Yazar "Baş, Sedat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 175 yüz kırıklı hastanın retrospektif incelenmesi(2004) Aygıt, A. Cemal; Top, Hüsamettin; Baş, SedatYüz, vücudun travmalara açık kozmetik açıdan en önemli bölgesidir. Bu çalışmanın amacı; kliniğimizde tedavi edilen yüz kırıklarının etyolojilerini, hastaların yaş gruplarını, mevsimsel oluş zamanlarını, fraktürlokalizasyonlarını, uygulanan tedavi yöntemlerini analiz etmek ve sonuçlarını sunmaktır. Kliniğimize Ocak 1997 ile Aralık 2001 "tarihleri arasında başvuran toplam 175 yüz kırıklı hasta retrospektif olarak incelendi. Sunduğumuz seride en genç hasta 4 yaşında, en yaşlı hasta 78 yaşında idi. Erkek:kadın oranı 4:1 olarak tespit edildi. Hastaların 79'unda etyoloji trafik kazalarıydı. En çok kırılan kemik mandibula idi. Yaz aylarında, tatil günlerinde ve geceleri yüz kırıklarında artış olduğu gözlendi. Yüz kozmetik açıdan önemli bir anatomik vücut bölgesidir. Fasiyal kırıkların tanı ve tedavisinin yanısıra neden olan etyolojilerin önlenmeside önemlidir.Öğe Lokal nörovasküler ada flebi ile pulpa rekonstrüksiyonu(2003) Özbey, Baykurt; Baş, Sedat; Aygıt, A. Cemal; Afşar, YakupParmak ucu yaralanmaları rekonstrüksiyonunda amaç uzunluğu ve duyu hissini korumak, eklem kontraktürlerini önlemek ve estetik deformiteyi en aza indirmektir. Parmak travmalarında sık rastladığımız pulpa kayıplarında değişik rekonstrüksiyon seçenekleri tarif edilmiştir. Bu seçenekler arasında deri greftleri, lokal ilerletme flepleri, uzak flepler, heterodigital nörovasküler adaflebi, homodigital nörovasküler flepler, ayak başparmak pulpası free flebi yer almaktadır. Bu çalışmada tek seanslı bir ameliyat ile yaralanan parmağın uzunluğu ve tırnak yapısını koruma, açığa çıkmış falanksı örtme ve yeni pulpaya his kazandırmanın yanı sıra, uzun süre immobilizasyon uygulamadan iyileşmenin sağlanması amaçlanmaktadır. Yaralanan parmağın lateral ve dorsal kısımları sağlam kalmışsa, hazırlanacak bir nörovasküler ada flebi ile, geniş pulpa kayıplarının rekonstrüksiyonu yapılabilir. Bu çalışmaya akut travmaya bağlı zon I seviyesini aşan pulpa kaybı olan ve lokal nörovasküler adaflebi ile rekonstrüksiyon yaptığımız yaşları 2-49 arasında değişen (ortalama yaş 18.2), 7 erkek, 2 kadın hasta alındı. Hastalar 6-18 ay (ortalama 13.4 ay) takip edildi. Yapılan değerlendirmelerde pulpanın dolgunluğu, parmağın uzunluğu, falankslar arası eklem hareketleri olağan bulundu. Ağrı 2 hastada ve hipersensitivite l hastada saptandı. İki nokta ayrımı ortalama 6.5 mm saptandı. Bu teknik geniş pulpa kayıplarında yeterli doku ve duyu sağlamasının yanı sıra uzun süreli immobilizasyon gerektirmeden tek seansta uygulanabilir.Öğe Septorinoplastide tespitsiz ekstrakorporeal septoplasti(2005) Aygıt, A. Cemal; Benlier, Erol; Top, Hüsamettin; Baş, SedatAğır septum deviyasyonu olan olgularda septum kııkırdağının burun dışına alınıp şekillendirildiğı ve geri iade edildiği yöntem, ekstrakorporeal septoplasti olarak bilinir deforme septal kıkırdağın düzeltiminde var olan dörtgen şeklin ve boyutlarının korunması şartıyla, kıkırdağın yerine iade edilmesi sırasında, sabit arka ve alt kemik yapılara dayandırılmasının tespitin gerekliliğini kaldıracağı ve doğal bir şekillenme olacağı düşüncesiyle bu çalışmayı planladık. Kliniğimizde Ocak-1997 ile Kasım-2003 yılları arasında, eksternal nasal deformitesi gözlenen septumu çeşitli ağırlıklarda deviye 46 olguya kapalı ve açık yöntemle ekstrakorporeal septoplasti yapıldı. Olguların 32 'si kadın 14 'ü erkekti. Olguların yaşları 16 ile 40 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 27 olarak