reasons. Therefore, in such situation, the EU-Turkey Customs Union duration has affected the economy of Turkey on a large scale. These effects, which are matters in questions for the Turkish economy, were realized much more than the general effects the Customs Union Agreement has caused.Öğe Türkiye- Ab Gümrük Birligi Antlaşması Ve Antlaşmanın Türkiye Ekonomisine Etkileri(2011) Hatipler, MustafaGümrük Birliği, uluslar arası boyutu olan bir entegrasyon organizasyonunun en önemli mihenk taşlarından biridir. Gümrük Birliği'ne böylesine ayırıcı bir vasıf kazandıran yanı, onun bir ülke ekonomisini, üretimden tüketime kısacası topyekün olarak etkileme gücüne sahip olmasındandır. Türkiye AET'ye adım attığı günlerin başından itibaren, bir Gümrük Birliği gerçeğini yaşayacağını bilmekteydi. 22 yıllık bir zaman diliminden sonra hayata geçtiğinde, Türkiye'yi bekleyen zorluklar ve sorunlar oldu. Çünkü Türkiye, bu sürece kendini hazırlayamamıştı. Bu zorlukların Türkiye'den kaynaklandığı tezi de doğru değildi, çünkü Gümrük Birliği içine dahil olduğumuz AB, de yerine getirmeyi taahhüt ettiği sorumluluklarını çeşitli sebepler ileri sürerek yerine getirmemişti. Bütün bunlar, Türkiye AB'nin tam üyesi olmadan gerçekleşmişti. İşte böyle bir tabloda, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği süreci, Türkiye ekonomisini büyük oranda etkilemiştir. Türkiye ekonomisi için söz konusu olan bu etkilenme, Gümrük Birliği antlaşmalarının neden olduğu genel etkilenmelerin çok üzerinde gerçekleşmiştir. Anahtar Kelimeler: Kürselleşme, Gümriik Birliği, Hibe, Yatırım, Üretim ve Tüketim.