Yazar "Erdoğan, Okan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aort diseksiyonlu olguya tanısal yaklaşım(2010) Aktöz, Meryem; Erdoğan, Okan; Tatlı, ErsanAort diseksiyonu tanı konulmadığında ölümcül seyreden ve acil tedavi gerektiren bir hastalıktır. Klinik olarak yüksek şüpheye sahip olan hastalara hızlı ve doğru bir şekilde tanı konulmalıdır. Tanısal yöntemlerin seçimi büyük oranda kurumda kullanılan tanı araçları ve bunlarla ilgili deneyim birikimine bağlıdır. Bu nedenle klinik şüphe devam ettiği sürece birden fazla görüntüleme teknikleri birlikte kullanarak doğru tanıya ulaşmak gerekir.Öğe Kalıcı kalp pili takılanlarda sağ ventrikül çıkış yolu ve apikal elektrod yerleşimlerinin elektrokardiyografik parametrelere etkileri(2004) Erdoğan, Okan; Altun, Armağan; Özbay, GültaçKalıcı kalp pili uygulamalarında apikal pacinge alternatif olarak seçilebilecek bir diğer elektrod yerleşim bölgesi sağ ventrikül çıkış yoludur (SVÇY). SVÇY pacingi apikal pacinge göre ventriküllerin doğal uyarısına benzer senkron aktivasyon sağlamakta ve potansiyel olarak avantajlı gözükmektedir. Son yıllarda biventrikül kalp pili uygulamalarının da esasını oluşturan ve hemodinamik katkıyla ilintili olduğu düşünülen pacing ile uyarılmış QRS süresinin mümkün olduğunca azaltılması fikri, SVÇY yerleşiminin apikale göre QRS ve diğer elektrokardiyografik parametreleri nasıl etkileyeceği sorusunu akla getirmiştir. Bu amaç ışığında planladığımız prospektif araştırmamızda kliniğimizde SVÇY' na kalıcı kalp pili uygulaması yaptığımız 16 hastayı değerlendirdik. Bu 16 hastanın onbirinde işlem esnasında apikal ve SVÇY pacing ile elde edilen EKG kayıtlarından bu iki uygulama yerinden ölçülen QRS, QTc, JTc, TTc, QTd, JTd ve TTd süreleri ortalamaları karşılaştırıldı. Ortalama uyarılmış QRS süresi SVÇY pozisyonunda apikale oranla anlamlı düzeyde azaldı (127 ± 26 vs 155 ± 21, p=0.004 ). Buna karşın QTc, JTc ve TTc süreleri SVÇY pozisyonunda apikale göre uzarken, bunlardan yalnız JTc süresindeki uzama istatistiksel anlamlığa ulaştı (p=0.01). Diğer parametrelerde anlamlı değişiklik gözlenmedi. SVÇY uygulaması yaptığımız 16 hastada işlem esnasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Sonuçta, SVÇY pacing uygulaması kolay uygulanabilen ve emin bir yöntemdir. Septal ileti yollarına yakınlığı nedeniyle senkronize aktivasyon oluşturarak, potansiyel avantajlar sağlayabilir. Apikal pacinge oranla QRS süresini anlamlı olarak azaltmaktadır.Öğe Kalıcı kalp pili uygulamasında alternatif uyarılma yeri: Sağ ventrikül çıkış yolu(2007) Erdoğan, OkanKalıcı kalp pilinde elektrod yerleşimi için seçilen noktanın sağ ventrikül apeksi olması, elektrodun kolayca yerleştirilebilmesi ve yerinden oynamasının zorluğu gibi faktörlerdir. Apikal pacing, gerçekte yukarıdan aşağıya olan normal uyarı ekseninin aksine aşağıdan yukarıya doğru aktivasyon sağlayarak, ventrikülleri fizyolojik olmayan bir yolla uyarmaktadır. Apikal pacing’in fizyolojik olmamasından dolayı, senkronize ve fizyolojik uyarı sağlama gayesiyle sağ ventrikül çıkış yolu son yıllarda araştırılan ve tercih edilen nokta haline gelmiştir. Septal ileti yollarına yakın bu uygulamayla ventriküllerin normal uyarıda olduğu gibi daha senkron kasılacağı, kalp debisini artıracağı, apikal pacing ile bozulduğu saptanan mikrovasküler dolaşım yatağındaki dengesizliğin düzeleceği iddia edilmektedir. Ayrıca, koroner sinüse sol ventrikül elektrodu herhangi bir sebeple yerleştirilemeyen, resenkronizasyon işlemi uygulanacak kalp yetersizliği olan hastalarda, tek başına ya da bifokal alternatif uygulama olarak önerilmektedir. Bu derlemede son zamanlarda çok sık tartışılan bu uygulama ile ilgili kişisel deneyim ve yurt dışı literatür bilgisi aktarılması hedeflenmiştir.Öğe Perikardiyal tamponad kliniği ile gelen tip A aort diseksiyon olgusuna acil yaklaşım(2007) Ordulu, Emine; Erdoğan, OkanAltmış sekiz yaşındaki erkek hasta ani başlayan göğüs ve sırt ağrısını takiben gelişen, geçici bilinç kaybı ile acil polikliniğimize başvurdu. Fizik bakıda baş ve boyun bölgesinde belirgin siyanoz, boyun ven distansiyonu bulunan hastanın ekokardiyografisinde kalp boşlukları çevresinde yoğun içerikli sıvı görüldü. Kontrastlı torakoabdominal bilgisayarlı tomografide diseksiyon lehine bulgu saptanamadı. Perikardiyal tüp drenajı ile 650 cc sıvı boşaltılan hastanın klinik durumu belirgin olarak düzeldi. Tekrarlanan ekokardiyografide çıkan aortta, kapak seviyesinden 2 cm proksimalde başlayan hipodens alanın ayırdığı çift kontur görünümü saptandı. Hasta ameliyata alındı, çıkan aorta kapak seviyesinden 2 cm proksimalden itibaren 6 cm'lik segment boyunca Dacron greft yerleştirildi ve şifa ile taburcu edildi.Öğe Yapılarda giydirme cephe sistemleri ve performans kriterleri(Trakya Üniversitesi, 1999) Erdoğan, Okan; Dilmaç, ŞükranÖZET Bina cephelerinde uygulanan geleneksel dış kabuk sistemleri, yapının taşıyıcı sistemine getirdiği yük nedeniyle yüksek yapıların cephelerinde yetersiz kalmıştır. Bu nedenle yüksek bina cephelerinde daha hafif malzemelere ihtiyaç duyulmuştur. Metal ve cam gibi hafif elemanlardan oluşan metal çerçeveli giydirme cepheler yüksek bina cephelerinde tercih edilmiştir. Bundan dolayı yüksek binaların cephelerinde uygulanan metal çerçeveli giydirme cephelerin tanımı, gelişimi, türleri, sistemde kullanılan ana malzemelerin tanıtılması, sistemin performans kriterleri ile uygulamalarda dikkat edilmesi gereken hususlar bu tezin ana konularını oluşturmaktadır. Çalışmanın giriş bölümünde, tezin konusu, amacı ve kapsamı hakkındaki bilgiler aktarılmıştır. İkinci bölümde, giydirme cephe sistemlerin tanımı, gelişimi, prekast betonarme ve metal çerçeveli giydirme cepheler ve bu iki sistemin avantaj ve dezavantajları yer almaktadır. Tezin üçüncü bölümünde ise giydirme cephelerde kullanılan cam çeşitleri, alüminyum, ankraj ve tespit elemanları, cam fitilleri ile dolgu malzemelerin yer aldığı metal çerçeveli giydirme cephelerde kullanılan ana malzemeler incelenmiştir.Dördüncü bölümde, metal çerçeveli giydirme cephelerde, taşıyıcı sistem, genleşme, ısı yalıtımı ve kondensasyon, yangın korunumu, temizlik gibi konuların yer aldığı performans kriterleri sunulmuştur. Beşinci bölümde, metal çerçeveli giydirme cephelerde performans kriterlerini sağlayan sistemler anlatılmıştır. Altıncı bölümde ise metal çerçeveli giydirme cephe uygulamaları şantiye şartlarında incelenmiş ve montaj akış sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar aktarılmış, gözlem yapılan şantiyelerdeki uygulama hataları, detay ve resimler ile sunulmuştur. Sonuç ve önerilerde, tezi oluşturan bölümlerden ortaya çıkan sonuçlar yer almaktadır.