Yazar "Cura, Tayfun" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Mide kanserli 69 olgunun analizi(1996) Dökmeci, Gülbin; Ulusoy, Ertan; Özdemir, Sedat; Şeker, Vehbi; Bilgi, Selçuk; Cura, TayfunEdirne yöresindeki 69 mide kanserli (MK) olgu kli-nikopatolojik özelliklerini belirlemek amacıyla retros¬pektif olarak değerlendirildi. E/K oranı 21, ortalama yaş 60,9 yıldır. Olguların %45'i 7. dekadda, %84'ü 50 yaşın üzerindedir. "Stump" kanseri oranı %2,89'dur. Ağrı ve kilo kaybı en sık yakınma olup yakınmaların or¬tanca devam süresi 2.5 (0.1-24) aydır. Olguların %58'inde korpus, %29'unda antrum, %26'sındakardiya tutulumu mevcuttur. Borrman tip I %&2, tip IV %29 oranındadır. Lauren sınıflamasına göre %50'si diffüz, %36'sı intestinal, %14'ü karışık tiptir. Ming sınıflama¬sına göre %73'ü infiltratif, %27'si "expanding" tiptir. Histopatolojik tipler arasında yaş farkı yoktur. E[K oranları diffüz tipte 1,3; infiltratif tipte 1,7; intestinal tipte 5,6 ve "expanding" tipte 6,5'tir. Borrman tip I in¬testinal ve "expanding" tiplerde daha sıktır. TNM sınıf¬lamasına göre evre II %5, evre III %27, evre IV %68 ora¬nındadır. Evre ile yaş, cinsiyet, yakınma süresi, tümö¬rün yeri makroskopik ve mikroskopik tipler arasında ilişki saptanmamıştır. Sonuç olarak, korpus MK'nin en sık yerleşim yeridir. Kardiya kanserleri ve Lauren in diffüz tipi önceki 6 yıllık döneme göre artmıştır.Öğe Renal parankimal hastalıkta vezikoüreteral reflü araştırması(Trakya Üniversitesi, 1997) Cura, Tayfun; Şen, SaniyeSONUÇ - ÖZET Temmuz 1996 - temmuz 1997 arasında, Trakya Üniversitesi Nefroloji Kliniğine başvuran renal parankimal ve/veya fonksiyonel bozukluğu olan hastalar incelemeye alınarak, etyolojik dağılımı araştırılmıştır.Ayrıntılı anamnez, laboratuvar ve radyolojik incelemelerle tanısal değerlendirme yapılmıştır.Ön tanısal dağılımı yapılan hastalarda ileri teknolojik incelemelerden yararlanılarak, RN araştırılmıştır.Reflü araştırmasının invaziv olması nedeniyle, nefropatiye yolaçabilen hastalığı olanlar dışındaki, 121 hastada reflü araştırılmıştır. Çalışmamızda, ön tanısal değerlendirmede 121 hastanın 2' inde VUR belirlendiği halde, yapılan özel reflü araştırmaları sonucu bu sayının 25 'e yükseldiğini gözledik.Renal parankimal hastalık etyolojik sıralamasında, 3. sırayı RN'nin alması önemliydi. Bunların 5'inde reflüye yol açabileceği bilinen BPH, l'inde prostat Ca, l'inde mesane Ca saptanması oldukça ilginçti. Diğer 18 hastada VUR saptandı.Bu hastaların 17'sinde primer VUR'a yol açan VUK yetersizliği, l'inde konjenital posterior üretra darlığı saptandı. İlginç olan ayrıntılı anamnez alındığında, çoğunun erken çocukluk döneminde değişik şekilde ve öncelikle VUR düşündürebilecek anamnezleri veriyor olmasıydı. Erken tanı konması durumunda, alınacak medikal ve cerrahi önlemlerle, nefropatinin önlenebileceği veya geciktirilebileceği gerçeği ile, ülkemizde VUR ve RN'nin yüksek olabileceğine ve etyolojik araştırmada mutlaka hatırlanması gerektiğine ilgi çekmek istedik. Ülkemizde ilk kez yetişkinde yapılan çalışmamızda, VUR'nün bu denli yüksek oluşu, çocukluk çağındaki VUR' un daha da önemli olduğunu düşündürmüştür. Vezikoüreteral reflünün saptanması için ilk koşul, üriner ve renal yakınma ile başvuran hastalarda, bulguların dikkatli incelenmesi ve değerlendirilmesidir.Özellikle aydınlatılamayan bulgu ve belirtilerde, öncelikle VUR'nün akla getirilmesi ve hastaların bu yönde incelenmesi durumunda, erken tanının konması sağlanacaktır. VUR' nün erken tanısı, RN'nin önlenmesini, en azından oluşmasının gecikmesini sağlayacaktır.Bunun içinde erken evrede, özellikle yenidoğan ve çocukluk döneminde, VUR'nün saptanması önemlidir. 49