Yazar "Giran, Safiye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cisplatin ototoksisitesinde askorbik asidin koruyucu etkisinin kobaylarda elektrofizyolojik testler ve ultrastrüktürel çalışma ile araştırılması(Trakya Üniversitesi, 2009) Giran, Safiye; Taş, AbdullahCisplatin kullanımına bağlı meydana gelen ototoksisitesinin önlenmesinde askorbik asidin olası koruyucu etkinliğinin elektrofizyolojik testler (Transient Evoked Otoakustik Emisyon ve İşitsel Beyinsapı Yanıtları) ve ultrastrüktürel (ışık ve elektron mikroskopik) olarak gösterilmesi amaçlanmıştır. Elektrofizyolojik testler sonucunda, normal işitme eşiği ve emisyon varlığı saptanan toplam 15 kobayın 30 kulağı çalışma kapsamına alındı ve randomize olarak 3 gruba ayrıldı. Bu üç grubun bir tanesi kontrol grubu (I. Grup), diğer ikisi (II. ve III. grup) çalışma grubu olarak planlandı. Çalışma grubundaki kobaylardan, II. gruptakilere günde tek doz, intraperitoneal olarak, III. gruptaki hayvanlara günde tek doz intraperitoneal olarak 8 gün süreyle, 1,5 mg/kg/gün cisplatin ve 300 mg/gün C vitamini verildi. İntraperitoneal ilaç uygulaması yapılan II. ve III. gruptaki 10 kobayın 20 kulağının elektrofizyolojik testleri tekrarlandı. İntraperitoneal ilaç uygulaması öncesi ve sonrası ölçümlerden elde edilen verilerin grup içi ve gruplar arası istatistiksel karşılaştırmaları yapıldı. Ölçümler sonunda ultrastrüktürel incelemeler (ışık ve elektron mikroskopi) için temporal kemikleri hazırlandı.Çalışma ve kontrol grupları arasında, ilaç uygulaması öncesi emisyon parametrelerinde (reprodüktibilite, response ve Signal/Noise oranı) ve işitsel beyinsapı yanıtlarında istatistiksel anlamlı fark bulunmadı. II. grupta (çalışma grubu) ilaç uygulaması öncesi ve sonrasında otoakustik emisyon parametrelerinde ve işitsel beyinsapı yanıtları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı saptandı (p<0.05). III. grupta (çalışma grubu) yer alan toplam 10 kobay kulağının ilaç uygulaması öncesi ve sonrasında reprodüktibilite, response değerleri karşılaştırıldığında, düşüş istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Signal/Noise oranları ve işitsel beyin sapı yanıtları ölçümleri değerlendirildiğinde ise ilaç uygulaması öncesi ve sonrası fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). II. ve III. çalışma gruplarında, tedavi sonrası emisyon parametreleri karşılaştırıldığında ise reprodüktibilite değerleri arasındaki fark, istatistiksel olarak anlamlı saptanırken, response değerleri, Signal/Noise oranları ve işitsel beyin sapı yanıtları eşikleri değerlendirildiğinde ise, II. gruptakilere göre daha az kötüleşme olmasına rağmen bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05).Çalışmamızın ışık ve elektron mikroskobisi bulgularında; kontrol grubunda normal koklear yapılar izlendi. II. çalışma grubunda ilaç uygulaması sonrası hem ışık hem de elektron mikroskobik görünümlerinde belirgin distrofik değişiklikler, organellerin hiperfonksiyonu ve aktivasyonu izlenmiştir. III. grupta ilaç uygulamaları sonrasında hem ışık hem de elektron mikroskobik olarak reseptör ve destek hücrelerinde belirgin distrofik değişiklikler saptanmadı.Sonuç olarak; cisplatin kullanımına bağlı gelişen ototoksisitenin önlenmesinde askorbik asit (C vitamini) kullanılmasının elektrofizyolojik ve ultrastrüktürel bulgular doğrultusunda koruyucu etkinliğinin olduğunu ileri sürebiliriz.Öğe Evaluation of Surgical and Histopathologic Results of Patients Operated for Parotid Gland Tumor(Aves Yayincilik, Ibrahim Kara, 2009) Tas, Abdullah; Giran, Safiye; Yagiz, Recep; Yalcin, Oemer; Koten, Muhsin; Adali, Mustafa Kemal; Karasalihoglu, AhmetObjectives: To investigate the patients with parotid tumors retrospectively and to evaluate the surgical procedure, histopathologic results, incidence, follow-up time and complications. Patients and Methods: The study included 56 patients (38 males, 18 females; mean age 52.7 years; range 7 to 86 years) who presented with a mass below or in front of the ear between January 2000 and May 2008. The data regarding patient age, sex, surgical procedure, postoperative histopathologic results and follow-up time were recorded. Results: One of the male patients underwent operation twice because of the bilateral parotid mass. According to the postoperative histopathologic results, 37 of the cases were benign (64.9%), and 20 of them were malign (35.1%). Pleomorphic adenoma (13 patients) and Whartin tumor (13 patients) incidence were similar. Partial superficial parotidectomy, superficial parotidectomy, and total parotidectomy were performed. In addition, some of the patients underwent neck dissection. The most frequent complication was transient facial nerve paresis. Conclusion: For the management of benign parotid gland tumors, superficial or partial superficial parotidectomy is a sufficient surgery. For malign tumors, superficial or total parotidectomy; in cases with neck masses, neck dissection; and in cases involving the facial nerve, facial nerve resection and reconstruction should be performed. According to the type of tumor, postoperative radiation therapy and chemotherapy should be performed as well.Öğe Larenks kanseri nedeniyle ameliyat olan hastaların psikolojik semptom dağılımının incelenmesi(2007) Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Uzun, Cem; Giran, Safiye; Taş, Memduha; Karasalihoğlu, Ahmet R.Amaç: Larenks kanseri nedeniyle parsiyel veya total larenjektomi uygulanan hastaların psikolojik semptomlerı incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Total (n=41) veya parsiyel (n=22) larenjektomi uygulanan 63 hasta çalışmaya alındı. Ayrıca, yaş, cinsiyet ve sosyokültürel durum bakımından olgularla benzer 20 sağlıklı bireyden kontrol grubu oluşturuldu. Hastaların ameliyat sonrası poliklinik takiplerinde, belirti tarama testi olan SCL-90 R (Symptom Check List-90 Revised) ile psikolojik semptomlarının dağılımları incelendi. Bulgular: SCL-90 R testi ameliyat sonrası ortalama 20.6 ayda (dağılım 10-86 ay) uygulandı. Total larenjektomili hastalarda kontrol grubuna göre, kişiler arası ilişkilerde duyarlılık, depresyon, öfke-düşmanlık, fobik anksiyete ve genel semptom düzeyi skorlarının anlamlı derecede daha yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Parsiyel larenjektomili hastaların skorları total larenjektomili hastalardan daha düşük, kontrol grubundan ise daha yüksek olmakla birlikte, kontrol grubu ile sadece öfke-düşmanlık semptomu bakımından anlamlı fark vardı (p<0.05). Sonuç: Total veya parsiyel larenjektomi uygulanan hastalara, cerrahiye bağlı psikososyal etkilerin en aza indirilmesi için psikolojik destek sağlanmalıdır.Öğe Parotis bezi tümörü nedeniyle ameliyat edilen olguların cerrahi ve histopatolojik sonuçlarının değerlendirilmesi(2009) Taş, Abdullah; Giran, Safiye; Yağız, Recep; Yalçın, Ömer; Koten, Muhsin; Adalı, Mustafa Kemal; Karasalihoğlu, AhmetAmaç: Parotis tümörü ile kliniğimize başvuran olguları retrospektif olarak incelemek; uygulanan cerrahi işlemleri, histopatolojik sonuçları, görülme oranlarını, takip sürelerini ve komplikasyonları değerlendirmek. Hastalar ve Yöntemler: Ocak 2000 ile Mayıs 2008 tarihleri arasında kulak önünde ve/veya kulak altında şişlik şikayeti ile başvuran 56 hasta (38 erkek, 18 kadın; ort. yaş 52.7; dağılım 7-86) çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, ameliyat şekli, ameliyat sonrası histopatolojik sonuçları ve takip süreleri kaydedildi. Bulgular: Bir erkek olgu iki taraflı lezyon nedeniyle iki kez ameliyat oldu. Ameliyat sonrası histopatoloji sonuçlarına göre olguların 37'si selim (%64.9), 20'si habis (%35.1) idi. Selim tümör olarak pleomorfik adenom (13 olgu) ve Whartin tümörü (13 olgu) eşit sayıda saptandı. Cerrahi yöntem olarak parsiyel yüzeyel parotidektomi, yüzeyel parotidektomi veya total parotidektomi uygulandı. Bu tedaviye ek olarak bazı olgularda boyun diseksiyonu uygulandı. En sık görülen komplikasyon geçici fasyal sinir parezisi idi. Sonuç: Parotis bezi tümörlerinin tedavisinde selim olanlarda yüzeyel veya parsiyel yüzeyel parotidektomi yeterli bir tedavidir. Habis tümörlerde ise yüzeyel, total parotidektomi uygulanmalı, boyun kitlesi olan olgulara boyun diseksiyonu, fasyal sinir tutulu olgularda ise fasyal sinir dallarının rezeksiyonları ve onarımları yapılmalıdır. Tümör tipine göre ameliyat sonrası radyoterapi ve kemoterapi tedaviye eklenmelidir.