Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şen, Ece" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Enhanced adhesion and OspC protein synthesis of the lyme disease spirochete Borrelia burgdorferi cultivated in a host- derived tissue co-culture system
    (2013) Şen, Ece; Sıgal, Leonard H.
    Background: The adhesion process of Borrelia burgdorferi to susceptible host cell has not yet been completely understood regarding the function of OspA, OspB and OspC proteins and a conflict exists in the infection process. Aims: The adhesion rates of pathogenic (low BSK medium passaged or susceptible rat joint tissue co-cultivated ) or non-pathogenic Borrelia burgdorferi (high BSK medium passaged) isolate (FNJ) to human umbilical vein endothelial cells (HUVEC) cultured on coverslips and the synthesis of OspA and OspC proteins were investigated to analyze the infection process of this bacterium. Study Design: In-vitro study. Methods: Spirochetes were cultured in BSK medium or in a LEW/N rat tibiotarsal joint tissue feeder layer supported co-culture system using ESG coculture medium and labelled with 3H-adenine for 48 hours. SDS-PAGE, Western Blotting, Immunogold A labeling as well as radiolabeling experiments were used to compare pathogenic or non pathogenic spirochetes during the adhesion process. Results: Tissue co-cultured B. burgdorferi adhered about ten times faster than BSK-grown spirochetes. Trypsin inhibited attachment to HUVEC and coculture of trypsinized spirochetes with tissues reversed the inhibition. Also, the synthesis of OspC protein by spirochetes was increased in abundance after tissue co-cultures, as determined by SDS-PAGE and by electron microscopy analysis of protein A-immunogold staining by anti-OspC antibodies. OspA protein was synthesized in similar quantities in all Borrelia cultures analyzed by the same techniques. Conclusion: Low BSK passaged or tissue co-cultured pathogenic Lyme disease spirochetes adhere to HUVEC faster than non-pathogenic high BSK passaged forms of this bacterium. Spirochetes synthesized OspC protein during host tissue-associated growth. However, we did not observe a reduction of OspA synthesis during host tissue co-cultivation in vitro.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Gıda Kökenli Patojen Olmayan ve Patojenik Salmonella enterica Suş larının Antitümörijenik Etkilerinin MEF, DU145 ve HeLa Hücre Kültürlerinde İncelenmesi
    (2016) Kazar, Gamze Altıntaş; Şen, Ece
    Kanser tedavisinde kullanılan temel uygulamalar, tüm kanser hücrelerinin yok edilmesinde başarısız olabilir; sağlıklı hücrelere karşı toksisite gösterebilir ve anti-tümör ilaçlara karşı gelişen direnç metastaza yatkınlığı artırabilir. Bakteriyel terapilerin avantajı, seçici toksisite, dış sinyallere yanıt verebilme ve mikroçevreye duyarlılık sayesinde tümörlerin seçici bir şekilde yok edilmesidir. Kanser tedavisinde sıklıkla araştırılan bakteriler Salmonella türleri ve özellikle de S.Typhimurium'dur. Bu çalışmanın amacı, gıda kökenli patojen olan ve olmayan Salmonella enterica suş larının, çeşitli hücre kültürleri üzerindeki antitümörijenik etkilerinin araştırılmasıdır. Çalışmada, Edirne ilinde satış a sunulan tavuk karkaslarından izole edilen patojen olmayan Salmonella Enteriditis (A17) ve patojenik Salmonella Telaviv (A22) suşları ile standart Salmonella Typhimurium ATCC 14028 suş u kullanılmıştır. ATCC kökenli MEF (fare embriyonik fi broblast), DU145 (insan prostat kanseri) ve HeLa (insan servikal kanseri) hücre kültürleri, Salmonella suşları ile, MOI [Multiplicity of infection; Enfeksiyon çarpanı (bakteri sayısı:hücre sayısı)] 1000:1, 100:1, 10:1, 1:1, 0.1:1 oranlarında kokültüve edilmiş; hücre canlılıkları kolorimetrik MTT sitotoksisite testi ile ölçülmüş; apoptoza