Yazar "Büyükkoyuncu, Nilüfer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İdyopatik intrakranyal hipertansiyon: Klinik, laboratuvar özellikleri ve prognoz(2006) Büyükkoyuncu, Nilüfer; Balcı, Kemal; Asil, TalipAmaç: Bu çalışmada idyopatik intrakranyal hipertansiyon (İİH) olgularının klinik semptom ve bulguları, demografik özellikleri ve prognozları araştırıldı. Hastalar ve Yöntemler: Modifiye Dandy kriterlerine göre idyopatik intrakranyal hipertansiyon tanısı almış, on yıllık bir süredir izlenen 21 hasta (18 kadın, 3 erkek; ort. yaş 34.9; dağılım 16-50) çalışmaya alındı. Bütün hastaların başvuru yakınmaları, tıbbi öyküleri, hemogram, biyokimya ve görüntüleme incelemeleri, göz dibi bakıları kaydedilerek değerlendirildi. Bulgular: En sık gözlenen yakınma baş ağrısıydı (%85.7), bunu vizüel semptomlar (%47.6), tinnitus (%19.0) ve bulantı- kusma (%38.1) izliyordu. Hastaların 15'inde (%71.4) papilla ödemi, dördünde (%19.0) optik diskte nazal veya temporal siliklik saptandı, kalan iki hastada (%9.5) fundus muayenesi normaldi. Sekiz hastada (%38.1) beyin ödemi saptandı. Görsel uyandırılmış potansiyel kaydı yapılan 16 hastanı n dördünde (%25) P100 latansında uzama gözlendi. Ortalama sekiz aylık takip süresinin sonunda hastaların baş ağrısı ve vizüel semptomlarında belirgin düzelme oldu. Sonuç: Sonuç olarak, İİH genellikle benign karakterli bir tablodur ancak nadiren kalıcı görme kaybına da neden olabilir. Bu nedenle baş ağrısı, görme ve işitme bozukluğu yakınmalarıyla başvuran genç, kilolu kadın hastalarda İİH tanısı da akılda bulundurulmalıdır.Öğe Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda kognitif fonksiyonların değerlendirilmesi(2008) Büyükkoyuncu, Nilüfer; Turgut, NildaKOAH gelişimi ile ilgili homosistein düzeyleri ve total antioksidan kapasite arasındaki ilişki , kognitif bozukluk ile homosistein düzeyleri ve total antioksidan kapasite arasındaki ilişki bilinmektedir.Çalışmamızda kronik obstruktif akciğer hastalığı bulunan hastalarda kognitif fonksiyonların değerlendirilmesi ve kognitif fonksiyonlarla homosistein ve total antioksidan kapasite rasındaki ilişkinin gösterilmesi amaçlanmıştır.Çalışmaya akut atağı olan 28,satbil durumda olan 28 kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan olgu alındı.25 sigara içmeyen sağlıklı olgu ile kontrol grubu kuruldu.Hasta ve kontrol grubunda homosistein, total antioksidan kapasite düzeylerine bakıldı, standardize mini mental test, saat çizme testi, Blessed oryantasyon bellek konsantrasyon testi,benton yüz tanıma testi ve klinik demans derecelendirme ölçeği ile kognitif fonksiyonlar değerlendirildi.Hipoksik grupta homosistein düzeyleri yüksek , hipoksik olan ve olmayan grupta total antioksidan kapasite düzeyleri yüksek, hipoksik grupta standardize mini mental test değerleri ve saat çizme testi değerleri düşük, hipoksik olan ve olmayan grupta klinik demans derecelnedirme ölçeği değerleri yüksek,hipoksik olan ve olmayan grupta Benton yüz tanıma testi değerleri düşüktü.Hipoksisi olan grupta Blessed oryantasyon bellek konsatrasyon testi değerleri yüksekti.Hipoksisi olan grupta total antioksidan kapasite ile satndardize mini mental test, klinik demans derecelendirme ölçeği arasında korelasyon bulundu.Çalışmamızda kronik obstrüktif akciğer hastalığı bulunan hastalarda kognitif bozukluğun varlığı gösterilmiş, bu bozukluğun hiposkik olanlarda daha belirgin olduğu orataya konulmuştur.Ayrıca çalışmamızda total antioksidan kapasite ile kognitif bozukluk arasında ilişki gösterilmiştir.Öğe Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2000-2005 yılları arasında viral ensefalit ön tanılı olguların retrospektif değerlendirilmesi(2008) Yuluğkural, Zerrin; Çelik, Doğan Aygül; Çelik, Yahya; Kuloğlu, Hüsnüye Figen; Büyükkoyuncu, Nilüfer; Tansel, Özlem; Akata, FilizBu çalışmada, 2000-2005 yılları arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji ve Enfeksiyon Hastalıkları kliniklerinde viral ensefalit ön tanısı ile izlenen 12'si erkek, 5'i kadın toplam 17 erişkin (>18 yaş) hastanın retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda hastalarda en sık saptanan klinik bulguların; konfüzyon (n:13; %76.4), bulantı-kusma (n:13; %76.4), dezoryantasyon (n: 12; %70), yüksek ateş ve baş ağrısı (n: 11; %64.7), amnezi (n: 10; %58.8), konvülsiyon (n: 9; %52.9), ajitasyon (n: 7; %41), disfazi-afazi (n: 6; %35.3), ense sertliği (n: 5; %29.4) ve fokal nörolojik bulgu (n: 1; %5.8) olduğu belirlenmiştir. Hastalardan altısının yaz, altısının kış, dördünün ilkbahar ve birinin de sonbahar mevsiminde hastaneye başvurduğu izlenmiştir. Hastaların 11'inde (%64.7) elektroensefalografi (EEG)'de ensefalitle uyumlu anormal bulguların varlığı tespit edilmiştir. Kraniyal manyetik rezonans (MR) incelemesi yapılan hastaların %83.3'ünde (10/12), bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesi yapılan hastaların ise %58.3'ünde (7/12) ensefalitle uyumlu bulgular saptanmıştır. BOS incelemesinde hastaların %17.6'sında (3/17) glukoz düzeyi düşük, %47'sinde (8/17) protein miktarı yüksek bulunmuş, %41.2'sinde (7/17) BOS'nın direk incelemesinde lenfosit hakimiyetinde hücre artışı saptanmıştır. Hastaların %23.5'inde (4/17) BOS bulgularının normal sınırlarda olduğu izlenmiştir. Hastaların tümüne ampirik asiklovir tedavisi verildiği saptanmış; bir hastanın akut dönemde kaybedildiği, 16 hastada ise tamamen iyileşme sağlandığı tespit edilmiştir. Çalışmamızda değerlendiren olgulardan hiçbirisinin BOS örneklerinden yapılan bakteriyolojik kültürlerde üremenin olmaması, klinisyenleri viral ensefalit tanısına yönlendirmiş, ancak ne yazık ki olguların hiçbirisinde viral etkenin tanımlamasına yönelik araştırma yapılamamıştır. Önemli bir sınırlama teşkil eden bu durumun, hastaların başvurduğu dönemlerdeki laboratuvar olanaksızlıklarına ve/veya klinisyenlerin virolojik tanı yöntemleri konusundaki bilgi eksikliği veya duyarsızlığına bağlı olduğu düşünülmüştür.