Yazar "Başmergen, Tuğhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Transüretral rezeksiyon operasyonları sonrası kognitif fonksiyonların değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Başmergen, Tuğhan; Günday, IşılBenign prostat hiperplazisi ilerleyen yaşla birlikte hem prostatik üretra düz kasında hem de prostat bezi dokusunda hiperplaziyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Benign prostat hiperplazisi nedeniyle mesane çıkış obstrüksiyonu olan hastalarda, prostatın transüretral rezeksiyonu %85-90 başarı oranı ile tedavide altın standarttır. Transüretral rezeksiyon operasyonunda iyi bir görüş sağlamak, rezeke dokuyu ve kanı almak, operasyon alanını genişletmek için mesane ile prostatik üretrada devamlı bir sıvı akımı (irrigasyon) gerekmektedir. Transüretral rezeksiyon operasyonu yapılan her hastada bir miktar irrigasyon sıvısı absorbe olmaktadır ve hastaların % 10'undan azında transüretral rezeksiyon sendromu görülmektedir. Çalışmamızda spinal anestezi uygulanarak transüretral rezeksiyon operasyonu yapılan olgularda, transüretral rezeksiyon sendromunun erken belirtilerinin huzursuzluk ve konfüzyon gibi mental durumla ilgili semptomlar olması düşüncesinden yola çıkarak, kognitif fonksiyonların operasyon süresi, absorbe edilen irrigasyon sıvısı miktarı ve serum sodyum değeri ile ilişkisini araştırdık. Çalışmamız Etik Kurulu onayı ve olguların izinleri alındıktan sonra Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı'nda yapıldı. Spinal anestezi uygulanarak transüretral rezeksiyon operasyonu yapılan, American Society of Anesthesiologists risk sınıflaması II-III-IV grubunda olan, yaşları 43 ile 80 arasında değişen toplam 50 olgu çalışma kapsamına alındı. 50 olgu, operasyon süresi 30-60 dakika olan grup (Grup I) ve operasyon süresi 60 dakikadan fazla olan grup (Grup II) olarak 25'er kişilik iki gruba ayrıldı. Operasyon süresi olarak, sistoskopun mesaneye girişi ile cerrahi girişimin tamamlanmasına kadar olan zaman kabul edildi. Asepsi antisepsi kurallarına uyularak, oturur pozisyonda L4-L5 spinöz aralığından 25 G Qincke iğne ile subaraknoid aralığa girildi. Serbest beyin omurilik sıvısı akışı görüldükten sonra 3 ml (15 mg) %0,5 hiperbarik bupivakain (Marcaine®) ile spinal anestezi uygulandı. İşlemin tamamlanmasından sonra hastalara baş yukarıda olacak şekilde litotomi pozisyonu verildi. Hastaların anestezi düzeyi Pin-prick testi ile değerlendirildi. Tüm olguların preoperatif, intraoperatif ve postoperatif sistolik, diastolik arter basınçları, kalp tepe atımları, periferik oksijen satürasyonları kaydedildi. Tüm olguların operasyon süresi, operasyon sırasında verilen kristaloid sıvı miktarı ve kullanılan irrigasyon sıvısı miktarı kaydedildi. Her olgu için absorbe edilen irrigasyon sıvısı miktarı hesaplandı ve kaydedildi. Olgular operasyon bitiminde derlenme odasına alınarak bir saat izlendi ve kan alınarak serum sodyum değeri bakıldı ve kaydedildi. Olgulara operasyondan 24 saat önce ve operasyondan sonra 1. saat, 6. saat ve 24. saatte mini mental test uygulandı ve puanları kaydedildi. Gruplar arasında kullanılan irrigasyon sıvısı miktarı, absorbe edilen irrigasyon sıvısı miktarı ve operasyon sonrası serum sodyum değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Kognitif fonksiyonlar açısından gruplar arasında istatistiksel fark görülmemiştir. İki grupta da absorbe edilen irrigasyon sıvısı miktarı ve operasyon sonrası serum sodyum değerlerinin, transüretral rezeksiyon sendromuna neden olabilecek değerlerin uzağında olmasının bu durumu açıklayacağını düşünmekteyiz. Sonuç olarak; spinal anestezinin transüretral rezeksiyon operasyonlarında öncelikle tercih edilmesi ve özellikle operasyon süresinin uzun olması durumunda, transüretral rezeksiyon sendromu belirtilerinin erken fark edilebilmesi için mental durum takibi yapılması ve operasyon sonrası serum sodyum değerinin bakılması gerektiğini düşünmekteyiz.