Yazar "Aslanova, Rakhshanda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İncebarsak Mezosunda RIA: Nadir Bir Olgu(2013) Aslanova, Rakhshanda; Sayın, Niyazi Cenk; Turhan, Emrah; Dolgun, Zehra NihalRahim içi araçların uterusu perfore edip uterus dışına çıkmaları ciddi ancak nadir bir durumdur. Komşu organ laserasyonları görülebilirse de uygulamanın (ve muhtemelen uterin perforasyonun) 5. gününde incebarsak mezosuna dek ilerlemesi bu nadir durumun uç bir örneğidir. Bu bildiride doğum sonrası 30. günde RIA takılmasının 2. gü- nünde karında ağrı şikayeti ile başvuran ve kayıp RIA ileoçekal valvden 150 cm. proksimalde, jejenum mezosu içinde bulunan hasta sunulmuştur.Öğe Incidental Intravascular Lipoleiomyomatosis in A Hysterectomy Specimen: How To Manage?(Premchand Shantidevi Research Foundation, 2015) Dolgun, Zehra Nihal; Aslanova, Rakhshanda; Can, Nuray; Okten, Sabri Berkem; Aslan, Mehmet MusaLeiomyomas are common benign tumors in female gynaecologic surgery. They are originated from smooth muscle cells of the uterus and/ or sometimes of the uterine vessels. Intravascular lipoleiomyomatosis is a very rare form of leiomyomas which grow within veins and can extend up to vena cava inferior and right heart chamber with cardiac symptoms and is diagnosed by cardiovascular surgeons. We report a case of incidental intravascular lipoleiomyomatosis which was confined to the uterus being diagnosed after a total abdominal hysterectomy by pathology and its management strategy.Öğe Myomectomy During Caesarean Section: Seven Years' Experience(Premchand Shantidevi Research Foundation, 2017) Dolgun, Zehra Nihal; Okten, Sabri Berkem; Aslanova, Rakhshanda; Ozer, Dilek Pinar; Ordu, Ozge; Sayin, Niyazi CenkIntroduction: The incidence of myomas during pregnancy is reported as 1.6-10.7% depending on gestational age. Increased rates of Caesarean Section (CS) together with advanced maternal age bring the decision for caesarean myomectomy (myomectomy during caesarean section) into question. Aim: To compare the obstetric features and clinical outcomes of pregnant women with uterine leiomyoma who had myomectomy together with caesarean section to those who had caesarean section only. Materials and Methods: A retrospective study was performed on a total of 50 pregnant women with myoma that underwent caesarean section in the Obstetrics and Gynaecology Department of Trakya University Medical Faculty between 2007 and 2014. Obstetric history, operative details and type, size and location of leiomyoma were noted and compared. Data were analysed using the IBM Statistical Package for Social Sciences version 17.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA). Parametric tests were applied to data with normal distribution and non-parametric tests were applied to data without normal distribution. Results: Two groups displayed similar features in terms of age, parity, gestational weeks, type and location of leiomyomas. Notably, average size of leiomyomas was larger (p=0.03) and duration of operation was significantly longer in patients that underwent caesarean myomectomy (72.69 +/- 26.73 minutes vs. 56.25 +/- 6.64 minutes) (p=0.003). Duration of hospitalisation and preoperative/postoperative values for haemoglobin and hematocrit levels did not show any clinically significant difference (p > 0.05). Conclusion: Our results demonstrate that caesarean myomectomy is a safe and effective procedure in especially cases with large uterine leiomyomas.Öğe Normal ve preeklamptik gebelerin plasenta ve fetal membranlarında akuaporin ekspresyonu, perinatal ve neonatal sonuçlar(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2014) Aslanova, Rakhshanda; Sayın, CenkBu çalışmanın amacı plasenta ve umbilikal kordda akuaporin 3, 8 ve 9 ekspresyonunun, perinatal ve neonatal sonuçlarla arasındaki olan bağlantıyı aydınlatmaya çalışmaktı. Kasım 2012 ile Mayıs 2014 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nde doğumu gerçekleşen sağlıklı ve preeklamptik olgular çalışmaya dahil edildi. Olguların plasental ve umbilikal korddan alınan kesitlerinden Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama PatolojiBölümü'nde parafin blokları oluşturulup, akuaporın 3, 8 ve 9'un antikorları kullanılarak, akuaporinlerin lokalizasyonu ve immünreaktivite skoru değerlendirildi. Çalışmada preeklamptik hastalarda apikal, bazal ve sitoplazmik yerleşimli akuaporin 3 ve 9, hem plasentada hemde umbilikal kordda kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak daha fazla olduğu saptandı. Akuaporin 8'in bazal ve apikal lokalizasyonu preeklamptik olguların plasentalarında daha fazla izlenip, umbilikal kordda ise sitoplazma yerleşimli akuaporin 8, preeklamptik vakalarda daha fazla izlendi. İmmünreaktivitenin değerlendirilmesinde, plasental yerleşimli akuaporin 3, 8 ve 9'un immünreaktivite skoru preeklamptik vakalarda anlamlı olarak daha yüksek izlendi. Preeklamptik ve kontrol gruplarında kortikosteroidalan ve almayanların arasında akuaporin 3, 8, 9 immünreaktivite skoru açısından anlamlı fark saptanmayıp, magnezyum sülfat alan hastaların plasentasında akuaporin 3 ve akuaporin 8 ekspresyonu anlamlı olarak daha fazla olduğu bulundu. Akuaporin 9 ekspresyonu açısından sonuclar benzerdı. Diğer taraftan da annenin doğum öncesi aldığı magnezyum sülfat süresi akuaporin 3, 8 ve 9 ekspresyonunu anlamlı olarak değiştirmediği saptandı. Antikoagülan tedavisi alan hastaların plasentasında akuaporin 3 ekspresyonu anlamlı olarak daha fazla, akuaporin 8 ekspresyonu ise anlamlı olarak daha az olduğu goruldu, fakat akuaporin 9 ekspresyonu açısından anlamlı fark saptanmadı. Preeklampsi grubunda intrauterine gelişme kısıtlığı olan hastaların plasentalarında akuaporin 3 anlamlı olarak daha fazla eksprese olup, akuaporin 8 ve akuaporin9 ekspresyonu açısından anlamlı fark saptanmadı. Preeklampsi grubunda oligohidroamnios olup olmayanların arasında akuaporin 3, 8 ve 9 İRS açısından anlamlı fark saptanmadı. Preeklampsi grubunda yenidoğanın doğum haftası, doğum ağırlığı, boyu ve baş çevresi arttığında akuaporin 3, 8 ve 9 İRS değerinde anlamlı azalma izlenmekte olup, maternal ortalama arter basıncı artınca, akuaporin 3 ekspresyonunda anlamlı artış saptanmaktadır. Maternal kanda üre düzeyi arttığında, akuaporin 3 ve 8 ekspresyonunda anlamlı artış izlenip , akuaporin 9 ekspresyonunda anlamlı değişiklik saptanmamaktadır. Ultrasonografik bulgulara baktığımızda, Umbilikal arter PI artışı akuaporin 3 ve 8 ekspresyonunun artışı ile korele olup, akuaporin 9 ekspresyonunu etkilememektedir, UA S/D artışı akuaporin 8 ve 9 ekspresyonunun artışı ile korele olup, akuaporin3 ekspresyonunu etkilememektedir. Amniotik sıvı indeksi ile akuaporin 3, 8 ve 9'un arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. Sonuç olarak preeklamptik ve kontrol plasenta ve umbilikal kordların akuaporin 3, 8 ve 9 ile yapılan immünohistokimyasal değerlendirmede, akuaporinlerin lokalizasyonu ve immünreaktivite skoru ile preeklampsi arasında anlamlı bir ilişki olduğu görüldü.