Yazar "Girgin, Figen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cumhuriyet sonrası Türk resim sanatı'nda yöresel motifler(Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Girgin, Figen; Dinçeli, İbrahimYöresellik bize özgü değerler bütünüdür. Her yörenin ayrı bir dili, türküsü, rengi, kültürü vardır. Önemli olan bu kültürün içinde var olabilmek değil, bu varlığı hissetmek ve hissettirebilmektir. Cumhuriyet sonrasında ön plana çıkan "halkçılık, milliyetçilik ve inkılapçılık" ilkeleri doğrultusunda sanat alanında da birçok yenilik gerçekleştirilmiştir.Halk evleri, inkılap sergileri, yurt gezileri gibi sanat politikalarının ardından Türk sanatçısı yöresellikle tanışma fırsatını elde etmiştir. Resim yapmak için İstanbul dışına çıkmayan sanatçıların ardından devletin bu politikasıyla sanatçılar Anadolu'nun çeşitli yörelerine gitmişlerdir.Burada sanatçılar Batı taklitçiliğinden uzaklaşarak, içinde yaşadıkları kültür değerlerini tanıma ve keşfetme fırsatına sahip olmuşlardır. Bu noktada yerel, yöresel ve özgün bir sanat anlayışına ulaşmışlardır.Bu anlayışı ifade etme biçimini Batının tekniğinden faydalanarak gerçekleştirmişlerdir. İçerik yöresellik ve bizim özümüz, teknik ise Batı'ydı. Yöresellik sanatçıların kendi değerlerine, geleneklerine, toprağına ve toplumuna dönmesi açısından önem taşımaktadır. Bu çalışma içerisinde yöreselliği ele alan sanatçılar arasında üslup farklılıklarıyla karşılaşacağız. Bu üslup farklılıkları sanatçı eserlerinin incelenmesiyle desteklenmiştir. Yöresellik; "Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği", "D Grubu", "Yeniler Grubu", "Onlar Grubu", "Yeni Dal Grubu", "Siyah Kalem Grubu", "Profesyoneller Grubu" gibi Cumhuriyet sonrasında yer alan gruplar içerisinde ve sanatçı ve eser analizleriyle irdelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Yöresellik. Cumhuriyet Sonrası Türk Resmi, Yöresel MotiflerÖğe DİEGO VELAZQUEZ’İN PAPA X. İNNOCENT ’İN PORTRESİ ADLI ESERİ BAĞLAMINDA SANATTA YİNELEME(2021) Girgin, FigenDoğa, sanatçının en büyük esin kaynağı olmasının yanı sıra doğa ve insan yaratıcı süreçte sanatın başat öğeleridir. Bunun yanı sıra büyük sanatçıların, öncülerinin eserlerinden yararlandıkları ve ihtiyaç duydukları öğeleri ödünç aldıkları bilinmektedir. Yani bir yapıtın oluşum sürecinde sanatçı, çıkış noktası olarak başka bir yapıtı seçmektedir. Sanatçı, neyi ve nasıl alacağını kendi doğasının ihtiyacına göre belirler ve esin kaynağı olarak seçtiği yapıtı kendi sanatsal yönelimlerine göre yorumlar. Resim sanatında sanatçıların ne zamandan beri kendinden önce yapılmış bir eseri esin kaynağı olarak seçtiklerini belirlemek güç. Bir eserin esin kaynağı olarak seçilip, yaratıcı sürecin seçilen eser üzerinden şekillendiği yinelemeler, yaygın olarak çağdaş sanat ve sonrasında karşımıza çıkmaktadır. Çağdaş sanat, hatta modern sanat öncesindeki yinelemeler, daha çok usta-çırak ilişkisi doğrultusundadır. Sanatçı, selefi olan ya da kendi dönemindeki başka bir sanatçının eserindeki başarısına duyduğu takdir ile onu çözümleme ve ondan daha çok eğitsel boyutta yararlanma amacı ile yinelemeye gider. Oysa çağdaş sanat ve sonrasında bir eser, bunun yanı sıra farklı içerik ve anlamlar için de ödünç alınabilir. Yinelenenlerden biri de Diego Velázquez’in Papa X. İnnocent adlı resmidir. Bu araştırmada; Velázquez’in Papa X. İnnocent resmini esin kaynağı olarak seçip yineleyen bazı sanatçıların eserlerine yer verilmiştir. Betimsel tarama modelli bu araştırmada, literatür taraması ve incelenen eserler ışığında; Velázquez’in gerçekçi bir karakter incelemesi ile resmettiği Papa X. İnnocent’in kendisinden sonraki sanatçılar tarafından nasıl yorumlandığı, neden esin kaynağı olarak seçildiği, nasıl dönüşüme uğratıldığı sorularına cevap aranmıştır. İncelenen bu örnekler ve yanıt aranan sorular, bir yapıtın başka bir yapıt ile kurduğu diyaloğa tanıklığın yanı sıra, çağdaş sanatın düşünsel boyutunun ve geçmişin, bugünün sanatına nasıl yansıdığının anlaşılmasını da sağlayacaktır.