Türkiye’de çocuk suçluluğu : tekirdağ ili örneği
Özet
Çocuk suçluluğu kavramı ilk kez Aydınlanma Döneminde Papa XI. Clemens
tarafından kullanılmıştır. Modern Dönem ile çocuk suçluluğu hem kavramsal olarak
hem de ceza normu açısından tanımlanmıştır. Çocuk suçluluğu, ceza normları ile
sınırları belirlenen, yapılması yasaklanan eylemlerin reşit olmayanlar tarafından ihlal
edilmesidir. Çocuk suçluluğunu diğer suçluluk tanımlarından ayıran özelliği tanımın
yaş aralığı belirtilerek sınırlandırılmasıdır. Alt sınırı her toplumun ceza normlarında
farklılık göstermektedir. Üst sınır için ise genel kabul on sekiz yaş olarak
belirtilmiştir. Üst sınırı ergenlik döneminin son bulduğu yaş olarak ifade edebiliriz.
Çocuk suçluluğu Türkiye’de ve dünyada, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile
yükselişe geçmiştir. Bu yükseliş çocuk suçluluğu hakkında akademik çalışmaların
yapılması gerektiğini göstermiştir. Çocuklar, hem toplumun ürünüdür hem de
toplumun geleceğidir. Bu nedenle çocuk suçluluğu, toplumların hedeflediği geleceğe
ulaşmaları için önemle üzerinde durulması gereken bir konudur.
Bu çalışmada, Tekirdağ İl’i özelinde çocuk suçluluğu profili araştırılmıştır.
Araştırmamızda Tekirdağ İl’i kapsamında suça sürüklenen çocukların tüm kimlik
bilgileri gizli kalmak koşulu ile Tekirdağ Valiliği’nden 05/03/2020 tarihinde8936
sayılı dilekçe ile gerekli izinler alınmış ardından Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğüne
bağlı Çocuk Şube Müdürlüğün de haklarında adli işlem yapılan 1040 çocuğa ait 540
evrak demografik, sosyal ve benzeri yönlerden incelenmiştir. Araştırma sonucunda
Tekirdağ İl’inde ağırlıklı olarak 15-18 yaş aralığında, ilköğretim mezunu, madde
bağımlılığı olmayan çoğunlukla kentsel yerleşim alanında yaşayan erkek
çocuklarının suça sürüklendiği tespit edilmiştir. Suça sürüklenen çocukların genelde
kişilere (saldırı ve yaralama) ve mala karşı suçlar(hırsızlık ve gasp) gibi küçük
ölçekli suçlara sürüklendiği görülmüştür The concept of juvenile delinquency was first used by Pope XI Clemens in the
Enlightenment era. In modern era, juvenile delinquency was defined both
conceptually and in terms of punishment norm. Juvenile delinquency, whose limits
are determined by penal norms, is the violation of prohibited acts by minors. The
feature that distinguishes juvenile delinquency from other definitions of crime is that
its definition is limited by specifying an age range. The lower limit of this age range
differs in each society’s penal norms. For the upper limit, common view was
specified as eighteen years of age. In fact, the upper limit can be expressed as the age
at which adolescence ends. Juvenile delinquency in the world and in Turkey has
risen with the first and second World Wars, manifesting the urgent need for
academic studies on the concept. Children, as well as being the product of society,
are the future of a society. Therefore, juvenile delinquency is an issue that needs to
be emphasized in all societies in order to reach the future that is aimed.
In this study, juvenile delinquency in Tekirdağ province was examined.
Throughout the research, 540 different records and documents containing the identity
informations of 1040 children who were dragged into crime in Tekirdağ province
were acquired from Provincial Police Headquarters with an official permission from
Governor’s Office dated 05.03.2020 and numbered 8936. The acquired data were
analyzed in terms of its demographical and social aspects. Research revealed that
children who were dragged into crime in Tekirdağ province are mostly male children
between the ages of 15-18 who do not have substance abuse. They are primary
school graduates and they live in urban settlements. Their delinquencies are smallscale
such as crimes against people (assault and injury) and property (theft and
extortion).
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [2146]