Yazar "Canda, Tunç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of raloxifene co-administration on bone histomorphometric change in rats treated with GnRHa(2005) Yılmaz, Osman; Yüce, M. Ali; Güçer, Fatih; Canda, Tunç; Kaplan, Balkanlı Petek; Bağrıyanık, H. AlperObjective: This study was carried out to show the changes in bone structure by histomorphometric analysis in rats administered GnRHa and to evaluate the effectiveness of raloxifene to revert bone changes related to analog administration. Study Design: Three months of female rats were divided into three groups. Group 2 and 3 were subcutaneously administered of leuprolin acetate, while group 1 was administered saline solution every 4 weeks. GnRHa therapy lasted 16 weeks, and raloxifene, as an add-back agent, were given at 8 weeks of treatment in group 3, meanwhile other groups were administered oral saline solution. At the end of the forth month, right tibia bone histomorphometric analysis were done in the three groups. Results: Bone histomorphometric examination showed that GnRHa administration decreased bone volume (20.8±7.3% vs. 17.3±3%), trabecular thickness (55±4 mm vs. 49.4±10.7 mm) and cortical thickness (290.6±26 mm vs. 261.9±35.6 mm). Concurrent treatment with raloxifene attenuated all of the changes in bone histomorphometric parameters found in GnRHa-treated rats. Administration of raloxifene also reduced bone turnover despite the significantly increasing bone volume and osteoblast surface compared with GnRHa-alone treatment (29.5±5.9% vs. 17.3±3%, 6.7±1.2% vs. 4.2±1%, P<0.01, respectively). Conclusion: These results imply that during long-term GnRHa treatment concurrent administration of raloxifene might be useful for protection of both trabecular and cortical bone loss.Öğe Massive intraabdominal hemorrhage dependent on ruptured corpus luteum masquerading as an ovarian mass in a patient receiving anticoagulant therapy and importance of the ovulation suppression(2002) Küçük, Mustafa; Okman, Kılıç Tülay; Aydın, Tahsin; Canda, TunçAntikoagülan tedavi kullanımına bağlı olarak oluşan yaygın intraperitoneal kanama nadir rastlanan bir durumdur; ancak tanıdaki gecikmeden dolayı mortaliye neden olabilir. Ayrıca bu durum over kanserini taklid edebilir. Bu olgu bize abdominal ağrı ve pelvik kitle saptanan üreme çağındaki kadınlarda ovarian kanama ya da hematom düşüncesinin de gözönünde tutulması gerektiğini göstermiştir.Öğe Normoglisemik gestasyonel diabetes mellitus'lu gebelerde perinatal sonuçlar(2003) Varol, Füsun G.; Vatansever, Ülfet; Duran, Rıdvan; Canda, Tunç; Sayın, N. CenkAmaç: Gestasyonel diabetes mellitus (GDM) tanısı almış gebelerde uygun kan glikoz düzeylerinin perinatal sonuçlar üzerine etkisinin araştırılması. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Edirne. Materyal ve Metod: Antenatal kliniğimize takibe gelen 24-28 haftalar arası gebelere l saat/50 gr. oral glikoz tarama testi yapıldı. Kan 1. saat glikoz değeri >140 mg/dl olanlara 3 saatlik oral glikoz tolerans testi (OGTT) uygulanarak bu testte 2 ve üzeri yüksek değeri bulunan gebelere GDM tanısı konuldu. GDM'li hastalar (n= 64) çalışma grubunu oluşturdu ve bu hastalar doğuma kadar takip edildiler. Aynı dönemde doğum yapan ve düşük riskli sağlıklı gebeler ise kontrol grubunu (n= 122) oluşturdu. GDM grubundaki tüm hastalara önce diyet düzenlendi ve uygun kan glikoz düzeyleri sağlanamayan hastalara insulin tedavisi eklendi. Bu iki grubun perinatal sonuçları karşılaştırıldı. Bulgular: GDM'li hastaların 7 tanesinde diyete ek olarak insulin tedavisi ihtiyacı ortaya çıktı (%10,9). Doğum haftası GDM grubunda sağlıklı gebelere göre farklı olmasına rağmen, her iki grubun doğum ağırlığı, boy ve baş çevreleri benzer bulundu. GDM'li hastalarımızda kontrollere göre preterm eylem ve doğum, prematüre membran rüptürü (PROM) ve gestasyonel hipertansiyon gelişimi anlamlı biçimde yüksek saptandı. Makrozomi ve neonatal mortalite oranlarında iki grup arasında fark izlenmedi. Sonuç: GDM'li hastalarda uygun kan glikoz düzeylerinin sağlanması ile perinatal sonuçlar üzerine olumlu etkiler temin edilebilirse de preterm eylem, PROM ve gestasyonel hipertansiyon oranında azalma gözlenmemiştir.