Öğe Eat Art: Sanatın Yemekle Dansı(2022) Girgin, Figen; Dizdar, Banu20.yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan Eat Art’ta yemek, temsil olmaktan çıkar tıpkı boya, kâğıt gibi malzeme haline gelir. Statünün, sembolik anlamların yanı sıra yemek; düşüncelerin paylaşıldığı, sohbetin vurgulandığı toplumsal anlamı, dondurulan an ve geçicilik kavramları doğrultusunda Daniel Spoerri’nin sıradanlığı, yüksek sanat alanına taşıdığı tablolar olarak karşımıza çıkar. Spoerri’nin masalarındaki bardaklar, tabaklar, cam şişeler, çatal-kaşıklar, kül tablaları, kâğıt peçete gibi öğeler; yemeğin başlangıcını ya da dokunulmamışlığını işaret etmez. Bu masalardaki dağınıklık, bozulmuşluk, yemeğin bittiğini, kişilerin oradan ayrıldığını göstermenin yanı sıra gerçek bir yaşam deneyimine odaklanır ve yemek yeme eylemi adeta yüksek sanatın mekânında kutsanır. Spoerri, bir zamanlar Duchamp’ın yaptığı gibi hazır nesneleri yüksek sanat formuna taşır. Betimsel tarama modelli bu araştırmada; Daniel Spoerri’nin yanı sıra öne çıkan Eat Art sanatçılarından, Sonja Alhäuser, Thomas Rentmeister ve Laura Nitsche’nin eserlerinden örneklerle yemek ve sanat ilişkisi, izleyicinin rolü sorgulanmış olup; aynı zamanda geçicilik, an, bozulma, değişim ve dönüşüm, bolluk ve israf, tüketim toplumu ve oyunbazlık kavramlarına da değinilmiştir.Öğe KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ÇAĞDAŞ SANATA YANSIMALARI(2022) Girgin, FigenDoğa ve doğa-insan ilişkisi, mağara çizimlerinden itibaren sanatın ana konularından biridir. Figüre fon olarak hizmet eden doğa, Rönesans ve sonrası başlı başına bir konu haline gelir. Sanayi Devrimi ile birlikte, teknolojinin gelişmesi, şehirlerin kalabalıklaşarak büyümesi, şehirlerin görünümündeki değişim ve kirlilik Claude Monet’nin Londra’daki Thames Nehri üzerindeki çizimlerinde belirgin olarak görülür. Ucuz ve güvenilir enerji talebini karşılamak için çok fazla kömür yakılması ve kömürün filtrelenmeden yakılmış olması hava kirliliğine neden olur ve bu da Monet’nin Londra’da sevdiği ve resimlerindeki sisli görüntü ile açığa çıkar. Umberto Boccioni ise trenlerden çıkan buhar ve arabalardan çıkan egzoz gazını modern hayatın dinamik koşullarının yansıması olarak görmüş ve hareket ve ilerleme ile ilişkilendirmiştir. İnsan varlığından arındırılmış ve göğe kirliliği bırakan fabrikalar ve fabrika bacaları ile Charles Sheeler, sanayileşmenin etkisinde yeni bir manzarayı vurgulamıştır. Bu eserlerde çevre kirliliği görülmesine karşın, sanatçıların gündeme getirmek istedikleri asıl şey bu değildi. Arazi sanatı ile birlikte değinilen çevre kirliliği ve iklim değişikliği konuları, 20. yüzyılın sonlarına yaklaşıldıkça çağdaş sanatta belirgin bir şekilde vurgulanmaya başlanır. Bu eserlerde sanatçıların amacı, iklim değişikliğinin giderek artan ve kaçınılmaz etkilerini göstermek ve farkındalık yaratmak üzerinedir. Betimsel tarama modelli bu araştırmada küresel iklim değişikliği; bu konuda öne çıkan çağdaş sanatçıların çalışmaları üzerinden incelenmiştir.Öğe Sanatta Diyalog Resimden Heykele(Trakya Üniversitesi, 2020) Girgin, FigenArtist is also in contact with artworks as well as nature. Previous artwork can be a source of inspiration for another artist and his/her artworks. Under this dialogue established by the artist, as well as interest of the past, there is also the desire to discover what has not been seen in it, to rethink what has been done before with a new perspective, and to create a new story from it. Some artists do this only because they have a great deal of pleasure from the loot of the past. The use of forms in the past and the deliberate implementation of them are frequently encountered especially in contemporary art. Sometimes an artwork distinctly and sometimes reminiscent level transfers a part of itself to another artwork. This kind of dialogue in art is not limited to artworks. This dialogue among the artworks also seen in different art branches. It is just like from painting to sculpture. Artfully crafted paintings using brushes and paints deliver itself sharp, hard lines and textured surface such as wood, stone, bronz casting, fiberglas, polyester; sometimes they deliver a new dimension in the sculpture with smooth surface and realistic apperance. In a sense, the soul of the painting passes the sculpture. The old one comes back to life again and waits to be remembered and recognized by the audience. In this research, it is examined how the relationship between the sculpture and the painting and how the creative process, dialogue through the paintings they have chosen as inspiration in the sculptures of the artists, and the aesthetic values in the image are transferred from the two dimensions to the three dimensions. This process has been tried to be explained by examples from the artworks of artists such as Ann Hirsch, Anthony Caro, Seward Johnson, Juan Muñoz, Rebecca Szeto, Julie Rrap, Yinka Shonibare and Robert Arneson. With questions and answers of the reasons why artists choose these artworks as a source of inspiration, how they interpret and exhibit them will help us to understand how the existing and reproduced artwork and the past reflected on the art of today.Öğe SANATTA NEON IŞIKLARI(2018) Girgin, Figen19.yy sonlarında keşfedilen neonu, 20.yy başlarında Fransız kimyager ve fizikçi Georges Claude neontüpleri olarak geliştirir. Başlangıçta reklam ya da tabela olarak kullanım alanına sahip olan neonışıkları –günümüzde hâlâ bu işlevini de sürdüren- 1930’larda László Moholy-Nagy’nın dikkatiniçeker ve sanatçı, fotoğraflarında neon ışıklarına yer verir. Böylelikle ışığın renk ile yarattığı soyuttitreşimi ile neon ışıkları, iki boyutlu yüzey üzerine aktarımı ile sanat alanına girer. Daha sonralarımekânın belli bir bölümünü ya da tamamını; yazı, renk veya sadece biçimi ile ele geçirir. Bazen birresme, fotoğrafa, heykele, objeye ya da mekânın genel formuna eşlik eder. Ya da bir heykelin dışçizgilerini oluşturur ve ona boyut kazandırır. Bazen ise renk ve ışıkla yazılan metin, konuşma veyazma edinimini başlatır, görme edinimini başka bir boyuta taşır. Bir mekânın duvarı, tavanı,zemininde ya da dışında, görüntünün yerine geçer ve izleyicinin onu hayal etmesine olanak sağlar.Bu fosforlu ışık, izleyiciyi etkisi altına alır. Parlaklığı çekicidir, cezbedicidir. Betimsel tarama modelliolan bu araştırmada; neon ışıkları ile çalışan bazı sanatçıların yapıtlarına yer verilmiştir. Bu yapıtlararacılığıyla: “Neon ışıkları bir yapıtın içeriğine nasıl katkı sağlar? Neon ışıkları ile form oluşturulabilirmi? Neon ışıkları bir yapıtın sadece malzemesi midir? Neon ışıkları sanatta nasıl kullanılır?”sorularına cevap aranmıştır.