Yazar "Özdemir, Büşra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A Case Report: the Role of Prostate-Specific Membrane Antigen Labeled Theranostic Agents in the Diagnosis and Treatment of Prostate Cancer(Trakya Üniversitesi, 2019) Avul, Ali Rıza; Özdemir, Büşra; Altun, Gülay DurmuşAims: Prostate cancer is one of the most prevalent cancers worldwide and sometimes it can be deadly which brings out a high quantity of the prostate specific membrane antigen. Gallium-68 prostate specific membrane antigen PET scan is used to detect primary tumors and metastases of prostate cancer. In addition, Lutetium-177 prostate-specific membrane antigen is used for treatment in some special cases. Our case report aims to show the roles of prostate specific membrane antigen labeled theranostic agents in the diagnosis, staging, and treatment of prostate cancer and evaluate the response to the treatment of metastatic castration-resistant prostate cancer. Case Report: A 78-year-old male patient was admitted to Trakya University Hospital Nuclear Medicine Department with the diagnosis of prostate cancer for cancer staging and treatment. Gallium-68 prostate specific membrane antigen was firstly used to detect any metastases and then to evaluate response to the treatment. Lutetium-177 prostate specific membrane antigen was used for treatment. Conclusion: After 3 cures of Lutetium-177 therapy, the patient underwent Gallium - 68 prostate specific membrane antigen PET which demonstrated regression of the metastatic tumor. There was a decrease in the uptake of Gallium-68 prostate specific membrane antigen in the primary tumor and lymph nodes metastases. Also, bone metastases have been cleared. Hence, Lutetium-177 seems to be a promising treatment modality to treat metastatic prostate cancerÖğe Effectiveness of Pet/Ct in Evaluation of the Lymphoma(Trakya Üniversitesi, 2019) Atnallar, Göktuğ; Özdemir, Büşra; Ümit, Elif Gülsüm; Durmuş Altun, GülayAims: Prognosis and survival of Hodgkin lymphoma have been improved dramatically by the development of treatments as well as the sensitivity of evaluation tools. In this case report, we aimed to emphasize the importance of positron emission tomography with 2-deoxy-2-[fluorine-18] fluoro-D-glucose integrated with computed tomography in the initial staging of Hodgkin’s lymp-homa, evaluating the response to treatment, and to demonstrate residual tissue or recurrence. Case Report: A 25-year-old male patient presented to Trakya University Hospital with swelling in the right groin and was diagnosed with Hodgkin’s lymphoma. Positron emission tomography with 2-deoxy-2-[fluorine-18] fluoro-D-glucose integrated with computed tomography scan was used for initial staging and assessment of response to treatment. Conclusion: Positron emission tomography is a feasible imaging modality for the evaluation of lymphomas. It is sensitive to detect minimal recurrence as well as alterations of lesions’ metabolic activity. Keywords: Positron emission tomography, lymphoma, hodgkin diseaseÖğe İzole koroner arter bypass cerrahisi olacak hastalarda hba1c ve nt-probnp değerlerinin postoperatif sonuçlar üzerine etkileri(Trakya Üniversitesi, 2013) Özdemir, Büşra; Yüksel, VolkanDiyabetik hastalarda en önemli ölüm nedeni kardiyovasküler hastalıklardır. Günümüzde diyabet kardiyovasküler hastalıkla eşdeğer olarak kabul edilmektedir. Bu hastalarda kardiyovasküler hastalık gelişme riski preklinik diyabet döneminden önce başlamaktadır. Diyabetik hastalarda perioperatif ve postoperatif risk daha fazladır. Dolayısıyla gerek cerrahlar ve gerekse anesteziyolojistler diyabetle ilişkili ve diyabetik hastaların cerrahisi ve anestezisi hakkındaki risklerden haberdar olmalılardır. Diyabetik hastalarda kan glukoz kontrolü ve bu hastalarda kalp yetmezliği bulgularını ortaya koymak amacıyla preoperatif HbA1c ve NT-proBNP değerlerinin operasyon sonuçları üzerine etkilerini karşılaştırdık. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi kliniğinde elektif izole koroner arter bypass cerrahisi uygulanan toplam 40 diyabetik hasta çalışmamıza rızaları alınarak dahil edildiler. Hastalardan preoperatif gönderdiğimiz NT-proBNP ve HbA1c değerlerini postoperatif sonuçlarla karşılaştırdık. HbA1c değeri yüksek olan hastaların üre, kreatinin değerleri daha yüksek, drenajı daha fazla, postoperatif inotrop ihtiyacının artmış, postoperatif yoğun bakımda kalış ve hastanede yatış sürelerinin daha uzun olduğunu bulduk. Mortalite oranı bu hastalarda anlamlı olarak çok yüksek bulundu. NT-proBNP ile HbA1c arasında korelasyon bulamadık Preoperatif EF'si düşük olan hastalarda ve yaş arttıkça NT-proBNP'nin yükseldiğini bulduk. Bu hastalarda inotrop ihtiyacı artmış ve postoperatif AF oranı daha yüksek seyretti. Daha az koroner damarı bypass yapılmasına rağmen aort klemp süresi NT-proBNP değeri yüksek olan grupta daha uzundu. Koroner arter bypass cerrahisi uygulanacak diyabetik hastalarda HbA1c ve NT-proBNP'nin postoperatif sonuçlar hakkında önemli öngörüler sunabildiği kanaatindeyiz. Anahtar Kelimeler: Diyabetes Mellitus, Koroner Arter Bypass Cerrahisi, HbA1c, NTproBNPÖğe Kardiyak Miksoma Olgusunda Koroner Anjiyografi nin Önemi(2015) Özdemir, Büşra; Chouseın-Hüseyin, Serchat-Serhat; Yüksel, Volkan; Sağıroğlu, GönülAtriyal miksomalar ile koroner arter hastalığı arasında bir ilişki bulunmamasına rağmen nadiren birlikte görülebilmektedirler. Miksomalar görüldükleri yaş grubu ve çoğu hastada koroner arter hastalığı risk faktörlerinin mevcut olması nedeniyle, operasyon öncesi bu hastaların asemptomatik olsalar bile koroner anjiyografi ile değerlendirilmeleri gerekmektir. Ayrıca anjiyografi ile miksomanın vaskülaritesini ve miksomaya bağlı ortaya çıkan koroner emboliyi de değerlendirme şansımız olabilmektedir. Bizde kliniğimize baş dönmesi şikayeti ile gelen ve sol atriyal miksoma saptanan bir hastada, asemptomatik koroner arter hastalığının preoperatif koroner anjiyografi ile tespit edilmesinin önemini gösteren bir olguyu sunmayı amaçladık