saptandı. Rutin rinoplasti işlemleri tüm hastalara uygulandı. Hastaların ameliyat sonrası takiplerinde, mukozal fleplerde ödem her zaman mevcut olmasına karşın hematom saptanmadı. Septal perforasyon ve abse formasyonu hiçbir hastada gözlenmedi. Tüm hastalarda hava yolu açıklığı sağlandı. Minimal burun sırlı düzensizliği saptanan bir olgu lokal anestezi altında eksize edilerek düzeltildi. İki olguda hafif septal deviyasyon saptandı, ancak müdahale gerektirmedi. Takip süresi en kısa 6 ay, en uzun 7 yıldı. Ortalama takip süresi 3 yıldı. Kemik septum eksizyonu gerekmeyen ağır septum deformitesi olgularında, boyutları korunan septum kıkırdağının yerine iadesi sırasında tespit yapılmamasının, sonucu olumsuz yönde etkilemediği ve doğal bir görünüm elde edilebileceği sonucuna vardık.Öğe Vasküler indüksiyon tekniği ile biyoaktif cam prefabrikasyonu Bioactive glass prefabrication with vascular induction technique(2007) Baş, Sedat; Top, HüsamettinTravma veya cerrahi sonrası hasara uğramış doku ve organların yerini almak üzere otojen doku en iyi implantasyon materyali olarak kabul edilmektedir. Vaskülarize veya konvansiyonel kemik grefti gibi otojen dokuların yetersizliği ve uygunsuzluğu yanında donör saha morbiditesi ağrı, alıcı alanda kemik rezorbsiyonu, ameliyat süresinin uzaması, ek ameliyat gerektirmesi gibi dezavantajları nedeniyle günümüzde alloplastik materyallerin kullanımı artmıştır. Kemik yedeği olarak kullanılabilecek, ona komşu kemiğin içine ilerlemesine izin verecek ve hatta yavaş yavaş materyalin kendisi rezorbe olarak yerini yeni kemik dokuya bırakabilecek materyaller geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmıştır. Vücutta kemik yerine geçebilecek alloplastik materyallerden biri de biyoaktif camdır. Biyoaktif cam ile prefabrikasyon yöntemlerinden biri olan vasküler indüksiyon tekniğini kullanarak kemik yerine kullanılabilecek vasküler bir doku oluşturulabilir. Çalışmada 24 adet erişkin tavşan (New Zealand) kullanıldı. Kobalt-krom kullanarak her iki tarafında küçük delikleri olan silindir şeklinde kalıplar yapıldı. Deney hayvanları 2 gruba ayrıldı. Kalıpların içine Grup 1'de Biyocam, Grup 2'de Biyocam + otojen kemik parçaları karışımı yerleştirildi. İnferior yüzeyel epigastrik arter ve ven kullanılarak prefabrike edildi. Her iki grup, 4 altgruba ayrıldı. Grup 1a ve Grup 2a'ya 4 hafta, Grup1b ve Grup 2b'ye 8 hafta, Grup 1c ve Grup 2c'ye 12 hafta, Grup 1d ve Grup 2d'ye 16 hafta sonunda kemik sintigrafisi, mikroanjiografik ve histolojik incelemeler yapıldı. Her iki grubta makroskobik olarak materyelin, kalıbın şeklini aldığı ve şeklini koruyabildiği ve deformasyona karşı dayanıklı olduğu görüldü. Kemik sintigrafisinde prefabrike edilen materyallerin viabil olduğu ve deney grupları arasında kemik canlılığı açısından bir fark olmadığı görüldü. Histolojik olarak biyocam ve otojen kemik grubunda daha erken başlamak üzere her iki grupta kemikleşmenin olduğunu, 12 ve 16. haftalarda kemikleşmenin artarak devam ettiğini gözledik. 4. haftadaki incelemede neovaskülarizasyon başlamıştı ve iki grup arasında fark yoktu. 4. haftada sayısı ve matürasyonu nispeten az olan kapiller kesitlerin, 8. haftanın sonunda sayısında ve matürasyonunda artış olduğu görüldü. Hiçbir grupta volüm kaybına rastlamadık. Bu çalışmada biyocamın kemikleşebildiği ve prefabrike olabildiği gösterilmiştir. Vasküler indüksiyon tekniği ile vaskülarize edilmiş biyocamın kemik doku rekonstrüksiyonunda kullanılabileceği bundan sonra yapılacak deneysel modeller ile çalışılmalıdır. Anahtar kelimler: Biyocam, biyoaktif cam, kemikleşme, vasküler indüksiyon, prefabrikasyon.