Yazar "Aslan, Enver" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The effect of high-fructose feeding on hemodynamic behavior and infarct size of isolated rat hearts subjected to low-flow ischemia.(2022) Özen, Serap Topçu; Palabıyık, Orkide; Guksu, Zuhal; Aslan, Enver; Tosunoğlu, Esra Akbaş; Süt, Necdet; Vardar, Selma ArzuObjective: This study aimed to investigate the potentially deleterious effect of in vivo high-fructose feeding of rats on ex vivo hemodynamic recovery and infarct size of isolated rat hearts subjected to low-flow ischemia and reperfusion. Methods: After feeding Sprague-Dawley male rats with a high-fructose (n=9), high-glucose (n=9), or a standard diet (n=9) for four weeks, the hearts were extirpated and perfused ex vivo with a Krebs-Henseleit solution for 15 minutes; after that, the hearts were subjected to low-flow (0.3 ml/ minute) ischemia during 30 minutes followed by 60 minutes reperfusion. Left developed ventricular pressure, maximum and minimum rate changes of left ventricular pressure, and heart rate were recorded before ischemia and after reperfusion. The Infarct area was measured at the end of the reperfusion period. Results: The relative myocardial infarct size did not differ between the three groups in isolated hearts subjected to ex vivo low-flow ischemia followed by 60 minutes of reperfusion. Post-ischemic cardiac contractile recovery appeared complete in the high-fructose and high-glucose groups at 60 minutes of reperfusion. In contrast, the left developed ventricular pressure and minimum rate change of left ventricular pressure were still depressed at the end of 60 minutes of reperfusion in the control group. Conclusion: High-fructose diet in rats appears to positively affect the recovery of left ventricular contractile function after low-flow ischemia, compared to a standard diet, without a difference in relative myocardial infarct size. Similar results were obtained in the high-glucose-fed rats.Öğe Fizyoloji Lisansüstü ve Uzmanlık Öğrencilerinin Tıp Fakültelerindeki Fizyoloji Eğitimi Hakkında Görüşleri(2022) Tosunoğlu, Esra Akbaş; Gayef, Albena; Aslan, Enver; Vardar, Selma ArzuAmaç: Türkiye’de fizyoloji lisansüstü ve tıpta uzmanlık öğrencileri, kendi eğitimlerine devam ederken tıp fakültesi öğrencilerine verilen fizyoloji eğitimi sürecini de yakından takip etmekte ve bu sürece katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmada, fizyoloji lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinin tıp fakültelerindeki fizyoloji lisans eğitimine dair görüşlerinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Likert tipi, çoktan seçmeli ve açık uçlu sorulardan oluşan anket, fizyoloji lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerine 10.08.2020 ile 15.09.2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak uygulandı. Anket, sosyo-demografik bilgilere yönelik sorular, tıp fakültesi öğrencilerine verilen fizyoloji teorik ve uygulama derslerine yönelik sorular, lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinin fizyoloji eğitimindeki katkısına yönelik soruları içeren dört bölümden oluşmaktaydı. Veriler PASW programı kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel analizde yüzde, frekans, Ki-Kare ve Fisher-Freeman-Halton testleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 71 gönüllü (17 uzmanlık, 28 doktora ve 26 yüksek lisans öğrencisi) katıldı; %51’i tez, %42’si ders dönemindeydi. Gönüllülerin %30’u fizyoloji anabilim dalında, akademik kadrodaydı. Katılımcıların %15’inin pedagojik eğitim aldığı, %83’ünün pedagojik eğitim almaya istekli olduğu saptandı. Tüm katılımcılar teorik derslerde öğrenim hedeflerinin açıklanması gerektiğini belirtti. Doktora öğrencileri teorik derslerde uzaktan eğitimi, yüksek lisans öğrencilerine göre daha uygulanabilir buldu (p=0,025). Katılımcıların çoğu, uygulama derslerinde simüle hastalardan yararlanılmasını (%83) ve uygulama derslerinin yürütülmesi ile ilgili olarak fizyoloji lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinden geri bildirim alınması gerektiğini (%97) belirtti. Sonuç: Fizyoloji lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinin güncel öğrenme yöntemlerine dair farkındalıklarının yüksek olduğu ve pedagojik eğitim alma konusunda istekli oldukları tespit edildi. Lisansüstü ve uzmanlık öğrencilerinin görüşleri, mevcut fizyoloji eğitimi ile ilgili geribildirimler sunarken, fizyoloji eğitiminin geleceğinin planlanmasına da katkı sağlayabilir.Öğe Sporla ilişkili beyin sarsıntısı(2021) Akıncı, Ahmet Tolgay; Aktürk, Yener; Aslan, Enver; Değer, Ecem Büşra; Vardar, Selma ArzuÖZ Sporla ilişkili beyin sarsıntısı (SİBS) tüm dünyada giderek artan düzeyde ilgi gören, ciddi bir spor yaralanması türüdür. En güncel tanımında SİBS beyin? de biyomekanik kuvvetlerin neden olduğu karmaşık ve patofizyolojik bir süreç olarak ifade edilmektedir. Aksonal ağların etkilenmesi depolarizasyona neden olmakta ve beynin glikoz ve oksijen ihtiyacını arttırmaktadır. Sarsıntı sonrası oluşabilecek vazospazm veya serebral kan akımındaki azalma, süre? ci kısır döngüye itmektedir. Enerji krizi olarak da adlandırabilen bu durumun yarattığı kırılganlık nedeniyle, ilk darbeden sonra istirahat çok önemlidir. SiBS ile ilgili çalışmalar sonrasında sporcuların spora dönme süreleri ile ilgili kısıtlamalar getirilmiştir. SİBS’e yaklaşımda ilk değerlendirme saha kenarın? da acil olarak yapılmalıdır. İlk değerlendirmede, standart acil durum yönetim ilkelerine (hava yolu, solunum, dolaşım) uyulmalıdır. Günümüzde en yaygın kullanılan ölçek olan Glasgow Koma Ölçeği’ne dayanarak Sporla İlişkili Beyin Sarsıntısı Değerlendirme Aracı geliştirilmiştir. Belirtilerin aciliyet gösteren ve izlem gerektirenler olarak iki gruba ayrılması, izlem ve tedavinin uygun biçimde yürütülmesini olanaklı kılmaktadır.