Yazar "Akdemir, Vedat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A Case of Uncorrected Tetralogy of Fallot Presenting with Acute Ischemic Stroke(Aves, 2014) Tekatas, Aslan; Kehaya, Sezgin; Cagli, Bekir; Akdemir, Vedat; Aynaci, Ozer; Dogru, Yuce; Aksu, FeyzaTetralogy of Fallot (FT) is the most common cyanotic congenital heart disease. FT is mainly composed of ventricular septal defect, right ventricular outflow tract obstruction, pulmonary stenosis and right ventricular hypertrophy, but also can include dextrapositioned aorta (overriding aorta), additional malformations such as atrial septal defect, and coronary artery anomalies. In the first week of life patients undergo palliative anastamosis between a pulmonary artery and subclavian artery and after they become eligible for major surgery total correction isperformed. With neurological involvement ischemic or venous stroke, syncope and seizures can occur. Generally, clinical presentation is cerebral venous thrombosis. IIschemic stroke in children is associated with hyperviscosity and microstasis, and in adults with phlebotomy, microcytosis and traditional stroke risc factors such as hypertension, diabetes mellitus and cardiac rhythm disorders. Patients with uncorrected FT rarely survive adulthood. In this study, we present a case without total correction, who lived up to the age of 39 years and presented with arterial stroke instead of expected venous thrombosis, along with stroke mechanisms in the literature.Öğe Dirençli epilepsi olgularında yaşam kalitesini etkileyen faktörler(Trakya Üniversitesi, 2014) Akdemir, Vedat; Güldiken, BabürhanEpilepsi, toplumda en sık görülen nörolojik hastalıklardan birisi olup hastaların tüm yaşam alanlarında belirgin güçlükler yaratmaktadır. Diğer kronik hastalıklarla karşılaştırıldığında eşlik eden psikiyatrik komorbidite görülme olasılığı daha fazladır. Epilepsiye bağlı ortaya çıkan fiziksel, sosyal ve emosyonel kısıtlılıklar nedeniyle hastaların yaşam kalitesi önemli düzeyde etkilenmektedir Özellikle dirençli epilepsi olgularında yaşam kalitesi daha fazla etkilenmektedir. Nöbet sıklığının yanında nöbetlerin şiddeti ve depresif semptomlarda aynı oranda yaşam kalitesini düşürebilmektedir. Bu nedenle hastaların nöbet kontrolünün sağlanmasının yanında yaşam kalitesini etkileyen diğer faktörlerin tespit edilmesi epilepsi yönetiminde önemli yer tutar. Biz bu çalışmamızda dirençli epilepsi hastalarında yaşam kalitesi düzeylerini ve yaşam kalitesini etkileyen faktörleri araştırdık. Çalışmaya tanısı kesinleşmiş 46’sı dirençli ve 42’si iyi yanıtlı olmak üzere toplam 88 epilepsi hastası alındı ve prospektif olarak değerlendirildi. Anamnez, klinik bulgular ve elektrofizyolojik özellikler değerlendirilerek epilepsi sınıflaması yapıldı. Etkin doz ve sürede, tek veya çok, nöbet tipine uygun antiepileptik ilaç kullanımına rağmen son 6 ay içerisinde epileptik nöbeti olanlar tedaviye dirençli, antiepileptik tedavi altında son altı ayda nöbet geçirmemiş olanlar ise tedaviye yanıtlı olarak değerlendirildi. Tüm hastalara yaşam kalitesini değerlendirmek üzere QOLİE-89(Quality of Life in Epilepsy Inventory-89) ölçeği, depresyon derecelendirme açısından Beck Depresyon Ölçeği ve nöbet şiddeti derecelendirmesi için SSQ (Seizure Severity Questionnaire) kullanıldı. Epilepsi hastalarında yaşam kalitesini değerlendirdiğimiz bu çalışmada dirençli epilepsiye sahip olmanın başlı başına daha kötü yaşam kalitesi ile ilişkili olduğunu tespit ettik. Ayrıca dirençli epilepsi olgularının QOLİE-89 ölçeğindeki tüm alt başlıklardan daha düşük puanlar aldığını saptadık. Nöbet sıklığından bağımsız olarak nöbet şiddetinin ve eşlik eden depresyonun yaşam kalitesini etkileyen önemli faktörler olduğunu gözlemledik. Dirençli epilepsi hastalarında işsizlik oranı arttıkça yaşam kalitesinin düştüğünü saptadık. Ve dirençli epilepsiye sahip olmanın düşük eğitim düzeyi ilişkili olduğunu tespit ettik. Sonuç olarak, nöbet sıklığı, nöbet şiddeti ve psikiyatrik komorbidite varlığının epilepsi hastalarında en önemli yaşam kalitesi belirleyicileri olduğu görüldü. Bu bulgular göstermektedir ki epilepsi yönetiminde nöbet kontrolünün ötesinde bir yaklaşım gerekmektedir. Epilepsi tedavisinde başarının artırılması ve daha yüksek yaşam kalitesi sağlanması için nöbet sıklığı yanında nöbet şiddetinin ve eşlik eden psikiyatrik komorbiditenin sorgulanması, erken tanınması ve zamanında tedavi edilmesi önemlidir. Epilepsi yönetiminde tüm sorunlar eşzamanlı çözüldüğünde hastaların yaşam kalitesi belirgin düzeyde artacak ve daha sağlıklı bir yaşam sürdüreceklerdir.Öğe Factors affecting the quality of life in drug-resistant epilepsy patients(Springer Heidelberg, 2016) Akdemir, Vedat; Sut, Necdet; Guldiken, BaburhanEpilepsy patients whose seizures cannot be controlled by treatment have a lower quality of life (QoL). The aim of the present study was to compare the potential factors affecting the QoL in patients who were seizure-free with medication or who had drug-resistant epilepsy. The study included 46 drug-resistant and 42 seizure-free epilepsy patients. The demographic and clinical features of the patients were investigated for their effects on patient QoL. The QoL was assessed by the QoL in Epilepsy Inventory-89 and depression was detected by the Beck Depression Inventory. The QoL was significantly lower in the drug-resistant patients than in the seizure-free epilepsy patients (p < 0.001). Depression, lower education level, and unemployment were associated with lower QoL scores (p < 0.001, p < 0.01, p < 0.001, respectively). After adjusting for lower education level and unemployment, depression remained as an independent factor affecting QoL (p < 0.05). In addition to their efforts to control and stop seizures, clinicians should remain aware of depression and treat it effectively to improve the QoL of drug-resistant epilepsy patients.Öğe Tam Düzeltme Yapılmamış Fallot Tetralojili Olguda Akut İskemik İnme(2014) Tekataş, Aslan; Kehaya, Sezgin; Çağlı, Bekir; Akdemir, Vedat; Aynacı, Özer; Doğru, Yüce; Aksu, FeyzaFallot Tetralojisi (FT) en sık gözlenen konjenital siyanotik kalp hastalığıdır.FT temel olarak ventriküler septal defekt, sağ ventrikül çıkış yolu obstriksiyonu,pulmoner stenoz ve sağ ventrikül hipertrofisini içermekle beraberayrıca dekstropoze aorta (ata binen aorta), atrial septal defekt ve korenerarter anomalileri gibi ek malformasyonlar da eşlik edebilir. Hastalara yaşamınilk haftasında pulmoner arter ile subklavian arter arasında paliatifolarak anastamoz yapılıp ve major cerrahiyi kaldırabilecek durumageldikten sonra total düzeltme ameliyatı yapılır. Nörolojik tutulum olarakhastalarda atreriel veya venöz inme, senkop ve nöbetler ortaya çıkabilir.Genellikle klinik tablo serebral venöz tombozdur. İnme çocuklarda hiperviskositeve mikrostaz ile ilişkilendirilmiş iken erişkinlerde ise flebotomi,mikrositoz, hipertansiyon, diabetes mellitus ve ritim bozuklukları gibigeleneksel inme risk faktörleri ilişkilendirilmiştir. Erişkin yaşlarda düzeltilmemişFT'li hastalara nadiren rastlanır. Bu çalışmada tam düzeltmeoperasyonu geçirmeden 39 yaşına kadar yaşayabilen ve çoğunlukla beklenentablo olan venöz inmenin yerine arteriyel inme gelişen bir hasta olasıinme mekanizmaları literatür ışığında tartışılarak sunulmuştu.