Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Üstündağ, Ayten" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyabetik nefropati gelişimine aldosteron blokajının etkileri The effects of aldosterone receptor blockade on diabetic nephropathy
    (2007) Üstündağ, Ayten; Tuğrul, Armağan
    Diyabet prevalansı tüm dünyada artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2030 yılında diyabetli hasta sayısı 370 milyona yükselecektir. Diyabetik nefropati, endüstrileşmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de son dönem böbrek yetmezliğinin en sık nedeni olmuştur. Bundan dolayı diyabetik nefropatinin erken tanısı ve böbrek koruyucu tedavinin düzenlenmesi önemlidir. Giderek artan sayıda deneysel ve klinik veri, anjiotensin II'nin hedef organ hasarına yol açtığını ortaya koymuştur ancak renin anjiotensin aldosteron sisteminin son ürünü olan aldosteronun inflamasyon ve fibrozise yol açıcı etkilerle kardiyovasküler ve renal hasara katkıda bulunduğu uzun süre sonra anlaşılmıştır. Çalışmalar sonucu aldosteronun kardiyo- vaskülo-renal hasar patogenezinde anjiotensin II'den bağımsız etkileri olduğunu gösteren sonuçlar elde edilmiştir. Aldosteron salgısı büyük oranda anjiotensin II tarafından kontrol edilse de, anjiotensin konverting enzim inhibitörleri veya anjiotensin II-tip 1 reseptor blokerleri ile tedavi edilen hastaların önemli bir bölümünde, artmış albuminüri ve hızlanmış glomeruler filtrasyon hızı azalması ile ilişkili aldosteron kaçağı gelişebileceği bildirilmiştir. Bu nedenle çalışmamızda, üç ay süreyle 25 mg/gün dozunda uyguladığımız, aldosteron reseptör blokeri olan, spironolaktonun nefron fonksiyonlarına etkisini en az 6 aydan bu yana anjiotensin konverting enzim inhibitörü veya anjiotensin II-tip 1 reseptör blokeri kullanan mikroalbuminürik tip 2 diyabetli 20 (9 K, 11 E) hastadan oluşan kombinasyon grubunda ve bu grup ilaçları kullanmayan 11 (6 K, 5 E) mikroalbuminürik tip 2 diyabetliden oluşan spironolakton grubunda araştırdık. Kombinasyon grubunda spironolakton tedavisi mevcut anjiotensin konverting enzim inhibitörü veya anjiotensin II-tip 1 reseptör blokeri tedavisine ek olarak uygulandı. Hastaların spironolakton tedavisi öncesinde kullanmakta oldukları tedaviler çalışma boyunca değiştirilmedi. Üç aylık tedavi sonunda, kombinasyon grubunda idrarla protein atılımı (UPE, p:0.015), idrarla albumin atılımı (UAE, p:0.010) ve idrarla albumin atılımının idrar kreatininine oranı (UAE/iKr, p:0.007) anlamlı azaldı, serum potasyum düzeyi (sK+, p:0.004) anlamlı arttı. Spironolakton grubunda, UAE/iKr oranı (p:0.016) anlamlı azaldı. Tüm hastalarımız birlikte değerlendirildiğinde, UPE (p:0.019), UAE (p:0.002) ve UAE/iKr oranı (p:0.011) anlamlı azaldı, serum kreatinini (sKr, p:0.025) ve sK+ (p:0.002) anlamlı yükseldi. Kombinasyon grubunda, 12 aydan daha uzun süre anjiotensin konverting enzim inhibitörü veya anjiotensin II-tip 1 reseptör blokeri kullananlarda UPE (p:0.015), UAE (p:0.010), ve UAE/iKr oranı (p:0.007) anlamlı azalırken, 12 aydan daha kısa süre bu tedavileri kullanmış olanlarda bu parametrelerde anlamlı değişiklik oluşmadı. Tüm hastalarımızdan oluşan grupta, UAE'deki değişimle glomeruler filtrasyon hızı (GFR, r:0.525, p:0.002) değişimi pozitif, sKr değişimi (-r:0.473, p:0.007) negatif; UAE/iKr oranındaki değişimle sKr değişimi (-r:0.501, p:0.004) negatif doğrusal ilişkili bulundu. Özetle, bu çalışmada, daha önce anjiotensin konverting enzim inhibitörü veya anjiotensin II-tip 1 reseptör blokeri kullanan hastalarda daha belirgin olmak üzere, tüm diyabetik nefropatili hastalarımızda, aldosteron reseptör blokeri olan spironolakton albuminüriyi azalttı. Bulgularımız, başta anjiotensin konverting enzim inhibitörü veya anjiotensin II-tip 1 reseptör blokeri tedavisi kullanmalarına rağmen aldosteron kaçağı gelişmiş olanlar olmak üzere diyabetik nefropatili hastalarda aldosteron etkilerini baskılamaya yönelik tedavilerin yeni tedavi stratejisi olabileceğini göstermektedir. Uzun süreli böbrek koruyucu etkileri ve tolerabiliteyi tam olarak anlayabilmek için uzun süreli ve çok sayıda hastayı kapsayan çalışmaların yapılması gereklidir. Anahtar Kelimeler: Diyabetes Mellitus, Diyabetik Nefropati, Anjiotensin II, Aldosteron, Spironolakton
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kronik Böbrek Hastalığında Bilişsel Fonksiyon Bozukluğu: Diyaliz Modalitesinin Etkisi
    (2015) Ak, Recep; Üstündağ, Sedat; Üstündağ, Ayten; Güldiken, Babürhan Feyzullah; Süt, Necdet
    amaç: Kronik böbrek hastalığı (KBH) olanlarda, morbidite ve mortalite artışına yol açan bilişsel fonksiyon bozukluğu (BD)'na sık rastlanır. çalışmamızda, KBH olgularında BD gelişimine etkili faktörleri araştırmayı, hemodiyaliz (HD) ve periton diyalizi (HD) uygulamalarının BD gelişimine etkisini incelemeyi amaçladık.GEREÇ ve YÖNTEMLER: Henüz diyaliz aşamasına gelmemiş 62 (Prediyaliz Grubu; 28'i evre III, 34'ü evre IV) hasta ile diyaliz tedavisi uygulanmakta olan 60 (Diyaliz Grubu; 30'u HD, 30'u PD) hastadan oluşan toplam 122 KBH'lı olgu grubumuzda ve 41 sağlıklı bireyde bilişsel fonksiyonları karşılaştırmalı olarak inceledik bulGular: KBH'lı olgularımızda BD gelişme oranının (%24,6), sağlıklı olgulara göre (%0) çok yüksek olduğunu bulduk (p<0,001). Mini Mental Test puanının hasta yaşı (r=-0,428), hemoglobin (r=0,336), CRP (r=-0,311), albümin (r=0,336); Hesaplama Testi puanının LDL kolesterol (r=-0,336); Praksis Testi puanının hastalık süresi (r=-0,204), HDL (r=0,188); Görsel Hafıza Testi puanının parathormon düzeyi ile (r=-0,270) ilişkili olduğunu saptadık. HD uygulanmakta olan hastalarımızda BD yaygınlığının (%50), PD grubuna göre (%23,3) daha yüksek olduğunu (p=0,032) gözledik.sonuç: Bulgularımız, anemi, malnütrisyon, inflamasyon varlığının hastalarımızdaki BD gelişiminde önemli rol oynadığını ve PD uygulanan hastalarda bilişsel fonksiyonların HD uygulananlara göre daha iyi korunduğunu göstermektedır
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Son Dönem Kronik Böbrek Hastalarında Altı Aylık Hemodiyaliz Tedavisinin Kognitif Fonksiyona Etkisi
    (2018) Kılınç, Vildan Çoban; Üstündağ, Sedat; Üstündağ, Ayten; Süt, Necdet
    AMAÇ: Evre V Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) olan hastalarımızda kognitif fonksiyon bozukluğununvarlığını, etkileyen faktörleri ve hemodiyaliz tedavisinin kognitif fonksiyona etkisini incelemeyiamaçladık.GEREÇ ve YÖNTEMLER: Çalışmamızda, evre 5 KBH gelişmiş 66 olgumuzda standardize minimental durum değerlendirme testi ile kognitif fonksiyon bozukluğu (KFB) yaygınlığını, gelişiminikolaylaştırıcı faktörleri araştırmayı; hemodiyaliz tedavisine yeni başlayan 33 hastamızda altı aylıktedavinin kognitif fonksiyona etkisini araştırdık.BULGULAR: Hastalarımızın %32’sinde KFB gelişmişti. Eğitim durumunun daha düşük seviyedeolmasının (p<0,001), ileri yaşın (p=0,003), kadın cinsiyette olmanın (p<0,001), bel çevresinin kalınolmasının (p=0,016), üre seviyelerinin yüksek olmasının (p=0,018) KFB gelişimi ile pozitif doğrusalilişki olduğunu belirledik. Altı aylık hemodiyaliz tedavisi ile kognitif fonksiyon değerlendirmepuanının 0,5 puan (p=0,092) yükseldiğini, başlangıçta %39,4 olan KFB’li hasta oranının, tedavininaltıncı ayında %27,3’e gerilediğini; %30’luk bu azalmanın istatistiksel anlamlılık sınırında olduğunu(p=0,137) saptadık. Bazal diyastolik kan basıncı (KB) yüksek olan hastaların kognitif fonksiyonlarınınhemodiyaliz tedavisi daha az düzeldiğini (p=0,042); istatistiksel anlamlılık sınırında olmakla birlikteyaşı ileri (p=0,065), bazal ortalama KB (p=0,056) ve bazal sistolik KB (p=0,135) yüksek olan hastalardada hemodiyaliz tedavisi ile kognitif fonksiyonlarda daha az düzelme geliştiğini saptadık.SONUÇ: Bulgularımız, KBH olan bireylerde kognitif fonksiyonların değerlendirilmesinin, gelişiminikolaylaştırıcı faktörlerin ortadan kaldırılmasının ve diyaliz endikasyonu olan hastalarda hemodiyaliztedavisine geciktirilmeden başlanmasının KFB ve KBH’na bağlı morbi-mortalitenin azaltılmasınayardımcı olabileceğini düşündürmektedir.

| Trakya Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Edirne, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim