Yazar "Çaylan, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 0-12 ay grubundaki çocukların ebeveyn ve/veya bakıcılarının çocukları sevme ve avutma biçimleri(Trakya Üniversiyesi Tıp Fakültesi, 2019) Doğan, Birşua; Çaylan, AyşeAraştırmamızın amacı 0-12 ay grubunda ağlayan bebeklerin ebeveyn ve bakıcılarının yaklaşımlarını, ağlama ve uyumama durumunda nasıl tepki verdiklerini, bebekleri sevme, bebeklere sevgi gösterme biçimleri ve sarsılmış bebek sendromu ile ilgili bilgilerini belirlemektir. Çalışmamızda Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi pediatri (Genel Pediatri, Yenidoğan, Nefroloji, Hematoloji, Kardiyoloji, Endokrinoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Poliklinikleri) ve pediatrik cerrahi poliklerine başvuran 0 – 12 ay grubunda bebeğe sahip ebeveynler ve/veya bakıcıları hedeflenmiştir. Araştırmaya söz konusu hastanenin ilgili polikliniklerine 01.12.2017 ve 28.02.2018 tarihleri arasında başvuran 0 – 12 ay grubunda bebeği olan toplam 400 ebeveyn ve/veya bakıcı katılmayı kabul etti. Veriler 44 adet sorudan oluşan, araştırmacılar tarafından hazırlana bir anket ile toplanmıştır. Çalışmaya katılan ebeveynlerin %59.5’i “bebek zaman zaman öylesine ağlar” diye belirtti; buna katıldığını belirten annelerin oranı %74.3, babaların oranı %1.2’si olarak bulundu. “Sarsmak bebeklere ne zarar verir?” sorusuna ebeveynlerin % 94.75’i “beynine ve başına zarar gelir” derken, %5.25’i “hiçbir şey yapmaz” diye yanıt verdi. Annelerin %36.6’sı, babaların %37’si bebek ağladığında kendilerini çaresiz, sinirli, kızgın ve öfkeli hissettiklerini ifade ettiler. Ebeveynlerin %64.5’i bebeklerini avutma yöntemi olarak kollarında, ayaklarında ve battaniyede sallama, sevme yöntemi olarak %59,25’i havaya hoplatma ve zıplatmayı kullandıklarını belirtti. Sarsılmış bebek sendromu kavramını ebeveynlerin büyük bir kısmı daha önce hiç duymadıklarını ifade ettiler (%76,5) . Çalışmamızdan elde edilen bulgular sonucu ailelerin, bakım veren kimselerin bebekleri sevme ve avutma tutum ve biçimleri sonucu onları sarsabildikleri ve sarsma ile, sarsılmış bebek sendromu ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmadıkları görülmüş olup, burdan hareketle bebeğin doğumu ile birlikte ailelere bu konuda bilgi vermek, farkındalık kazandırmak, sarsmayı önleyebilmek ve gerektiğinde de ilk müdahaleyi yaparak gerekli kuruluşlara yönlendirmek konusunda aile hekimlerine büyük görev düştüğü tespit edilmiştir.Öğe The Age and Gender Presentation in the Formations of Gallstones(Trakya Üniversitesi, 2017) Sevinç, Hande; Demir, Merve Sena; Mercan, Canan; Yüksel, Filiz; Çaylan, AyşeAims: The aim of this study is to determine age and gender differences in gallstones. Methods: First of all, we searched the general knowledge about gallstones. Then, we retrospectively evaluated 330 patients who applied to the General Surgery Department of Trakya University with the diagnosis of gall bladder stone between 09.01.2015-03.30.2016. Results: Two hundred and eight (63%) patients were female and 122 (37%) were male. 106 (32.1%) patients were over 65 years old and the least risky group in forming gallstones was under 20 years of age. Conclusion: In Trakya University General Surgery Department, gall bladder stones are mostly seen in patients over 65 years of age and higher in women compaired to men.Öğe Awareness of Symptoms and Signs in Spondyloarthritis Among Family Physicians in Edirne City Center(Trakya Üniversitesi, 2019) Çifcibaşı, Hilal Sena; Tan, Berfin; Göztepe, Aslı; Certel, Alperen Taha; Çaylan, Ayşe; Yılmazer, BarışAims: The aim of this study is to evaluate the knowledge of signs and symptoms of spondyloarthritis among family physiciansworking in Family Health Centers in Edirne. Methods: In this study, a questionnaire consisting of 17 questions were applied tothe family physicians working in the Family Health Centers of Edirne Province. The data were analyzed using non-parametricSpearman Correlation test and Mann-Whitney U test on IBM SPSS version 20.0. Results: The total number of subjects in thestudy was 45. All subjects’ median age was 47 years (1st quartile, 42 years; 3rd quartile, 51 years). Five of the participants werefamily medicine specialist. The median duration of medical practice was 20 years (1st quartile, 13 years; 3rd quartile, 25.5 years).Four of the participants were trained in rheumatology. The median number of patients examined by the participants was 60 perday (1st quartile, 47.5; 3rd quartile, 70). Forty-one of the participants stated that they referred patients with back pain to thehospital for further examination. The median number of referral percentage was 15 (1st quartile, 5; 3rd quartile, 25). Conclusion:Spondyloarthritis is a disease that is diagnosed too late and reduces patients’ quality of life. In this study, it was investigated whichfactors could be related to spondyloarthritis awareness of family physicians in a limited area. The most important output of this isstudy is the relation between referrals to rheumatology and awareness of spondyloarthritis. These parameters are related to eachother and the physician. Keywords: Back pain, arthritis, family physiciansÖğe Birinci basamakta hasta memnuniyeti ve hekim iş doyumu ile ilişkisi(2018) Turgu, Sezgin; Öztora, Serdar; Çaylan, Ayşe; Dağdeviren, Hamdi NezihAmaç: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı tarafından yürütülen bu çalışma; Edirne il merkezi aile sağlığı merkezlerine başvuran hastaların memnuniyet düzeyleri ile bu sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin iş doyumu düzeylerini ölçmek ve aralarındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapıldı.Yöntem: Çalışmaya Edirne il merkezindeki aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimler ve aile sağlığı merkezlerine başvuran, 18 yaş üzerindeki hastalar alındı. 39 aile hekimi ve 1170 hasta ile yapılan, kesitsel tipte olan çalışmadaki verilerin toplanmasında, hastalar için kişisel bilgiler formu ile European Patients Evaluate General/Family Practice (EUROPEP) Ölçeği Türkçe Versiyonu, hekimler için ise kişisel bilgiler formu ile Minnesota İş Doyum Ölçeği kullanıldı.Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların memnuniyet düzeylerinin; aylık hane geliri, yaş, eğitim seviyeleri, medeni durum, çocuk sahibi olma, sürekli hastalık varlığı ve cinsiyet ile ilişkili olduğu saptandı. Hastaların eğitim seviyeleri ve aylık hane gelirleri ile memnuniyet düzeyleri arasında negatif yönde bir ilişki varken; yaş, çocuk sahibi olma ve sürekli hastalık varlığı ile aralarındaki ilişki pozitif yöndeydi. Çalışmaya katılan hekimlerin %33,3’ü yüksek, %66,7’si orta düzeyde genel iş doyumuna sahipti. Hekimlerin iş doyumu düzeyleri sosyodemografik özelliklerinden sadece yaş ile ilişkili bulunurken, hekimlerin iş doyumu düzeyleri ile hastaların memnuniyet dereceleri arasında anlamlı bir ilişki saptandı.Sonuç: Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlık sistemi ve toplum sağlığındaki önemi düşünüldüğünde, birinci basamakta çalışan hekimlerin iş doyumuna ve sağlık hizmeti almak için bu merkezlere başvuran hastaların memnuniyet düzeylerine etki eden faktörleri belirlemek, verilen hizmeti daha da iyileştirebilmek açısından son derece önemlidir. Bu nedenle birinci basamak başta olmak üzere sağlık hizmeti veren tüm merkezlerin hastalar tarafından belirli aralıklarla değerlendirilmesinin ve hekimler ile diğer sağlık çalışanlarının iş doyumu düzeylerinin ölçülmesinin, sağlık hizmetlerindeki eksikliklerin giderilmesinde ve kalitenin arttırılmasında etkili olacağı düşünülmektedir.Öğe Evaluating Orthorexia Tendency Among Trakya University Medical School Students(Trakya Üniversitesi, 2015) Özkan, Aslı Nur; Ülkücü, Attila; Kanter, Tuğba; Tapan, Mehmet Emin; Turgutlugil, Begüm; Çaylan, AyşeAims: In this study, it is aimed to bring up Orthorexia nervosa tendency among Trakya University Medical Schoolstudents and determine the effect of smoking, alcohol use, drug use, chronic diseases, previous regimes, doing sports, possibility of individuals of cooking for themselves in their daily life and socio-demographic variables.Methods: This is a cross-sectional survey study that was applied to the 1278 students who are enrolled in TrakyaUniversity Medical School in 2014-2015 academic year. A questionnaire is prepared by the researcher including questions to determine orthorexia nervosa tendency, socio-demographic factors and Orto-11 scale. 705 students filled the questionnaire and only 676 could be used in the study. The mean age of the students was 20.92 years (min. 17 years max. 40 years). 62.1 % was female (420) and 37.9% was male (256). Results have been evaluated by using SPSS programme. In this evaluation, Kruskal Wallis and chi-square test were used.Results: Among the factors which were searched, it is seen that smoking, alcohol use and drug use decreased Orthorexia nervosa tendency while it is increased with possibility of cooking, male sex and doing sports. No significant difference were observed between other factors and Orthorexia nervosa.Conclusion: Even though there are not adequate studies in literature and it is not described in DSM-V, Orthorexianervosa might affect individual’s quality of life later in their lifetime. It is important to carry on more comprehensive studies on this topic