Çağdaş Yunan edebiyatında mekan olarak İstanbul: “Leonis”,“Loksandra” ve “Hacı Manuil” romanları
Özet
Dillere destan büyüleyici güzelliği ile temelleri Roma İmparatorluğu’na
dayanan, tüm dünyanın dikkatini çeken İstanbul, tarih boyunca birçok İmparatorluğa
ev sahipliği yapmış ve kent dinlerin, ırkların, kültürlerin kaynaştığı kozmopolit
dokusu ile şekillenmiştir. Asırlar boyunca önemli bir kültür merkezi olarak, şarkılara,
efsanelere ve edebiyata çeşitli yönleri ile konu olmuştur. Dünya edebiyatında
güzellikleri ile mekânlara konu olan şehirler arasında yer alan İstanbul, Çağdaş
Yunan Edebiyatında da yerini almıştır.
Romanlar hayat hakkındaki temel düşüncelere değinerek şehirlerde,
sokaklarda ve çeşitli mekânlarda kurgulanarak insan ile hayat ilişkisini ortaya
çıkarmıştır. Romanların ana teması olarak mekânlar, insan hayatından izler
taşımaktadır. Mekânlar sadece bir yer olmakla kalmayıp, çevrenin betimlenmesi
esnasında kişilerin kimlikleri ve ruh halleri ile anlam kazanmış, kimliklere göre
kişilerin yaşama biçimlerini, düşüncelerini ve duygularını yansıtmıştır. Söz konusu
durum incelemeye alınan her üç romanda da yazarların kendi duygu ve
düşüncelerinden yola çıkarak İstanbul mekânlarının bu bağlamda betimlendiğine
yöneliktir.
Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve ardından yaşanan Göç sebebi ile
Çağdaş Yunan Edebiyatı yeni bir boyut kazanmıştır. Tarihi olaylar sonucu İstanbul
ve Anadolu’da yaşayan pek çok aile gerek kendi istekleri gerekse zorunlu olarak
Yunanistan’a göç etmiştir. Memleketlerinden ayrılmış vaziyette yazarlar tarihi
olaylar ile edebiyatı birleştirerek, onlar açısından yaşanılan güzel günler, acılı olaylar
ve Anadolu ile İstanbul gibi mekânlar edebiyatın ana teması olmuştur.
Memleketleri İstanbul’dan ayrılıp Yunanistan’a yerleşen Yorgos Theotokas,
Maria Yordanidu ve Tharasos Kastanakis tarihi olaylara tanıklık ederek romanlarını
bu olaylar doğrultusunda kaleme almışlardır. Theotokas’ın çocukluk anılarından
oluşan ve Birinci Dünya Savaşı ile İşgal yıllarında kurgulanan “Leonis”,
Yordanidu’nun sıradan halkın gündelik hayatını ve birlikte yaşayan kültürlerin
görüntüsü ile “Loksandra” ve son olarak Kastanakis’in İstanbul’un karanlık yanını
betimlediği “Hacı Manuil” adlı romanlar, ana mekân olarak İstanbul’da
kurgulanmaktadır.
Bu tezde üç farklı romanda, elit ve sıradan halkın gündelik hayatının
betimlendiği, öne çıkan İstanbul’un algısal ve çevresel yönlü mekânlarının nasıl
tasvir edildikleri incelenmiştir. Yazarların kimlikleri ile ilişkili olarak öne çıkan
mekânların çeşitli yönlerinin nasıl betimlendiği, hangi mekânlara ağırlık verildiği
sunulmuştur. Sonuç olarak romanlarda ele alınan mekânlar ile İstanbul’un Çağdaş
Yunan Edebiyatında nasıl betimlendiği, kentte yaşayan Rumların ve diğer halkın
birlikte yaşamaları sonucu İstanbul’un çeşitli yönleri ile nasıl yansıtıldığı ortaya
koyulmuştur. Attracting the attention of the world with its fascinating beauty and dating
from Roman Empire, Istanbul is home to many empires through centuries. It is a city
which has been shaped by the cosmopolitan textures of religions, races and cultures.
Being a center of culture, Istanbul has been mentioned in songs, legends and
literature with its various aspects. Istanbul, which is one of the cities has been
discussed by their beauties in world literature, took its place in Modern Greek
Literature.
The novels reveal the relationship between life and people by touching on
the basic ideas about life and being fictionalized in the cities, streets and in various
places. Spaces, as the main component of the novels, bear traces of human life and
reach significance through the identities and moods of people during the description
of the environment. The spaces reflect the people lifestyles, emotions thoughts and
their natures by identities. In all of these tree novels, it is stated that the Istanbul
spaces are described in this context based on the authors own feelings and thoughts.
Modern Greek literature gained a new dimension due to the Balkan Wars,
the First World War and the subsequent migration. As a result of historical events,
many families living in Istanbul and Anatolia migrated to Greece both willingly and
necessarily. The authors combined historical events and literature although they have
left their countries and the beautiful days, painful events and spaces like Anatolia and
Istanbul have been the main theme of literature.
Yorgos Theotokas, Maria Yordanidou and Thrasos Kastanakis, who left
their hometown and settled in Greece, wrote their novels in the direction of these
events by witnessing historical events. “Leonis” which consists of Theotokas
childhood memories and is fictionalized in the First World War and Occupation year,
“Loksandra” in with Yordanidou’s ordinary people daily life and with the image of
cultures, and finally the novels “Hacı Manuil” in which Kastanakis describes the
dark sides of Istanbul.
This thesis in three different novels, it is examined the daily life of the elite
and ordinary people described and how the perceptual and environmental aspects of
Istanbul spaces are depicted. It is presented how the various aspects of spaces that are
associated with the authors identities and which places are enphasized.
Consequently, it will be examined how Istanbul is depicted from the eyes of Greek
writers and how the various aspects of Istanbul are reflected through Greeks and
other people lived together in the same city together.
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [2146]