Yazar "Çelik, Velat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atopik Dermatitli Çocuklarda Hipogamaglobulinemi Sıklığı ve İmmünglobulin Düzeylerinin Egzama Şiddeti ile İlişkisi(2021) Beken, Burçin; Çelik, Velat; Özdemir, Pınar Gökmirza; Yazıcıoğlu, MehtapAmaç: Atopik dermatit (AD) çocukluk çağının en sık görülen kronik deri hastalığıdır. Bazı primer immün yetmezliklerde egzama belirgin bir bulgu olarak karşımıza çıkabilmekle birlikte egzamalı hastalarda hipogamaglobülinemi sıklığı ile ilgili yapılmış çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Çalışmamızda AD’li hastalarda hipogamaglobülinemi sıklığının ve immünoglobulin düzeylerinin egzama şiddeti ile ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk İmmünoloji ve Alerji Bölümü’nde Ocak 2015-Ağustos 2018 tarihleri arasında AD tanısı konulan 0-18 yaş arasındaki hastalar çalışmaya alınmıştır. Temel immünoglobulin izotiplerinden herhangi birisinde yaşa göre normal değerlerden -2 standart sapmadan fazla düşüklük olması hipogamaglobülinemi olarak tanımlanmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan 117 hastanın başvuru yaşı ortanca 11 ay [çeyrekler arası aralık (IQR): 6,7-33 ay], egzama başlangıç yaşı ortanca 3,5 ay (IQR: 2-6 ay), başvuru anındaki SCORingAtopicDermatitis skoru ortanca: 13,8 (IQR): 5-32] idi. Otuz altı (%30,8) hastada immünoglobulin izotiplerinden en az birinde düşüklük olup immünoglobulin (Ig)-A, M ve G düşüklüğü sırasıyla; 21 (%17,9), 18 (%15,5) ve 23 (%19,7) hastada saptandı. Hafif ve orta-ağır egzama grupları arasında başvuru yaşı, egzama başlangıç yaşı, ailede alerjik hastalık öyküsü, sigara maruziyeti, aeroalerjen duyarlılığı, besin alerjisi, hipogamaglobülinemi saptanan hasta sayısı ve IgA, M ve G düzeyleri açısından bir fark bulunmazken, orta-ağır egzama grubunda erkeklerin daha fazla sayıda olduğu ve eozinofil yüksekliği saptandı. Sonuç: AD hastalarında egzama şiddetinden bağımsız olarak immünoglobulin düzeylerinin değerlendirilmesinin primer immün yetmezlik ayrımının yapılması ve hastaların süt çocukluğunun geçici hipogamaglobulinemisi açısından takibi için önemli olduğu düşünülmüştür.Öğe Atopik Dermatitte Besin Duyarlanması ve Besin Alerjisi(2019) Beken, Burçin; Çelik, Velat; Özdemir, Pınar Gökmirza; Süt, Necdet; Yazıcıoğlu, MehtapAtopik dermatit çocukluk çağının en sık görülen kronik inflamatuar cilt hastalığı olup, besinler egzemayı alevlendiren faktörler arasında yerini almaktadır. Bu çalışmada atopik dermatitli hastalarda besin duyarlanması ve besin alerjisi sıklığını araştırmak ve bunların atopik dermatit şiddeti ile ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Üniversitemiz Çocuk İmmunolojisi ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı’nda2015-2018 yılları arasında atopik dermatit tanısı konulan 0-18 yaş arasındaki 236 hastanın sonuçları retrospektif olarak incelendi. Besin alerjen duyarlanması68 (%31) hastada pozitif olup duyarlanma saptanan ilk üç besin sırasıyla yumurta (%20), inek sütü (%11,8) ve yer fıstığı (%4,5) idi. Yüz otuz üç hastaya toplam 147 besin yükleme testi yapıldı. Besin yükleme testi ile 36 (%27) hastada inek sütü, 4 (%3) hastada yumurta alerjisi gösterildi. Kabak çekirdeği ile anafilaksi öyküsü ve deri prik testi pozitifliği olan 1 (%0,8) hasta ile birlikte toplam 41 (% 30,8) hastada besin alerjisi tanısı konuldu. Hastalar hastalık şiddetine göre hafif (grup 1) ve orta-ağır(grup 2) şiddette atopik dermatit olarak iki gruba ayrılarak karşılaştırıldığında; şikayet başlangıç yaşı, cinsiyet, ailede atopi öyküsü, IgE düzeyi, eozinofil sayısı ve inhalan alerjen duyarlanması açısından iki grup arasında fark saptanmadı. Besin alerjen duyarlanması ve besin alerjisi grup 1’de sırasıyla %20, %8; grup 2’de %34, %21 olup, grup 2’de anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p=0.039, p= 0.041). Atopik dermatitli hastaların yaklaşık üçte birinde besin alerjisi eşlik etmektedir. Özellikle orta-ağır atopik dermatitli hastalar bu açıdan riskli gruptadır. Besin alerjisi tanısı altın standart tanı testi olan besin yükleme testi ile doğrulanmalı, gereksiz besin eliminasyonundan kaçınılmalıdırÖğe Future doctors and anaphylaxis: What do they know? what should we do?(2019) Özdemir, Pınar Gömirza; Beken, Burçin; Çelik, Velat; Yazıcıoğlu, Mehtap; Süt, NecdetAim: Anaphylaxis is a severe, potentially life-threatening systemic hypersensitivity reaction. Previous studies reveal that there aremany potential deficiencies in the knowledge of doctors regarding the diagnosis and management of anaphylaxis in different healthcare settings.The main purpose of this study was to assess the knowledge of 4th-6th-year medical students regarding the diagnosisand management of anaphylaxis.Material and Methods: The study was designed as a cross-sectional survey. The total number of 4th-, 5th-, and 6th-grade medicalstudents at Trakya University Medical School was 651, and 172 (26%) agreed to participate in the study. The participants wereasked to answer the questionnaire forms were including the questions assessing students’ knowledge about the diagnosis andmanagement of anaphylaxis, before and after a training session about anaphylaxis.Results:Awareness of students about symptoms indicating anaphylaxis other than cutaneous and respiratory symptoms wasbetween 40% and 77% in the initial test. Although the majority of participants (94%) chose epinephrine as the first-line drug for thetreatment of anaphylaxis, correct answers about dosage, concentration, and the route for administration of epinephrine were lowwhen compared with the final test (p < 0.001 for each item). While 14% stated they felt they could diagnose and treat anaphylaxis inthe initial test, this increased 83% after the training (p < 0.001).Conclusion: The study revealed that, knowledge of medical students relating diagnosis and treatment of anaphylaxis is unsatisfactory.Much more attention is needed in medical-school education concerning anaphylaxis management to prevent anaphylaxis-relatedmortalities in the future.