giren hücre yüzdeleri "Tali® Apoptosis Kit - Annexin V Alexa Fluor® 488" kiti (Invitrogen, Molecular Probes, Life Technologies, ABD) ile değerlendirilmiş ve kaspaz-3 aktiviteleri, kolorimetrik proteaz ApoTarget(TM)Kit (Invitrogen, BioSource International, ABD) ile belirlenmiştir. Çalışmada, patojen olmayan S.Enteriditis (A17) suşunun hücre canlılığını, hücre kültürleri için ortalama %70 civarına düşürürken, patojenik olan S.Telaviv (A22) ve standart S.Typhimurium ATCC 14028 suşlarının ortalama %80'e kadar düşürebildiği gösterilmiştir. Bu bulgunun aksine, patojenik S.Telaviv (A22) suşunun, patojen olmayan S.Enteriditis (A17) ve S.Typhimurium ATCC 14028 suşlarına göre apoptozu daha etkili bir biçimde tetiklediği saptanmıştır. Patojenik S.Telaviv (A22) suşu tarafından indüklenen apoptoza giren hücre yüzdesi %15 civarında olurken, patojen olmayan S.Enteriditis (A17) ve S.Typhimurium ATCC 14028 suşları için %5 civarında kalmıştır. Benzer şekilde, kaspaz-3 aktivitesini gösteren ortalama OD405 değerleri, patojen olmayan S.Enteriditis (A17) ve S.Typhimurium ATCC 14028 suşları için 0.01 civarında kalırken, patojenik S.Telaviv (A22) suşu için 0.02'ye yaklaşmış ve kontrol grubuna göre iki kat artış göstermiştir. Çalışmamızın sonuçları, gıda kökenli patojenik S.Telaviv (A22) suşunun kaspaz-3 aktivitesini artırdığını ve apoptozu tetiklediğini göstermesi ve ayrıca S.Enteriditis (A17) suşunun DU145 (insan prostat kanseri) hücreleri üzerinde seçici sitotoksisitesi olduğunun belirlenmesi açısından önem taşımaktadır
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Gıda Kökenli Salmonella enterica Suşlarının Patojenik Fenotiplerinin ve Virülans Determinantlarının Caenorhabditis elegans Hayvan Modelinde İncelenmesi
    (2015) Aksoy, Deniz; Şen, Ece
    Tifo dışı Salmonella enterica serotipleri ile kontamine gıdaların tüketiminin neden olduğu salmonellozlar, gıda kökenli hastalıkların başında gelmekte ve bu durum mikrobiyal gıda güvenliğini, önemli bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Bu çalışma, Edirne ilindeki gıda kaynaklı Salmonella enterica suşlarının antibiyotik dirençlerinin, serotiplerinin, plazmid profi llerinin ve Caenorhabditis elegans hayvan modeli sisteminde patojenite potansiyellerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, tavuk karkaslarından izole edilmiş ve 26'sı (%81.25) Infantis, dördü (%12.5) Enteritidis, birer tanesi de (%3.1) Telaviv ve Kentucky serotiplerine dahil olan 32 Salmonella izolatı kullanılmıştır. İzolatların antibiyotik direnç profi lleri, disk difüzyon ve buyyon mikrodilüsyon yöntemleriyle belirlenmiştir. İzolatların patojenite potansiyellerinin belirlenmesi amacıyla yeni bir C.elegans nematod model sistemi kullanılmıştır. Antibiyotik direnç profi llerine göre 32 suştan birinin (%3) gentamisine, ikisinin (%6.2) siprofl oksasine, üçünün (%9.4) ampisiline, 18'inin (%56.3) kanamisine, 19'unun (%60.8) neomisine, 25'inin (%78.1) tetrasikline, 25'inin (%78.1) trimetoprime, 26'sının (%81.2) nalidiksik aside, 27'sinin (%84.4) streptomisine ve tümünün (%100) sülfonamid bileşiklerine dirençli olduğu belirlenmiştir. Çalışılan 32 suşun hepsi kloramfenikol ve ampisillin/sulbaktama karşı duyarlı bulunmuştur. Streptomisin, nalidiksik asit, tetrasiklin, trimetoprim, sülfonilamid bileşikleri, kanamisin ve neomisine karşı yüksek düzeyde direnç belirlenmiştir. Plazmid analizi sonuçlarına göre altı izolatın (%18.75), büyüklükleri 1.2 ile 42.4 kb arasında değişen 1-3 adet plazmid taşıdığı belirlenmiştir. C.elegans nematod modeli sisteminde, her bir deney grubu için nematodların %50'sinin ölmesi için geçen gün (TD50) hesaplanmıştır. TD50 değerleri, pozitif kontrol olarak kullanılan S.Typhimurium ATCC 14028 ile beslenen nematod grubu için 4.2 ± 0.5 gün, negatif kontrol olarak kullanılan E.coli OP50 ile beslenen nematod grubu için ise 8.0 ± 0.02 gün olarak hesaplanmıştır. TD50 değeri, Salmonella izolatları ile beslenen nematod grupları için ise 3.4 - 7.3 gün arasında bulunmuştur. Pozitif kontrol grubundan elde edilen TD50 değeri ile deney gruplarından elde edilen TD50 değerleri arasındaki farklılığın istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığı Student's t-testi ile analiz edilmiştir. Infantis serotipinden altı ve Enteritidis serotipinden dört adet olmak üzere toplam 10 izolatın (%31.25) C.elegans için patojen olmadığı; Infantis, Kentucky ve Telaviv serotiplerine ait izolatları içeren diğer 22 izolatın (%67.75) ise patojen olduğu belirlenmiştir (p< 0.05). Patojen izolatlardan 20'sinde (%90.9) çoklu ilaç direnci saptanmış ve üçünün, büyüklükleri 1.2 ile 42.4 kb arasında değişen 1-3 adet plazmid taşıdığı tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar, antibiyotik direnci taşıyan Salmonella enterica suşlarının yaygınlığını vurgulamış ve yeni deney hayvanı enfeksiyon modelleri sayesinde çevresel ve gıda kökenli suşların patojenik potansiyellerinin incelenmesini hedefl eyen çalışmalara pratik bir yaklaşım sağlamıştır. Bu çalışmada, C.elegans, yurdumuzda ilk kez gıda kökenli Salmonella serotiplerinin patojenite profi llerinin saptanmasında kullanılmıştır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İçme sularında termofilik campylobacter türlerinin araştırılması
    (Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Özgür, Müjdat; Şen, Ece
    Campylobacter’ler hem ishal, hem de sistemik hastalıklara yol açan ve dünyada en yaygın enfeksiyon etkenleri arasındadır. Termofilik Campylobacter türlerinin sebep olduğu gastroenteritlerin genellikle gıda kaynaklı olduğu bildirilmesine rağmen son yıllarda su kaynaklı olgular da bildirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, Edirne il merkezi, ilçe merkezleri ve kırsal bölgelerdeki (köy, belde ve özel işletmeler) içme sularından termofilik Campylobacter’lerin (C. jejuni, C. coli ve C. lari) tespit edilmesidir. Ayrıca tespit edilen termofilik Campylobacter’lerin mevsimlere ve su kaynaklarına göre değişkenliklerinin saptanmasıdır. Bunun için toplanan örneklerden, önce ISO 9308-1: 2014 standardına göre membran süzme yöntemiyle fekal kirliliğin kesin bir göstergesi olan Escherichia coli’nin araştırılması ve sayımı yapılmıştır. Daha sonra sadece E. coli’nin tespit edildiği örneklerden iki farklı ticari kit ile termofilik Campylobacter türlerinin qPCR analizleri yapılmıştır. Çalışmamızda, 455 farklı istasyondan alınan 1644 su örneğinin 67 tanesinde E. coli tespit edilmiştir. E. coli tespit edilen örneklerin tamamının yer altı suyu olduğu, herhangi bir arıtma işleminden geçirilmediği ve sadece 1 su örneğinde 0,3 ppm olup geri kalanların serbest klor miktarlarının 0 ppm olduğu görülmüştür. v Mericon Campylobacter Triple Kit ile multipleks qPCR analizinde 67 su örneğinin 32 tanesinde termofilik Campylobacter (C. jejuni, C. coli ve C. lari) tespit edilmiştir. Ancak Mericon Campylobacter Triple Kit ile üç türden hangisine ya da hangilerine ait olduğu saptanamadığından görülme ihtimali en fazla olan C. jejuni’nin tespiti için C. jejuni Standart Kit kullanılmıştır. C. jejuni Standart Kit ile qPCR analizinde 67 su örneğinin 5 tanesi pozitif tespit edilmiştir. Bölgemizde ve Türkiye’de ilk kez yapılan bu çalışmada, Edirne’nin bütün bölgelerindeki içme sularında termofilik Campylobacter’lerin bulunabileceğini ve içme suyu olarak kullanılan suyun arıtımı, depolanması ve dağıtımında meydana gelen aksaklıkların muhtemel termofilik Campylobacter salgınlarına sebep olabileceğini göstermektedir.

| Trakya Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Edirne, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim