Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Özlen, Burcu" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Aktif akciğer tüberkülozunu taklit eden üst lob yerleşimli patlamış kist hidatik olgusu
    (2007) Özlen, Burcu; Özdemir, Levent; Yörük, Yener; Altıay, Gündeniz; Tabakoğlu, Erhan; Hatipoğlu, Osman Nuri
    Kist hidatik, Echinococcus granulosus'un neden olduğu sıklıkla karaciğerde olmakla birlikte %1030 olguda akciğerde de görülebilen paraziter bir hastalıktır. Akciğerlerde daha çok alt loblarda yerleşmektedir. Akciğer grafisinde sağ akciğer üst lob posterior segmentte kavitesi olan 49 yaşında bir erkek hasta akciğer tüberkülozu (TB) ön tanısı ile tüberküloz servisine yatırılarak ampirik olarak antiTB tedavi başlandı. Balgam incelemelerinde aside dirençli basil (ADB) üç kez negatif olarak saptanan hastaya bronkoskopi yapıldı. Bronş lavajında da ADB'nin negatif olması üzerine yapılan yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografide akciğer TB ile ilgili bulguları değil rüptüre olmuş kist hidatik ile uyumlu olabilecek bulgular görüldü. Kist hidatik için indirekt hemaglutinasyon testi negatif olan bu hastada kistotomi uygulandı
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bronşektazi olgularında sosyoekonomik özellikler ve predispozan faktörler
    (2007) Özdemir, Levent; Tabakoğlu, Erhan; Hatipoğlu, Osman Nuri; Altıay, Gündeniz; Özlen, Burcu; Çiftçi, Abdullah; Çağlar, Tuncay
    Amaç: Bu çalışmada bronşektazili olguların sosyoekonomik özelliklerini ve bronşektazi gelişiminde rol oynayabilecek faktörleri belirlemek amaçlandı. Hastalar ve Yöntemler: Altmış dokuz bronşektazi olgusu (43 erkek, 26 kadın; ort. yaş 53.7±15.6) geriye dönük olarak değerlendirildi. Tüm hastaların bronşektazi gelişiminde rol oynayabilecek faktörler, eğitim düzeyleri, sigara, alkol kullanım öyküleri ve aylık gelir düzeyleri kaydedildi. Bulgular: Olguların çoğunda bronşektazi gelişiminde rol oynayan birden fazla risk faktörü vardı. Pnömoni (%68), kızamık (%32), tüberküloz (%18) en sık nedenlerdi. Olguların %42'si ilkokul mezunu olup, %20'si hiç okula gitmemişti. Olguların %55'inde sigara, %19'unda alkol öyküsü vardı. Aylık gelir düzeyleri ise ortalama 438.2±363 YTL olarak bulundu. Sonuç: Sonuç olarak bronşektazi sosyoekonomik düzeyi düşük olan bireylerin bir hastalığı olarak düşünüldü.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kemoterapi uygulanan akciğer kanserli hastalarda tedaviye yanıtın, yan etkilerin, yaşam kalitesinin ve yaşam süresinin değerlendirilmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2007) Özlen, Burcu; Hatipoğlu, Osman Nuri
    Akciğer kanseri Dünya'da ve Türkiye'de en sık görülen kanser türlerinden biri olup mortalitesi çok yüksektir. Tanı ve tedavisindeki tüm gelişmelere rağmen sağkalımda çok fazla artış saptanamamıştır. Bu çalışmanın amacı kemoterapi uygulanan akciğer kanserli hastalarda tedaviye yanıtın, yan etkilerin, yaşam kalitesinin ve yaşam süresinin değerlendirilmesi ve hasta ve kanser cevabı arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Mart 2004-Eylül 2006 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniğinde akciğer kanseri tanısı alan ve kemoterapi endikasyonu olan 166 hasta çalışmaya alındı. Çalışma prospektif gözlem çalışması olarak planlandı. Hastaların tedavi yanıtı, kemoterapi sonrası oluşan yan etkileri ve sağkalım süreleri gözlendi. Yaşam kaliteleri her kür öncesi Akciğer Kanseri Semptom Skalası ile değerlendirildi.Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ortalama yaşam süresi 315.6 ± 25.1, küçük hücreli akciğer kanserinde 414.8 ± 58.8 gün olarak bulundu (p>0.05). Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evre 3A'da sağkalımın (633.5 ± 102.8 gün) evre 3B (280.2 ± 34.6 gün) ve evre 4'e (283.9 ± 28.7 gün) göre anlamlı olarak daha iyi olduğu, küçük hücreli akciğer kanserinde sınırlı hastalıkta (550.9 ± 117.1 gün) yaygın hastalığa (322.2 ± 46.1 gün) göre sağkalımın anlamlı daha iyi olduğu saptandı (p<0.05).Tam veya kısmi yanıt oranı küçük hücreli akciğer kanserinde %46.3, küçük hücreli dışı akciğer kanserinde %26.4 olarak bulundu (p<0.05). Progresif hastalık görülme oranı ise küçük hücreli akciğer kanserinde %22 iken, küçük hücreli dışı akciğer kanserinde %46.4 idi (p<0.05).Tam yanıtı olan hastalarda ortalama yaşam süresi 421.5 ± 268.3 iken progresif hastalığı olanlarda 254.6 ± 195.7 gün olarak bulunmuştur (p<0.05).Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ortalama bazal yaşam kalitesi skoru 29.03 ± 19.72 iken küçük hücreli akciğer kanserinde 30.73 ± 22.66 idi (p>0.05)Düşük Karnofsky Performans skoru olanlarda ve ileri evre hastalarda yaşam kalitesi skorları daha kötü idi. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde kemoterapinin yaşam kalitesi üzerine olumlu bir etkisi gösterilemedi. Küçük hücreli akciğer kanserinde ise kemoterapinin yaşam kalitesi üzerine olumlu etkisinin olduğu ve özellikle 2. kür kemoterapi sonrası yaşam kalitesinde iyileşmeler ortaya çıktığı saptandı.Alopesi, halsizlik, bulantı-kusma, konstipasyon en sık görülen yan etkilerdi. Düşük hemoglobin ve albumin değeri, yüksek alkalen fosfotaz değeri, düşük performans durumu ve yaşam kalitesi sağkalımı olumsuz etkileyen prognostik faktörler olarak saptandı.Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısıyla ?4 kür kemoterapi alan hastalarda ortalama yaşam süresi (394.2 ± 55.0) >4 kür alanlarla (397.5 ± 41.4) benzerdi (p>0.05).Tam yanıtı olan hastaların yaşam sürelerinin %10'nu hastanede geçirdiği saptanırken, progresif hastalığı olanların yaşam sürelerinin %20'sini hastanede geçirdikleri saptandı (p<0.001).Sonuç olarak bu çalışma küçük hücreli dışı akciğer kanserinde kemoterapinin yaşam kalitesine olumlu etkisinin olmadığını, küçük hücreli akciğer kanserinde ise kemoterapinin yaşam kalitesi üzerine olumlu etkisinin olduğunu, yaşam kalitesinin sağkalımı etkileyen prognostik faktörlerden biri olduğunu, Karnofsky Performans skorunun Akciğer Kanseri Semptom Skalası ile çok yakın ilişkili olduğunu ve küçük hücreli dışı akciğer kanserinde 4 kürden fazla verilen kemoterapinin yaşam süresi üzerine olumlu etkisinin olmadığını, kanserin evresinin ve kanserin kemoterapiye yanıtının yaşam süresi ile yakından ilişkili olduğunu göstermiştir.Anahtar Kelimeler: Akciğer kanseri, yaşam kalitesi, yaşam süresi
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Küçük hücreli akciğer kanserinde sağkalımı etkileyen prognostik faktörler
    (2009) Özlen, Burcu; Hatipoğlu, Osman Nuri; Özdemir, Levent; Süt, Necdet; Altay, Gündeniz; Tabakoğlu, Erhan
    Amaç: Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) hızla ilerleyen, kötü klinik seyirle giden, kemoterapi ve radyoterapiye iyi yanıt veren bir hastalıktır. Bazı klinik veriler ve laboratuvar parametreleri sağkalımı değerlendirmede kullanılabilir. Bu çalışmanı n amacı KHAK tanısı alan hastalarda sağkalımın incelenmesi ve sağkalıma etki eden prognostik faktörlerin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: KHAK tanısı ile kemoterapi planlanan ardışık 46 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastaların bazal karakteristik özellikleri ve prognoza etki edebilecek değişkenler kaydedildi. Hastaların yaşam süreleri belirlendi. Kaplan Meier analizi ile yaşam süresi eğrileri çizildi. Bulgular: Medyan sağkalım süresi 338 gün (%95 güven aralığı: 243 - 432) olarak bulundu. Bir aylık sağkalım oranı %89, 6 aylık sağkalım oranı %62, 1 yıllık sağkalım oranı ise %45 olarak hesaplandı. Tek değişkenli analizde p<0.05 olan değişkenlere, çok değişkenli cox regresyon analizi uygulandı. Çok değişkenli analizde karaciğer metastazı (Relatif Risk (RR): 4.99, %95 güven aralığı: 1,21 - 20,53 ), kilo kayb? (RR: 11.3, %95 güven aralığı: 1,11 - 115,5) ve 1. kür sonrası total protein düzeyinin düşüklüğaaa ü (RR: 0.198; %95 güven aralığı: 0,06 - 0,63), sağkalım ile ilişkili bağımsız prognostik faktörler olarak saptandı. Sonuç: KHAK mortalite hızı yüksek bir hastalıktır. Saptadığımız prognostik faktörlerin ileri çalışmalarla desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Montelukast ile ilişkili Churg Strauss sendromu
    (2008) Özlen, Burcu; Çevirme, Leyla; Eskitütüncü, Banu; Soy, Mehmet; Hatipoğlu, Osman Nuri; Kurtar, Nazan; Özdemir, Levent
    On beş yıldır astım öyküsü olan 47 yaşında bir kadın hasta antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen radyolojik infiltrasyonu nedeniyle hastanemize sevkedildi. Hasta 2 yıldır montelukast kullanıyordu. Periferik kanda eozinofili (%38), bronkoalveoler lavajda eozinofili (%54), nazal polip, akciğer grafisinde geçici infiltrasyonlar saptanması üzerine Churg-Strauss Sendromu (CSS) tanısı koyduk. Hastanın montelukast kullanmadan önceki periferik kan incelemelerindeki eozinofil oranları normal iken, ilacı kullanmaya başladıktan sonra eozinofil oranlarının %10’un üzerinde seyrettiği eski kayıtların incelenmesi ile öğrenildi. Bu hastada CSS’nin montelukast kullanımı ile ilişkili olduğu düşünüldü. Sadece montelukast tedavisinin kesilmesi ile hastanın klinik ve radyolojik bulgularında, eozinofil sayısında düzelme (%20) sağlandı. Kortikosteroid veya sitotoksik tedavi vermeksizin iyileşme gösteren montelukast kullanımı ile ilişkili CSS’li bu olguyu sunmayı uygun bulduk.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Osteomyelite sekonder septik emboli olgusu
    (2006) Çıkmaz, Tuba; Özdemir, Levent; Hatipoğlu, Osman N.; Özlen, Burcu
    Nefes darlığı, sol bacakta şişlik ve sıcaklık artışı şikayetleri ile acil servise başvuran 58 yaşında bir bayan hasta, akciğer grafisinde bilateral periferik yaygın infiltrasyonlar ve arteryel kan gazında ciddi hipoksemisi saptanması üzerine sepsis, ARDS, pulmoner emboli ve vaskülit öntanıları ile kliniğimize yatırıldı. Toraks BT'sinde akciğer parankiminde periferik yerleşimli kavitasyon içeren nodüller gözlendi. Kemik sintigrafisinde osteomyelit saptandı. Bu bulgularla osteomyelite sekonder septik emboli tanısı kondu. Ampirik antibiyotik, noninvazif mekanik ventilasyon ve destek tedavisi ile klinik ve radyografik bulgularında iyileşme sağlandı. Akciğer grafisinde infiltrasyonların bilateral ve periferik olması; toraks BT'de subplevral yerleşimli kaviter nodüllerin görülmesi, başka bir odakta infeksiyon bulgularının olması pnömoninin hematojen kaynaklı olabileceğinin anlamlı ipuçlarıdır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Yağ embolisi: Olgu sunumu
    (2006) Özdemir, Levent; Tabakoğlu, Erhan; Gürlü, Vuslat; Hatipoğlu, Osman N.; Altıay, Gündeniz; Yılmam, İlker; Özlen, Burcu
    Yağ embolisi, genellikle uzun kemik travmasının komplikasyonu olarak ortaya çıkan nadir bir durumdur. Travma sonrası 24 - 72 saat sonra solunum sistemi, santral sinir sistemi, üriner sistem, göz ve deride semptom ve bulgular ile kendini gösterir. 46 yaşındaki erkek olgu, sol tibia fraktürü sonrası 30. saatte konfüzyon, ateş, dispne, taşipne, göğüs ön bölgesi ve ön aksiller hatta peteşiyal döküntü şikayeti ile değerlendirildi. Hastanın antero - posterior akciğer grafisi normaldi, alınan arteryel kan gazında hipoksi-hipokapnisi mevcuttu. Yapılan ventilasyon - perfüzyon sintigrafisi orta ihtimalli emboli olarak değerlendirildi. Bilinç durumunu açıklayacak bir patoloji saptanmadı. Göz dibi muayenesinde retinada eksüdatif alanlar ve küçük kanama odakları, idrar analizinde bol miktarda yağ globülleri saptandı. Steroid tedavisi ile hastanın klinik bulguları hızla düzeldi.

| Trakya Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Edirne, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim