Yazar "Dursun, Nigara" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Rektum kanserlerinde neoadjuvan ve adjuvan tedavinin anastomoz kaçakları ve morbidite üzerine etkisinin karşılaştırılması(Trakya Üniversitesi, 2020) Dursun, Nigara; Coşkun, İrfanRektum kanseri tanısıyla ameliyat edilen hastalarda, neoadjuvan ve adjuvan tedavinin anastamoz kaçakları ve mortalite üzerine etkilerini araştırmayı amaçladık. Çalışmaya 2010-2019 yılları arasında 18 yaşından büyük ve rektum kanseri tanısı almış ve kliniğimizde cerrahi operasyon geçiren, radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji klinikleri tarafından adjuvan ve neoadjuvan tedavi uygulanan hastalar dahil edildi. Abdominopelvik rezeksiyon yapılan hastalar ve acil ameliyat edilen hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Sadece taburculuğa kadar ortaya çıkan anastomoz kaçakları çalışmaya dahil edildi. Hasta verilerine merkezi arşivden ve onkoloji kliniklerinin arşivlerinden ulaşıldı. Çalışmaya katılan hastaların demografik verileri, tümör evrelemesi, metastaz durumu, organ ve lenf nodu tutulumları, cerrahi tipi, aldıkları adjuvan ve neoadjuvan tedaviler, anastomoz kaçağı varlığı, mortalitesi ve serum karsinoembriyonik antijen düzeyleri hasta dosyalarından kayıt edildi. Çalışmaya 179'u (%56,1) erken, 140'ı (%43,9) kadın 319 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 58,6±13,21 yıl idi. Çalışmaya dahil edilen hastaların % 48,6'sının (n=155) adjuvan, %51,4'ünün (n=164) ise neoadjuvan tedavi aldığı saptandı. Hastaların %89,3'ünün (n=285) aldığı, %86,8'inin (n=277) i aldığı, %76,1'inin (n=243) ise hem radyoterapi hem de kemoterapi aldığı bulundu. Çalışmaya katılan hastaların %23,5'inde (n=75) anastomoz kaçağı tespit edildi. Adjuvan ve neoadjuvan tedavi alan hastalar arasında anastomoz kaçağı sıklığı açısından fark görülmedi (p=0,758). Radyoterapi ve kemoterapinin anastomoz kaçağı üzerine etkisi olup olmadığını araştırmak için neoadjuvan tedavi alan 164 hastamız içinde ve adjuvan tedavi alan 155 hastamız içinde radyoterapi ve kemoterapi alan hastalar ile bunlardan birini alan hastalar arasında anastomoz kaçağı gelişimi açısından fark olup olmadığı araştırılmıştır ve fark bulunmamıştır (sırasıyla p=0,827 ve p=0,1). Anastomoz kaçağı olan hastalarda mortalitenin artmadığı görüldü. N2 lenf nodu tutulumu olan hastalarda Anastomoz kaçağı daha sık görüldü (p=0,021). Anastomoz kaçağı görülen hastalar daha zayıftı (75,33±13,44 vs. 71,88±14,23 kg, p=0,042). Preoperatif serum karsinoembriyonik antijen düzeyi >10 ng/ml olan hastalarda mortalite daha yüksekti (p=0,045). Serum karsinoembriyonik antijen düzeylerinin postoperatif dönemde anlamlı düzeyde düştüğü görüldü (p<0,001). Neoadjuvan ve adjuvan tedavi alan hastalar arasında anastomoz kaçağı gelişimi açısından fark bulunmamaktadır. Neoadjuvan ve adjuvan olarak radyoterapi ve kemoterapiden herhangi birinin kullanımı ve her iki tedavinin birlikte kullanımı anastomoz kaçağı riskini artırmamaktadır. Anastomoz kaçağı olan hastalarda mortalite artmamaktadır. Daha iyi lokal kontrol, genel sağkalım ve sfinkter fonksiyonu koruma oranları nedeniyle rektum kanseri tedavisinde bu tedavilerden vazgeçilmemelidir. Anahtar kelimeler: Rektum kanseri, radyoterapi, kemoterapi, anastamoz kaçağı